(i.). 1. Büyütme fiili. Büyümesine hizmet etmek, yetiştirmek, terbiye etmek, beslemek: Bu çocuğu ben büyüttüm. 2. Olduğundan fazla büyük göstermek, izâm, mübalağa etmek: İşi büyüttüler. 3. Ehemmiyeti olmadığı halde büyütmek: Kavgayı büyüttüler.
zoom in. zoom. magnify. enlarge. to enlarge. to make bigger. to exaggerate. to bring up. aggrandize. amplify. augment. bulk. dilate. expand. foster. grow. heighten. increase. nourish. overplay. put it on. raise. rear. spread it thick. stretch. swell.
Ses Büyütme özelliği arka plandaki sesleri değiştirmeden konuşma sesini arttırmanızı ya da azaltmanızı sağlar ve en sevdiğiniz şarkıcıya odaklanmak ya da maç yorumlarını en alt düzeyde tutmak istediğinizde kullanabileceğiniz mükemmel bir özelliktir.