(i. A.). Her canlının ve insanın ölüm vakti: Ecel gelince baş ağrısı bahane olur. Ecel-i kazâ = Bir kazaya uğrayarak ölüm. Ecel-1 müsemmâ, ecel-i mev’Üd = Tanrı katında tekdir edilmiş olan: Ecel-i mev’Üdlyle öldü.
(f.). 1. Bir yerde gece kalmak, geceyi geçirmek: Ormanda geceledik. Yatacak yer bulamayıp dışarda geceledik. 2. Vakit gece olmak, karanlık, gece basmak: Geceleyince yolu göremediğimizden durmaya mecbur olduk.
(i.). 1. Geceye mahsus: Gecelik kıyafet. 2. Gece giyilen entari, gece vakti veya gündüzün dahi evin içinde giyilen esvap: Geceliğini giymiş: Gecelikle sokağa çıkmak ne kadar çirkindir.
(f.). 1. Uyuşturmak, hışır hışır etmek: İş, elleri keçeleştirir. 2. Saçı birbirine geçirip telleri belli olmayacak surette keçe gibi yapmak: Acı su saçı keçeleştirir.