(i. vakitsiz demek olan gec’ten). Yirmi dört saatlik günün karanlık kısmı ki, mevsime göre uzayıp kısalır. Ar. leyi, Fars. şeb. Asıl Türkçe’si tün, dün: Yarın geceyi bekliyor. Gece olmak — Karanlık basmak. Ayın on dördüncü gecesi: Dolunay, Ar. bedr. Gece safası = Gece açılır bir cins çiçek. Kına gecesi = Vaktiyle geline kına sürdükleri gece. Sonradan düğünierdeki eğlence gecesi. Gece kuşu = 1. Puhu kuşu. 2. mec. Uyku uyumaz adam, geceyi uyanık geçiren adam. Gece yatısı = Gece yatmak üzere olan misafirlik: Gece yatısına buyrun. Gece yarısı = Ar. nısfılleyl, saatin 24 olduğu an. Gece yanığı = Yüz ve elde çıkan siyah bir yara. Gece vakti = Geceleyin: Gece geliniz, gece çalışıyor. Gece serin olur. Bu gece = Mazi veya istikbale en yakın gece. Bu gece üşüdüm. Bu gece gideceğim. Dün gece Dünkü günün gecesi. Evvelki gece = Dün geceden evvel olan gece. Gece gündüz = Daima, Fars. şeb-ü-rûz, Ar. leyi ü nehâr. Her gece Gecelerin hepsinde. Gece gündüz dememek = Vaktin uygun olup olmadığına aldırmamak.
Beslenmedeki A vitamini eksikliğinin neden olduğu bir hastalıktır. Hasta; alacakaranlıkta gereği gibi göremez. Tedavi amacıyla aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Havuç.
Hazırlanışı : Bir kilogram havuç önce soğuk su ile yıkanır. Sonra 3 eşit parçaya bölünür. Sabah, öğle, akşam birer parça yenir.
Gece Mavisi, yeni ÇİZGİ tasarım konseptinden ilham alınarak yaratılmıştır. TV kapalıyken, dikkatin dağılmasına neden olmadan görüntüleme deneyimi keyfini en üstü düzeye çıkarmak için, siyah rengin karanlığına bağlı olarak, çerçeve tamamen yok olur. Ama yakından bakınca, gece yarısı gökyüzünde parlayan yıldızlar gibi, odanızın gerçekten ayrılmaz bir parçası haline gelen çerçevenin içerisine katıştırılmış parlak tozları görebilirsiniz.
(f.). 1. Bir yerde gece kalmak, geceyi geçirmek: Ormanda geceledik. Yatacak yer bulamayıp dışarda geceledik. 2. Vakit gece olmak, karanlık, gece basmak: Geceleyince yolu göremediğimizden durmaya mecbur olduk.
(i.). 1. Geceye mahsus: Gecelik kıyafet. 2. Gece giyilen entari, gece vakti veya gündüzün dahi evin içinde giyilen esvap: Geceliğini giymiş: Gecelikle sokağa çıkmak ne kadar çirkindir.
(i.). 1. Akıp giden: Buradan geçen adamlar. Gelen geçen, gelip geçen. 2. Uzanan veya akan, Osm. cereyan eden: Evimin önünden geçen yol, ark, dere. 3. Geçen, eski, geçmiş olan: Geçen sene, bıldır. Geçen gün = Öte gün, birkaç gün evvel. Geçen ay. 4. Geçen zaman veya hal ve vak’a: Geçen unutulur, geçen geçti: c. Geçenlerde = Birkaç gün önce.
Geceleri gökyüzünde gördüğümüz yıldızların birçoğu bizim güneşimizden de büyüktürler ama o kadar uzaktadırlar ki, ancak birer nokta olarak gözükürler. Gezegenlerin yıldızlardan farkları, güneş sistemimiz içinde bizimle beraber güneşin etrafında dönüyor olmalarıdır. Bu nedenle çok uzak olan yıldızlar gökyüzünde ‘sabit’ dururken, gezegenler sürekli yer değiştirirler. Bu gezegenler güneşe yakınlık sırası ile Merkür, Venüs, dünyamız. Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün ve Plüto’dur.
Güneş sistemimizde bile mesafeler o kadar büyüktür ki. dünyamıza 8 dakikada gelen güneş ışığı, Neptün’e ancak 4 saatte ulaşır. Zaten güneş sistemimizde bulunmalarına rağmen Neptün ve Plüto teleskop kullanmadan dünyamızdan görülemezler. Güneş Neptün’e o kadar uzaktır ki, bu gezegenden bakıldığında görünümü parlak bir yıldızdan farksızdır. Güneş ışıklarının dünyamıza gelmek için 8 dakikada aldığı bu yolu, saatte 1000 kilometre hızla giden modern bir jet uçağı ancak 17 yıl civarında gidebilirdi.
Güneş sistemimizin dışındaki mesafeler ise inanılmaz. Örneğin, Andromeda galaksisinin ışığı dünyaya milyon yılda ulaşmaktadır. Yani biz bu galaksiyi bu kadar yıl evvelki hali ile görüyoruz. Şimdi ne yapıyorlar acaba?
Aysız berrak bir gecede gökyüzünde gözle görülebilen yıldız sayısı 7000’dir. Küçük bir teleskopla 25 milyon yıldız görülebilir. Ama örneğin ABD’deki Mount Palomar gözlem evindeki teleskopla tüm gökyüzü taranabilse 2 milyar yıldız görülebilir. Halbuki sadece Samanyolu galaksisinde 100 milyar yıldız olduğu tahmin edilmektedir.
Yıldızların göz kırpıyormuş gibi ışıklarının kırpışmasının sebebi, çok uzaktan geliyor olmaları ve atmosferimizdir. Yeryüzünde nispeten ılınan hava devamlı olarak yükselme meylindedir. Bu durum gece de devam eder. Yıldızların zayıf ışıkları bu yükselen hava dalgası içinde kırılırlar. Bazen gözümüze tam olarak ulaşamazlar, yani kesik kesik gelirler.
Bu evimizdeki sıcak radyatörün veya bir ateşin ya da yazın çok sıcak yolların üzerindeki yükselen havanın arkasındaki şekillerin görüntüsünü dalgalandırmasına benzer. Gerçi görülebilir gezegenlerden gelen ışıklar da yükselen hava dalgaları ile kırılır ama onların ışıkları daha güçlü olduklarından gözümüze ulaşmada kesinti olmaz ve göz kırpmazlar.
Geceleri gökyüzünde gördüğümüz yıldızların birçoğu bizim güneşimizden de büyüktürler ama o kadar uzaktadırlar ki, ancak birer nokta olarak gözükürler. Gezegenlerin yıldızlardan farkları, güneş sistemimiz içinde bizimle beraber güneşin etrafında dönüyor olmalarıdır. Bu nedenle çok uzak olan yıldızlar gökyüzünde “sabit” dururken, gezegenler sürekli yer değiştirirler. Bu gezegenler güneşe yakınlık sırası ile Merkür, Venüs, dünyamız, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün ve Plüto’dur.
Güneş sistemimizde bile mesafeler o kadar büyüktür ki, dünyamıza 8 dakikada gelen güneş ışığı, Neptün’e ancak 4 saatte ulaşır. Zaten güneş sistemimizde bulunmalarına rağmen Neptün ve Plüto teleskop kullanmadan dünyamızdan görülemezler. Güneş Neptün’e o kadar uzaktır ki, bu gezegenden bakıldığında görünümü parlak bir yıldızdan farksızdır. Güneş ışıklarının dünyamıza gelmek için 8 dakikada aldığı bu yolu, saatte bin kilometre hızla giden modern bir jet uçağı ancak 17 yıl civarında gidebilirdi.
Güneş sistemimizin dışındaki mesafeler ise inanılmaz. Örneğin, Andromeda galaksinin ışığı dünyaya 2.2 milyon yılda ulaşmaktadır. Yani biz bu galaksiyi bu kadar yıl evvelki hali ile görüyoruz. İimdi ne yapıyorlar acaba?
Aysız berrak bir gecede gökyüzünde gözle görülebilen yıldız sayısı 7 bindir. Küçük bir teleskopla 25 milyon yıldız görülebilir. Ama örneğin ABD’deki Mount Palomar gözlem evindeki teleskopla tüm gökyüzü taranabilse 2 milyar yıldız görülebilir. Halbuki sadece Samanyolu galaksisinde 100 milyar yıldız olduğu tahmin edilmektedir.
Yıldızların göz kırpıyormuş gibi ışıklarının kırpışmasını sebebi, çok uzaktan geliyor olmaları ve atmosferimizdir. Yeryüzünde nispeten ılınan hava devamlı olarak yükselme meylindedir. Bu durum gece de devam eder. Yıldızların zayıf ışıkları bu yükselen hava dalgası içinde kırılırlar. Bazen gözümüze tam olarak ulaşmazlar, yani kesik kesik gelirler.
Bu evimizdeki sıcak radyatörün veya bir ateşin ya da yazın çok sıcak yolların üzerindeki yükselen havanın arkasındaki şekillerin görüntüsünü dalgalandırmasına benzer. Gerçi görülebilir gezegenlerden gelen ışılar da yükselen hava dalgaları ile kırılır ama onların ışıkları daha güçlü olduklarından gözümüze ulaşmada kesinti olmaz ve göz kırpmazlar.