(i. A.) (c. garâib). 1. İşitilmemiş hal veya olay, görülmemiş veya az görülmüş şey, görülmedik ve işitilmedik iş: Taşra gazeteleri hemen her nüshaya bir garibe basmayı vazife sanırlardı. Bazı tarihçiler garâib naklinin eserleri için rağbet kazandırdığını sanırlar, o adamın garâib-i ahvâlini naklede ede bitiremiyorlardı. 2. Tuhaf hikâye, Osm. rivâyât-ı acîbe: Bize bir garibe nakletti.