(f.) (eski Türkçe: çığnamak). 1. Ayakla basmak, ayak altında ezmek, pâymâl etmek: Çayırı çiğnememell. At ayağımı çiğnedi. 2. Şiddet ve tazyik altına almak, ezmek: Düşman askeri, geçtiği yerlerin ahalisini çiğneyip mahvetti. 3. Yemek üzere ağza alınan şeyi dişle kırıp ezmek: Pilavı çok çiğnemeden yutmamalı. Çiğneyip geçmek = mec. Birinin yanından geçip de uğramamak, ziyaret etmeksizin geçip gitmek. Lakırdıyı çiğnemek = VAzıh ve açık söylemeyip anlaşılmayacak bir surette telâffuz etmek: Lakırdıyı çiğnemeyin ki söylediğinizi anlıyayım.
(i.). Bazı anne ve dadıların kendi ağızlarında çiğnedikten sonra çıkarıp küçük çocuklarına verdikleri yemek: Çocuğa çiğnemik vermek hem temizlik, hem sıhhat bakımından pek zararlı bir Adettir.
Bütün bir gün sakız çiğnemek, kuşkusuz sevimli bir iş değil ama bunun insanı zayıflattığı da bir gerçek. Çünkü çiğneme eylemi, saatte 11 kj.gibi önemli oranda enerji tüketimi oluşturuyor. ABD’de bulunan Mayo Clinic uzmanları, ciklet çiğneme ile ortalama ne kadar kilo verildiğini bile hesaplamışlar. Bir kişi günde 8 saat boyunca ara vermeden şekersiz ciklet çiğnediği takdirde yılda 5 kilo verebiliyor.