(i. A.) (c. cevâhir) (F. güher’den Arapça’laşmış). T. Kendi nefsiyle kaim olan şey, zât, araz karşılığı. 2. Tıynet, cibiliyyet, aslî: Cevherinde kabiliyet olursa terbiyesi kolay olur. 3. Hassa, tabiî istidat, soydan gelen değer: Bu atta cevher vardır. 4. Elmas vesaire gibi kıymetli taş. 5. Kılıcın namlusundaki meneviş ve hâreli dalgalar. 6. Ebced hesabında noktalı harf. Cevher-i Ferd = Bir cismi terkip eden, ayrılmaz küçük parçacıklardan her biri.
(Ar.) (Kadın İsmi) 1.Öz, maya. 2.Başlı başına, kendiliğinden olan. 3.Tıynet, cibilliyet, soydan gelen, haslet, tabii istidat. 4.Kıymetli taş. 5.Ebcet hesabında yalnız noktalı harfleri hesaplamaya dayanan tarih düşürme şekli. 6.Kılıç namlusuna yapılan menevişli süs. - Kadın ve erkek adı olarak kullanılır.
(i. A.) (mü. cevheriyye). 1. Asıl, maya ve tıynete mensup ve müteallik. 2. Elmas vesair kıymetli taşlara ait. 3. Yalnız noktalı harfleri hesap olunan (tarih).
(i. A. «cevher»den imef.) (mü. mücevhere). 1. Elmasla donanmış, elmaslı. Ar. murassâ: Mücevher saat, kutu. 2. Yalnız noktalı harfleri ebcetle hesap olununca tarih çıkan (beyit veya ibâre): Mücevher tarih.