(Ar.) (Erkek İsmi) - Hamdolunmuş, övülmüş, bütün varlığın diliyle övülmüş Allah’ın kulu. - Hamid; Allah’ın isimlerindendir. (bkz.Hamid).- Türk dil kuralları açısından “d/t” olarak kullanılır.
(i. A. «hami» den if.) (mü. hâmile). 1. Yüklü, yüklenmiş, üstünde bir yük bulunan. 2. Hâiz, üzerinde bulunan: Üçüncü rütbeden bir tane Osmânî nişanını hâmil bulunan. 3. Götüren, taşıyan, nakleden: Himil-i arîza = Mektup götüren. 4. Sahip, mutasarrıf. Tahvilâtın hâmilleri. 5. Gebe: Bu kadın hâmiledir; hâmile kısrak. 6. (hukuk) Uhdesinde bir poliçe bulunan. Kimya ve fizik terimlerinde Y. phore ve L. fere edatlarını tercüme ederek mürekkepler teşkil eder: Hâmil-i iş’Ar = pilifere ve hâmil-enâ = tecophore gibi.
(Ar.). 1.Yüklü. Gebe. 2.Sahip, malik. 3.Taşıyan, gözeten. 4.Uhdesinde bir poliçe bulunan. 5.Hamil-i vahy: Cebrail (a.s.). - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
pregnant. expecting. with young. with child. big with child. in the family way. expectant. gone. gravid. heavy. heavy with child. in pod. preggers. impregnate.
(i. A.). 1. Kitabın kenarına yazılan şerh ve izah notu, not, derkenar, hâşiye. 2. Mektup imzalandıktan sonra altına eklenen yazı, Fr. poste-scriptum, P.S.
(i. A.). İnsanın memleketini, aile ve yakınlarını tecavüz ve hakaretten himaye ve muhafaza etmesi gayreti. Hamiyyet-i cahiliyye = Hak, hakikat ve kanuna karşı bâtıl itikatları muhafaza etmek gayreti, taassup, Fr. fanatisme.
(i.). Hamiyet sahibi, hamiyet sahiplerinden olan. Osmanlı devrinde Tanzimat’tan sonra askerlerde mülâzım (teğmen) rütbesinde ve mülkiyede ona eşit rütbede bulunanlara verilen unvandı.
(i. A. «hamz»dan if.) (mü. hamıza) (c. hâmızât). 1. Ekşi, ekşimtrak, kekre. 2. (kimya) Oksijen ile çeşitli maddelerin birleşmesinden çıkan bir madde ki, esas denilen bir cisimle birleşerek «harcız» diye anılan çeşitli kimyevî birleşikleri vücude getirir: Hâmız-ı azot, hâmız-ı tüffâh, hâmız-ı hadîd, hâmız-ı klor, hâmız-ı kibrit vesaire. Asit.