Hayret-zede ne demek? | Hayret-zede anlamı nedir? | Hayret-zede
NedirSor Menü
Ana Sayfa
Sözlük - Genel Bilgi
Rüya Tabirleri
Tarihte Bugün
İsimler ve Anlamları
Şifalı Bitkiler ve Faydaları
Sağlıklı Bilgiler
Hayret-zede anlamı nedir?
Sor
Nedir
Rüya
Tarih
İsim
Bitki
Sağlık
a
b
c
ç
d
e
f
g
h
ı
i
j
k
l
m
n
o
ö
p
q
r
s
ş
t
u
ü
v
w
x
y
z
Hayret-zede ne demek?
Hayret-zede anlamı nedir?
Ana Sayfa
hayret-zede
Hayret-zede | Anlamı Nedir?
Aradığınız kelime: hayret zede
hayret-zede
Türkçe Sözlük
(i. F, Ar. hayret = şaşkınlık, Fars. zeden = vurmak) (c. hayret-zedegân). Hayrete düşmüş, şaşakalmış, Ar. mütehayyir.
Türkçe Sözlük
by
NedirSor
afet-zede
Türkçe Sözlük
(i. F.) (c. Affet-zedegân) (A. Afet, F. zeden = vurulmak). Bir musibete ve bilhassa yangın, zelzele gibi bir felâkete uğramış.
Türkçe Sözlük
by
NedirSor
afet-zedegan
Türkçe Sözlük
(A. F.) (Afetzede’ nin çokluğu. Afete, belâya, felâkete uğramışlar.
Türkçe Sözlük
by
NedirSor
afetzede
Türkçe - İngilizce Sözlük
victim of a misfortune. sufferer.
Türkçe - İngilizce Sözlük
by
NedirSor
afetzede
Osmanlıca - Türkçe Sözlük
(A.-F.) [آفت زده] belaya uğramış, afet görmüş.
Osmanlıca - Türkçe Sözlük
by
NedirSor
bela-zede
Türkçe Sözlük
(i. F.) (Arapça belâ = musibet, Farsça zede = vurulmuş). Musibete uğramış, felâkete düşmüş.
Türkçe Sözlük
by
NedirSor
elem-zede
Türkçe Sözlük
(i. F.) (A. elem = keder, F. zeden = vurmak). Dert ve kedere düşmüş, acı görmüş. Ar. mükedder, Fars. gam-dîde.
Türkçe Sözlük
by
NedirSor
elem-zede-gan
Türkçe Sözlük
(i. A. F. c.) (m. elem-zede). Elemliler, dertliler, kederliler.
Türkçe Sözlük
by
NedirSor
elemzede
Osmanlıca - Türkçe Sözlük
(A.-F.) [الم زده] elemli.
Osmanlıca - Türkçe Sözlük
by
NedirSor
felaket-zede
Türkçe Sözlük
(i.) (yanlış tâbir). Felâkete, musibete uğramış.
Türkçe Sözlük
by
NedirSor
felaketzede
Türkçe - İngilizce Sözlük
victim of a disaster.
Türkçe - İngilizce Sözlük
by
NedirSor
felaketzede
Osmanlıca - Türkçe Sözlük
(A.-F.) [فلاکت زده] felakete uğrayan.
Osmanlıca - Türkçe Sözlük
by
NedirSor
felek-zede
Türkçe Sözlük
(i. F. A. felek = semâ, F. zeden = vurmak). Sanki feleğin zulmüne uğramış, bedbaht, musibet görmüş, kötü talihli.
Türkçe Sözlük
by
NedirSor
felekzede
Osmanlıca - Türkçe Sözlük
(A.-F.) [فلک زده] kader kurbanı, felek vurgunu.
Osmanlıca - Türkçe Sözlük
by
NedirSor
firkat-zede
Türkçe Sözlük
(i. F.) (Arapça fürkat = ayrılık, Farsça zeden = vurmak). Ayrılık çeken, sevdiğinden ayrılmış, hicran çeken.
Türkçe Sözlük
by
NedirSor
gam-zede
Türkçe Sözlük
(i. F. A.) (A. gam = keder, F. zeden == vurmak). Keder ve hüzne kapılmış, Ar. mağmum, mükedder.
Türkçe Sözlük
by
NedirSor
gurbet-zede
Türkçe Sözlük
(i. F.) (f. c. gurbetzedegân) (A. gurbet, F. zeden = vurmak). Memleketinin dışında bulunan.
Türkçe Sözlük
by
NedirSor
gurbetzede
Osmanlıca - Türkçe Sözlük
(A.-F.) [غربت زده] gurbet elde yaşayan.
Osmanlıca - Türkçe Sözlük
by
NedirSor
harik-zede
Türkçe Sözlük
(ka ile) (i. F. A.) (c. harîk-zedegân) (Ar. harîk = yangın, Fars. zeden = vurmak). Yangına uğramış, yangın vermiş: Harîk-zedegâna iane toplamak.
Türkçe Sözlük
by
NedirSor
harik-zede-gan
Türkçe Sözlük
(i. F. A ). Harîkzede’nin c. Yangına uğramış kimseler, yangından zarar görmüşler.
Türkçe Sözlük
by
NedirSor
hasret-zede
Türkçe Sözlük
(i. F., Ar. hasret, Fars. zeden = vurmak) (c. hasret-zedegân). Mahrumiyet veya iştiyak düşkünü, hasrete düşmüş.
Türkçe Sözlük
by
NedirSor
hasret-zede-gan
Türkçe Sözlük
(I. R. F. c.) (m. hasret-zede). Hasrete uğramışlar, hasrete düşmüşler.
Türkçe Sözlük
by
NedirSor
hayret
Türkçe Sözlük
(i. A.). Hayranlık, şaşakalma: Hayrette kalmak, hayrete dalmak = Şaşakalmak, mütehayyir olmak. Hayrette bırakmak = Herkesin hayrette kalmasına sebep olmak, hayret sebebi olmak.
Türkçe Sözlük
by
NedirSor
hayret
Türkçe - İngilizce Sözlük
astonishment. wonder. amazement. bewilderment. wonderment. consternation. gape. maze. nonplus. surprise.
Türkçe - İngilizce Sözlük
by
NedirSor
hayret
Türkçe - İngilizce Sözlük
bewilderment. gosh. wonder. amazement. astonishment. surprise. wow!. gosh!. how surprising.
Türkçe - İngilizce Sözlük
by
NedirSor
hayret
Türkçe - İngilizce Sözlük
amazement. astonishment. suprise. how amazing. consternation. cor. hey. maze. puzzle. puzzlement. quandary. wonder. wonderment.
Türkçe - İngilizce Sözlük
by
NedirSor
hayret
Osmanlıca - Türkçe Sözlük
(A.) [حيرت] şaşkınlık.
Osmanlıca - Türkçe Sözlük
by
NedirSor
hayret
İsimler ve Anlamları
(Ar.) (Kadın İsmi) - Şaşma, şaşırma, şaşakalmış, ne yapacağını bilmeme.
İsimler ve Anlamları
by
NedirSor
hayret etmek
Türkçe - İngilizce Sözlük
wonder.
Türkçe - İngilizce Sözlük
by
NedirSor
hayret etmek
Türkçe - İngilizce Sözlük
to be astound / astonished / suprised at. jolt. marvel. wonder.
Türkçe - İngilizce Sözlük
by
NedirSor
hayret verici
Türkçe - İngilizce Sözlük
astounding.
Türkçe - İngilizce Sözlük
by
NedirSor
hayret-bahş
Türkçe Sözlük
(i. F., Ar. hayret = şaşma, Fars. bahşîden = bağışlamak). Hayret veren, şaşırtan.
Türkçe Sözlük
by
NedirSor
hayret-efza
Türkçe Sözlük
(i. F. Ar. hayret = şaşkınlık, Fars. efzâyîden = arttırmak). Hayreti arttıran, Osm. bâis-i hayret.
Türkçe Sözlük
by
NedirSor
hayret-engiz
Türkçe Sözlük
(i. F„ Ar. hayret = şaşkınlık, Fars. engîhten = koparmak). Hayret veren, şaşırtan, Osm. bâis-i hayret.
Türkçe Sözlük
by
NedirSor
hayret-zede
Türkçe Sözlük
(i. F, Ar. hayret = şaşkınlık, Fars. zeden = vurmak) (c. hayret-zedegân). Hayrete düşmüş, şaşakalmış, Ar. mütehayyir.
Türkçe Sözlük
by
NedirSor
hayretbahş
Osmanlıca - Türkçe Sözlük
(A.-F.) [حيرت بخش] hayret verici.
Osmanlıca - Türkçe Sözlük
by
NedirSor
hayrete düşmek
Türkçe - İngilizce Sözlük
flabbergast. puzzle.
Türkçe - İngilizce Sözlük
by
NedirSor
hayretkar
Osmanlıca - Türkçe Sözlük
(A.-F.) [حيرت کار] hayret eden.
Osmanlıca - Türkçe Sözlük
by
NedirSor
hayretzede
Osmanlıca - Türkçe Sözlük
(A.-F.) [حيرت زده] şaşkın.
Osmanlıca - Türkçe Sözlük
by
NedirSor
kalem-zede
Türkçe Sözlük
(i. F„ Ar. kalem, Fars. zeden = vurmak). Yazılmış, kaleme alınmış, Ar. muharrer: Yukarıda kelem-zede-i beyân olunduğu üzere.
Türkçe Sözlük
by
NedirSor
kazazede
Türkçe Sözlük
(KAZA-ZEDE) (I. F., Ar. kazâ, Fars. zeden = isabet etmek vurmak). Bir kazâ görmüş, kazaya uğramış, kaza ile sakatlanmış veya tahrip olunmuş: Gemisi kazazede oldu, sahilde fırtınadan kazazede olan gemilerin enkazı duruyordu, zavallı adam kazazededir.
Türkçe Sözlük
by
NedirSor
kazazede
Türkçe - İngilizce Sözlük
survivor. sufferer.
Türkçe - İngilizce Sözlük
by
NedirSor
kazazede
Türkçe - İngilizce Sözlük
casualty. disaster victim. castaway. wrecked. shipwrecked. struck down by an accident.
Türkçe - İngilizce Sözlük
by
NedirSor
kazazede
Türkçe - İngilizce Sözlük
victim of an accident. struck by an accident. shipwrecked person.
Türkçe - İngilizce Sözlük
by
NedirSor
matem-zede
Türkçe Sözlük
(i. F. Ar. mâtem = yas, Fars. zeden = vurmak). Yasa tutulmuş, yaslı, musibete uğramış.
Türkçe Sözlük
by
NedirSor
matemzede
Osmanlıca - Türkçe Sözlük
(A.-F.) [ماتم زده] yaslı.
Osmanlıca - Türkçe Sözlük
by
NedirSor
mihnet-zede
Türkçe Sözlük
(i. F„ Ar. mihnet = dert ve belâ, Fars. zeden = vurmak). Afet ve belâya, mihnete uğramış.
Türkçe Sözlük
by
NedirSor
nekbet-zede
Türkçe Sözlük
(i. F.) (c. nekbet-zedgân) (Ar. nekbet = düşkünlük, Fars. zeden vurmak). Nekbete uğramamış.
Türkçe Sözlük
by
NedirSor
rakam-zede
Türkçe Sözlük
(i. F., Ar. rakam, Fars. zeden = vurmak). 1. Yazılmış, kayıtlı. 2. Sözü edilen, anılan,
Türkçe Sözlük
by
NedirSor
şayan-ı hayret
Türkçe Sözlük
(i.). Şaşmaya değer, şaşılacak, hayret edilecek.
Türkçe Sözlük
by
NedirSor
ser-zede
Türkçe Sözlük
(i. F.). Başvurmuş, baş gösterilmiş. Ser-zede-i zuhûr olmak = Çıkıvermek.
Türkçe Sözlük
by
NedirSor
sevda-zede
Türkçe Sözlük
(i. F„ Ar. sevdâ, Fars. zeden = vurmak) (c. sevdâ-zedegân). Aşk ve alâka vurgunu, Aşık.
Türkçe Sözlük
by
NedirSor
sevdazede
Osmanlıca - Türkçe Sözlük
(F.) [سودازده] sevdalı.
Osmanlıca - Türkçe Sözlük
by
NedirSor
zahmzede
Osmanlıca - Türkçe Sözlük
(F.) [زخم زده] yaralı.
Osmanlıca - Türkçe Sözlük
by
NedirSor
zede
Türkçe Sözlük
(i. F. «zeden» fiilinden; terkiplerde bulunur) (c. zede-gân). Vurulmuş, uğramış. Ar. musâb, Fars. dûçâr, giriftâr. Musîbet-zede = Musibete, felâkete uğramış. Harik-zedegân = Yangına uğramış olanlar. Ser-zede = Başgöstermiş.
Türkçe Sözlük
by
NedirSor
zede
Osmanlıca - Türkçe Sözlük
(F.) [ زده] vurmuş, dövmüş. 2.vurulmuş, dövülmüş. 3.uğramış, müptela olmuş.
Osmanlıca - Türkçe Sözlük
by
NedirSor
zedelemek
Türkçe Sözlük
(f.). 1. Vurmak, berelemek, çürütmek: Sepeti sallayarak içindeki meyveleri zedelemişler. 2. Zarar ve hasara uğratmak: Muharebe daima ticareti zedeler.
Türkçe Sözlük
by
NedirSor
zedelenmek
Türkçe Sözlük
(f.). 1. Vurulmak, berelenmek, çürümek: Bu meyveler zedelenmiş. 2. Zarar ve hasara uğramak: Ticareti çok zedelendi.
Türkçe Sözlük
by
NedirSor
En Çok Arananlar
Fazilet
Recapitulation
Solvent
Capstone
Tuteş
Kalkıp kımraşana ne demektir
Ebabil
Gahter
Müsyö
Tuteş medir