Sony, uzun süreli arşivlemeden kaynaklanan görüntü bozulmasına ve kalite düşüşüne son derece dayanıklı optik ortam oluşturmak için yüksek güvenilirliğe sahip kayıt malzemesi tasarımını kullanmış ve hazne testlerinde tam üretim kontrolleri geliştirmiştir.
(f.). 1. Dayanmak, itimad etmek, birine veya bir şeye dayanıp rahatlamak, rahatlık duymak: Ben size güvendim, şemsiyeme güvenerek o yağmurda dışarı çıktım, elimdeki sopaya güvenerek köpekten kaçmadım. 2. Gözü kesmek, göze kestirmek, becereceğini kestirmek, mağrur olmak: Siz, ona o kadar güvenmeyiniz.
fall back upon a thing. pin one's faith on. give credence to. place reliance in. place reliance on. rely on. trust. count on. have confidence in. believe. put faith in. put one's trust in. accredit. bank on. bargain on. base oneself on. build. calcul.