(i. A.). 1. Arzu, istek, meyil: Derse hiç hevesi yoktur. Öyle şeylere heves etmemeli. El yazısı kitaplara çok hevesim vardır. 2. Gelip geçen arzu: Ansızın ortaya çıkan ve geçici istek: Onunki çocukça bir hevesten ibarettir. 3. Zevk, eğlence, hovardalık. Nev-heves = Yeni hevesli, maymun iştahlı.
(i. F.) (c. nev-hevesân). 1. Bir işe yeni heves eden, ilk defa olarak bir işe teşebbüs ettiğinden büyük heves gösteren. 2. Hergün yeni bir şeye heveslenip bir işte sebat göstermeyen, maymun iştahlı: Yeni memur nevheves bir adamdır, kendisinden iş beklememeli.