(i. A.) (mü. Acize, c. aceze) (acz’den if.). 1. İktidarsız, geyr-i muktedir, zayıf, gevşek, elinden iş gelmez: Aciz bir adamdır; kendi işini görmekten Acizdir. 2. Şaşırmış, ne yapacağını bilmez, dermansız: Ben bu işde Aciz kaldım; insan cevap vermekten Aciz kalır. 3. Konuşan şahsın söylediği tevazu kelimesi: Acizleri, Aciz bendeleri. Darülaceze = Düşkünler yurdu.
(i. A.). Tanzimat’tan sonra Osmanlı devletinde lise, rüşdiyye (ortaokul) ile dârülfünûn (üniversite) arasındaki okul: Idâdiyye-i mülkiyye, idâdiyye-i askeriyye, idâdiyye-i tıbbiyye.
(I. A. «ders» ten if.) (c. müderrisin). 1. Ders veren adam, öğreten. 2. Camilerde ders-i Am hocası: Müderris vazifesi. 3. İlmî pâye ki çeşitli dereceleri vardı: Müderrlstn-i kirâmdan. 4. Son devirde dârülfünOnda ordinaryüs profesör.