(s). yanına girilebilir, içine girilebilir; kolay bulunur; kandırılabilir; alınır, bulunur accessibil'ity (i). yanına gitme imkânı, içine girilebilme imkanı, kolay bulunma imkânı.
(alchemila vulgaris): Gülgillerden; çayırlarda, ormanlarda yetişen ve türlü çeşitleri olan bir yabani bitkidir. 5-7 parçalı olan yaprakları büyüktür. Kökü geniştir. Çiçekleri; ufak yıldız şeklinde olup, yeşilimtıraktır. Mart-Temmuz ayları arasında toplanıp, kurutulur. Kullanıldığı yerler:Ateş düşürür. Vücuda kuvvet verir. Yarımbaş ağrılarını keser. Anne sütünü artırır.
(i.). Nevi, cins, örnek, türlü. Esası bir olup rengi veya çiçekleri muhtelif olan: Bu basmanın birkaç çeşidi vardır. Başka çeşiti yok mudur? Çeşit çeşit: Fars. gûnâ-gûn.
Resimdeki ana temanın birliğinin çerçevesi içerisinde canlı ve zengin bir çeşitliliğin de elde edilebilmesi. Bu resmin albenisini arttıran önemli bir unsurdur.
(i. F.). İçilecek, akar suyu olan yer ki, ya daimî «kar veyahut hazne ve musluğu olur ve ekseriyetle mermerden yapılmış ve san’at eseri olarak hayır eserlerinden sayılır. Çeşmeden su içmek, doldurmak. Kuru çeşme = Suyu kesilmiş. Çeşme-i hıyvân = Ab-ı hayat çeşmesi.
yahut ÇEŞNE (i. Farsça «çâşnî»den). 1. Tad, lezzet. 2. Yemeğin tad ve tuzuna bakma, deneme. Çeşnisine bakmak, (bk.) ÇAşnî, çâşnî-gir. 3. Darphanede ayar tayini: Çeşni memuru. 4. Birkaç koyun seçilerek celeblerce ortalama fiyat tayini: Yeni tutulan çeşniye göre. 5. Birkaç cins unun karıştırılmasıyle ekmekçilere gösterilen ekmek ayarı: Şimdi çeşnide Anadolu unu dahi vardır.
Daha yüksek dinamik aralık sağlayan, parlak ve karanlık ayrıntıları koruyan bir dijital fotoğraf işleme sistemi. 16.384 seviye parlaklık ile 14 bit dxp, 12 bit sistemlere göre dört kat artış sağlar ve daha derin ve gerçekçi dijital görüntüler elde edilmesine olanak tanır.
(i.), (s.) aşırılık, ifrat, fazlalık; (s.) fazla, ziyade, artan. excess fare bilet ücret farkı, mevki farkı, zam. excessluggage fazla bagaj. excess profits tax fazla kazanç vergisi. drink to excess içkiyi fazla kaçırmak. in excess of -den fazla, (onu) ge
s. yanına varılmaz, erişilemez, ulaşılamaz, yaklaşılamaz. inaccessibility i. erişilmezlik yaklaşma imkansızlığı. inaccessibly z. erişilemez bir şekilde.
Ses, ağ ve video verilerinin yalnızca bir veri hattı üzerinden iletilmesini sağlayan iletişim standardı. ISDN, analog telefon şebekesinin değiştirilmesini başlatmıştır.
(kurttırnağı): Gülgiller familyasından beşparmakotu adlı bitkinin salkım çiçekli, sapı ve kökü bol taneli, çok yıllık bir türüdür. Yaprakları kullanılır. Kullanıldığı yerler: İshali keser.
(i. A. «cism» den imef.) (mü. mücesseme). 1. Cismi olan, vücutlu, gövdeli, maket: Yaptıracağı yapıların mukavvadan mücessem şeklini yaptı. 2. mec. Mânevi bir cisim hâlini almış: O adam fazîlet-l mücessemedir. 3. (geometri) Uç boyutlu: Mücessem bir şekil. Zıddı: musatteh. Handese-i mücesseme = Uzay geometri.
i., s., f. yöntem, metot, yol, usul; süreç, vetire; işlem; ilerleme; huk. belge; celpname, çağırı kağıdı; dava muamelesi; biyol. yumru; s. özel işleme tabi tutulmuş; f. muamelesini yapmak; özel işleme tabi tutmak; huk. tebliğ etmek; dava açmak. chem