(HADD) (i. A.) (c. hudûd). 1. Sınır, iki devlet ülkelerinin veya iki memleket ve eyaletin temas ettikleri yer (bu mânâ ile ekseriye cem’i kullanılır). 2. Derece, mertebe: Hadd-i İeiz = Fesâhatin çok yüksek bir derecesi. 3. İnsanın kadir ve derecesi, gerçek pâyesi, değeri: Haddini bilir adamdır; insan haddini tecavüz etmemeli; benim haddim değildir; haddim olmayarak. 4. Şerîat hükümlerine uygun ceza: Hadd-i şer’İsini vermek; yalan şahidin hadd-i şer’İsini vermek; yalan şahidin şer’İ haddi nedir? 5. (mantık) Kaziyeyi terkip eden iki kısmın her biri: Hadd-i ekber, hadd-i asgar. 6. (matematik) Cebirde bir denklemi yapan kısımların beheri (Fr. terme). Birine haddini bildirmek = LAyık cezayı vermek. Hadden ziyade, bî-had = Pek çok. Hadd-I zâtında = Zaten, tab’an, doğuştan, fıtreten.