(f). imha etmek yok etmek; bozmak; iptal etmek, feshetmek. annihilable (s). imha edilebilir, fesh ve iptal edilebilir. annihila'tion (i). imha, yok etme; iptal; tüketme; fena.
(aslı: HİLAF) (i. A.). 1. Karşı, zıt, aksi: Adet hilâfına = Gerçeğe aykırı, yalan. 2. Uyuşmazlık, Ar. mugayeret, muhalefet, ihtilâf, zıddiyet: Bu iki şey arasında hilâf vardır. Bu sözde hilâf yoktur. Aralarına hilâf düştü. 3. Yalan: Hilâf söylemem, hilâfım yoktur. Hilâfına = Tersine, aksine, karşı olarak. Hilâf-ı Ade = Usul ve kaideye karşı, Adet haricinde olarak. Hilâf-gir = Aksini, zıddını iddia eden, muhalif, zıddı: Taraf-gîr.
(aslı: HİLAFET) (I. A.). 1. Halifelik, Sünnî Müslümanlar’ın ruhanî liderliği, Hz. Muhammed’in mânevî halefi olma: Hilâfet-i İslâmiyye, hilâfet-i kübrâ. 2. Halifelik ülkesi: Abbâsî hilâfetinin geniş sınırları vardı. 3. Stajyer ve yardımcılık, Osmanlı devrinde, devlet dairelerinde küçük kâtiplik (kalfa kelimesi buradan gelir). Arapça terkiplerde «hilâfe» suretinde kullanılır: Dâr-ül-hilâfe = Hilâfet merkezi, halifelik başkenti.
(i. A.). 1. Aralık, ara (zaman hakkında): O hilâlde = O aralıkta. Hilâl-i Ramazan’da — Ramazan içinde. 2. Diş ve kulak karıştıracak şey ki, kemik, boynuz, bağ? vesaireden olur.