(i.). Ekseriya kadınların ağızda çiğnedikleri sakıza elastikiyet vermek için kullanılan lâstik gibi bir madde ki, dişbudak ağacının meyvesinden çıkar. Gıcırı bükme = Alelacele bir lakırdı uydurup söyleyiverme: Gıcırı bükme bir lâf.
(i.). Dişlerin birbirine sıkı sıkı sürülmesi gibi sert ve keskin bir sesi taklit ve tasvir eder: Dişlerini gıcır gıcır gıcırdatıyordu. Yeni potinleri gıcır gıcır ediyordu. Tahtalar gıcır gıcır ötüyordu. Gıcır gıcır giyinmek = Yeni kundura ve elbise giymek: Gıcır gıcır giyinmiş gidiyordu.