Mobil cihazlarda, hiç görüşme yapılmadan, şarj edilebilir bataryanın tam olarak dolduğu andan, tükenene kadar geçen süredir. Bu süre, en başta baz istasyonuna yakınlık olmak üzere çeşitli nedenlerle değişiklik gösterebilir.
(f.) (aslı «bek» olan «pek» yani kuvvetli ve sağlam kelimesinden). 1. Beklemek, korumak, muhafaza ve sıyânet etmek, yanında durup nezaret eylemek: Çayırı, ormanı beklemek. Dağları korku bekler. 2. İntizar etmek, muntazır ve mutarassıt olmak: Birini bekliyorum. Misafir beklemek. 3. Ummak, ümid etmek: Ben, sizden bunu beklemezdim!
mark time. wait. wait for. hope. expect. look forward to. watch. abide. anticipate. await. bargain for. bide. hang about. hang around. hold on. look for. have smth. in prospect. stand by. stay. tarry.
anticipate. await. expect. guard. think. wait. watch. to wait. to await. to hang on. to hold on. to stick around. to expect. to anticipate. to guard. to watch.
wait. to wait for. to expect. to expect from. to guard. to watch over. to attend. anticipate. await. bide. to keep guard. hang in. hope. look for. look forward to. stay. watch.
Ultra gerçekçi surround için stereo müzik kaynaklarından ses çalma. Sony’den Dijital Konser Salonu bir konser salonunda bulacağınız akustik türünü oturma odanıza taşır. Daha zengin müzik çalma için gelişmiş DSP teknolojisini kullanarak ses ekosu ekleyerek her bir enstrümanın sıcaklığını yakalayan benzersiz bir üç boyutlu ses alanı oluşturur.