(i.) (Arapça gayr’dan galat). 1. Başka, diğer, ötekiâ O gayrı iştir. 2. Ayrılık, fark: Aramızda ayrı gayrı yoktur, aile arasında ayrı gayriyi sevmem. 3. e. Artık, hele: Gayrı bende de takat kalmadı, (bk.) Gayri.
İhraçcıların bedelleri inşa edilecek veya edilmekte olan gayrimenkul projelerinin finansmanında kullanılmak üzere ihraç ettikleri, değerleri birbirine eşit, hamiline yazılı menkul kıymettir.
Gayrimenkuller ve gayrimenkule dayalı sermaye piyasası araçlarından oluşan portföyü işleten ve gayrimenkule dayalı projelere yatırım yapan sermaye piyasası kurumlarıdır.
(i. A. «şer’» den imef.) (mü. meşrûa). Şeriatın müsaade ettiği, şer’an câiz olan, şeriata uygun: Kardeş çocukları arasında nikâh meşrudur. Gayri meşrû, nâmeşrû = Şer’an câiz olmayan, şeriatın yasakladığı.
(i. A. «şerh» den imef.) (mü. meşrûha) (c. meşrûhât). 1. Şerh olunmuş, açıklanmış, tafsilâtlı, zor anlaşılır yerleri izah edilmiş. 2. Tafsilâtla söylenen, yukarıda mufassalan târif olunan: Mâdde-i meşrûha.
(i. A.). Bir hükümdarın başkanlığı altında parlamento idaresi. Meşrutiyet devri = (tarih) Osmanlı imparatorluğunda ikinci meşrutiyetin ilânından (23 temmuz 1908) Mondros mütarekesine (30 ekim 1918) kadar geçen devir.