(Add) (i. A.). 1. Sayı, sayma, tadad: Addolunmıyacak kadar çoktur. 2. Tutma, sanma, kabul etme, itibar etme, sayma: Terbiyesiz adamı insan addetmek câiz değildir: Mart ne kadar soğuk olsa yine bahar addolunur.
(i.) (aslında «at» olup, hâlâ Doğu Türkçesinde böyle kullanılır). 1. İsim, nam: Adın nedir? 2. Şöhret, şan. Adı çıkmak : İştihar etmek, şöhret kazanmak. 3. İtibar, haysiyet. Adını anmak: Zikr etmek. Adını anmamak: Kale almamak. Adı batmak: Unutulmak, kale alınmaz olmak. Adı belirsiz: Adı meçhul, hakkında bir şey bilinmiyen. Adı bozulmak: Şöhret ve itibarına halel gelmek. Adı çıkmak Duyulmak, kötü şöhret kazanmak. Ad, şan: Şöhret ve itibar. Ad takmak: Lakap koymak, lakap vermek. Ad komak: İsim koymak, tesmiye etmek. Ad vermek: Birinin ismini söyleyip haber vermek. Adı var: İsmi var cismi yok; kâzib (yalancı) şöhret sahibidir.
(i. A.). Yemen cihetinde yerleşmiş eski bir kavimdir. HÜd Aleyhisselam’a iman getirmeyip küfr ve şirkte ısrar ettikleri için Tanrı tarafından kahr olunmuştur.
As a prefix ad- assumes the forms ac-, af-, ag-, al-, an-, ap-, ar-, as-, at-, assimilating the d with the first letter of the word to which ad- is prefixed.
It becomes ac- before qu, as in acquiesce. a public promotion of some product or service in the Christian era; used before dates after the supposed year Christ was born; 'in AD 200'.
Alzheimer's Disease Alzheimer's disease is a degenerative disorder that strikes brain neurons, causing memory loss and impairing the patient's ability to communicate, pay attention and make judgments As it progresses, the disease also affects the ability
Active Duty Full-time duty in the active military service of the United States It includes federal duty of the active list , full-time training duty, annual training, and attendance while in the active military service at a school designated as a service
Administrative leaders within OSU Extension who provide program direction The four program areas in OSU Extension are: Agriculture and Natural Resources, Family and Consumer Sciences, 4-H Youth Development, and Community Development.
This abbreviation stands for the Latin phrase 'anno domini' It designates a year since the hypothetical birth year of Christ This is a common western method of citing historical dates Dates prior to the birth of Christ are designated with the abbreviation
Symbol for a dichromatic absorbance It is equal to the absorbance at the secondary wavelength subtracted from the absorbance at the primary wavelength.
Entering a two-digit or four-digit number into a terminal which has been pre-programmed to recognize the number as an abbreviation for a frequently dialed number which can be automatically dialed by the switching center.
The final and conclusive level of appeal of your claim unless you take your case to the Supreme Court of B C on judicial review An appeal to the Appeal Division can only be made on facts, law or policy.
Sesli Açıklamalar (AD) kör ya da görme engelli kişilerin TV deneyimini geliştiren, filme dair açıklamaların yer aldığı bir ses kaydıdır. İzleyiciler için ekranda olup bitenleri açıklar ve sağır ya da işitme konusunda zorluklar yaşayan kişiler için altyazıların gördüğü işlevi görür. Şu ana kadar, AD özelliği sadece ayrı bir alıcı kutu ya da uydu alıcısı ile kullanılabiliyordu. TV’yi herkes için erişilebilir kılmak için, BRAVIA yelpazesi belirli TV kanalları tarafından yapılan açıklamalı ses kayıt yayınlarına kolayca erişim sağlayan tümleşik AD özelliğine sahip ilk üründür.
(Ar.) (Erkek İsmi) - Çok eskiden Yemen taraflarında bulunan ve Hud peygamber tarafından imana getirilemediği için Allah tarafından yok edildiğine inanılan bir kavmin adı. Kur’an-ı Ke-rim’de bu kavim aynı isimle anılmış ve başlarından geçen hadiseler genişçe ele alınmıştır.
(i.). 1. Kulağa gelen ve bir şey işitilmesini sağlayan titreşim, sadâ: Tabanca sesi, davul sesi. 2. İnsan veya hayvan ağzından çıkan sadâ, Ar. savt: Güzel sesi var. Ses çıkarmak = Söylemek, lâkırdı etmek. Ses çıkmak = Haber gelmek. Ses kopmak = Gürültü olmak. Ses kesilmek = gürültü kesilmek. Sasi kesmek = Sözü kesmek, susmak. Ses vermek = Çağırana cevap vermek: İşitiyor da ses vermiyor. Sesli sesli = Bağırarak: Sesle okumak.
(si. F.). Altı, Ar. sitt. Tavla oyununda. Şeş ve yek = Altı ile bir. Şeş ve dü = Altı ile iki. Şeş ve se = Altı ile üç. Cihâr ve şeş = Altı ile dört. Şeş-beş = Altı ile beş. Dü şeş = ikisi de altı. mec Dü-şeş = mec. İyi tesadüf, rasgelme, şans.
Severely Errored Seconds: A unit used to specify the error performance of T carrier systems This indicates a second containing ten or more errors, usually expressed as SES per hour, day, or week This method gives a better indication of the distribution of
Sports Education Service of the Australian Sports Commission. A second that has an equivalent error ratio greater than 1-in-1,000 In SF, a second with one or more LOSs or frame sync losses, six or more framing bit errors, or 1,544 or more BPVs In ESF, a s
Secondary Emissions Standard. severely errored seconds Seconds during which the bit error ratio is greater than a specified limit and transmission performance is significantly degraded A performance monitoring parameter is measured on a per-channel basis.