(f.). 1. Sıralamak, sıraya koymak. Osm. silke çekmek: Saksıları havuzun etrafına dizmeli. 2. Harfleri sıralayıp yazı tertip etmek: Bir mürettip günde kaç sayfa dizebilir? Kurşuna dizmek = Bir suçluyu bir manga askerin mermileri önüne koyup kanunen idam etmek.
to line up. to arrange things in a row or series. to string. to set. to set up. to compose. to file. to interlock. to lay. to form. to coordinate. to stick. to link. to list. to marshal. to thread. to grade. to arrange. to range. to order.