Türkçe Sözlük
(f.). 1. Bir baştan bir başa yürütmek, geçme işini yaptırmak. Osm. mürûr ve ubûr ettirmek, imrâr etmek: Askeri çarşrnın içinden geçirdiler. Talebesini her gün önünden geçirir. 2. Atlatmak, öbür tarafa nakletmek: Kayıkla nehirden geçirdi. 3. Nakletmek, yer değiştirmek: Kışın çocukları öbür odaya geçireceğiz. 4. Tecavüz ettirmek: Sürünüzü bizim otlağa geçirmeyin. Hududun ötesine asker geçirdi. 5. Durdurmak, sükûnet buldurmak, gidermek, iyi etmek: O ilâç dişimin ağrısını geçirdi. 6. Tesir ettirmek, dinletmek: Sözünü geçiremedi. 7. Tedavül ettirmek: O parayı geçirmiş. Bu malı Anadolu’da geçirebilirsiniz. 8. Vazgeçirmek, döndürmek sarf-ı nazar ettirmek: Kendisini o fikirden geçirmeli. Ben onu, o fikirden, o tabiattan geçirdim. 9. Bir yandan sokup öbür yandan çıkarmak: İğneye iplik geçirmek, düğmeyi iliğe geçirmek. 10. Takmak, koymak, Osm. vaz’ ve ilka etmek: Çerçeveye cam geçirmek. 11. Kaplamak, yapıştırmak, çevirmek, örtmek: Levhaya çerçeve, kitaba kap, yorgana yüz, duvara kâğıt geçirmek. 12. Sürmek: Şu tavana bir kat daha boya geçirmeli. Vernik, lostra geçirmek. 13. Sokmak, idhal etmek. Diş geçirmek = Zarar edebilmek veya sadece tesir edebilmek: O, bana diş geçiremez. Ele geçirmek = 1. Tutmak, Osm. derdest etmek. 2. Nadir ve bulunması müşkül bir şeye sahip olmak. Zimmete geçirmek = İdaresiyle görevli olduğu parayı kendi için harcamak veya çalmak. Kılıçtan geçirmek = Katl-i Am etmek. Kırıp geçirmek = Tahrip etmek. Gözden geçirmek = Baştanbaşa, fakat sathî şekilde incelemek. Göğüs geçirmek = 1. İç çekmek. 2. Biri hakkında intikam beslemek. Gömlekten, yakadan geçirmek = Oğulluğa kabûl etmek. Osm. tebennî eylemek.
Türkçe Sözlük
by NedirSor