Fon içtüzüklerinde / esas sözleşmelerinde asgari sınırları belirtilmek kaydıyla, portföy değerinin en az % 25’ini devamlı olarak mevzuata göre özelleştirme kapsamına alınan kamu iktisadi teşebbüsleri dahil Türkiye’de kurulmuş ortaklıkların hisse senetlerine yatırmış fonlar/ ortaklıklar A tipi fon/ortaklık olarak adlandırılır.
ruh b. irade yitimi
Karar verme, dikkat, istekli kımıldama vb. zihin veya beden etkinliğine ilişkin işleri yapamamaktan doğan sinir yorgunluğunda görülen bir belirti.
Konum: Güney Asya’da, Pakistan’ın kuzey batısında, İran’ın doğusunda yer almaktadır.
Coğrafi konumu: 33 00 Kuzey enlemi, 65 00 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Asya.
Yüzölçümü: toplam: 647,500 km²; Kara: 647,500 km²; Su: 0 km².
Sınırları: toplam: 529 km.
Sınır komşuları: kuzeydoğuda Çin 76 km, batıda İran 936 km, doğu ve güneyde Pakistan 2,430 km, kuzeyde Tacikistan 1,206 km, kuzeyde Türkmenistan 744 km, kuzeyde Özbekistan 137 km
Sahil şeridi: 0 km (kara ile çevrili)
Sahip olduğu denizler: yok (kara ile çevrili).
İklimi: Sert bir bozkır iklimi hakimdir; kışları soğuk, yazları sıcak geçer.
Arazi yapısı: Kuzeydoğu ve güneyde engebeli dağlık arazilere ve ovalara sahiptir. Kuzey doğusunu Hindu Kuş dağları kaplar. Ayrıca güneyde Süleyman, kuzeyde Bendi Türkistan dağları mevcuttur. Güney bati bölgeleri geniş çöllerle kaplıdır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Amu Darya 258 m; en yüksek noktası: Nowshak 7,485 m.
Doğal kaynakları: doğal gaz, petrol, kömür, bakır, krom, kükürt, kurşun, çinko, demir, berilyum, yakut, tuz, kıymetli taşlar.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %12.3.
Otlaklar: %46.
Ormanlık arazi: %3.
Diğer: %39 (2003 verileri).
Sulanan arazi: 27.200 km² (2003 verileri).
Doğal afetler: Hindu Kuş dağları bölgesinde depremler; su baskınları; kuraklıklar.
Akarsuları: En önemli akarsuyu Hilmend’dir. Amuderya, Kokça, Kunduz ve Kâbil adlı akarsuları bulunmaktadır. Bunların dışında küçüklü büyüklü çok sayıda akarsuyu mevcuttur.
Coğrafi Not: Kara ile çevrili.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 31,056,997 (2006 Temmuz ayı tahmini).
Yaş yapısı: 0-14 yaşlarda: %44.6 (erkek 7,095,117/kadın 6,763,759).
15-64 yaşlarda: %52.9 (erkek 8,436,716/kadın 8,008,463).
65 yaş ve üzerinde: %2.4 (erkek 366,642/kadın 386,300) (2006 tahmini).
Nüfus artış oranı: %2.67 (2006 tahmini).
Not: Bu oran İran mültecilerini de kapsar.
Mülteci sayısı: 23.06 mülteci/1,000 nüfus (2004 tahmini).
Cinsiyet oranı: doğumlarda: 1.05 erkek/kadın.
15 yaş altı: 1.05 erkek/kadın.
15-64 yaşlarında: 1.05 erkek/kadın.
65 yaş ve üzeri: 0.95 erkek/kadın.
Toplam nüfusta: 1.05 erkek/kadın (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 160.23 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 43.34 yıl.
Erkeklerde: 43.16 yıl.
Kadınlarda: 43.53 yıl (2006 tahmini).
Ortalama çocuk sayısı: 6.69 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.01(2001 verileri).
Ulus: Afgan.
Nüfusun etnik dağılımı: Pestunlar %42, Tacikler %27, Hazaralar %9, küçük etnik unsurlar (Aymaklar, Türkmenler, Beluciler ve diğerleri) %13, Özbekler %9.
Dinler: Sünni Müslümanlar %80, Şii Müslümanlar %19, diğerleri %1.
Dil: Resmi dil Pestuca ve Tacikçedir. Nüfusun %35 i Pestuca, %50 si Farisice (Dari), %11 i Özbekce ve Türkmence, %4 ü Belucice ve Pasice) ve diğer azınlıkların dillerinde konuşmaktadır.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri bilgiler.
Toplam nüfus: %36.
Erkeklerin: %51.
Ka
ruh b. tanısızlık
Duyularda herhangi bir bozukluk olmamasına rağmen sinir sisteminin belirli bir yerindeki doku bozukluğundan ileri gelen algı kaybı veya yokluğu.
Ağrılar dört sınıfa ayrılır. İlk ikisi toplumca bilinen klasik ağrılardır. İlki, Parmağımıza inen bir çekiç darbesi sonucu duyulan ağrı. İkincisi vücudumuzun içinden kaynaklanan, romatizma, migren vb. ağrılar. Üçüncü sınıf ağrılar, tuhaf ve mantıkdışı görülen ve olaydan çok uzun bir süre sonra ortaya çıkabilen ağrılardır.
Örneğin, bir kolun kesilmesinden yirmi yıl sonra olmayan kolda ağrı hissedilmesi olayları ile karşılaşılmıştır. Dördüncü sınıf ağrılar ise, doğrudan kişinin ruhsal hali ile ilgili olan hayali ağrılardır. Nedeni hayali de olsa ağrı gerçektir. Bu tip ağrıların yüzde 30’unun ilaç niyetine verilen etkisiz maddelerle giderildiği bilinmektedir.
Baş ağrısını ise diğerlerinden ayrı bir yere koymak gerekir. Yapılan araştırmalara göre, baş ağrılarının yüzde 90’ı kas ağrılarıdır. Ağır bir el çantası ya da omuz çantası taşımak, telefonu çenenin altına sıkıştırarak konuşmak, başın öne eğik olduğu konumda sürekli daktilo yazmak ve okumak gibi hareketlerin boyun ve baş kaslarını etkilemesi, baş ağrılarının en yaygın nedenlerini oluşturmaktadır.
Tarih boyunca ağrıyı gidermek için, sıcak su, kızgın demirle dağlama gibi başka bir ağrı uygulama da dahil olmak üzere çeşitli yöntemler kullanılmıştır. Bunların ortaya koyduğu en önemli yarar, ağrının, oluşum ve engelleme mekanizmasının omurilikte değil, beyinde bulunduğunun saptanması olmuştur.
En kuvvetli bir ağrının bile gerilim durumunda veya tam tersi olan uyku halinde ortadan kalkması, ağrının denetiminde beynin ne kadar büyük bir rolü olduğunu gösterir. Örneğin kimi kazalardan sonra kendileri ile konuşulan yaralı kazazedelerin hiç acı duymadıklarını söyledikleri çok görülür.
Ağrı üzerinde en etkili iki ilaç, haşhaştan elde edilen morfin ile söğüt kabuğundan elde edilen aspirindir. Bu maddeler ağrılı duyuyu uyarmak yerine, ağrının hissedilmesini engeller. Ağrı özellikle insanları ilgilendirir. Bize ağrı çektiren olayların çoğu hayvanlarda görülmez.
Ağrılar dört sınıfa ayrılır. İlk ikisi toplumca bilinen klasik ağrılardır. İlki, parmağımıza inen bir çekiç darbesi sonucu duyulan ağrı. İkincisi, vücudumuzun içinden kaynaklanan, romatizma, migren vb. ağrılar. Üçüncü sınıf ağrılar, tuhaf ve mantıkdışı görülen ve olaydan çok uzun bir süre sonra ortaya çıkabilen ağrılardır. Örneğin, bir kolun kesilmesinden yirmi yıl sonra olmayan kolda ağrı hissedilmesi olayları ile karşılaşılmıştır. Dördüncü sınıf ağrılar ise, doğrudan kişinin ruhsal hali ile ilgili olan hayali ağrılardır. Nedeni hayalide olsa ağrı gerçektir. Bu tip ağrıların yüzde 30’unun ilaç niyetine verilen etkisiz maddelerle giderildiği bilinmektedir.
Baş ağrısını ise diğerlerinden ayrı bir yere koymak gerekir. Yapılan araştırmalara göre, baş ağrılarının yüzde 90’ı kas ağrılarıdır. Ağır bir el çantası ya da omuz çantası taşımak, telefonu çenenin altına sıkıştırarak konuşmak, başın öne eğik olduğu konumda sürekli daktilo yazmak ve okumak gibi hareketlerin boyun ve baş kaslarını etkilemesi, baş ağrılarının en yaygın nedenlerini oluşturmaktadır.
Tarih boyunca ağrıyı gidermek için, sıcak su, kızgın demirlerle dağlama gibi başka bir ağrı uygulama da dahil olmak üzere çeşitli yöntemler kullanılmıştır. Bunların ortaya koyduğu en önemli yarar, ağrının, oluşum ve engelleme mekanizmasının omurilikte değil, beyinde bulunduğunun saptanması olmuştur.
En kuvvetli bir ağrının bile gerilim durumunda veya tam tersi olan uyku halinde ortadan kalkması, ağrının denetiminde beynin ne kadar büyük bir rolü olduğunu gösterir. Örneğin kimi kazalardan sonra kendileri ile konuşılan yaralı kazazedelerin hiç acı duymadıklarını söyledikleri çok görülür.
Ağrı üzerinde en etkili iki ilaç, haşhaştan elde edilen morfin ile söğüt kabuğundan elde edilen aspirindir. Bu maddeler ağrılı duyuyu uyarmak yerine, ağrının hissedilmesini engeller. Ağrı özellikle insanları ilgilendirir. Bize ağrı çektiren olayların çoğu hayvanlarda görülmez.
Bir hastalık söz konusu olmadığı sürece şüphesiz herkesin aklı vardır. Akıllı olmak, kendi davranışlarını bilmek, kontrol edebilmek, doğru ve yanlışlarını değerlendirebilmek yeteneğidir.
Akıl, insanı hayvandan ayırt eden en önemli faktördür. Hayvanlar yalan söyleyemez ama insanlar sık sık bu yola başvurur. İşte insandaki yalanla gerçeği, doğru ile yanlışı ayırabilme, bir konuda fikir yürütebilme, görüş belirtebilme yeteneği akıldır.
‘Ah şimdiki aklım olsaydı’ lafını çok işitmişizdir. Demek ki, akıl insan olgunlaştıkça da değişiyor ve insanın kendisi de bunun farkına varıyor. Bir insan değişik fikirlerle diğerinin aklını karıştırabilir. Hayret verici, şaşırtıcı şeyler insanın aklını durdurabilir.
Bir şeyin içeriğini anlamamak ‘akıl erdirememek’ olarak nitelendirilirken başkalarının çözemediği bir sorunu çözen kişiye ‘bir tek o akıl etti’ denilir. Birine bir yol göstermek ona ‘akıl vermek’tir. Bir şeyi hatırlamak, unutmamak ‘akılda tutmak’tır. ‘Akılsız’ tanımı ise doğru ve isabetli düşünemeyen anlamında kullanılır.
Zeka ise bir olayı önce anlama, ilişkileri kavrama, yargılama ve açıklayarak çözme yeteneğidir. Genel olarak zekanın 12 yaşına kadar hızla geliştiği sonra gelişme hızının yavaşlayarak 20 yaşına kadar sürdüğü, orta yaşlarda ise zeka seviyesinin sabit kaldığı kabul edilir.
Zeka hayvanlarda da vardır. Hayvanlarda zeka bir nevi içgüdüsel olaydır. Şüphesiz hayvan zekası insana göre gelişmemiştir ama her iki zeka türü de sinir sistemi ile ilgilidir. İnsanı ayıran, evriminde oluşmuş konuşabilirle özelliği, dik durabilmesi, el yapısı nedeniyle aletleri kullanabilmesi ve gelişmiş beyin ve sinir sistemidir.
Zeka, bir insanın her türlü olay karşısında aynı yeteneği gösterebileceği anlamına gelmez. Bir müzik bestecisi kendi duygusal yapısının içersinde en karışık eserleri aklıyla değil zekası sayesinde oluşturur. Biz bu kişilere ‘müzik dehası’ diyoruz. Ancak bu müzik dehaları en basit bir matematik problemini bile çözemeyebilirler.
Sonuç olarak zeka, ruhsal olaylara, algı ve hafıza yeteneğine, tutkulara, eğilimlere, iradeye ve bilgi edinme isteğine göre farklılıklar gösterebiliyor. Akıl somut olarak ölçülemez ama zeka pek sağlıklı olmasa da IQ denilen bir testle ölçülmeye çalışılıyor.
Konum: Orta Avrupa, Baltik Denizi ve Kuzey Denizi kıyısında, Hollanda ile Polonya arasında, Danimarka’nın güneyinde yer almaktadır.
Coğrafi konumu: 51 00 Kuzey enlemi, 9 00 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Avrupa.
Yüzölçümü: 357,021 km².
Sınırları: toplam: 3621 km.
Sınır komşuları: Avusturya 784 km, Belçika 167 km, Çek Cumhuriyeti 646 km, Danimarka 68 km, Fransa 451 km, Lüksemburg 138 km, Hollanda 577 km, Polonya 456 km, İsviçre 334 km.
Sahil şeridi: 2,389 km.
İklimi: Ilıman ve deniz iklimi; soğuk, bulutlu, rutubetli kışlar ve yazlar; ılık rüzgarlar yaygındırlar.
Arazi yapısı: Kuzeyde alçak ovalar, merkezde yüksek araziler, güneyde Bavaria Alpleri yer alır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Freepsum Gölü 2 m; en yüksek noktası: Zugspitze 2,963 m.
Doğal kaynakları: Demir, kömür, potas, kereste, linyit, uranyum, bakır, doğal gaz, tuz, nikel, işlenebilir arazi.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %33.
daimi ekinler: %1.
Otlaklar: %15.
Ormanlık arazi: %31.
Diğer: %20 (2005 verileri).
Sulanan arazi: 4,850 km² (2003 verileri).
Doğal afetler: Su baskınları.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 82,422,299 (Temmuz 2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %-0.02 (2006 verileri).
Mülteci oranı: 2.18 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 4.12 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 78.8 yıl.
Erkeklerde: 75.81 yıl.
Kadınlarda: 81.96 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 1.39 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.1 (2001 verileri).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 43,000 (2001 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 1000 den az (2001 verileri).
Ulus: Alman.
Nüfusun etnik dağılımı: Alman %91.5, Türk %2.4, diğer %6.1 (Yunan, İtalyan, Polonyalı, Rus, Hırvat-Sırp, İspanyol).
Din: Protestan %34, Roma Katolikleri %34, Müslümanlar %3.7, diğer %28.3.
Diller: Almanca.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %99 (2003 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Almanya Federal Cumhuriyeti.
kısa şekli : Almanya.
Yerel tam adı: Bundesrepublik Deutschland.
yerel kısa şekli: Deutschland.
Eski adı: Alman İmparatorluğu.
ingilizce: Germany.
Yönetim biçimi: Federal Cumhuriyet.
Başkent: Berlin.
İdari bölümler: 16 eyalet; Baden-Wuerttemberg, Bayern, Berlin, Brandenburg, Bremen, Hamburg, Hessen, Mecklenburg-Vorpommern, Niedersachsen, Nordrhein-Westfalen, Rheinland-Pfalz, Saarland, Sachsen, Sachsen-Anhalt, Schleswig-Holstein, Thueringen.
Bağımsızlık günü: 18 Ocak 1871.
Milli bayram: Birleşme Günü, 3 Ekim (1990).
Anayasa: 23 Mayıs 1949.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: AfDB (Afrika Kalkınma Bankası), AsDB (Asya Kalkınma Bankası), AG (Avustralya Grubu), BDEAC, BIS (Uluslararası İmar Bankası), CBSS (Baltik Ülkeleri Konseyi), CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi), CDB (Karayipler Kalkınma Bankası), CE (Avrupa Konseyi), CERN (Avrup
Konum: Orta Avrupa, Baltik Denizi ve Kuzey Denizi kıyısında, Hollanda ile Polonya arasında, Danimarka’nın güneyinde yer almaktadır.
Coğrafi konumu: 51 00 Kuzey enlemi, 9 00 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Avrupa.
Yüzölçümü: 357,021 km².
Sınırları: toplam: 3621 km.
Sınır komşuları: Avusturya 784 km, Belçika 167 km, Çek Cumhuriyeti 646 km, Danimarka 68 km, Fransa 451 km, Lüksemburg 138 km, Hollanda 577 km, Polonya 456 km, İsviçre 334 km.
Sahil şeridi: 2,389 km.
İklimi: Ilıman ve deniz iklimi; soğuk, bulutlu, rutubetli kışlar ve yazlar; ılık rüzgarlar yaygındırlar.
Arazi yapısı: Kuzeyde alçak ovalar, merkezde yüksek araziler, güneyde Bavaria Alpleri yer alır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Freepsum Gölü 2 m; en yüksek noktası: Zugspitze 2,963 m.
Doğal kaynakları: Demir, kömür, potas, kereste, linyit, uranyum, bakır, doğal gaz, tuz, nikel, işlenebilir arazi.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %33.
daimi ekinler: %1.
Otlaklar: %15.
Ormanlık arazi: %31.
Diğer: %20 (2005 verileri).
Sulanan arazi: 4,850 km² (2003 verileri).
Doğal afetler: Su baskınları.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 82,422,299 (Temmuz 2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %-0.02 (2006 verileri).
Mülteci oranı: 2.18 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 4.12 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 78.8 yıl.
Erkeklerde: 75.81 yıl.
Kadınlarda: 81.96 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 1.39 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.1 (2001 verileri).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 43,000 (2001 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 1000 den az (2001 verileri).
Ulus: Alman.
Nüfusun etnik dağılımı: Alman %91.5, Türk %2.4, diğer %6.1 (Yunan, İtalyan, Polonyalı, Rus, Hırvat-Sırp, İspanyol).
Din: Protestan %34, Roma Katolikleri %34, Müslümanlar %3.7, diğer %28.3.
Diller: Almanca.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %99 (2003 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Almanya Federal Cumhuriyeti.
kısa şekli : Almanya.
Yerel tam adı: Bundesrepublik Deutschland.
yerel kısa şekli: Deutschland.
Eski adı: Alman İmparatorluğu.
ingilizce: Germany.
Yönetim
Konum: Kuzey Amerika’da, Kuzey Atlas Okyanusu ve Kuzey Pasifik Okyanusu kıyısında, Kanada ile Meksika arasında yer alır.
Coğrafi konumu: 38 00 Kuzey enlemi, 97 00 Batı boylamı.
Haritadaki konumu: Kuzey Amerika.
Yüzölçümü: 9,631,420 km².
Sınırları: toplam: 12,248 km.
Sınır komşuları: Kanada 8,893 km (2,477 km Alaska dahil) Küba 29 km, Meksika 3,326 km.
Sahil şeridi: 19,924 km.
İklimi: Çoğunlukla ılıman, Hawaii ve Florida’da tropikal, Alaska’da arktik, Mississippi Nehri kıyısında yarı bozkır, güneybatıda çorak iklim görülür.
Arazi yapısı: Geniş merkez ovası, batıda dağlar, doğuda tepelikler ve alçak dağlar, Alaska’da engebeli dağlar ve geniş nehir vadileri, Hawaii’de engebeli, volkanik arazi.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Death Valley -86 m.
en yüksek noktası: McKinley Dağı 6,194 m.
Doğal kaynakları: Kömür, bakır, kurşun, molibden, fosfat, uranyum, boksit, altın, demir, cıva, nikel, potas, gümüş, tungsten, çinko, petrol, doğal gaz, kereste.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %18.
daimi ekinler: %0.
Otlaklar: %25.
Ormanlık arazi: %30.
Diğer: %27 (2005 verileri).
Sulanan arazi: 223,850 km² (2005 verileri).
Doğal afetler: Volkanlar, depremler, kasırgalar, toprak kaymaları, tsunami.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 298,444,215 (Temmuz 2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %0.91 (2006 verileri).
Mülteci oranı: 3.18 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 6.43 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 77.85 yıl.
Erkeklerde: 75.02 yıl.
Kadınlarda: 80.82 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 2.09 çocuk/1 kadın (2001 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.6 (2003 verileri).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 950,000 (2003 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 14,000 (2003 verileri).
Ulus: Amerikalı.
Nüfusun etnik dağılımı: beyaz %81.7, zenci %12.9, Asyalı %4.2, Kızılderili %1, Hawai ve diğer Pasifik Ada yerlileri %0.2 (2003).
Din: Protestan %52, Roma Katolikleri %24, Musevi %1, diğer %12, inançsız %10 (2002).
Diller: İngilizce, İspanyolca.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %99.
erkekler: %99.
kadınlar: %99 (2003 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi adı: Amerika Birleşik Devletleri.
kısaltma: US yada USA (ing.), ABD (tr).
ingilizce: United States.
Yönetim biçimi: Federal Cumhuriyet.
Başkent: Washington, DC.
İdari bölümler: 50 eyalet ve 1 bölge; Alabama, Alaska, Arizona, Arkansas, California, Colorado, Connecticut, Delaware, Kolombiya, Florida, Georgia, Hawaii, Idaho, Illinois, Indiana, Iowa, Kansas, Kentucky, Louisiana, Maine, Maryland, Massachusetts, Michigan, Minnesota, Mississippi, Missouri, Montana, Nebraska, Nevada, New Hampshire, New Jersey, New Mexico, New York, Kuzey Carolina, Kuzey Dakota, Ohio, Oklahoma, Oregon, Pennsylvania, Rhode Adası, Güney Carolina, Güney Dakota, Tennessee, Texas, Utah, Ve
Konum: Güney Pasifik Okyanusu’nda adalar grubu.
Coğrafi konumu: 14 20 Güney enlemi, 170 00 Batı boylamı.
Haritadaki konumu: Okyanusya.
Yüzölçümü: toplam: 199 km².
Kara: 199 km².
Su: 0 km².
Sınırları: 0 km.
Sahil şeridi: 116 km.
İklimi: Tropikal deniz iklimi, güneydoğudan hafif rüzgarlar esmekte; Kasım - Nisan ayları yağışlı, Mayıs - Ekim ayları kuru geçer.
Arazi yapısı: Dik kayalıklı beş volkanik ada, sınırlı kıyı ovaları, iki mercan adası yer almaktadır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Pasifik Okyanusu 0 m.
en yüksek noktası: Lata dağı 964 m.
Doğal kaynakları: Sünger taşı.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %10.
Otlaklar: %10.
Ormanlık arazi: %70.
Diğer: %10 (2005 verileri).
Doğal afetler: Aralık - Mart ayları arasında ortaya tufanlar çıkmaktadır.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 57,794 (Temmuz 2006 verileri).
Yaş yapısı: 0-14 yaş: %34.7 (erkek 10,388; kadın 9,654).
15-64 yaş: %62.4 (erkek 18,698; kadın 9,654).
65 yaş ve üzeri: %2.9 (erkek 633; kadın 1,071) (2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %-0.19 (2006 verileri).
Mülteci oranı: -21.11 mülteci/1,000 nüfus (2006 verileri).
Cinsiyet oranı: doğumlarda: 1.06 erkek/kadın.
15 yaş altı: 1.08 erkek/kadın.
15-64 yaş: 1.08 erkek/kadın.
65 yaş ve üzeri: 0.59 erkek/kadın.
Toplam nüfusta: 1.06 erkek/kadın (2006 verileri).
Bebek ölüm oranı: 9.07 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 76.05 yıl.
Erkeklerde: 72.48 yıl.
Kadınlarda: 79.82 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 3.16 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
Ulus: Amerikan Samolilisi.
Nüfusun etnik dağılımı: Samoliler (Polonezler) %89, Beyaz ırklar %2, Tongan %4, diğer %5.
Dinler: Hıristiyanlar %50, Roma Katolikleri %20, Protestanlar ve diğer %30.
Dil: Samoaca, İngilizce.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri bilgiler.
Toplam nüfus: %97.
Erkeklerin: %98.
Kadınların: %97 (1980 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi adı: American Samoa.
kısaltma: AS.
ingilizce: American Samoa.
Başkent: Pago Pago.
Bağımsızlık günü: yok (ABD yönetiminde).
Milli bayram: Bayrak günü, 17 Nisan (1900).
Anayasa: 1966’da imzalanmış, 1967 yürürlüğe girmiştir.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: ESCAP (Asya ve Pasifikler Ekonomik ve Sosyal Komisyonu), Interpol (Uluslararası Polis Teşkilatı), IOC (Uluslararası Olimpiyat Komitesi), SPC (Güney Pasifik Komisyonu).
Ekonomik Göstergeler
Ekonomiye genel bakış: Toprakların %90’ı halka aittir. Ekonomik aktiviteler ABD’ye kuvvetli şekilde bağlıdır ve ABD Amerikan Samoa’sının diş ticaret hacminde büyük rol oynamaktadır. Ton balığı üretimi ve ihracatı Amerikan Samoa’sı ekonomisinin en başlıca unsurlarından biridir.
İş gücü: 17,630 (2005).
Sektörlere göre işgücü dağılımı: devlet %33, ton balığı avcılık ve üretimi %34, diğer %33.
İşsizlik oranı: %29.8 (2005).
Bütçe: gelirler: 121 milyon $; Giderler: 127 milyon $.
Endüstri: Tonbalığı üretimi, el sanatları.
Elektrik üretimi: 130 milyon k
tıp ağrı yitimi
Sinir bozukluğu, çok ilaç alma, donma vb. sebeplerle acı duyumunun birazının veya tamamının yok olması.
Konum: Güneybatı Avrupa’da, Fransa ile İspanya ortasında yer almaktadır.
Coğrafi konumu: 42 30 Kuzey enlemi, 1 30 Batı boylamı.
Haritadaki konumu: Avrupa.
Yüzölçümü: toplam: 468 km².
Kara: 468 km².
Su: 0 km².
Sınırları: toplam: 120.3 km.
Sınır komşuları: Fransa 56.6 km, İspanya 63.7 km.
Sahil şeridi: 0 km (kara ile çevrili).
Denizleri: 0 km (kara ile çevrili).
İklimi: ılıman; kışları karlı ve soğuk, yazları kuru ve ılık geçer.
Arazi yapısı: Dik kayalıklar ve dar vadilere sahiptir.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Riu Runer 840 m; en yüksek noktası: Coma Pedrosa 2,946 m.
Doğal kaynakları: hidro enerji, kaynak suları, kereste, demir yatakları, kurşun.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %2.
Otlaklar: %45.
Ormanlık arazi: %35.
Diğer: %18 (2005 verileri).
Doğal afetler: çığ, kar fırtınaları.
Coğrafi Not: Kara ile çevrili.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 71,201 (2006 Temmuz ayı tahmini).
Yaş yapısı: 0-14 yaş: %14.7 (erkek 5,456; kadın 4,254).
15-64 yaş: %71.04 (erkek 26,632; kadın 24,172).
65 yaş ve üzeri: %14 (erkek 4,918; kadın 5,029) (2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %0.89 (2006 verileri).
Mülteci sayısı: 6.47 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Cinsiyet oranı: doğumlarda: 1.07 erkek/kadın.
15 yaş altı: 1.9 erkek/kadın.
15-64 yaş: 1.1 erkek/kadın.
65 yaş ve üzeri: 0.98 erkek/kadın.
Toplam nüfus: 1.08 erkek/kadın (2006 verileri).
Bebek ölüm oranı: 4.04 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 83.51 yıl.
Erkeklerde: 80.61 yıl.
Kadınlarda: 86.61 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 1.3 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
Ulus: Andoralı (Andorra).
Nüfusun etnik dağılımı: İspanyollar %43, Andoralılar (Andorra) %33, Portekizliler %11, Fransızlar %7, diğer %6 (1998).
Dil: Katalanca (resmi), Fransızca, Kastilyanca.
Din: Katolik.
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Andora (Andorra) Prensliği.
kısa şekli : Andora (Andorra).
Yerel tam adı: Principat d’Andorra.
yerel kısa şekli: Andorra.
Yönetim Biçimi: Parlamentoyla Yönetilen Yetkisiz Prenslik.
Başkent: Andorra la Vella.
İdari bölümler: 7 bölge; Andorra la Vella, Canillo, Encamp, La Massana, Escaldes-Engordany, Ordino, Sant Julia de Loria.
Bağımsızlık: 1278.
Milli bayram: 8 Eylül (1278).
Hukuk sistemi: Fransa ve İspanyol hukuku temel alınmıştır. Andoralı seçmenler 715 yıllık feodal sistemi sona erdirmişler ve 14 Mart 1993’te parlamenter bir hükümet sistemi benimsemişlerdir.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi), CE (Avrupa Konseyi), ECE (Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu), ICAO (Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü), ICRM (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi), IFRCS (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Toplulukları Federasyonu), Interpol (Uluslararası Polis Teşkilatı), IOC (Uluslararası Olimpiyat Komitesi), ITU (Uluslararası Telekomünikasyon Birliği), OSCE (Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Örgütü), UN (Birleşmi
Konum: Güney Afrika’da, Güneyde Atlas Okyanusu ile, Namibya ve Kongo Demokratik Cumhuriyeti arasında yer almaktadır.
Coğrafi konumu: 12 30 Güney enlemi, 18 30 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Afrika.
Yüzölçümü: toplam: 1,246,700 km².
Kara: 1,246,700 km².
Su: 0 km².
Sınırları: toplam: 5,198 km.
Sınır komşuları: Kongo Demokratik Cumhuriyeti 2,511 km, Kongo Cumhuriyeti 201 km, Namibya 1,376 km, Zambiya 1,110 km.
Sahil şeridi: 1,600 km.
İklimi: Güney ve Luanda sahil şeridi boyunca kuru bir iklim hakimdir; kuzeyde Mayıs - Ekim ayları arasında serin ve kuru, Kasım - Nisan ayları arasında sıcak ve yağmurlu bir mevsim sürmektedir.
Arazi yapısı: Kıyıdan başlayan dar ovalar iç kısımlara gidildikçe yerlerini geniş yaylalara bırakmaktadırlar.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Atlas Okyanusu 0 m; en yüksek noktası: Morro de Moco 2,620 m.
Doğal kaynakları: petrol, elmas, demir yatakları, fosfat, bakır, altın, boksit, uranyum.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %2.
Otlaklar: %23.
Ormanlık arazi: %43.
Diğer: %32 (2003 verileri).
Sulanan arazi: 800 km² (2003 verileri).
Doğal afetler: Şiddetli yağışlar periyodik su baskınlarına neden olmaktadır.
Nüfus Bilgileri
NüfuSu: 12,127,071 (2006 Temmuz ayı tahmini).
Yaş yapısı: 0-14 yaş: %43.7 (erkek 2,678,185; kadın 2,625,933).
15-64 yaş: %53.5 (erkek 3,291,954; kadın 3,195,688).
65 yaş ve üzeri: %2.8 (erkek 148,944; kadın 186,367) (2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %2.45 (2006 verileri).
Mülteci sayısı: 3.55 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Cinsiyet oranı: doğumlarda: 1.05 erkek/kadın.
15 yaş altı: 1.02 erkek/kadın.
15-64 yaş: 1.03 erkek/kadın.
65 yaş ve üzeri: 0.8 erkek/kadın.
Toplam nüfus: 1.02 erkek/kadın (2006 verileri).
Bebek ölüm oranı: 185.36 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 38.62 yıl.
Erkeklerde: 37.47 yıl.
Kadınlarda: 39.83 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 6.35 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
Ulus: Angolalı.
Nüfusun etnik dağılımı: Ovimbundular %37, Kimbundular %25, Bakongolar %13, Melezler (Avrupalılar ve Afrika yerlilerinin karışımı) %2, Avrupalılar %1, diğer %22.
Din: Yerel inançlar %47, Roma Katolikleri %38, Protestanlar %15 (1998 verileri).
Dil: Portekizce (resmi), Bantuca ve diğer Afrika dilleri.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfus: %66.8.
erkekler: %82.1.
kadınlar: %53.8 (2001 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Angola Cumhuriyeti.
kısa şekli : Angola.
Yerel tam adı: Republica de Angola.
yerel kısa şekli: Angola.
Eski adı: Angola Halk Cumhuriyeti.
Yönetim Biçimi: Başkanlık Tipi Cumhuriyet.
Başkent: Luanda.
İdari bölümler: 18 il; Bengo, Benguela, Bie, Cabinda, Cuando Cubango, Cuanza Norte, Cuanza Sul, Cunene, Huambo, Huila, Luanda, Lunda Norte, Lunda Sul, Malanje, Moksico, Namibe, Uige, Zaire.
Bağımsızlık: 11 Kasım 1975.
Milli bayram: Kurtuluş günü, 11 Kasım (1975).
Üye olduğu uluslararası örgüt ve
Konum: Karayip Denizinde ada, Porto Riko’nun doğusunda yer almaktadır.
Coğrafi konumu: 18 15 Kuzey enlemi, 63 10 Batı boylamı.
Harita konumu: Orta Amerika ve Karayipler.
Yüzölçümü: toplam: 102 km².
Kara: 102 km².
Su: 0 km².
Sınırları: 0 km.
Sahil şeridi: 61 km.
İklimi: Tropikal iklim.
Arazi yapısı: Zemininde kireç taşı bulunan yassı bir mercan adası.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Karayip Denizi 0 m; en yüksek noktası: Crocus Tepesi 65 m.
Doğal kaynakları: tuz, balık, ıstakoz.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %0.
Otlaklar: %0.
Ormanlık arazi: %0.
Diğer: %100 (genellikle kayalıklardan oluşur) (2005).
Doğal afetler: Tropikal fırtınalar yaygındır. (Temmuz - Ekim).
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 13,477 (Temmuz 2006 verileri).
Yaş yapısı: 0-14 yaş: %22.8 (erkek 1,557; kadın 1,510).
15-64 yaş: %70.4 (erkek 4,878; kadın 4,608).
65 yaş ve üzeri: %6.9 (erkek 412; kadın 512) (2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %1.57 (2006 verileri).
Mülteci oranı: 6.9 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Cinsiyet oranı: doğumlarda: 1.03 erkek/kadın.
15 yaş altı: 1.03 erkek/kadın.
15-64 yaşlarında: 1.06 erkek/kadın.
65 yaş ve üzeri: 0.81 erkek/kadın.
Toplam nüfusta: 1.03 erkek/kadın (2006 verileri).
Bebek ölüm oranı: 20.32 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 verileri).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 77.28 yıl.
Erkeklerde: 74.35 yıl.
Kadın: 80.3 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 1.73 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
Ulus: Anguilla.
Dinler: Anglikan %29.
Dil: İngilizce (resmi).
Okur yazar oranı: 12 yaş ve üzeri bilgiler.
Toplam nüfus: %95.
erkekler: %95.
kadınlar:: %95 (1984 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Anguilla.
Başkenti: Pago Pago.
Milli bayram: Anguilla Günü, 30 Mayıs.
Anayasa: 1 Nisan 1982; 1990’da değiştirilmiştir.
Hukuk sistemi: İngiliz hukuku temel alınmıştır.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: Caricom (Karayipler Topluluğu ve Ortak Pazarı), CDB (Karayipler Kalkınma Bankası), Interpol (Uluslararası Polis Teşkilatı), OECS (Doğu Karayip Devletleri Teşkilatı), ECLAC (Birleşmiş Milletler Latin Amerika ve Karayipler Komisyonu).
Ekonomik Göstergeler
Ekonomiye genel bakış: Anguilla kısıtlı miktarda doğal kaynaklara sahiptir, ekonomisi konfor turizmi, ıstakoz ürünleri, mültecilerden gelen para havaleleri sayesinde gelişme göstermiştir.
GSYİH: Satınalma Gücü paritesi: - 108.9 milyon $ (2004 verileri).
GSYİH (Reel Büyüme): %10.2 (2004 verileri).
Enflasyon oranı (tüketici fiyatlarında): %5.3.
İş gücü: 6,049 (2001).
Sektörlere göre işgücü dağılımı: ticaret %36, hizmet %29, inşaat %18, taşımacılık %10, imalat %3, tarım/balıkçılık/ormancılık/madencilik %4.
İşsizlik oranı: %8 (2002 verileri).
Bütçe: gelirler: 22.8 milyon $; Giderler: 22.5 milyon $.
Endüstri: Turizm, tekne yapımı, denizaşırı finansal hizmetler.
Endüstrinin büyüme oranı: %3.1 (1997 verileri).
Tarım: Az miktarda tütün, sebzeler; büyük baş hayvanlar.
İhracat tutarı: 14.56 mily
Konum: Karayipler, Karayip Denizi ve Kuzey Atlas Okyanusu arasında bulunan bir ada, Porto Riko’nun güney doğusunda yer almaktadır.
Coğrafi konumu: 17 03 Kuzey enlemi, 61 48 Batı boylamı.
Harita konumu: Orta Amerika ve Karayipler.
Yüzölçümü: toplam: 442.6 km² (Antigua 281 km² ; Barbuda 161 km²).
Kara: 442.6 km².
Su: 0 km².
Sınır komşuları: 0 km.
Kıyı şeridi: 153 km.
İklimi: tropikal deniz iklimi.
Arazi yapısı: Daha fazla yassı olan kireçtaşı ve mercan adaları, birkaç volkanik arazi bulundururlar.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Karayip Denizi 0 m; en yüksek noktası: Boggy Doruğu 402 m.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %18.
Otlaklar: %9.
ormanlık: %11.
Diğer: %62 (2005 verileri).
Doğal afetler: Tropikal fırtınalar (Temmuz - Ekim arası); periyodik kuraklıklar.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 69,108 (Temmuz 2006 verileri).
Yaş yapısı: 0-14 yaş: %27.6 (erkek 9,716; kadın 9,375).
15-64 yaş: %68.5 (erkek 23,801; kadın 23,524).
65 yaş ve üzeri: %3.9 (erkek 1,020; kadın 1,672) (2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %0.55 (2006 verileri).
Mülteci oranı: -6.08 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Cinsiyet oranı: doğumlarda: 1.05 erkek/kadın.
15 yaş altı: 1.04 erkek/kadın.
15-64 yaşlarında: 1.01 erkek/kadın.
65 yaş ve üzeri: 0.61 erkek/kadın Toplam nüfusta: 1 erkek/kadın (2006 verileri).
Bebek ölüm oranı: 18.86 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 72.16 yıl.
Erkeklerde: 69.78 yıl.
Kadınlarda: 74.66 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 2.24 çocuk/1 kadın (2001 tahmini).
Ulus: Antiguanlar, Barbudanlar.
Nüfusun etnik dağılımı: siyahlar, Britanyalılar, Portekizler, Lübnanlılar, Suriyeliler.
Dinler: Anglikan (baskın), diğer Protestanlar, Roman Katolikleri.
Dil: İngilizce (resmi), yerel lehçeler.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri bilgiler.
Toplam nüfus: %85.8 (2003 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Antigua ve Barbuda.
ingilizce: Antigua and Barbuda.
Yönetim biçimi: Anayasal monarşi altında parlamenter demokrasi.
Başkent: Saint John’s.
İdari bölümler: 6 bölge ve 2 bağımlı bölge; Barbuda, Redond, Saint George, Saint John, Saint Mary, Saint Paul, Saint Peter, Saint Philip.
Bağımsızlık günü: 1 Kasım 1981.
Milli bayram: Bağımsızlık Günü, 1 Kasım (1981).
Anayasa: 1 Kasım 1981.
Hukuk sistemi: İngiliz hukuku temel alınmıştır.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: ACP (Afrika - Karayip - Pasifik Ülkeleri), C, Caricom (Karayipler Topluluğu ve Ortak Pazarı), CDB (Karayipler Kalkınma Bankası), ECLAC (Birleşmiş Milletler Latin Amerika ve Karayipler Komisyonu), FAO (Tarım ve Gıda Örgütü), G-77, IBRD (Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası), ICAO (Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü), ICFTU (Uluslararası Serbest Ticaret Birlikleri Konfederastonu), ICRM (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi), IFAD (Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu), IFC (Uluslararası Finansman Kurumu), IFRCS (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Toplulukları Feder
Tedavi için gerekli malzeme : Bal, zeytinyağı
Hazırlanışı : 2 çorba kaşığı süzme bal ile 2 tatlı kaşığı zeytinyağı karıştırılır. Bir pamukla kaşınan yere sürülür. 4 saat sonra, ılık sabunlu su ile yıkanır. Şikayetler geçinceye kadar aynı işleme devam edilir.
Ana arının yok olmasına bir şekilde ölmesi neden olabileceği gibi arıcı tarafından da bilinçli olarak kovandan alınabilir. Ana arı yok olunca koloninin kendisine süratle yeni bir ana arı edinmesi gerekecektir. Bu yeni ana arı eskisinin yumurtladığı son yumurtalardan çıkacaktır.
Bu yumurtaların arı sütü ile beslenmesi, yeni ana arının arı sütü içinde doğuş ve gelişme evrelerini geçirmesi gerekmektedir. Burada görev yine işçi arılara düşer. İşçi arılar üst çene bezlerinden beyaz renkte, pelte kıvamında, hafif keskin koku ve tatta bir sıvı salgılarlar. İşte arı sütü budur. Bu salgı ile beslenen yumurtalar 16 gün sonra arı olarak gözü terk ederler.
Arı yetiştiricileri bu safhada larvaları yok ederek, arı sütünü kaşıklarla gözlerden toplarlar. Her bir gözden yaklaşık 0,1 gram arı sütü alınabilir. Yüzde 65’İ su, yüzde 35’i ise protein, yağ, şeker ve vitamin ihtiva eden kuru maddeden oluşmuştur.
Arı sütü, özellikle sinir sistemi hastalıklarında, yorgunluk sorunlarında, kısırlık ve damar sertliği tedavilerinde, insana güç ve zindelik kazandırmada kullanılan, doğrudan doğadan gelen önemli bir tabii gıdadır. Piyasaya saf veya bala karıştırılmış halde, draje veya tablet halinde sunulmaktadır.
Konum: Güney Amerika’nın güneyinde, güneyde Atlas Okyanusu kıyısında yer alır. Atlas Okyanusuna kıyısı 4.000 km`yi aşar. Güneyinde ve batısında Şili, kuzeyinde Bolivya ve Paraguay, kuzeydoğusunda Brezilya ve Uruguay yer alır.
Coğrafi konumu: 34 00 Güney enlemi, 64 00 Batı boylamı.
Haritadaki konumu: Güney Amerika.
Yüzölçümü: toplam: 2,766,890 km².
Kara: 2,736,690 km².
Su: 30,200 km².
Sınırları: toplam: 9,665 km.
Sınır komşuları: Bolivya 832 km, Brezilya 1,224 km, Şili 5,150 km, Paraguay 1,880 km, Uruguay 579 km.
Sahil şeridi: 4,989 km.
İklimi: Arjantin, tamamen güney yarıkürenin ılıman iklim kuşağında yer alır. Kuzeyinde yağmurlu subtropikal iklim hakimdir, güney bölgesinde ise sub-kutupsal bir iklim hakimdir. Yazları hava sıcak ve rutubetli kışları ise serindir.
Arazi yapısı: Kuzeydoğudaki astropik düzlükler, Pampalar, Patagonya ve dünyanın en sarp yükseltilerinin bulunduğu Andlar Bölgesi olmak üzere Arjantin dört ana bölgeye ayrılır. Arjantin topraklarının büyük bölümü kıraç yada yarı-kıraçtır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Laguna Del Carbon -105 m; en yüksek noktası: Cerro Aconcagua 6,960 m.
Doğal kaynakları: Pampalarda verimli topraklar, kurşun, çinko, kalay, bakır, demir yatakları, manganez, petrol, uranyum.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %10.
Otlaklar: %52.
Ormanlık arazi: %19.
Diğer: %19 (2005 verileri).
Sulanan arazi: 15,500 km² (2003 verileri).
Doğal afetler: Andlar Bölgesinde yer alan San Miguel de Tucuman ve Mendoza arazileri deprem riski taşırlar; Pampalar başlayan şiddetli kasırgalar kuzeydoğuya doğru ilerleyebilirler; yoğun su baskınları yaşanabilir.
Coğrafi Not: Güney Amerika’nın ikinci en büyük ülkesi. (Brezilya’dan sonra).
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 39,921,833 (Temmuz 2006 verileri).
Yaş yapısı: 0-14 yaş: %25.2 (erkek 5,153,164; kadın 4,921,625).
15-64 yaş: %64.1 (erkek 12,804,376; kadın 12,798,731).
65 yaş ve üzeri: %10.6 (erkek 1,740,118; kadın 2,503,819) (2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %0.96 (2006 verileri).
Mülteci oranı: 0.4 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Cinsiyet oranı: doğumlarda: 1.05 erkek/kadın.
15 yaş altı: 1.05 erkek/kadın.
15-64 yaşlarında: 1 erkek/kadın.
65 yaş ve üzeri: 0.7 erkek/kadın.
Toplam nüfusta: 0.97 erkek/kadın (2006 verileri).
Bebek ölüm oranı: 14.73 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 76.12 yıl.
Erkeklerde: 72.38 yıl.
Kadınlarda: 80.05 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 2.16 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.7 (2001 verileri).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 130,000 (2001 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 1,500 (2003 verileri).
Ulus: Arjantinli.
Nüfusun etnik dağılımı: beyazlar (çoğunlukla İspanyol ve İtalyanlar) %97, melezler, Amerika Kızılderilileri ve diğer beyaz olmayan gruplar %3.
Din: Roma Katolikleri %92 , Protestanlar %2, Museviler %2, diğer %4.
D
Konum: Güneydoğu Avrupa’da, Adriyatik Denizi kıyısında yer almakta olup, kuzey ve kuzey doğuda Karadağ, Kosova, doğuda Makedonya, güney ve güney batıda Yunanistan ile komşudur.
Coğrafi konumu: 41 00 Kuzey enlemi, 20 00 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Avrupa.
Yüzölçümü: toplam: 28,748 km².
Kara: 27,398 km².
Su: 1,350 km².
Sınırları: toplam: 720 km.
Sınır komşuları: Yunanistan 282 km, Makedonya 151 km, Karadağ 172 km, Serbistan 115 km.
Akarsuları: Kuzeydeki İşkodra Gölü (368 km²) Balkanlardaki en büyük gölüdür. Ohri Gölü 362 km² güney-doğudadır ve Balkanların en derin gölüdür. Prespa Gölü ise Makedonya, Yunanistan ve Arnavutluk arasındadır. Bunların dışında kuzey ve kuzeydoğusunda küçük alp gölleri mevcuttur. Drin, Mati, İşmi, Erzeni, Şkurbini, Semani, Niosa başlıca ırmaklardır. 152 ırmak ve çay, 5 baraj, 200 kaynak (içme suyu ve mineral) vardır.
Sahil şeridi: 362 km.
İklimi: Ilıman iklim; kışlar soğuk, bulutlu, yağışlı; yazlar sıcak, açık, kuru geçer; iç kısımlarında daha soğuk ve daha rutubetli bir iklim hakimdir.
Arazi yapısı: Arnavutluk dağlık bir ülkedir. Ülkenin batısında denizden yüksekliği 300 metre olan platolar olmakla birlikte üçte ikisi dağlık ve tepeliktir.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Adriyatik Denizi 0 m; en yüksek noktası: Maja e Korabit (Korabi dağı) 2,764 m.
Doğal kaynakları: petrol, doğal gaz, kömür, krom, bakır, kereste, nikel.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %20.
düzenli ekilen topraklar: %5.
Otlaklar: %15.
Ormanlık arazi: %38.
Diğer: %21 (2005 verileri).
Sulanan arazi: 3,530 km² (1993 verileri).
Doğal afetler: yıkıcı depremler; güneybatı kıyısında su baskınları; kuraklık.
Nüfus Bilgileri
NüfuSu: 3,581,655 (2006 Temmuz ayı tahmini) Nüfusun %50 si kırsal alanda ikame eder.
Yaş yapısı: 0-14 yaş: %24.8 (erkek 464,954; kadın 423,003).
15-64 yaş: %66.3 (erkek 1,214,942; kadın 1,158,562).
65 yaş ve üzeri: %8.9 (erkek 148,028; kadın 172,166) (2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %0.52 (2006 verileri).
Nüfus yoğunluğu: Nüfus yoğunluğu km²’ye 113,3 dir.
Mülteci sayısı: -4.67 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Cinsiyet oranı: doğumlarda: 1.1 erkek/kadın.
15 yaş altı: 1.1 erkek/kadın.
15-64 yaş: 1.05 erkek/kadın.
65 yaş ve üzeri: 0.86 erkek/kadın.
Toplam nüfus: 1.04 erkek/kadın (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 20.75 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 77.43 yıl.
Erkeklerde: 74.78 yıl.
Kadınlarda: 80.34 yıl (2006 tahmini).
Ortalama çocuk sayısı: 2.03 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.01den az (1999 verileri).
Ulus: Arnavut.
Nüfusun etnik dağılımı: %95 Arnavut, %3 Yunan, diğerleri %2 2 (Roman, Sırp, Bulgar).
Dinler: %70 Müslüman, %20 Arnavut Ortodoksu, %10 Katolik.
Dil: Resmi dil Arnavutçadır, ayrıca Yunanca konuşulmaktadır.
Okur yazar oranı: 9 yaş ve üzeri bilgiler.
Toplam nüfusta: %86.5 (2003 tahmini).
Eğitim alanında Avrupa sta
Konum: Karayipler’de Karayip Denizinde bir ada Venezuela’nın kuzeyinde yer almaktadır.
Coğrafi konumu: 12 30 Kuzey enlemi 69 58 Batı boylamı.
Harita konumu: Orta Amerika ve Karayipler.
Yüzölçümü: toplam: 193 km².
Kara: 193 km².
Su: 0 km².
Sınırlar komşuları: 0 km.
Kıyı uzunluğu: 68.5 km.
İklimi: tropikal deniz.
Arazi yapısı: Sınırlı bitki örtüsüne sahip düz tepelikli bir araziye sahiptir.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Karayip Denizi 0 m; en yüksek noktası: Jamanota Dağı 188 m.
Toprakları: tarıma elverişli: %10.53.
Otlaklar: %0.
ormanlar: %0.
Diğer: %90 (2005 verileri).
Sulanan arazi: 0.01 km².
Doğal afetler: Tropikal fırtınalar.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 71891 (Temmuz 2006 verileri).
Yaş yapısı: 0-14 yaşlar: %19.5 (erkek 7175; kadın 6849).
15-64 yaşlar: %68.2 (erkek 23894; kadın 25140).
65 yaşlar ve üzeri: %12.3 (erkek 3616; kadın 5217) (2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %0.44 (2006 verileri).
Cinsiyet oranı: doğumlar: 1.05 erkek/kadın.
15 yaş altı: 1.05 erkek/kadın.
15-64 yaşlarında: 0.95 erkek/kadın.
65 yaş ve üzeri: 0.69 erkek/kadın.
Toplam nüfusta: 0.93 erkek/kadın (2006 verileri).
Bebek ölüm oranı: 5.79 ölüm/1000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ulus: Arubalı.
Nüfusun etnik dağılımı: Karayip yerlileri ile beyazların karışımı %80.
Dinler: Roma Katolikleri %82 Protestanlar %8 Hinduistler Müslümanlar Museviler.
Diller: Flemenkçe (resmi) Papiamento (İspanyol Portekiz Hollanda İngiliz lehçesi) İngilizce (yaygın) İspanyolca.
Okur yazar oranı: Toplam nüfus: %97.
Yönetimi
Ülke ismi: Aruba.
Bağımlılık durumu: Hollanda Krallığına bağlıdır.
Yönetim biçimi: parlamenter demokrasi.
Başkent: Oranjestad.
Bağımsızlık günü: yok (Hollanda’ya bağlıdır).
Milli bayram: Bayrak günü 18 Mart.
Anayasa: 1 Ocak 1986.
Hukuk sistemi: Hollanda Medeni hukuku ve İngiliz Genel hukuku temel alınmıştır.
Üye olduğu kuruluşlar: Caricom (Karayipler Topluluğu ve Ortak Pazarı) ECLAC (Birleşmiş Milletler Latin Amerika ve Karayipler Komisyonu) Interpol (Uluslararası Polis Teşkilatı) IOC (Uluslararası Olimpiyat Komitesi) UNESCO (Eğitim-Bilim ve Kültür Örgütü) WCL (Dünya Emek Konfederasyonu) WToO (Dünya Turizm Örgütü).
Ekonomik Göstergeler
Ekonomiye genel bakış: Turizm Aruba ekonomisinin başlıca desteğidir. Offshore bankacılık ve petrol arıtımı da önemli sektörlerdendir.
Enflasyon oranı (tüketici fiyatlarında): %3.4 (2005 verileri).
İş gücü: 41500 (2004 verileri).
Sektörlere göre işgücü dağılımı: Genellikle işgücü otel ve restoranlarda toptan - perakende ticarette ve petrol arıtım işlerinde yoğunlaşmıştır.
İşsizlik oranı: %6.9 (2005 verileri).
Endüstri: turizm gemi taşımacılığı petrol arıtımı.
Elektrik üretimi: 770 milyon kWh (2003).
Elektrik üretimi için kaynaklar: Fosil yakıtlar: %100.
Hidro: %0.
Nükleer: %0.
Diğer: %0 (2003).
Elektrik tüketimi: 716.1 milyon kWh (2003).
Elektrik ihracatı: 0 kWh (2003).
Elektrik ithalatı: 0 kWh (2003).
Tarım ürünleri: aloe; çiftli
Tedavi için gerekli malzeme : Bal, limon
Hazırlanışı : 2 Adet limon uzunlamasına kesilir. Suyu sıkılır üzerine üç kahve kaşığı süzme bal ilave edilir, içilir. Günde üç kere uygulanabilir.
Tedavi için gerekli malzeme : 1- Yoğurt, su. 2- Arpa
Hazırlanışı : 1- Hastanın göğsüne ve sırtına yoğurt sürülür. Kuruduktan sonra ılık su ile ıslatılmış bir bezle silinir. Ayrıca ayran içirilir. 2- Bir avuç arpa, bir litre suda kabukları ayrılıncaya kadar kaynatılır. Limon sıkılır, tadlandırılır. Yudum yudum içilir.
Konum: Avustralya dünyanın en eski kıtalarından biridir. Hint ve Pasifik Okyanusları arasında uzanır. Komple bir kıtayı kaplayan tek ülkedir.
Coğrafi konumu: 27 00 Güney enlemi 133 00 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Avustralya kıtası.
Yüzölçümü: toplam: 7686850 km².
Kara: 7617930 km².
Su: 68920 km².
Sınırları: 0 km.
Sahil şeridi: 25760 km.
İklimi: Kıtanın hemen hemen üçte biri tropik ve kalanı ılıman bölgedir. En soğuk bölgeler Tasmanya’nın yayla ve yüksek yerlerinde ve anakaranın güney doğu kıyılarındadır. Yıllık ortalama sıcaklık kuzeyde 27 dereceden güneyde 13 dereceye kadar değişir.
Arazi yapısı: Genellikle yüksek olmayan yaylalar güneydoğuda verimli ovalar yer almaktadır. Erozyonla ortaya çıkan asıl ana kara 3000 milyon yıldan daha yaşlıdır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Eyre Gölü -15 m.
en yüksek noktası: Kosciuszko Dağı 2229 m.
Doğal kaynakları: boksit kömür demir yatakları bakır kalay gümüş uranyum nikel tungsten mineraller kurşun çinko elmas doğal gaz petrol.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %6.
Otlaklar: %54.
Ormanlık arazi: %19.
Diğer: %21 (2005 verileri).
Sulanan arazi: 25450 km² (2005 verileri).
Doğal afetler: Kıyı boyunca kasırgalar; sert kuraklıklar.
Coğrafi Not: Toprak bakımından Rusya Kanada Çin Amerika ve Brezilya’dan sonra dünyanın 6. en büyük ülkesidir. Avustralya dünyanın en büyük adası ve en küçük kıtasıdır. Ayrıca bir ülkeden oluşan tek kıtadır.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 20264082 (Temmuz 2006 verileri).
Yaş yapısı: 0-14 yaş: %19.6 (erkek 2031313; kadın 1936802).
15-64 yaş: %67.3 (erkek 6881863; kadın 6764709).
65 yaş ve üzeri: %13.1 (erkek 1170589; kadın 1478806) (2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %0.85 (2006 verileri).
Mülteci oranı: 3.85 mülteci/1000 nüfus (2006 tahmini).
Cinsiyet oranı: doğumlarda: 1.05 erkek/kadın.
15 yaş altı: 1.05 erkek/kadın.
15-64 yaşlarında: 1.02 erkek/kadın.
65 yaş ve üzeri: 0.79 erkek/kadın.
Toplam nüfusta: 0.99 erkek/kadın (2006 verileri).
Bebek ölüm oranı: 4.63 ölüm/1000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 80.5 yıl.
Erkeklerde: 77.64 yıl.
Kadınlarda: 83.52 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 1.76 çocuk/1 kadın (2006 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.1 (2003 verileri).
HIV/AIDS - hastalıkları taşıyan insan sayısı: 14000 (2003 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenler: 200 den az (2003 verileri).
Ulus: Avustralyalı.
Nüfusun etnik dağılımı: Beyaz ırk %92; Asya Kökenli %7; Aborjinler ve diğerleri %1.
Din: Anglikan %26.1; Roman Katolik %26; Diğer Hıristiyan Mezhepleri %24.3.
Dil: İngilizce ve diğer yerel lisanlar.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri bilgiler.
Toplam nüfus: %99.
Erkek: %99.
Kadın: %99 (2003 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Avustralya.
ingilizce: Australia.
Yönetim biçimi: Federal Parlamenter Demokrasi.
Başkent: Canberra.
İdari bölümler: 6 eyalet New South Wales Victoria Queensland
Konum: Orta Avrupa’da İtalya ile Slovenya’nın kuzeyinde yer alır.
Coğrafi konumu: 47 20 Kuzey enlemi 13 20 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Avrupa.
Yüzölçümü: toplam: 83870 km².
Kara: 82444 km².
Su: 1426 km².
Sınırları: toplam: 2562 km.
Sınır komşuları: Çek Cumhuriyeti 362 km Almanya 784 km Macaristan 366 km İtalya 430 km Liechtenstein 35 km Slovakya 91 km Slovenya 330 km İsviçre 164 km.
Sahil şeridi: 0 km.
İklimi: Ilıman kıtasal iklim.
Arazi yapısı: Batı ve güneyinde Alpler doğu ve kuzey kısımlarda çoğunlukla düzlükler yer alır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Neu***dler See 40 m; en yüksek noktası: Grossglockner 6960 m.
Doğal kaynakları: Demir kereste magnezit kurşun kömür linyit bakır hidro enerji.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %17.
daimi ekinler: %1.
Otlaklar: %23.
Ormanlık arazi: %39.
Diğer: %20 (2005 verileri).
Sulanan arazi: 457 km² (2003 verileri).
Coğrafi Not: Kara ile çevrili.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 8192880 (Temmuz 2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %0.09 (2006 verileri).
Mülteci oranı: 1.94 mülteci/1000 nüfus (2006 tahmini).
Cinsiyet oranı: doğumlarda: 1.05 erkek/kadın.
15 yaş altı: 1.05 erkek/kadın.
15-64 yaşlarında: 1.01 erkek/kadın.
65 yaş ve üzeri: 0.68 erkek/kadın.
Toplam nüfusta: 0.95 erkek/kadın (2006 verileri).
Bebek ölüm oranı: 4.6 ölüm/1000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 79.07 yıl.
Erkeklerde: 76.17 yıl.
Kadınlarda: 82.11 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 1.36 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.3 (2003 verileri).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 10000 (2003 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 100 den az (2003 verileri).
Ulus: Avusturyalı.
Nüfusun etnik dağılımı: Avusturyalı %98 Hırvat Sloven diğer (Macar Çek Slovak diğer).
Din: Roma Katolikleri %73.6 Protestanlar %4.7 Müslümanlar ve diğer %21.7.
Diller: Almanca (resmi) macarca slovence hırvatca.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %98.
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Avusturya Cumhuriyeti.
kısa şekli : Avusturya.
Yerel tam adı: Republik Oesterreich.
yerel kısa şekli: Oesterreich.
ingilizce: Austria.
Yönetim biçimi: Federal Cumhuriyet.
Başkent: Viyana.
İdari bölümler: 9 eyalet; Burgenland Kaernten Niederoesterreich Oberoesterreich Salzburg Steiermark Tirol Vorarlberg Wien.
Bağımsızlık günü: 1156 (Bavarya’dan).
Milli bayram: Ulusal gün 26 Ekim (1955).
Anayasa: 1920.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: AfDB (Afrika Kalkınma Bankası) AsDB (Asya Kalkınma Bankası) AG (Avustralya Grubu) BIS (Uluslararası İmar Bankası) BSEC (Karadeniz Ekonomik İşbirliği) (gözlemci) CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi) CE (Avrupa Konseyi) CEI (Orta Avrupa Girişimi) CERN (Avrupa Nükleer Araştırma Teşkilatı) EAPC (Avrupa - Atlantik Ortaklık Konseyi) EBRD (Avrupa Yatırım ve Kalkınma Bankası) ECE (Birleşmiş Milletl
Tedavi için gerekli malzeme : Yumurta, elma kompostosu
Hazırlanışı : Hergün, 1 tane rafadan yumurta yenir. 3 su bardağı elma kompostosu içilir.
Tedavi için gerekli malzeme : Böğürtlen, su
Hazırlanışı : 2 su bardağı kaynak suya, 2 kahve kaşığı böğürtlen konur. 10 dakika bekletilip, süzülür. Sabah bir bardak, akşam bir bardak içilir.
Konum: Güneybatı Asya’da Hazar Denizi’nin kıyısında İran ve Rusya arasında bir bölgede yer almaktadır.
Coğrafi konumu: 40 30 Kuzey enlemi 47 30 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Güneybatı Asya.
Yüzölçümü: Toplam: 86600 km².
Kara: 86100 km².
Su: 500 km².
Sınırları: toplam: 2013 km.
Sınır komşuları: Ermenistan (Azerbaycan sınırı) 566 km Ermenistan (Nahçıvan sınırı ) 221 km Gürcistan 322 km İran (Azerbaycan sınırı) 432 km İran (Nahçıvan sınırı) 179 km Rusya 284 km Türkiye 9 km.
Sahil şeridi: 825 km (Hazar denizi).
İklim: Dünyadaki mevcut 11 iklim tipinden 9’unun hüküm sürdüğü Azerbaycan’da iklim oldukça çeşitlidir. Azerbaycan’da iklim başlıca 3 etki altındadır: Büyük Kafkas dağlarının kuzeyinden gelen soğuk hava kütlelerinin etkisi; Küçük Kafkas dağlarının güneyinden gelen sıcak hava akımlarının etkisi; 825 km.lik sahil şeridiyle bölgenin yanı başında bulunan Hazar Denizi’nin bölge iklimi üzerindeki etkisi. Bölgenin en rutubetli ve yağış alan yeri Talu dağları ile Lenkeran ovalığı (1600-1800mm) en kurak bölgesi ise Abşeron yarımadasının güneybatı kısmıdır.
Arazi yapısı: Orta yükseklikte bir ülke olan Azerbaycan’ın ortalama yüksekliği 657 m.dir. Ülkelerin en yüksek dağları olan Bazar düzü ve Tufandağ’in zirveleri 4197-4489 metreye ulaşmaktadır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Hazar Denizi -28 m; en yüksek noktası: Bazardüzü dağı 4485 m.
Doğal kaynakları: petrol doğal gaz demir yatakları metaller alüminyum.
Toprakları: Tarıma elverişli: %20.
sürekli ekilen: %5.
Otlaklar: %25.
Ormanlık arazi: %11.
Diğer: %39 (2003 verileri).
Sulanan arazi: 14550 km² (2003 verileri).
Doğal afetler: kuraklıklar; bazı deniz seviyesine yakın topraklarda su baskınları deprem.
Akarsuları: 371.000 km².lik bir alanı kapsayan ve 75000 m³.lük bir hacme sahip olan Hazar Gölü ülkenin sınırlarının bulunduğu tek denizdir. Volga Ural Kür Aras Terek Samur Sulak gibi birçok nehrin sularını döktüğü bu göle hacmi büyük olduğu için Deniz de denilmektedir. Hazar’ın kuzeyden güneye ortalama uzunluğu 1200 km eni ise ortalama 300 km. dir. Denizin ortalama derinliği 180 m en derin yeri 1020 m en sığ yeri ise 5 m. civarındadır.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 7961619 (Temmuz 2006 verileri).
Yaş yapısı: 0-14 yaş: %25.8 (erkek 1046501; bayan 1011492).
15-64 yaş: %66.3 (erkek 2573134; bayan 2706275).
65 yaş ve üsleri: %7.8 (erkek 246556; bayan 377661) (2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %0.66 (2006 verileri).
Mülteci oranı: -4.38 mülteci/1000 nüfus (2006 tahmini).
Cinsiyet oranı: doğumlarda: 1.05 erkek/kadın.
15 yaş altı: 1.04 erkek/kadın.
15-64 yaşlarında: 0.95 erkek/kadın.
65 yaş ve üzeri: 0.65 erkek/kadın.
Toplam nüfusta: 0.94 erkek/kadın (2006 verileri).
Bebek ölüm oranı: 79 ölüm/1000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 63.85 yıl.
Erkeklerde: 59.78 yıl.
Kadınlarda: 68.13 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 2.46 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
Ulus: Azeri.
Nüfusun etnik da
Tedavi için gerekli malzeme : Papatya, su.
Hazırlanışı : 4 bardak suya, 1 çorba kaşığı papatya çiçeği konur. Kaynatılır, süzülür. Yemeklerden sonra 2 çorba kaşığı içilir.
Konum: Karayipler’de Kuzey Atlas Okyanusunda adalar grubu Florida eyaletinin güneydoğu kıyısı açıklarında Küba ve Hispaniola`nın kuzeyinde yer alır.
Coğrafi konumu: 24 15 Kuzey enlemi 76 00 Batı boylamı.
Haritadaki konumu: Orta Amerika ve Karayipler.
Yüzölçümü: toplam: 13940 km².
Kara: 10070 km².
Su: 3870 km².
Sınırları: 0 km.
Sahil şeridi: 3542 km.
İklim: İki mevsimli yumuşak astropik iklimi büyük ölçüde Stream Körfezi Akıntısı ile Atlas Okyanusu meltemlerinin etkisi altındadır. Kasırga mevsimi Temmuz ortalarından kasım ortalarına kadar sürer.
Arazi yapısı: Bahamalar güney ve batısındaki karalardan derin kanallarla ayrılan bir denizaltı yükseltisinin su üstüne çıkmış uzantılarından oluşur. Adaların kıyıları mercan kayalıklarıyla çevrilidir.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Atlas Okyanusu 0 m; en yüksek noktası: Alvernia dağı 63 m.
Doğal kaynakları: tuz kereste tarıma elverişli topraklar.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %1.
Otlaklar: %0.
Ormanlık arazi: %32.
Diğer: %67 (2005 verileri).
Doğal afetler: Tropikal kasırgalar su baskınlarına neden olarak zarar vermektedir.
Nüfus Bilgileri
NüfuSu: 303770 (2006).
Yaş yapısı: 0-14 yaş: %27.5 (erkek 41799; kadın 41733).
15-64 yaş: %66.1 (erkek 98847; kadın 102074).
65 yaş ve üzeri: %6.4 (erkek 7891; kadın 11426) (2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %0.64 (2006 verileri).
Mülteci oranı: -2.17 mülteci/1000 nüfus (2006 tahmini).
Cinsiyet oranı: doğumlarda: 1.02 erkek/kadın.
15 yaş altı: 1 erkek/kadın.
15-64 yaşlarında: 0.97 erkek/kadın.
65 yaş ve üzeri: 0.69 erkek/kadın.
Toplam nüfusta: 0.96 erkek/kadın (2006 verileri).
Bebek ölüm oranı: 24.68 ölüm/1000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 65.6 yıl.
Erkeklerde: 62.24 yıl.
Kadınlarda: 69.03 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 2.18 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %3 (2003 verileri).
HIV/AIDS - hastalıkları taşıyan insan sayısı: 5600 (2003 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenler: 200 (2003 verileri).
Ulus: Bahama.
Nüfusun etnik dağılımı: Siyah ırk %85 beyaz ırk %12 Asyalılar ve Hispaniola’lılar.
Din: Baptistler %32 Anglikanlar %20 Roma Katolikleri %19 Methodistler %6 diğer %23.
Dil: İngilizce(resmi) Creole (hem Avrupa hem de Asya soyundan gelen kişilerin konuştuğu dil).
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri bilgiler.
Toplam nüfus: %95.6.
Erkek: %94.7.
Kadın: %96.5 (2003 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Bahama.
ingilizce: Bahamas The.
Yönetim Biçimi: meşruti monarşi.
Başkent: Nassau.
İdari bölümler: 21 bölge; Acklins ve Crooked Adaları Bimini Cat Adaları Exuma Freeport Fresh Creek Governor›s Limanı Green Turtle Cay Harbour Adası High Rock Inagua Kemps Bay Long Adası Marsh Limanı Mayaguana New Providence Nicholls Şehri ve Berry Adaları Ragged Adası Rock Sound Sandy Burunu San Salvador ve Rum Cay.
Bağımsızlık günü: 10 Temmuz 1973.
Milli bayram: Kur
Konum: Orta Doğu’da Basra Körfezinde Arabistan Yarımadası kıyısı açıklarında Bahreyn Adası ile 30 kadar küçük adadan oluşan bir takımadada yer alan ülkedir.
Coğrafi konumu: 26 00 Kuzey enlemi 50 33 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Orta Doğu.
Yüzölçümü: toplam: 665 km².
Kara: 665 km².
Su: 0 km².
Sınır komşuları: 0 km.
Sahil şeridi: 161 km.
İklimi: Bahreyn’de yıl boyunca nem oranı yüksektir. Kış ayları ılımandır. Egemen rüzgar kuzeybatıdan esen nemli şamal rüzgarıdır. Güneyden esen rüzgarlar ise hem sıcak hem de kurudur; bazen kum ve toz getirir.
Arazi yapısı: Bahreyn Adası`nın orta bölgesi kayalıktır. Güneyde ve batıda bazı yerleri tuzlu bataklıklarla kaplı kumlu ovalar vardır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Basra Körfezi 0 m; en yüksek noktası: Jabal ad Dukhan 122 m.
Doğal kaynakları: Petrol doğal gaz balık inci.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %2.82.
Sürekli ekinler: %5.63.
Otlaklar: %6.
Ormanlık arazi: %0.
Diğer: %85.55 (2005 verileri).
Sulanan arazi: 40 km² (2005 verileri).
Doğal afetler: periyodik kuraklıklar; kum fırtınaları.
Nüfus Bilgileri
NüfuSu: 698585 (Temmuz 2006 verileri).
Yaş yapısı: 0-14 yaş: %27.4 (erkek 96567; kadın 94650).
15-64 yaş: %69.1 (erkek 280272; kadın 202451).
65 yaş ve üzeri: %3.5 (erkek 12753; kadın 11892) (2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %1.45 (2006 verileri).
Mülteci oranı: 0.82 mülteci/1000 nüfus (2006 tahmini).
Cinsiyet oranı: doğumlarda: 1.03 erkek/kadın.
15 yaş altı: 1.02 erkek/kadın.
15-64 yaş: 1.38 erkek/kadın.
65 yaş ve üzeri: 1.07 erkek/kadın.
Toplam nüfusta: 1.26 erkek/kadın (2006 verileri).
Bebek ölüm oranı: 16.8 ölüm/1000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 74.45 yıl.
Erkek: 71.97 yıl.
Kadın: 77 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 2.6 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.2 (2001 verileri).
Ulus: Bahreyn.
Nüfusun etnik dağılımı: Bahreynliler %63 Asyalılar %19 diğer Araplar %10 İranlılar %8.
Dinler: Şii Müslümanlar %70 Sünni Müslümanlar %30.
Dil: Arapça İngilizce Farsça Urduca.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri bilgiler.
Toplam nüfus: %89.1.
Erkek: %91.9.
Kadın: %85 (2005 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi uzun adı: Bahreyn Devleti.
kısa şekli : Bahreyn.
Yerel tam adı: Dawlat al Bahrayn.
yerel kısa şekli: Al Bahrayn.
Eski adı: Dilmun.
ingilizce: Bahrain.
Yönetim Biçimi: Mutlak Monarşi.
Başkent: Manama.
İdari bölmeler: 12 belediye; Al Hadd Al Manamah Al Mint**ah al Gharbiyah Al Mint**ah al Wusta Al Mint**ah ash Shamaliyah Al Muharr** Ar Rifa› wa al Mint**ah al Janubiyah Jidd Hafs Madinat Hamad Madinat ‹Isa Juzur Hawar Sitrah.
Bağımsızlık günü: 15 Ağustos 1971.
Milli bayram: Milli Gün 16 Aralık (1971).
Anayasa: 14 Şubat 2002 de yeni anayasa kabul edilmiştir.
Hukuk sistemi: İslam hukuku ve İngiliz hukuku temel alınmıştır.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: ABEDA AFESD
Konum: Okyanusya Kuzey Pasifik Okyanusunda mercanada.
Coğrafi konumu: 0 13 Kuzey enlemi 176 28 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Okyanusya.
Yüzölçümü: toplam: 129 km².
Kara: 129 km².
Su: 0 km².
Sınır komşuları: 0 km.
Sahil şeridi: 4.8 km.
İklimi: Az yağışlı sabit rüzgarlı yakıcı güneşli ekvatoral iklim hakimdir.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Pasifik Okyanusu 0 m; en yüksek noktası: 8 m - isimsiz bölge.
Doğal kaynakları: Guano karada ve suda vahşi doğa.
Arazi kullanımı: Tarıma elverişli: %0.
Sürekli ekinler: %0.
Otlaklar: %0.
Ormanlık arazi: %0.
Diğer: %100.
Sulanan arazi: 0 km² (2005).
Doğal afetler: Mercanadayı çevreleyen kayalıklar denizciler için tehlike oluşturmaktadırlar.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: Baker adası ıssızdır. 1942 yılında II Dünya savaşında adaya yapılan hava saldırıları sırasında buradaki tüm siviller adayı terk ettiler. Su anda ada sadece avlanma amaçlı kullanılmaktadır. (Temmuz 2006 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Baker Adası.
ingilizce: Baker Island.
Bağımsızlık durumu: ABD’ye bağlıdır; Washington tarafından yönetilir.
Hukuk sistemi: ABD hukuku uygulanmaktadır.
Bayrak: ABD bayrağı kullanılmaktadır.
Ekonomik Göstergeler
Ekonomiye genel bakış: Ekonomik etkinliği yoktur.
Ulaşım ve Taşımacılık
Deniz yolları: yok.
Limanları: yok; sadece denizin ortasında demir atma imkanı var.
Hava alanları: 1665 metrelik alanda II Dünya savaşı sonrası terkedilmiş bir uçak pisti var üzeri tamamen bitki örtüsü ile kaplanmıştır ve şu anda kullanılmamaktadır. (2006 verileri).
Ulaşım notu: Batı yakasında bir gündüz feneri bulunmaktadır.
‘Botulizm’ kelimesi bir çeşit zehirlenmeyi tarif eder. Botulin ise bakterilerin ortaya çıkardığı bir protein olup kaslardaki fiber doku yoluyla sinir hücrelerini istila eder, sonucu ölüme yol açabilecek hasarlar verebilir.
Botulizm bakterisi tabiatta bol bulunur ama havadaki oksijen tarafından hemen öldürülür. Ancak aktif olmadıkları zamanlarda bile oksijensiz bir ortamda yine hayat bulurlar. Bu, en çok teneke konserve kutularda saklanan gıdalarda görülür. Ağzı sıkı kapalı kutuların oksijensiz ortamında canlanan bakteriler, eğer yiyecek iyi ısıtılmazsa zehirleyici toksinler üretirler.
Arılar bal yapmak için nektar toplarlarken botulizm sporlarını da beraber alıp farkında olmadan bal yapımında kullanabilirler. Yetişkinlerde bu balın yenmesi sorun yaratmaz. Gerek vücudun savunma sistemi gerekse midenin asitli ortamı, bu bakterinin zarar vermesine müsaade etmezler. Bebeklerde ise hem savunma sistemi yeterli gelismemiştir, hem de mide hala ancak anne sütünü hazmedebilecek durumdadır. Zehirlenen bebek nefes alma ve yutkunma zorluğu çekebilir, kol, bacaklar ve boyunda güçsüzlük ortaya çıkabilir, durum çok ciddi sonuçlara yol açabilir.
Aslında botulin proteini bebeklere 6 aya kadar zarar verebilir. 8 aydan sonra tehlike geçmiştir ama en iyisi, bebeğin sağlığını emniyete almak için bir yaşına kadar bal yedirmemektir.
Balın bir türü olan delibal zehirlenmesi ise bir başka olaydır, yaşa bağlı olmadan tüm insanları etkileyebilir. Daha çok Karadeniz bölgesinde görülen bu zehirlenmenin nedeni arıların balı yaparken kara ağrı ve sarı ağrı adı verilen bitkilerin çiçeklerinden aldıkları toksindir.
Zehirlenme, bir kişinin bu baldan 50-100 gram yemesinden sonra ortaya çıkar ve kendini karın ağrısı, ishal, kusma, baş dönmesi hatta kol ve bacaklarda ağrı, kramp ve felçler şeklinde belli eder. Genellikle ölümle sonuçlanmaz. Bu balın bekletilmesi veya kaynatılması da zehirlenmeye çare değildir.
Yağlı balıklarda bulunan lipitlerin insan sağlığı üzerine hiçbir zararları olmadığı gibi vücudu kalp ve damar hastalıklarına karşı da korurlar. Bol miktarda balık tüketilen ülkelerde yapılan sağlık ve yaşam suresi istatistikleri de bu görüşü destekler.
19. yüzyılda iki Alman kimya mühendisi, beynin zihinsel aktivitesini yürütebilmesi için gerekli kimyasal elementin ‘fosfor’ olduğunu ileri sürdüler. Hatta bu düşüncelerini ‘fosfor olmadan bir beyin sağlıklı çalışamaz’ diyerek çok iddialı bir biçimde sundular.
Bu arada bir başka bilimci de balık etinin fosfor bakımından çok zengin olduğunu ortaya çıkarınca, bu iki fikir birleşti ve balık etinin beyine dolayısıyla zeka gelişimine çok faydalı olduğu gibi genel bir inanış doğdu.
Aslında fosfor insan organizması için gerçekten gereklidir. Gereken miktar et, süt, tahıllar ve sebzelerin yanında balıklardan da sağlanır. Fosfor vücutta kemiklerde ve dişlerde kalsiyumla birleşmiş halde bulunur. Fosforun eksikliği çocuklarda kol ve bacak kemiklerinde biçim bozukluklarına, yetişkinlerde ise kemik yumuşamasına neden olur.
Eczacılıkta kullanılan fosfor ise beyaz fosfordur. Eskiden fosforlu bitki yağı ve fosforlu balık yağı şeklinde insanlara sinir kuvvetlendirici ilaç olarak verilirdi. Zamanla bu tip ilaçların zehirlenmelere yol açtıkları tespit edildi ve kullanımdan kaldırıldılar.
Günümüze kadar yapılan araştırmalarda fosforun, beynimize gerekli diğer kimyasal elemanların yanında fazladan bir faydasının olduğu ve beynin fonksiyonlarını arttırdığı saptanmamıştır.
Sonuç olarak, balıkta ciddi bir oranda fosfor yoktur, olsa bile fosforun fazlası insan zekasını arttırmaz sadece çok ciddi zehirlenmelere yol açar.
Konum: Güney Asya’da Bengal koyuna kıyısı olan Birmanya ve Hindistan arasında yer alan bir ülkedir.
Coğrafi konumu: 24 00 Kuzey enlemi 90 00 Doğu boylamı.
Harita konumu: Asya.
Yüzölçümü: toplam: 144000 km².
Kara: 133910 km².
Su: 10090 km².
Sınırları: toplam: 4246 km.
Sınır komşuları: Birmanya 193 kilometre Hindistan 4053 kilometre.
Sahil şeridi: 580 km.
İklimi: Tropikal iklim Ekim - Mart ayları arasında süren kışlar hafif Mart - Haziran ayları arasında yazlar sıcak ve rutubetli geçer Haziran - Ekim ayları arasında sıcak musonlar ortaya çıkar.
Arazi yapısı: Çoğunlukla yatık alüvyonlu ovalardan ve güneydoğuda tepeliklerden oluşmaktadır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Hint Okyanusu 0 m; en yüksek noktası: Keokradong 1230 m.
Doğal kaynaklar: Doğal gaz işlenebilir toprak arazi kereste kömür.
Arazi kullanımı: işlenebilir toprak arazi: %55.39.
Sürekli ekinler: %3.08.
Otlaklar: %5.
Ormanlık arazi: %15.
Diğer: %21.53 (2005 verileri).
Sulanan arazi: 47250 km² (2003 verileri).
Doğal afetler: Kuraklık kasırgalar ülke geneli yaz muson yağmurları sırasında su baskınları ile karşı karşıya kalır.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 147365352 (Temmuz 2006 verileri).
Yaş yapısı: 0-14 yaş: %32.9 (erkek 24957997; kadın 23533894).
15-64 yaş: %63.6 (erkek 47862774; kadın 45917674).
65 yaş ve üzeri: %3.5 (erkek 2731578; kadın 2361435) (2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %2.09 (2006 verileri).
Mülteci oranı: -0.68 mülteci/1000 nüfus (2006 tahmini).
Cinsiyet oranı: doğumlarda: 1.06 erkek/kadın.
15 yaş altı: 1.06 erkek/kadın.
15-64 yaş: 1.04 erkek/kadın.
65 yaş ve üzeri: 1.16 erkek/kadın.
Toplam nüfusta: 1.05 erkek/kadın (2006 verileri).
Bebek ölüm oranı: 60.83 ölüm/1000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 62.46 yıl.
Erkek: 62.47 yıl.
Kadın: 62.45 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 3.11 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.01 (2001 verileri).
HIV/AIDS - taşıyan insan sayısı: 13000 (2001 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenler: 650 (2001 verileri).
Ulus: Bangladeşli.
Nüfusun etnik dağılımı: Bengalli %98 Kabile grupları Bengalli olmayan Müslümanlar (1998).
Dinler: Müslüman %83 Hindu %16 diğer %1 (1998).
Dil: Bengalce (resmi) İngilizce.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri bilgiler.
Toplam nüfus: %43.1.
Erkek: %53.9.
Kadın: %31.8 (2003 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi uzun adı: Bangladeş Halk Cumhuriyeti.
kısa şekli : Bangladeş.
Eski adı: Doğu Pakistan.
ingilizce: Bangladesh.
Yönetim biçimi: Parlamenter Cumhuriyet.
Başkent: Dakka.
İdari bölmeler: 6 belediye; Barisal Chittagong Dhaka Khulna Rajshahi Sylhet.
Bağımsızlık günü: 16 Aralık 1971 (Batı Pakistan›dan ayrıldı).
Milli bayram: Bağımsızlık günü 26 Mart (1971).
Anayasa: 4 Kasım 1972 16 Aralık 1972 tarihinde yürürlüğe girmiştir 24 Mart 1982 darbesinde bir süre askıya alınmış 10 Kasım 1986 tarihinde yeniden d
yörekent
Genellikle oturma alanı niteliğinde olan, şehir merkezinden uzakta veya sınırlarına yakın yerlerde bulunan şehir yöresi.
Konum: Karayipler’de Atlas Okyanusu`nun batısında Rüzgarüstü Adalarının 160 km doğusunda Venezuela`nın 435 km kuzeybatısında yer alır.
Coğrafi konumu: 13 10 Kuzey enlemi 59 32 Batı boylamı.
Harita konumu: Orta Amerika ve Karayipler.
Yüzölçümü: toplam: 431 km².
Kara: 431 km².
Su: 0 km².
Sınır komşuları: 0 km.
Sahil şeridi: 97 km.
İklimi: Tropik iklimin egemen olduğu adada kuru (Aralık-Mayıs) ve yağışlı (Haziran-Kasım) geçen iki mevsim görülür. Antiller kasırga alanın güney sınırındaki yer alan ülkede daha önceki yıllarda kasırgalar büyük yıkımlara yol açmıştır.
Arazi yapısı: Ada tortul kayaçları kaplayan ve kalınlığı 90 m`ye ulaşan mercan birikintilerinden oluşmuştur. En yüksek noktası olan Hillaby dağının bulunduğu kuzey kesimi dışında genellikle alçak ve düzdür. Yüzey suları oldukça azdır; az sayıdaki doğal su kaynakları kireçtaşı yataklarında toplanan yeraltı sularıyla beslenir.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Atlas Okyanusu 0 m; en yüksek noktası: Hillaby Dağı 336 m.
Doğal kaynakları: Petrol doğal gaz balık.
Arazi kullanımı: işlenebilir toprak arazi: %37.21.
Sürekli ekinler: %2.33.
Otlaklar: %5.
Ormanlık arazi: %12.
Diğer: %43.46 (2005 verileri).
Doğal afetler: Antiller kasırga alanının güney sınırındaki yer alan ülkede daha önceki yıllarda kasırgalar büyük yıkımlara yol açmıştır. Ayrıca periyodik heyelanlar gözlemlenmektedir.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 279912 (Temmuz 2006 verileri).
Yaş yapısı: 0-14 yaş: %20.1 (erkek 28160; kadın 28039).
15-64 yaş: %71.1 (erkek 97755; kadın 101223).
65 yaş ve üzeri: %8.8 (erkek 9508; kadın 15227) (2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %0.37 (2006 verileri).
Mülteci oranı: -0.31 mülteci/1000 nüfus (2006 tahmini).
Cinsiyet oranı: doğumlarda: 1.01 erkek/kadın.
15 yaş altı: 1 erkek/kadın.
15-64 yaş: 0.97 erkek/kadın.
65 yaş ve üzeri: 0.62 erkek/kadın.
Toplam nüfusta: 0.94 erkek/kadın (2006 verileri).
Bebek ölüm oranı: 11.77 ölüm/1000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 72.79 yıl.
Erkek: 70.79 yıl.
Kadın: 74.82 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 1.65 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %1.5 (2003 verileri).
HIV/AIDS - taşıyan insan sayısı: 2500 (2003 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenler: 200 (2003 verileri).
Ulus: Barbadoslu yada Bajan (halk arasında).
Nüfusun etnik dağılımı: Siyah ırk %90 beyaz ırk %4 diğer %6.
Dinler: Protestan %67 (Anglikan %40 Pentekostal %8 Methodist %7 diğer %12) Roma Katolikleri %4 inançsız %17 diğer %12.
Dil: İngilizce.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri bilgiler.
Toplam nüfus: %99.7.
Erkek: %99.7.
Kadın: %99.7 (2002 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Barbados.
Yönetim biçimi: Meşruti Monarşi.
Başkent: Bridgetown.
İdari bölmeler: 11 bölge; Christ Church (İsa Kilisesi) Saint Andrew Saint George Saint James Saint John Saint Joseph Saint Lucy Saint Michael Saint Peter Saint Philip Saint Thomas.
Bağımsız
- Aşırı yemekten sonra görülen veya açlıktan kaynaklanan baş ağrıları.
- Göz, kulak veya burun hastalıklarından kaynaklanan baş ağrıları
- Ateşli hastalıkların neden olduğu baş ağrıları
- Alkol kullanmanın neden olduğu baş ağrıları
- Kafa bölgesinde meydana gelen, kırık, ezik, çatlak veya sarsıntılardan kaynaklanan baş ağrıları
- Beyin urlarının neden olduğu baş ağrıları
- Kahve tiryakilerinde kahvesizlikten doğan baş ağrıları
- Kabızlık çekenlerde görülen baş ağrıları
- Saralılarda görülen baş ağrıları
- Çikolata, sarımsak, lahana, yeşil biber, kuru yemiş yedikten sonra görülen, alerjik baş ağrıları
- Menenjit hastalığının neden olduğu baş ağrıları
- Fazla miktarda şekerli yiyecek yemekten doğan baş ağrıları
- Diş hastalıklarının neden olduğu baş ağrıları
- Fazla çalışma ve ruhi çöküntülerin neden olduğu baş ağrıları
Baş ağrılarının gerçek nedenini bulabilmek için mutlaka doktora başvurulmalıdır. Aşağıdaki reçeteler; grip, nezle, soğuk algınlığı, yorgunluk veya sinir bozukluğundan kaynaklanan baş ağrılarını dindirmek için uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Sarmısak
Hazırlanışı : 1 baş sarmısak, havanda dövülür. Alna konur.
Konum: Güney Afrika’da Mozambik Kanalının güneyinde Madagaskar’a yakın yer alan adalar grubu.
Coğrafi konumu: 21 30 Güney enlemi 39 50 Batı boylamı.
Harita konumu: Afrika.
Yüzölçümü: toplam: 80 km².
Kara: 0.2 km².
Su: 79.8 km².
Sınır komşuları: 0 km.
Sahil şeridi: 35.2 km.
İklim: tropikal.
Arazi yapısı: volkanik kayalıklar.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Hint Okyanusu 0 m; en yüksek noktası: isimsiz yer 2.4 m.
Doğal kaynaklar: yok.
Arazi kullanımı: yok: %100 kayalıklar.
Sulanan arazi: 0 km² (2006).
Doğal afetler: Su altı kayalıklar denizciler için tehlike oluşturmakta periyodik siklonlar ortaya çıkmaktadırlar.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: Issız (Temmuz 2006 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Bassas da India.
Bağımsızlık durumu: Fransa›nın sömürgesidir; Reunion›da yapılan toplantılarla komisyon üyeleri tarafından yönetilmektedir.
Hukuk sistemi: Fransa hukuku.
Bayrak: Fransa bayrağı kullanılmaktadır.
Ekonomik Göstergeler
Ekonomiye genel bakış: Hiç bir ekonomik aktivitesi yoktur.
Şirketlerin sermaye artırımı karşılığında çıkardıkları hisse senetlerini nominal değerinden veya daha yüksek bir fiyattan satmak suretiyle gerçekleştirdikleri sermaye artırımlarına denir. Söz konusu hisse senetleri ortaklara satılabileceği gibi (rüchan hakkının kullandırılması), ortaklar dışındaki yatırımcılara da satılabilir. (rüchan haklarının kısıtlanması). Bedelli sermaye artırımına katılım bedeli belli bir süre ile sınırlıdır.
Anonim ortaklıkların, iç kaynaklarından yaptıkları sermaye artırımı karşılığı çıkardıkları hisse senetlerini bir bedel almaksızın ortaklarına dağıtarak gerçekleştirdikleri sermaye artırımlarıdır. Bedelsiz hisse senedi alma hakkı bir süre ile sınırlandırılamaz.
Tedavi için gerekli malzeme : Çörekotu, su.
Hazırlanışı : Her sabah, bir kahve kaşığı çörek otu az su ile içilir.
Sinir sistemimizdeki nöron hücreleri ise anne karnında oluşumlarının son safhasına ulaşırlar, tüm yaşam boyunca ulaşabilecekleri en çok sayı olan bu miktarda da kalırlar. Beynimizin milyarlarca hücresinin bu safhada oluşabilmesi için dakikada 2,5 milyon nöron meydana gelir.
Beyin hücreleri oluştuktan sonra ölünceye kadar sayı olarak artmazlar. Aslında vücudumuzda sonradan çoğalmayan başka hücreler de vardır. Ama boyut olarak büyüyebilirler. Eğer vücudu geliştirmek için halter çalışılırsa, kaslar büyür ama bu yeni kas hücrelerinin oluşması demek değildir. Mevcut hücrelerin boyutları büyümüştür. Çalışma bırakıldığında bu kaslar tekrar pörsüyebilirler.
Bir insan doğduğunda beyni 350 gram ağırlığındadır. Bir yaşında 1000 grama, gelişme tamamlanınca da nihai ağırlığına ulaşır. Beyin hücreleri daha anne karnında iken son şekillerini aldıklarına göre bu artış miktarı nereden geliyor diye sorulabilir. Burada da kas örneğinde olduğu gibi hücrelerin çoğalması değil büyümeleri söz konusudur.
20 yaşına gelince beyin hücrelerinde eksilme başlar. Her gün yaklaşık 50 bin tanesi ölür. Bu sayı 60 yaşlarında günde 100 bin hücreyi bulur. 75 yaşına geldiğimizde tüm nöronların yüzde 10’unu kaybetmiş oluruz. Tabii bu doğduğumuz ana oranla zekamızın yüzde 10 azaldığı anlamına gelmez. İnsan hayatında iyi beslenme, tecrübe ve öğrenme gibi faktörler geriye kalan nöronların kapasitelerinin daha da gelişmelerini sağlarlar. Yani beyin ne kadar çok kullanılırsa o kadar iyi durumda olur.
Beynin oksijen tüketimi sabittir. Beyinde oksijenle birlikte sadece glikoz kullanılır ve bunların beyinde yedeği yoktur. Bu demektir ki, sinir hücrelerinin yaşaması her an için kan dolaşımının getireceği miktara bağlıdır. Oksijensizliğin ve kanda glikoz azalmasının yol açtığı kötü ve onarılmaz sonuçlar hatta beynin bazı bölümlerinin ölmesi bununla açıklanabilir. Beyindeki bu kan akımı vücudun diğer kısımlarına oranla bağımsızdır. Kalpten çıkan kanın yaklaşık beşte biri buraya gider.
Vücut ağırlığımızın yalnızca yüzde 2’sini oluşturan beynimiz, toplam enerji üretimimizin yüzde 20’sini tüketir. Bu enerjiyi kanın taşıdığı oksijen ve glikozdan alır. Kanımızdaki glikoz (kan şekeri) seviyesi düşerse önce acıkır ve huzursuz oluruz. Seviye daha da alçalırsa beyin faaliyetini azaltır, biz de yarı baygın hale geliriz. Oksijen daha da hayati bir önem taşır. Oksijensiz kalan beyin hücreleri en fazla 5 dakika içinde ölürler. Beynin bir bölümünde kan dolaşımı duracak olursa, o bölgede hayatiyet sona erer.
Spor yaparken kalp daha hızlı çalışır, daha fazla kan pompalar. Bu durumda beyne daha çok kan gitmesi, dolayısıyla beynin daha iyi çalışması gerekmez mi? Hayır. Beyne giden kan miktarı hep aynıdır. Ortalama bir kalp dakikada yaklaşık 5 litre kanı vücudun her tarafına pompalar. Bunun 750 mililitresi beyne giderken 600 mililitresi de bacakların diz altındaki kısımlarına gider. Spor yaparken kalbin pompaladığı miktar 17 litreye kadar çıkar. Bunun 14.000 mililitresi bacaklara giderken beyne giden miktar yine aynı, yani 750 mililitredir.
ekon. dengelem
Bir kuruluşun, bir ticarethanenin belirli bir dönem sonundaki veya belirli bir gündeki taşınır ve taşınmaz varlıkları ile bunları sağlamak için kullanılan öz ve yabancı kaynakları dengeli olarak gösteren çizelge.
Aslında bu olayın biranın sıvı kısmı ile pek alakası yoktur. Bira içince tuvalete gitme ihtiyacını hissettiren ‘antidiuretic’ denilen bir hormondur. Biz buna kısaca ‘ADH’ diyeceğiz. Vücudumuzda üretilen bu hormon idrar miktarını ayarlar ve doğrudan olmasa da kanımızdaki su miktarını etkiler.
Susuz kaldığımız zaman ‘ADH’ böbreklerimize sinyal gönderip idrar üretimini durdurtur. Böylece su harcaması kesilerek kanımızdaki su miktarı korunur ve plazmadaki tuz miktarının yükselmesine mani olunur. Yani ‘ADH’ vücudumuzdaki su ve tuz miktarını dengeleyen, koruyucu bir işlev görür.
Halk arasında idrar söktürücü adı da verilen bazı maddeler ‘ADH’nin salgılanmasına mani olur. Bu durumda böbrekler idrar üretip üretmeyeceklerine karar veremezler ve sonunda üretmeye devam ederler. Mevcut dengenin bozulduğunu bilmeden suyu dışarı atarlar, insanı tuvalete gitmeye mecbur bırakırlar ve vücudun kurumasına sebep olurlar.
Vücudumuzdaki bu hormonu en çok etkileyen maddelerden biri de alkoldür. Birayı bolca içince, içindeki alkol nedeni ile ‘ADH’den sinyal de gelmeyince böbrekler fazla mesai yaparak vücuttaki suyu idrar haline getirirler. Tabii biranın sıvı kısmının da buna katkısı vardır, ama aynı sürede, aynı miktarda su içildiğinde bu kadar tuvalet ihtiyacı duyulmaz.
Aslında aynı durum tüm alkollü içeceklerde de geçerlidir. İçilme zamanı ve miktarı biraya eşdeğer olduğunda aynı etki onlarda da görülür. Bu hormonu etkileyen bir diğer önemli madde de kafeindir. Kahve ile birlikte yeterli kafein alındığında ‘ADH’ salgılanması durur ve böbrekler idrar üretmeye devam eder.
Görüldüğü gibi içki içmenin sonuçlarından birisi de vücudun kurumasıdır. Buna karşı vücutta susama ile birlikte acıkma duyusu da uyarılır. Kaybedilen suya karşı gece yarısı yemek yeme ihtiyacı duyulur. Durum buna uygun değilse sabah kalkıldığında bir sürahi su içilir.
Aslında bu olayın biranın sıvı kısmı ile pek alakası yoktur. Bira içince tuvalete gitme ihtiyacını hissettiren “antidiuretic” denilen bir hormondur. Biz buna kısaca “ADH” diyeceğiz. Vücudumuzda üretilen bu hormon idrar miktarını ayarlar ve doğrudan olmasada da kanımızdaki su miktarını etkiler.
Susuz kaldığımız zaman “ADH” böbreklerimize sinyal gönderip idrar üretimini durdurtur. Böylece su harcaması kesilerek kanıızdaki su miktarı korunur ve plazmadaki tuz miktarının yükselmesine mani olunur. Yani “ADH” vücudumuzdaki su ve tuz miktarını dengeleyen, koruyucu bir işlev görür.
Halk arasında idrar söktürücü adı da verilen bazı maddeler “ADH”nin salgılanmasına mani olur. Bu durumda böbrekler idrar üretip üretmeyeceklerine karar veremezler ve sonunda üretmeye devam ederler. Mevcut dengenin bozulduğunu bilmeden suyu dışarı atarlar, insanı tuvalete gitmeye mecbur bırakırlar ve vücudun kurumasına sebep olurlar.
Vücudumuzdaki bu hormonu en çok etkileyen maddelerden biri de alkoldür. Birayı bolca içince, içindeki alkol nedeni ile “ADH”den sinyal de gelmeyince böbrekler fazla mesai yaparak vücuttaki suyu idrar haline getirirler. Tabii biranın sıvı kısmının da buna katkısı vardır, ama aynı sürede, aynı miktarda su içildiğinde bu kadar tuvalet ihtiyacı duyulmaz.
Aslında aynı durum tüm alkollü içeceklerde de geçerlidir. İçilme zamanı ve miktarı biraya eşdeğer olduğunda ayı etki onlarda da görülür. Bu hormonu etkileyen bir diğer önemli madde de kafeindir. Kahve ile birlikte yeterli kafein alındığında “ADH” salgılanması durur ve böbrekler idrar üretmeye devam eder.
Görüldüğü gibi içiki içmenin sonuçlarından birisi de vücudun kurumasıdır. Buna karşı vücutta susama ile birlikte acıkma duyusu da uyarılır. Kaybedilen suya karşı gece yarısı yemek yeme ihtiyacı duyulur. Durum buna uygun değilse sabah kalkıldığında bir sürahi su içilir.
O devirlerde tüccarlar, parayı tartıyorlar ve ağırlığı eksikse kabul etmiyorlardı. Tabii, para da elinizde kalıyordu. Antik para kataloglarında dikkat ederseniz, paraların büyük bir kısmının tam yuvarlak olmadığını görürsünüz.
Bu sorunu çözmek ve halkı eksik paraya karşı korumak için bozuk paraların kenarları tırtıllı yapılmaya başlandı. Bu tırtıllar sayesinde paranın kenarının kazındığı hemen belli oluyordu ve kenarı kazınmış parayı kimse almıyordu.
Bu adet günümüze kadar devam etti. Artık içinde değerli bir maden bulunmamasına rağmen, bozuk paralarımızın kenarlarında ya tırtıl ya da bir yazı vardır.
Günümüzde madeni paralar ‘bozukluk’ veya ‘ufaklık’ adı altında sadece küsuratları ödemede kullanılıyor. Bozuk paralar da para olma niteliklerini kanundan almalarına rağmen, kullanılmalarında bazı sınırlamalar vardır.
Gerek kağıt, gerekse madeni para olsun, her ikisiyle de yapılan ödemeleri kabul etmemek mümkün değildir. Buna ‘Kanuni Tedavül Mecburiyeti’ denilir ki, kağıt paralarda bu mecburiyet sınırsızdır. Ödenen miktar ne kadar büyük olursa olsun, bunu karşı taraf kabul etmek mecburiyetindedir.
Madeni paraların ise mecburiyeti sınırlıdır. En çok üzerlerinde yazan değerin 50 katını tamamen bozuk para ile ödeyebilirsiniz. Örneğin 50 bin liralıklarla, 2,5 milyona kadar ödemelerinizi yapabilirsiniz ama daha fazlasını da bozuk para ile ödeme isteğinizi karşı taraf kabul etmeyebilir.
Kağıt paraların Merkez Bankası tarafından basıldığı bilinir de, madeni paraları Maliye Bakanlığı’nın çıkardığı pek bilinmez. Madeni paraların toplam para stoku içindeki oranı da yaklaşık yüzde l civarındadır.
Hiç dikkat ettiniz mi? İnsan yüzleri kağıt paralarda önden, madeni paralarda ise yandandır. Madeni paralarda yer çok küçük olduğundan, kabartma tekniği ile bir yüzün tam detayını vermek mümkün olamamaktadır. Yandan bir profil kişiyi daha iyi tanınır kılmaktadır.
Nüfus: 158.739.000.
Yüzölçümü: 3.286.470 km2.
Komşuları: Kuzey’de Fransız Guyana’sı, Surinam, Guyana ve Venezuella, Batı’da Kolombiya, Peru, Bolivya, Paraguay ve Arjantin; Güneyde Uruguay.
Önemli Şehirleri: Sao Paulo, Rio de Janerio, Brasilia, Salvador.
Din: %90 Katolik.
Dil: Portekizce, İspanyolca, Fransızca, İngilizce.
Yönetim Biçimi: Federal Cumhuriyet.
Siyasi Partiler.
Brezilya Demokratik Hareket Partisi.
Tarih: Pedro Alveres Cahrali’n-Portekizli bir gemicidir. 1500’de Brezilya’ya gelen ilk Avrupalı olduğu bilinir. Ülke o zaman çeşitli Kızılderili kabileleri tarafından mesken tutulmuştur. Bu kabilelerin çok az bir kısmı günümüze kadar gelmiştir ve Amazon bölgelerinde yoğunluk kazanırlar. Daha sonraki yüzyıllarda Portekizli koloniciler beraberinde çok sayıda Afrika kölesini getirerek ülkenin içlerine doğru ilerlediler. Kölelik 1888’e kadar devam etti. Napolyo’nun ordusundan kaçan Portekiz kralı 1808 yılında Brezilya’ya gelip, hükümet koltuğuna oturdu. Ülke bu tarihte, 6. Dom Joavo başkanlığında, bir krallık haline geldi. Portekiz’e dönmesinin ardından oğlu Pedro 7 Eylül 1822’de Brezilya’nın bağımsızlığını ilan etti ve imparator ilan edildi. 2.İmparator olan 2. Dom Pedro 1889’da tahttan indirildi ve Brezilya Birleşik Devletleri ismi altında bir cumhuriyet ilan edildi. 1967’de ülkenin ismi Brezilya Federal Cumhuriyeti olarak değiştirildi. Askeri bir cunta 1930’da iktidarı ele geçirdi, cuntanın başında Getulio Nargas vardı. Bu yönetim 1945’te ordu tarafından devrilinceye kadar sürdü. 1945-64 yılları arasında demokratik rejime geçiş yapıldı, bu zaman diliminde başkent Rio’da Janero’dan Brezilyaya taşındı. 1964 yılında devlet başkanı Joao Belchoir Margues Goulart ülkedeki enflasyonu daha da tırmandıran bir takım ekonomi politikaları yerleştirmeye çalıştı fakat ordunun bir isyanıyla görevden uzaklaştırıldı. Daha sonraki 5 başkan da ordudan gelmiştiler. Bunların döneminde ülkede yoğun bir sansür uygulandı, muhalefet bastırıldı ve çok sayıda işkence davası açıldı.
1974 seçimlerinde resmi muhalefet partisi Millet Meclisi’nde daha fazla sandalye kazandı, yoğun biçimde uygulanan sansür biraz olsun yumuşatıldı. 1930’dan beri iş başına gelen hükümetler endüstriyel ve tanımsal büyümeyi, bunun yanında ülkenin iç bölgelerinde gelişmesini amaçlayan politikalar izlediler. Büyük maden yataklarının keşfi, ülkenin büyük kısmında bulunan tarıma elverişli topraklar ve büyük işgücü kapasitesi ile Brezilya 1970’lerde Latin Amerika’nın bir numaralı endüstriyel gücü oldu, tarımsal üretimi yüksek seviyelere ulaştı. Ne var ki, gelir dağılımındaki eşitsizlik ve enflasyon ciddi ekonomik bunalımlara yol açtı. Brezilya dünyada dış borcu en fazla olan ülkeler arasındadır. 1992 Temmuz’unda ülkenin 44 milyar dolarlık dış borcunun yeniden gözden geçirilmesine karar verildi. 1991’de yapılan nüfus sayımında -50 yılda ilk defa- nüfus artış hızının %2’nin altına düştüğü gözlendi. 1989’da Brezilya, Amazon bölgesi için geniş ölçekli bir çevre programı açıkladı. Bu bir bakıma
Nüfus: 10.135.000.
Yüzölçümü: 105.946 km2.
Komşuları: Kuzeybatı’da Mali, Kuzeydoğu’da Nijer, Güneyde Benin, Togo, Gana, Cate d’Ivoire.
Önemli Şehirleri: Ovogadougov, Bobodiovlasso.
Din: %65 yerel inançlar, %25 Müslüman, %10 Hıristiyan.
Dil: Fransızca, kabile dilleri.
Yönetim Biçimi: Askeri Yönetim.
Tarih: Mossi kabilesi bölgeye 11. İle 13. Yüzyıllar arasında girdi. Krallıkları, Mali ve Sanahai imparatorlukları tarafından bozguna uğratılana kadar yönetimde kaldı. Fransız hakimiyeti 1896’da başladı, fakat Yukan Volfa (4 Ağustos 1984’te Burkina Faso olarak ismi değiştirildi). 1947 yılına kadar ayrı bir bölge olarak görülmedi. Tambağımsızlık 5 Ağustos 1960’ta kazanıldı ve Fransa yanlısı bir hükümet seçildi. Ordu 1980’de yönetimi ele geçirdi. 1987’deki darbe bugünkü rejimin temellerini attı. 1990’larda da sınırlı demokrasiyi ülkeye getirdi. Bugün, yüzbinlerce çiftçi Löte d’Ivoire ve Gana’ya göçetmektedirler. Ülke, yoğun biçimde dış yardıma bağımlı durumdadır.
Buz, sanıldığı gibi, düzgün bir yüzey olduğu için kaygan değildir. Olay, buz pateninin çok küçük yüzeyinin buza basınç yapması dolayısıyla o noktadaki buzun erimesi ve oluşan bu ince su tabakası üzerinde patenin hareket etmesidir.
İnsan ayağının boyunun ortalama 25 santimetre, eninin ise 10 santimetre olduğunu kabul edelim. Ortalama insan ağırlığı olan 75 kg., iki ayakla 500 santimetrekare yere bastığında, her santimetrekareye 0,15 kg. ağırlık biner. Topuklu ayakkabı giyen kadınlarda yere basılan alan o kadar küçülür ve basınç o kadar artar ki, kadınların topuklu ayakkabı izi sıcak asfaltta kalır, hatta bu basınç nerede ise filinki ile aynıdır.
Ucu neredeyse bıçak gibi olan patenlerin buza değen alanı o kadar küçüktür ki, erime ısısını l derece azaltmak için 130 kg/cm2 gereken buz yüzeyini derhal eritir.
Buz pütürlü olunca, paten sadece buzun pütürünün çıkıntılarına basar, böylece temas yüzeyi iyice küçülür ve basınç artar ve buz daha kolay eriyerek, paten buz ile arasında oluşan ince su tabakası üzerinde rahatça kayar.
Bu arada buzun bir başka şaşırtıcı özelliğine de değinmeden geçemeyeceğiz. Dişimiz ağrıdığında elimizin üzerine konulan buz bu diş ağrısının azalmasına yardımcı olur.
Vücudumuzun herhangi bir yerinde bir ağrı oluştuğunda, uyarıcı sinirler buradan orta beyine ağrı sinyalleri gönderirler.
Bu sayede beyin tarafından uyarılarak vücudun doğal ağrı kesicileri olan ‘endorfin’ ve ‘enkefolin’ salgılanır.
Bu salgıların kaynağa gidebilmesi için sinir sisteminin diğer bölümlerine, ağrı algılarının geçtiği diğer kapıları ‘kapat’ sinyali gönderilir. El üzerinden gelen ağrı sinyallerinden dolayı salgılanan doğal ağrı kesiciler sonucu yüz sinirlerinden gelen ağrı kapıları beyinde kapanmaktadır.
Diş ağrılarında vücudun başka bir yerinde değil de el üstüne buz konulmasının nedeni bu olup, bu noktaya akapuntur uygulanmasıyla da benzer sonuca ulaşılmaktadır. Baş parmakla işaret parmağı arasındaki bu noktaya HO-KU noktası denilmektedir.
Katı bir cisimde atomların bir diziliş düzeni vardır. Yani bu diziliş düzeni belli aralıklarla kendini tekrarlar. Camda ise bu özellik yoktur. Çok kuvvetli mikroskoplarla yapılan incelemelerde bile camın yapısında hiç bir kristal oluşumuna rastlanmaz. Arada sırada görülen bazı kristaller ise camdaki kusurlardır.
Cama çok ağdalı bir sıvı diyebiliriz. O kadar ağdalıdır ki, normal dış etkenlerde bile şeklini değiştirmez. Bir sıvıda iç sınırlar bulunmadığından camın içinden geçen bir ışık demeti kırılma ve yansımaya uğramaz, doğrudan geçer. Bu nedenle bir cama baktığımızda arkasındakileri olduğu gibi görürüz. Işık sadece camın yüzeyini aşarken hafifçe kırılır.
Cam saydamdır, su da saydamdır, öyleyse donmuş su olan kar taneleri niçin beyazdır ve niçin kar örtüsü saydam değildir? Bir cismin üzerine gelen ışığın tümünü yansıttığında beyaz, hepsini tutup hiçbirini yansıtmadığında siyah renkte göründüğünü biliyoruz. Cam saydamdır ancak kırıldığında, tuzla buz olduğunda yerdeki küçük cam parçaları yığını beyaz renkte görünür, çünkü her bir cam parçası ışığı değişik yönde geçirmektedir.
Kar tanelerinde de aynı şey söz konusudur. Minik taneler üzerlerine gelen ışığı her yöne gelişigüzel yansıtırlar. Bu nedenle kar taneleri de, kar örtüsü de beyaz renkte görünürler. Benzeri durum tuzda da görülür. Tuz, her biri saydam olan küçük kristallerden oluşmuştur ama bunlardan büyük bir miktarı bir kapta bir araya gelince gözümüze beyaz renkte görünürler.
Katı bir cisimde atomların bir diziliş düzeni vardır. Yani bu diziliş düzeni belli aralıklarla kendini tekrarlar. Camda ise bu özellik yoktur. Çok kuvvetli mikroskoplarla yapılan incelemelerde bile camın yapısında hiç bir kristal oluşumuna rastlanmaz. Arada sırada görülen bazı kristaller ise camdaki kusurlardır.
Cama çok ağdalı bir sıvı diyebiliriz. O kadar ağdalıdır ki, normal dış etkenlerde bile şeklini değiştirmez. Bir sıvıda iç sınırlar bulunmadığından camın içinden geçen bir ışık demeti kırılma ve yansımaya uğramaz, doğrudan geçer. Bu nedenle bir cama baktığımızda arkasındakileri olduğu gibi görürüz. Işık sadece camın yüzeyini aşarken hafifçe kırılır.
Cam saydamdır, su da saydamdır, öyleyse donmuş su olan kar taneleri niçin beyazdır ve niçin kar örtüsü saydam değildir. Bir cismin üzerine gelen ışığın tümünü yansıttığında beyaz, hepsini tutup hiçbirini yansıtmadığında siyah renkle göründüğünü biliyoruz. Cam saydamdır ancak kırıldığında, tuzla buz olduğunda yerdeki küçük cam parçaları yığını beyaz renkte görünür, çünkü her bir cam parçası ışığı değişik yönde geçirmekledir.
Kar tanelerinde de aynı şey söz konusudur. Minik taneler üzerlerine gelen ışığı her yöne gelişigüzel yansıtırlar. Bu nedenle kar taneleri de, kar örtüsü de beyaz renkte görünürler. Benzeri durum tuzda da görülür. Tuz, her biri saydam olan küçük kristallerden oluşmuştur ama bunlardan büyük bir miktar bir kapta bir araya gelince gözümüze beyaz renkte görünürler.
Tedavi için gerekli malzeme : Nane, su.
Hazırlanışı : 2 bardak kaynak suya, 1 çorba kaşığı nane konur. 20 dakika bekletilip, süzülür. Çarpıntı hallerinde, 1 çay bardağı içilir.
Nüfus: 413.000.
Yüzölçümü: 23.200 km2.
Komşuları: Batıda ve Kuzeybatıda Etyopya, Kuzeybatıda Eritre, Güneyde Somali.
Önemli Şehirleri: Cibuti.
Din: %94 Müslüman, %6 Hıristiyan.
Dil: Fransızca, Arapça (resmi).
Yönetim Biçimi: Cumhuriyet.
Tarih: Fransa, 1862-1900 yılları arasında bu toprakların yönetimini aşama aşama ele geçirdi. Etyopya ve Somali bölge üzerindeki iddialarından vazgeçmekle birlikte birbirlerini bölgenin kontrolünü ele geçirmeye çalışmakla suçlamışlardır. 1976’da Afar (Etiyopya asıllı bir grup) ile İssa (Somali asıllılar) arasında çatışmalar oldu. 27 Haziran 1977’de kazanılan bağımsızlığa kadar bölgeye iki ülkeden göçler devam etti.
Çad (Chad).
Başkent: N›Djamena.
Nüfus: 5.467.000.
Yüzölçümü: 1.284.000 km2.
Komşuları: Kuzeyde Libya; Batıda Nijer, Nijerya, Kamerun; Güneyde Orta Afrika Cumhuriyeti; Doğuda Sudan.
Önemli Şehirleri: N›Djamena.
Din: %44 Hıristiyan, %33 Geleneksel İnançlar.
Dil: Fransızca ve Arapça (Resmi Dil) 100 kadar çeşitli diller.
Yönetim Biçimi: Cumhuriyet.
Tarih: Çad, Sahra Çölü oluşmadan önceki dönemlerde paleolitik ve neolitik kültürlerin yaşandığı yerdi. Fransa›nın 1900›lerde kontrolü ele geçirmesine kadar, bir dizi krallık ve Arap köle tacirleri Çad›a egemen oldu. Ülke 11 Ağustos 1960›ta bağımsız oldu. Bir çok ateşkes ve barış andlaşması yapılmasına rağmen, 1966›dan beri kuzey Müslümanları güneydeki Hristiyan hükümete ve Fransız birliklerine karşı savaşmaktadır. Libya yanlısı Çad hükümetinin isteği üzerine Aralık 1980›de Libya askeri birlikleri ülkeye girdi. Birlikler Kasım 1981›de geri çekildi. Hissene Habre liderliğindeki isyancı güçler, Haziran 1982›de başkenti ele geçirerek başkan Goukouni Oueddei›ye ülkeden kaçmak zorunda bıraktılar.
Fransa, 1983›te başkan Habre›ye Libya destekli isyancılarla mücadelesinde yardım etmeleri amacıyla 3000 asker gönderdi. Eylül 1984›te Fransa ve Libya birlikleri Çad›dan eş zamanlı olarak geri çekilmesinde anlaştılar, ancak Libya güçleri Çad güçlerinin onları son büyük kalelerinden de attığı Mart 1987 tarihine kadar kuzeyde kaldılar.
Aralık 1990›da, Habre Libya destekli bir isyancı grup olan Yurtsever Kurtuluş Hareketi tarafından devrildi.
3 Şubat 1994›te Uluslararası Adalet Divanı Libya›nın kendi sınırlarındaki mineral zengini Aazou Şeridi üzerindeki ülkesel hak iddiasını reddetti. Libya birlikleri Mayıs sonunda geri çekildi.
Çek Cumhuriyeti (Czech Republic).
Başkent: Prag.
Nüfus: 10.480.000.
Komşuları: Kuzey›de Polonya, Kuzey ve Batıda Almanya, Güneyde Avusturya, Doğuda ve Güneydoğuda Slovakya.
Önemli Şehirleri: Prag, Brno, Ostrava.
Din: %39.8 Ateist, %39.2 Katolik, %4.6 Protestan.
Dil: Çekçe.
Yönetim Biçimi: Cumhuriyet.
Tarih: 9. yy›da Büyük Morovya İmparatorluğunun parçası olan Bohemya ve Morovya daha sonra Kutsal Roma İmparatorluğunun parçası oldu. Bohemya krallarının yönetiminde, 14. yy.da Prag Orta Avrupa›nın kültür merkezi olmuştur. Bohemya ave Macaristan daha sonra Avusturya-Macaristan İmparatorluğunun idaresine geçti.
19
Tedavi için gerekli malzeme : Pirinç, su.
Hazırlanışı : 4 bardak suya, 1 kahve fincanı pirinç konup, kaynatılır, süzüldükten sonra yüz yıkanır.
Dünya yörüngesinde dönen uzay araçlarından dünyadaki pek çok şey görülebilir. Uzay araçları dünya üzerinde ortalama 165 ile 330 kilometre yükseklikte dönüp dururlar. Bu yükseklikten ancak kilometrelerce düz olarak devam eden kanallar hatta otoyollar görülebilir. Oysa dünyadaki insan yapısı şekiller ile akarsular gibi tabiat yapısı şekillerin çoğunluğu böyle değildir.
Çin Seddi milattan önce 3. yüzyılda Hun Türklerine ve Moğollara karşı ülkenin kuzey sınırını oluşturmak ve korumak için parça parça yapılmaya başlanmıştır. 6 bin kilometre uzunluğunda olan Çin Seddi, ortalama yüksekliği 7-8 metre olan iki duvardan oluşmuştur. Bu iki duvarın arasındaki ortalama 6,5 metre mesafe doldurulup taş döşenmiş, birkaç atlının yan yana at koşturabileceği bir yol haline getirilmiştir. Çin Seddi 7. yüzyılda stratejik önemini kaybetmiştir.
İdeal görüşe sahip bir insan, 6,5 metre genişliğindeki Çin Seddi’ni teleskop kullanmadan ancak 20 kilometre yükseklikten görebilir. Yere düşen gölgesi de hesaba katıldığında bu mesafe 60 kilometreye çıkabilir ama burada atmosferin görüş mesafesine olan olumsuz etkisini de unutmamak gerekir. Her iki durumda da bu yükseklik dünya etrafında dönen bir uzay aracı yüksekliğinin çok altındadır.
Uzaya altı kere giderek, en çok gitme rekorunun sahibi, Gemini ve Uzay Mekikleri uçuşlarının da ilk komutanı olan John Young, hiç bir uçuşunda Çin Seddi’ni göremediğini, gören birisini de bilmediğini, seddin uzaydan görülebilecek kadar belirgin şekil ve renk farkı oluşturmadığım, ancak 250 kilometre yükseklikten Piramitleri ve Rusya’da Baykonur’daki Uzay Merkezini, hatta karla kaplı düzlüklerde temizlenmiş geniş yolları görebildiğini söylüyor.
Bırakın uzay araçlarını insan daha aya gitmeden önce bazı kişiler Çin Seddi’nin Ay’dan görülebildiğini iddia etmekteydiler. İüphesiz bu hiç de doğru değildir. Ay’a giden astronotlara ve bu görevler sırasında çekilen fotoğraflara göre, Ay’dan bakınca dünyada görülenler, beyaz kısımlar (bulutlar), mavi kısımlar (okyanus ve denizler), sarımsı kısımlar (çöller) ile kahverengi ve yeşil kısımlardır (ormanlar ve bitki alanları).
Zaten Neil Armstrong (Apollo-11) ve Jim Irwin (Apollo-15) Ay’dan Çin Seddi’nin görülmediğini, bunu düşünmenin bile çok saçma olduğunu ayrıca belirtmişlerdir.
Tedavi için gerekli malzeme : Sinirli yaprakotu, su.
Hazırlanışı : 4 bardak suya, 2 avuç sinirli yaprak out konur. Kaynatılıp süzülür. Sabah akşam birer su bardağı içilir.
Tedavi için gerekli malzeme : Patates.
Hazırlanışı : 1 adet çiğ patates soyulup iyice yıkanır ve rendelenir. Çıkan su sabahları aç karnına içilir. Aynı işlem hergün tekrarlanır.
1. bildiri, 2. huk. mal bildirimi
1. Resmî bir makam, kurum veya resmî olmayan bir örgüt, topluluk tarafından herhangi bir durumu ilgililere duyurmak için yazılan yazı. 2. Mülkiyeti altında bulunan taşınır ve taşınmaz malların listelenerek istenen makama sunulması.
Vücudun hayati organlarını sayın deseler, derimiz pek akla gelmez. Halbuki derimiz vücudumuzun en hayati organlarının başında gelir. Derinin önemi o kadar büyüktür ki, yanma sonucunda üçte birinin yok olması hatta üçte birinin yağlıboya ile sıvanarak üzerindeki deliklerin kapatılması hayati sorun doğurabilir. Ayrıca derimiz vücudumuzun en büyük organıdır. Yetişkin bir insanın derisi 4-5 kilogram ağırlığındadır ve yaklaşık 7 metrekare alan kaplar.
Derimiz diğer tüm organlarımızdan daha hızlı büyür ve insan hayatı boyunca sürekli kendini yeniler. Devamlı kendini yenileyen bu organın, insan yaşlandıkça kırışmasının nedeni kendisi değil, altındaki kasların etkinliklerini yitirmeleridir.
Derimiz o kadar mükemmel bir organdır ki, kesildiği ya da yaralandığı zaman çevresindeki sağlam dokunun hücreleri hızla çoğalarak bu yarayı ya da kesiği kapatır. Kesilen yerin iki kenarı dikişle birbirlerine yaklaştırılırsa, onarılması gereken açıklık daralacağından iyileşme daha da çabuk olur. Bazen bu açıklık ne kadar kapatılırsa kapatılsın aradaki doku yeterince kendini onaramadığı için derimizde kalan bu yara izini ömrümüz boyunca taşırız.
Derimizin kalınlığı l-4 milimetre arasında değişir. En kalın derimiz avuçiçlerinde ve topuklarımızın altındakilerdir. Elleriyle çalışan kimselerin ellerinde veya uygun ayakkabı giymeyenlerin ayaklarında nasırlar meydana gelir. Bunlar derinin fazla sertleşmiş biçiminden başka bir şey değillerdir. Göz kapakları üzerindeki deri ise vücudun en ince derişidir.
Eğer vücudumuz deri ile kaplanmış olmasaydı yaşamımız düşünülemezdi. Derimiz bizi yalnız sıcağa, soğuğa karşı değil, aynı zamanda çarpmalara, sürtünmelere, ıslaklığa, rüzgara, güneş ışınlarına, zararlı bakterilere ve dışarıdan gelecek tehlikelere karşı da korur. Derimizin bütünü üzerinde soğuk ve sıcaklığı duymamıza yardım eden dokunma cisimciklerinin sayısı 600,000’den fazladır.
Derimiz terleme yolu ile solunum yapar, toksinleri atar, vücudun ısı dengesini korur. Bir santimetrekarelik bir deri yüzeyinde binlerce ter deliği bulunur. Her gün buharlaşarak derimizden çıkan ter ortalama l litre kadardır.
Öteki organlarımızın aksine derimiz kısa zamanda aşınır. Yüzeydeki hücreler bir kaç hafta içinde ölür ve dökülürler ama aşınan derinin yerine sürekli yenisi gelir. Hiç başımızdaki kepeklerin nereden geldiklerini düşündünüz mü? Kepekler aslında derimizin küçük pulcuklar halinde ufalanıp düşmesinden başka bir şey değillerdir.
fel. belirlenim
Bir kavramın anlamının, içeriğinin, yapısının veya sınırlarının tam olarak belirlenmesi işi.
Tedavi için gerekli malzeme : Zencefil, kekik, karbaşotu.
Hazırlanışı : 4 bardak suya 1 çorba kaşığı toz zencefil, 1 çorba kaşığı ufalanmış kekik ve bir tutam karabaşotu konur. 15 dakika kaynatılıp, süzülür. Gargara yapılır, hergün tekrarlanır.
Her iki kolayı da suya koyduğunuzda (attığınızda değil) diyet kola yüzeye doğru çıkar ama, klasik kola da taş gibi dibe oturmaz. Yüzeye çıkayım mı, çıkmayayım mı dercesine salınır durur.
Üreticilerin bu durumu, diyet kolalarda kullanılan suni tatlandırıcıların yoğunluklarının şekere göre daha az olması ve bu nedenle de bir kutuda daha az miktarda kullanılmaları şeklinde izah ediyorlar. Gerçekten ‘aspartame’ denilen tatlandırıcı, şekerden 200 kez daha tatlıdır. Yani bir kolayı tatlandırmak için 10 çay kaşığı şeker koymanız gerekiyorsa, aynı tatlılığı bir çay kaşığının yirmide biri kadar suni tatlandırıcı katarak verebilirsiniz.
Aslında diyet kola ve kutunun yapıldığı alüminyumun yoğunlukları ayrı ayrı sudan fazladır ama kutunun içindeki hava ve gaz kabarcıkları, onun ortalama yoğunluğunu, suyun yoğunluğunun biraz altına indirir. Arşimet’e göre ortalama yoğunluğu sudan az olan her şey yüzebilir.
Bu arada biradan da bahsetmeden geçemeyeceğiz. Evinizdeki aynı hacimdeki teneke kutu biraları suya koyun, hepsinin farklı derinliklerde kaldıklarını göreceksiniz. Bunun nedeni suyun kaldırma gücünden ziyade tüketici yasalarıdır. Kutunun kenarında yazan hacim miktarı yasal olarak en az olanıdır. Doldurma sistemindeki hassasiyet pek iyi değilse, daha çok dolanlar daha ağır olabilirler.
Kutu biralar eğer üzerlerinde yazan yasal minimum miktar kadar doldurulurlarsa, içlerindeki hava ve karbondioksit sayesinde yüzebilirler. Ancak üreticiler, yasadan çekinmeleri nedeni ile, biraları minimumdan değil de, biraz fazla doldurmayı tercih ettiklerinden kutuların çoğunluğu suda dibe gider.
Her iki kolayı da suya koyduğunuzda (attığınızda değil) diyet kola yüzeye doğru çıkar ama, klasik kola da taş gibi dibe oturmaz. Yüzeye çıkayım mı, çıkmayayım mı dercesine salınır durur.
Üreticilerin bu durumu, diyet kolalarda kullanılan suni tatlandırıcıların yoğunluklarının şekere göre daha az olması ve bu nedenle de bir kutuda daha az miktarda kullanılmaları şeklinde izah ediyorlar. Gerçekten “aspartame” denilen tatlandırıcı, şekerden 2 yüz kez daha tatlıdır. Yani bir kolayı tatlandırmak için 10 çay kaşığı şeker koymanız gerekiyorsa, aynı tatlılığı bir çay kaşığının yirmide biri kadar suni tatlandırıcı katarak verebilirsiniz.
Aslında diyet kola ve kutunun yapıldığı alüminyumun yoğunlukları ayrı ayrı sudan fazladır ama kutunun içindeki hava ve gaz kabarcıkları, onun ortalama yoğunluğunu, suyun yoğunluğunun biraz altına indirir. Arşimet’e göre ortalama yoğunluğu sudan az olan her şey yüzebilir.
Bu arada biradan da bahsetmeden geçemeyeceğiz. Evinizdeki aynı hacimdeki teneke kutu biraları suya koyun, hepsinin farklı derinliklerde kaldıklarını göreceksiniz. Bunun nedeni suyun kaldırma gücünden ziyade tüketici yasalarıdır. Kutunun kenarında yazan hacim miktarı yasal olarak en az olanıdır. Doldurma sistemindeki hassasiyet pek iyi değilse, daha çok dolanlar daha ağır olabilirler.
Kutu biralar eğer üzerlerinde yasal minimum miktar kadar doldurulurlarsa, içlerindeki hava ve karbondioksit sayesinde yüzebilirler. Ancak üreticiler, yasadan çekilmeleri nedeni ile, biraları minimumdan değil de, biraz fazla doldurmayı tercih ettiklerinden kutuların çoğunluğu suda dibe gider.
Vücudumuzun her yanı sinirlerle örtülü olduğu halde sinir hücrelerinin gövdeleri yalnızca beyinde ve omurilikte bulunur. Bütün vücuda dağılmış milyonlarca sinire karşılık beyinden ve omurilikten yalnızca 43 çift sinir çıkar. Bunlar merkezden ayrıldıkları sonra gitgide dallanarak vücudun her yanına dağılırlar.
Refleks bir uyarıya vücudun ani ve otomatik olarak cevap vermesidir. Örneğin elimiz sıcak bir tencereye değdiğinde aniden çekmemiz bir reflekstir. Reflekslerde komuta omuriliktedir. Beyne bilgi gidebilir ama refleks olayında beyin aktif olarak rol oynamaz.
Bir sandalyeye rahatça oturup bacak bacak üstüne atarken doktor dizkapağının hemen altına, kası kemiğe bağlayan tendona minik lastik bir çekiçle sertçe vurursa bacağınız ileri doğru fırlar. Bu reflekste de baldır kaslarındaki duyu sinirleri kasın genişlemesine tepki gösterirler ve yeni sinir sinyalleri oluşturarak kaslara hafif bir basınç uygulandığını ve gerildiklerini omuriliğe iletirler.
Omurilik ise bu basınca dayanabilmesi için kasların kasılması gerektiğini bildirir ve bacak tekrar geri hareket eder. Görüldüğü gibi refleks, beynin denetiminden geçmeksizin, yani beyin devrede olmadan, doğrudan omuriliğin komutlarıyla gerçekleşmiştir.
Diz kapağı refleksinin sınanması özellikle omuriliğin işleyişi konusunda bilgi veren önemli bir tanı yöntemidir. Bu alanda uzmanlaşmış bir doktor basit bir kaç testle sinir sisteminin işleyişine ve ne kadar sağlıklı olduğuna ilişkin pek çok bilgi edinebilir. Çekiçle vurulduğunda bacağın normalden fazla hareket etmesi tümörden kalsiyum eksikliğine kadar bir çok hastalığın habercisi olabilir.
Dize çekiçle vurularak yapılan kontrol tek başına tabii ki yeterli bilgi vermez. Doktorlar bir ön bilgi almak için bu çabuk ve kolay testi yaptıktan sonra vücut üzerinde diğer muayene ve kontrollerine devam ederler.
Eskilerin Ay’ın dönemlerine bağladıkları etkilerin büyük bir kısmının boş inançlar olduğu bir gerçektir. O zamanlar insanların uykularında gezinmeleri dolunay ışığı tarafından çekilmelerine bağlanıyordu. Dolunayın ışığının yatak odasından içeri girmesinin uyuyanın rüyasını etkilediğine, dolunay ile birlikte cinsel içgüdü fonksiyonlarının, insanların üremelerinin ve tarlaların bereketlerinin arttığına hatta ‘kurt adam’ efsanesine bile inanılıyordu.
Bilim insanları yine de Ay’ın evrelerinin ve özellikle dolunayın insanları etkilemesi olayına ciddiyetle yaklaşıyorlar. Ay’ın evreleri ile cinayetler, kazalar, dünyamızda oluşan kasırgaların dağılımı, magnetik alanlarda bozulma, kadınların aybaşları ve sara nöbetleri arasındaki ilişkileri yakından takip ediyorlar, devamlı istatistiki bilgi topluyorlar. Ancak kesin bir sonuca varılmış, Ay’ın evreleri ile bahsedilen olaylar arasında henüz bilimsel bir ilişki saptanmış değildir.
Yapılan bir çalışmada dolunay süresince oluşan trafik kazalarının alışılmadık bir şekilde fazla olduğu saptanmış fakat daha sonra olayların zaman aralıkları incelendiğinde çoğunun hafta sonu günlerine denk geldiği görülmüştür. Hafta sonu tatiline giderken ve dönerken sürücülerin acele etmeleri kazaların en önemli nedenidir. Yani tatil aceleciliğinin yarattığı trafik kazalarının yanında dolunayın etkisinin sözü bile edilemez.
Bilindiği gibi Ay’ın dünyada okyanuslardaki ‘gel-git’ denilen, suların alçalması ve yükselmesi olayı üzerinde doğrudan etkisi vardır. Vücudumuzun da çoğu su olduğuna göre Ay vücudumuzu da etkileyebilir mi? Vücudumuzdaki suyun oranı, okyanuslardaki su miktarı ile kıyaslanamayacağı gibi ‘gel-git’ olayı günde iki kez oluşmaktadır. Yani Ay’ın çekim gücü insanı etkilese bile bunun sadece dolunay safhasında değil her gün olması gerekir.
Dolunay safhasında iken Ay’ın parlaklığı da pek önemli bir etken değildir, çünkü bu safhada Ay’ın dünyaya gönderdiği ışık miktarı Güneş’in gönderdiğinin 600 binde biri kadardır.
Peki dolunayı bu kadar özel kılan nedir? Dolunay, Güneş Dünya’nın bir tarafında, Ay ise tam aksi tarafta aynı hizaya gelince oluşur. Bu durumda Güneş’in, Ay’ın Dünya üzerindeki etkisini arttırıp arttırmadığı da incelenmiştir. Bir miktar arttırdığı doğrudur ama Güneş o kadar uzaktadır ki bu etkileme de fazla kayda değer değildir.
Öyle görülüyor ki, her gün olan olaylar, Ay’ın dolunay safhasında da olunca sebep ona bağlanmaktadır.
gök b. tutulum
Bir yıl boyunca Güneş’in gök küresi üzerinde çizdiği çemberin sınırladığı daire.
anat. dış deri
Sinir sistemini ve duygu organlarını oluşturan, embriyonun dış yüzünü örten tabaka.
Evlerimizde 220 volt ve 50 Herz akım daima vardır. Ne kadar ilginçtir ki, bir elektrik akımının insana en tehlikeli frekans aralığı 50 - 60 Hz.dir. Elektrik akımını evimizdeki su tesisatına benzetebiliriz. Suyun basıncı neyse ‘Volt’ta odur. ‘Amper’ de suyun miktarının karşılığıdır.
Elektriğe çarpılmada süre de önemlidir. Süre uzarsa deride yaralar oluşur ve elektrik bu yaralardan daha çabuk geçer. Derimizden geçen elektrik akımı derhal sinir sistemimizi etkiler. Beyindeki nefes alma merkezini felç eder, kalbin ritmini bozar hatta durmasına neden olur. Elektrik çarpmasının sonucu genellikle kalp durması olduğu için ilk yardım da ona göre yapılmalıdır. Elektriğe nereden çarpıldığımız da önemlidir. Elektriğin elden ele veya elden ayağa geçmesi aradaki hayati organlarımıza zarar verebilir.
Elektriğe çarpılınca şoka girmemizin nedeni kendi elektriğimizdir. Sinir sistemimizin ürettiği elektrik ile dışardan çarpıldığımız elektrik karşılaşıp iç içe girince vücudumuzda kasılmalar ve titremeler yaratıyor.
Elektrik çarpmasında voltajın değil de akımın şiddetinin yani amperin önemli olduğu ileri sürülüyor. Bu konuda elektrik mühendisleri ile fizikçiler arasında görüş ayrılığı var. Zaten elektriğin kendisinin de tam bir tanımı yapılmış veya tek bir tanım üzerinde uzlaşma sağlanmış değil.
Elektriğin öldürücü gücünün voltaj değil de akım miktarı olduğunu öne sürenlere göre akım doğrudan kalbi etkiliyor. Bu düşünüşe göre l ila 5 miliamper akımın vücutta hissedilme seviyesi; 10 miliamperde acı başlıyor; 100 miliampere gelince sinirler reaksiyon gösteriyor ve 100-300 miliamperde şok oluşuyor. Tabii bütün bu değerlendirmeler tam bir bilimsel sınıflandırma değil. Yani tuzlu bir suyun içinde iseniz, cereyan tüm vücudunuza birden değeceğinden mili değil mikroamper seviyesinde bile bir akımdan zarar görebilirsiniz.
Elektriğe çarpılanlar eğer ölmezlerse, genellikle hayatlarının geri kalan kısmını bu olayın izi kalmadan, problemsiz olarak yaşayabiliyorlar. Ama az miktarda da olsa sinir sistemi üzerinde hasar bırakabiliyor. Elektrikten çarpılıp şoka girenlere de, kalp ritmini düzenlemek için yine elektro şok uygulanıyor.
Evlerimizde 220 volt ve 50 Herz akım daima vardır. Ne kadar ilginçtir ki, bir elektrik akımının insana en tehlikeli frekans aralığı 50-60 HZ.dir. Elektrik akımını evimizdeki su tesisatına benzetebiliriz. Suyun basıncı neyse “Volt” da odur. “Amper” de suyun miktarının karşılığıdır.
Elektriğe çarpılmada süre de önemlidir. Süre uzarsa deride yaralar oluşur ve elektrik bu yaralardan daha çabuk geçer. Derimizden geçen elektrik akımı derhal sinir sistemimizi etkiler. Beyindeki nefes alma merkezini felç eder, kalbin ritmini bozar hatta durmasına neden olur. Elektrik çarpmasının sonucu genellikle kalp durması olduğu için ilk yardım da ona göre yapılmalıdır. Elektriğe nereden çarpıldığımız da önemlidir. Elektriğin elden ele veya elden ayağa geçmesi aradaki hayati organlarımıza zarar verebilir.
Elektriğe çarpılınca şoka girmemizin nedeni kendi elektriğimizdir. Sinir sistemimizin ürettiği elektrik ile dışardan çarpıldığımız elektrik karşılaşıp iç içe girince vücudumuzda kasılmalar ve titremeler yaratıyor.
Elektrik çarpmasında voltajın değil de akımın şiddetinin yani amperin önemli olduğu ileri sürülüyor. Bu konuda elektrik mühendisleri ile fizikçiler arasında görüş ayrılığı var. Zaten elektriğin kendisinin de tam bir tanımı yapılmış veya tek bir tanım üzerinde uzlaşma sağlanmış değil.
Elektriğin öldürücü gücünün voltaj değil de akım miktarı olduğunu öne sürenlere göre akım doğrudan kalbi etkiliyor. Bu düşünüşe göre bir ila beş miliamperde acı başlıyor; 100 miliampere gelince sinirler reaksiyon gösteriyor ve 100-300 miliamperde şok oluşuyor. Tabii bütün bu değerlendirmeler tam bir bilimsel sınıflandırma değil. Yani tuzlu bir suyun içinde iseniz, cereyan tüm vücudunuza birden değeceğinden mili değil mikroamper seviyesinde bile bir akımdan zarar görebilirsiniz.
Elektriğe çarpılanlar eğer ölmezlerse, genellikle hayatlarının geri kalan kısmını bu olayın izi kalmadan, problemsiz olarak yaşayabiliyorlar. Ama az miktarda da olsa sinir sistemi üzerinde hasar bırakabiliyor. Elektrikten çarpılıp şoka girenlere de, kalp ritmini düzenlemek için yine elektro şok uygulanıyor.
Desibel seviyesi matematik dilinde “eksponenşıl” denilen şekilde (aynen deprem ölçüsü ‘rihter’de de olduğu gibi) katlanarak artar. İnsan kulağının işitebileceği en düşük ses seviyesi yani sessizlik O (sıfır) dB’dir. Bu seviyenin 10 kat fazlası 10 dB, 100 kat fazlası 20 dB, 1000 kat fazlası 30 dB’dir ve böyle artarak gider. Şimdi bazı seslerin seviyelerine bakalım.
Sesin şiddet faktörü => Ses seviyesi (dB) => Sesin kaynağı
1.000.000.000.000.000.000 => 180 => Roket sesi 1.000.000.000.000.000 => 150 => Jet uçağının kalkışı 1.000.000.000.000 => 120 => Gök gürültüsü 100.000.000.000 => 110 => Klakson sesi (l metreuen) 10.000.000.000 => 100 => Metro istasyonu 1.000.000.000 => 90 => Mutfak blenderi 100.000.000 => 80 => Saç kurutucusu 10.000.000 => 70 => Otobandaki trafik 1.000.000 => 60 => Normal konuşma 10.000 => 40 => Oturma odası 1.000 => 30 => Kütüphane, hafif fısıltı 10 => 10 => Yaprak hışırtısı l 0 => İşitmenin alt sınırı
Yukarıdaki bütün ses seviyeleri kaynağın yakınından alınmıştır. Kaynaktan uzaklaştıkça bu seviyeler mesafeye bağlı olarak düşer. 85 dB’in üzerindeki sesler işitme duyusunun kaybına yol açabilir. Tabii bu süreye de bağlıdır. 10 saat 95 dB seviyesindeki sese maruz kalmak zarar verebilirken, çok kısa sürede 120 dB’lik bir ses seviyesi kulağa zarar vermez.
Sesin iki temel özelliği vardır. Biri yukarıda belirttiğimiz şiddeti veya seviyesi, diğeri de frekansı. Ses hava dalgaları ile yayıldığından bir saniyedeki dalga sayısı frekansını verir. Ve bu da ‘Herz’ birimi ile ifade edilir. Sesin şiddeti ile frekansı arasında bir bağlantı yoktur. İnsan kulağı 20 ile 20.000 Herz arasındaki sesleri algılayabilir. 20.000’in üstü ultrasonik sesler olup bu sesleri insan kulağı algılayamaz.
Sesin bir kulağımıza gelmesi ile öbürüne gelmesi arasında saniyenin milyonda biri kadar bir süre olmasına rağmen sinir sistemimiz bunu beynimize ulaştırır ve sesin hangi yönden geldiğini algılarız. 85 dB’in üstü insan kulağı için zararlı iken bebeklerin ağlaması 100 dB’in de üstündedir. Anneler, babalar bebeklerinizi ağlatmayın, sonra zararı size dokunabilir.
Desibel seviyesi matematik dilinde “eksponenşıl” denilen şekilde (aynen deprem ölçüsü “rihter”de de olduğu gibi) katlanarak artar. İnsan kulağının işitebileceği en düşük ses seviyesi yani sessizlik 0 (sıfır) dB’dir. Bu seviyenin 10 kat fazlası 10 dB, 100 kat fazlası 20 dB, 1000 kat fazlası 30 dB’dir ve böyle artarak gider. İimdi bazı seslerin seviyelerine bakalım.
Yukarıdaki bütün ses seviyeleri kaynağın yakınından alınmıştır. Kaynaktan uzaklaştıkçabu seviyeler mesafeye bağlı olarak düşer. 85 dB’’in üzerindeki sesler işitme duyusunun kaybına yol açabilir. Tabii bu süreye de bağlıdır. 10 saat 95 dB seviyesindeki sese maruz kalmak zarar verebilirken, çok kısa sürede 120 dB’’lik bir ses seviyesi kulağa zarar vermez.
Sesin iki temel özelliği vardır. Biri yukarıda belirttiğimiz şiddeti veya seviyesi, diğeri de frekansı. Ses hava dalgaları ile yayıldığından bir saniyedeki dalga sayısı frekansını verir. Ve bu da “Herz” birimi ile ifade edilir. Sesin şiddeti ile frekansı arasında bir bağlantı yoktur. İnsan kulağı 20 ile 20.000 Herz arasındaki sesleri algılayabilir. 20.000’’in üstü ultrasonik sesler olup bu sesleri insan kulağı algılayamaz.
Sesin bir kulağımıza gelmesi ile öbürüne gelmesi arasında saniyenin milyonda biri kadar bir süre olamasına rağmen sinir sistemimiz bunu beynimize ulaştırır ve sesin hangi yönden geldiğini algılarız. 85 dB’’in üstü insan kulağı için zararlı iken bebeklerin ağlaması 100 dB’’in de üstündedir. Anneler, babalar bebeklerinizi ağlatmayın, sonra zararı size dokunabilir.
Nüfus: 200.410.000.
Yüzölçümü: 1.913.443 km2.
Komşuları: Güneydoğu Asya, Hint Okyanusu’nda takım adalar.
Önemli Şehirleri: Surabaya, Bandung, Uyung Pandang, Malang.
Din: Müslüman %87.
Dil: Bahasa İndonezya, İngilizce.
Yönetim Biçimi: Cumhuriyet.
Tarih: Önce Portekiz ardından da Hollanda sömürgesi olan Endonezya II. Dünya Savaşı’nda Japonya tarafından 1942’de işgal edildi. 1945 yılında Ahmet Sukarno’nun liderliğinde yürütülen Ulusçu hareket bağımsızlık ilan etmesine karşın, bu ilan kabulü ancak 1949’da olmuştur. İlk Cumhurbaşkanı olan Sukarno 1950 yılında federal yapıyı feshederek üniter bir cumhuriyet kurdu ve katı bir ulusçuluk politikası uyguladı. Ülke içinde yükselen ağır baskılar sonucu 1965 yılında Sukarno yetkilerini General Suharta’ya devretmiştir. Suharta 1993 yılında 6. Kez Cumhurbaşkanı seçildi. Suharta muhalefeti sınırladı ve ülkeyi Batı ile müttefik yaptı. Politik istikrar ve ülkenin zengin petrol kaynakları ülkeyi ekonomik bakımdan istikrarlı yaptı.
tıp sara
Zaman zaman kendini kaybederek olduğu yere düşme, vücutta şiddetli çırpınmalar ve ağız köpürmesi ile ortaya çıkan bir sinir hastalığı.
bilgi kuramı
Bilginin temelini, bilim alanında uygulanan yöntemleri, sınır ve güvenilirlik bakımından inceleyip araştıran felsefe dalı.
El yazısı analizi kişinin şuuraltında yatanlar hakkında az çok ipucu verebilir ama bu da bir noktaya kadardır. El yazısından sadece cinsiyet değil ırk, din ve hatta yazanın solak mı, yoksa sağ elini mi kullandığı da tespit edilemez.
Bu konu nörobiyoloji dalında çalışanların da ilgisini çekmiş ve bilim insanları sinirkaslarının reaksiyonlarını sınıflandırmaya çalışmışlardır. Bazı sinirkası reaksiyonlarının benzer kişiliklere ve beyin ikazlarına sahip insanlarda olduğunu görmüşler, buradan da yazı tarzı ile kişilik arasında bir bağlantı olabileceğini saptamışlardır.
El yazısı insandan insana değişir. Her çocuğa ilkokulda harflerin yazılması belirli bir kalıpta öğretilmesine rağmen, çocuklar çok kısa sürede kendi bireysel özelliklerini harflere ve yazı şekillerine yansıtırlar. Zamanla insan olgunluğa erişince kendi kişiliğine özel ve bakıldığında yazanın kim olduğunu ele verecek yazı stili oluşur.
Aslında çok azımız düşündüğümüz gibi yazarız. El yazımız düşüncemizden ziyade kişiliğimizi yansıtır. El yazısını analiz etme artık sosyal bir bilim dalı olarak kabul edilmektedir. Eğitimli ve tecrübeli bir analizci yüzde 85-95 doğrulukla yazının sahibi (cinsiyeti değil) hakkında bilgi verebilmektedir. Bu analizcilere iş başvurularında, firmalara ve devlete adam almada hatta mahkemelerin yaptırdığı tatbikatlarda başvurulmaktadır.
Sahte imzalar da benzer bir konudur. Sahtekar taklit ettiği imzaya kendi yazı stilinden de bir şeyler katar. Çoğu kez bu sahte imzalar kolaylıkla ayırt edilebilir. Sahte imzayı atan, imzayı çok incelemiş, imzayı atış şeklini ve kalem hareketlerinin sırasını çok iyi uygulamışsa bile imzanın sahte olduğu tespit edilebilir, ancak sahte imzayı atan hakkında bilgi edinilemez.
El yazısı analizi kişinin şuuraltında yatanlar hakkında az çok ipucu verebilir ama bu da bir noktaya kadardır. El yazısından sadece cinsiyet değil ırk, din ve hatta yazanın solak mı, yoksa sağ elini mi kullandığı da tespit edilemez.
Bu konu nörobiyoloji dalında çalışanların da ilgisini çekmiş ve bilim adamları sinirkaslarının reaksiyonlarını sınıflandırmaya çalışmışlardır. Bazı sinirkası reaksiyonlarının benzer kişiliklere ve beyin ikazlarına sahip insanlarda olduğunu görmüşler, buradan da yazı tarzı ile kişilik arasında bir bağlantı olabileceğini saptamışlardır.
El yazısı insandan insana değişir. Her çocuğa ilkokulda harflerin yazılması belirli bir kalıpta öğretilmesine rağmen, çocuklar çok kısa sürede kendi bireysel özelliklerini harflere ve yazı şekillerine yansıtırlar. Zamanla insan olgunluğa erişince kendi kişiliğine özel ve bakıldığında yazanın kim olduğunu ele verecek yazı stili oluşur.
Aslında çok azımız düşündüğümüz gibi yazarız. El yazımız düşüncemizden ziyade kişiliğimizi yansıtır. El yazısını analiz etme artık sosyal bir bilim dalı olarak kabul edilmektedir. Eğitimli ve tecrübeli bir analizci yüzde 85-95 doğrulukla yazının sahibi (cinsiyeti değil) hakkında bilgi verebilmektedir. Bu analizcilere iş başvurularında, firmalara ve devlete adam almada hatta mahkemenin yaptırdığı tatbikatlarda başvurulmaktadır.
Sahte imzalar da benzer bir konudur. Sahtekar taklit ettiği imzaya kendi yazı stilinden de bir şeyler katar. Çoğu kez bu sahte imzalar kolaylıkla ayırt edilebilir. Sahte imzayı atan, imzayı çok incelemiş, imzayı atış şeklini ve kalem hareketlerinin sırasını çok iyi uygulamışsa bile imzanın sahte olduğu tespit edilebilir, ancak sahte imzayı atan hakkında bilgi edinilemez.
1660’da Osmanlılar Avusturya ordusuna yenilince o zamanlar Avusturya-Macaristan İmparatorluğu sınırları içinde olan Hırvatistan’dan (Croatia) bir alay asker zaferin kahramanları olarak Paris’e götürüldüler ve kralın huzuruna çıkarıldılar. Bu askerler boğazlarına renkli mendiller takmışlardı. Bu mendiller Romalılar devrinde hatiplerin, ses tellerini sıcak tutmak için boğazlarına sardıkları mendillere benziyordu. Kral çok beğendi ve kendisi de krallık kravatları takan bir alay kurdu. Kravat kelimesi de Hırvat anlamındaki ‘Croat’tan türedi.
Çok geçmeden bu moda İngiltere’ye sıçradı. Hiçbir centilmen boğazına bir şey sarmadan kendini iyi giyinmiş hissetmiyordu. Kravat o zamanlar o kadar yüksek bağlanırdı ki, insanlar vücudunu döndürmeden etrafa bakamıyorlardı, ama hiç olmazsa bir faydası vardı. Kılıç darbelerine karşı boyunu koruyordu.
Kravat çeşitli şekillerde yüzyıllarca yerini korudu, yüzden fazla değişik bağlama şekli geliştirildi. Bağlama şekilleri üzerine kitaplar yazıldı. 1960 gençliğinin düzene baş kaldırması sırasında biraz gözden düştü ama 1970’li yıllardan başlayarak popülaritesi yine arttı. Tabii ki patronlar kravat takınca çalışanlara da başka seçenek kalmıyordu.
Kravatlar erkeklerin elbise dolaplarının en kolay yıpranabilir aksesuarlarıdır. Genellikle erkekler kravatı düğümünün bir tarafından, ince ucunu çekerek çıkarırlar. Halbuki doğru yol kravatı bağlarken hangi hareketleri yaptıysanız, sökerken de ters sıra ile aynısını yapmanızdır.
Kravatı çıkardıktan sonra her iki ucunu birleştirip iki kat yapmanız, parmağınızın üzerine bir kemer gibi sarmanız, parmağınızı içinden çektikten sonra bütün gece o şekilde muhafaza etmeniz uzmanlar tarafından tavsiye ediliyor. Eğer söz konusu olan bir ipek kravat ise sabahleyin de hemen askıya asmanız gerekiyor, bu şekilde içindeki fiberler orijinal şekillerine gelecektir. Son bir uyarı: Üzerinde leke olsa bile ipek kravatları kuru temizlemeye göndermeyin, deforme olabilirler, mümkün olduğunca kendiniz temizlemeye çalışın bu da bir sonuç vermezse dikişlerim söküp mendil olarak kullanabilirsiniz.
İimdilik bilebildiğimiz kadarıyla evrenin büyüklüğünü daha iyi anlayabilmek için gelin hayali bir uzay aracı ile hayali bir uzay yolculuğuna çıkalım ve içinde bulunduğumuz Samanyolu galaksisinin ikizi Andromeda galaksisine bir gidip gelelim.
Tabii bu uzay aracının hızı dünyamızdaki yolcu uçaklarınınki kadar, yani saatte bin kilometre civarında olursa, Güneş’e bile varmak yıllarca sürer. Onun için aracımızın hızının ışık hızı, yani saniyede 300 bin kilometre olduğunu varsayalım. Bu hızı tahayyül edebilmek için bir silahları çıkan merminin hızının saniyede bir kaç kilometre olduğunu belirtelim.
Dünyadan hareket eder etmez, bir saniyeden biraz fazla bir süre içinde Ay’ı sollar, 8 dakika sonra Güneş’te oluruz, Güneş’in sıcaklığından bir an evvel kurtulmak için yolumuza devam edersek 5,5 saat sonra gezegenleri arkamızda bırakarak Güneş istemimizden çıkarız. Buraya kadar 6 milyar kilometre yol gelmişizdir ve geriye dönüp baktığımızda artık Dünya’nın yanında Ay’ı seçemeyiz.
Güneş sisteminden çıkarken rotamızı en yakın yıldıza çevirelim. 4 yıl 3 ay sonra Proxima Centauri’ye varırız. Buralardan artık Güneş sistemimizin devleri Jüpiter ve Satürn de dahil hiç bir gezegen gözle görülemez sadece Güneş sönük bir yıldız olarak gözümüze çarpar.
Madem hayali bir seyahat yapıyoruz, burada geçen ömrümüzün de sınırlı olmadığını kabul edelim. 20 bin yıl sonra içinde bulunduğumuz yıldız grubu Samanyolu’nun sınırına ulaşıp dışarı çıkarız. Burada artık Güneş de gözden kaybolur. Bir kaç yüz bin yıl daha boşlukta gidip geriye baktığımızda 100 milyar yıldızdan oluşan Samanyolu’nu hızla dönen büyük bir girdap gibi görürüz.
İçinde bulunduğumuz Samanyolu galaksisine diğer ülkeler mitolojiden kaynaklanan, ‘süt’ veya ‘sütlü yol’ anlamında ‘Milky way’ adını vermişlerdir. Anadolumuzda ise bu yıldızlar topluluğu, saman çalan bir hırsız kaçarken dökülen samanlara benzetilip ‘Saman uğrusu’ adı verilmiş bu ad zamanla Samanyolu’na dönüşmüştür.
Güneşimiz 4,5 milyar yaşındadır ve Samanyolu’nda bir turunu 220 milyon yılda tamamlar. Yani Güneş, gezegenler ve biz, bugüne kadar galakside 20 turu tamamlamış bulunuyoruz. 22 milyon yıl sonra yirmi birinci tur da tamamlanmış olacaktır. Son tur başladığında dinozorlar dünyada ortaya çıkmışlardı. Bir turda dünyada olup bitenlere bakın.
Dinozorlar 21. tur bitmeden dünyadan silinip gittiler. İnsanlık tarihi ise ancak 200 bin yıl evveline kadar gidebiliyor. Afrika’da bulunan, insanı andıran maymun kalıntıları ise 3,5 milyon yıllık, yani Taş Devri’ çizgi filmindeki Fred’in hiç bir zaman bir dinozoru olamadı.
Neyse biz yolculuğumuza devam edelim. Bu arada gözümüze bizim Samanyolu’na benzer başka yıldız grupları da çarpar. Bunlardan en yakın olanına 400 bin yıl sonra ulaşırız. Işık hızı ile yoluna devam eden uzay aracımız 3 milyon yıl sonra Samanyolu’nun ikizi olarak bilinen Andromeda galaksisini de geçerek galaksiler grubunun dışına çıkar ve daha büyük bir boşluğa dalar.
Aslında biz dünyadan baktığımızda bu mesafeden 3-4 bin kat daha uzak gök cisimlerini de gözlemleyebiliriz ama iyisi mi boşlukta kaybolmaktansa artık geri dönelim, evimize varmak için daha 3 milyon yıllık yolumuz var.
fel. içrek
Belirli bir insan topluluğunun dışında kimseye bildirilmeyen, yalnızca sınırlı, dar bir çevreye aktarılan (her türlü bilgi, öğreti).
tiy. güldürü
İlkel, yalın güldürme ögelerinden yararlanan, bazen inanırlığın sınırını aşan, güldürmeyi amaç edinen sahne eseri.
Tedavi için gerekli malzeme : Sirke
Hazırlanışı : Vücudun terleyen kısımları sirke ile ovulur.
Tedavi için gerekli malzeme : Acıhıyar.
Hazırlanışı : 1 adet acı hıyar iyice dövülür. Suyu ile felçli yerler ovulur. Aynı işlem hergün tekrarlanır.
1. para, mal, 2. mali işler
1. Kazanç. 2. Bir kimsenin, bir tüzel kişinin mülkiyeti altında bulunan, taşınır veya taşınmaz varlıkların bütünü.
Tedavi için gerekli malzeme : Saparna, su.
Hazırlanışı : 4 bardak suya 50 gram saparna konur. 20 dakika kaynatılıp süzülür. Günde 3 kere birer çorba kaşığı içilir.
Tedavi için gerekli malzeme : Kimyon, süt.
Hazırlanışı : 2 su bardağı çiğ süte, 1 çorba kaşığı kimyon konur. Kaynatıldıktan sonra süzülür. Yemeklerden sonra birer su bardağı içilir.
Tedavi için gerekli malzeme : Sarımsak, tuzsuz içyağı.
Hazırlanışı : 4 diş sarımsak dövülür. Üzerine 1 tatlı kaşığı eritilmiş tuzsuz içyağı katılıp, yoğrulur. Akşamları, bir parça alınıp penise sürülür.
Nüfus: 6.392.000.
Yüzölçümü: 245.857 km2.
Komşuları: Kuzeyde Gine-Bissau ve Senegal, Kuzeydoğuda Mali, Doğuda Fildişi Kıyısı, Güneyde Liberya ve Sierra Leone, Batıda Atlas Okyanusu.
Önemli Şehirleri: Labe, Kankah, Kindla.
Din: Müslüman %85, Hıristiyan %8.
Dil: Fransızca, Mandinka ve Ful dilleri.
Yönetim Biçimi: Cumhuriyet.
Tarih: XVIII.yy. da bölgenin kuzey bölümü Gana imparatorluğunun bir parçasıydı. 1891’de Fransız sömürgesi oldu. 1958’de halkın bağımsızlık oylamasına evet demesiyle Fransızlar çekildi. Fransızların çekilmesinin ardından başkan Toure yüzünü Komünist ülkelere çevirdi. Başarısız bir Portekiz işgal girişiminin ardından binlerce muhalif 1970’lerde hapse atıldı. 1984 yılında Touren’in ölümünden sonra kanlı bir darbeyle askerler iktidarı ele geçirdi. 1991 yılında yeni bir anayasa kabul edildi, ancak demokrasi çabaları çok yetersizdi. 1993 yılındaki başkanlık seçimlerini Lansana Conte kazandı.
Glorioso Adaları.
Konum: Güney Afrika, Hint Okyanusunda adalar grubu, Madagaskar’ın kuzeybatısında yer alır.
Coğrafi konumu: 11 30 Güney enlemi, 47 20 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Afrika.
Yüzölçümü: 5 km².
Sınırları: 0 km.
Sahil şeridi: 35.2 km.
İklimi: tropikal.
Arazi yapısı: Alçak ve düz.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Hint Okyanusu 0 m; en yüksek noktası: 12 m.
Doğal kaynakları: guano, hindistancevizi.
Sulanan arazi: 0 km² (2006).
Doğal afetler: Periyodik kasırgalar.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: Issızdır. (sadece küçük bir Fransız askeri birliği yer almaktadır.) (Temmuz 2006 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Geleneksel adı: Glorioso Adaları.
yerel adı: Iles Glorieuses.
Bağımsızlık durumu: Fransa’nın müstemlekesidir.
Bayrak: Fransa bayrağı.
Ekonomik Göstergeler
Ekonomiye genel bakış: Ekonomik etkinliği yoktur.
İletişim Bilgileri.
İletişim notu: 1 meteoroloji istasyonu.
Ulaşım ve Taşımacılık
Su yolları: yok.
Limanları: Yok, sadece kıyıdan uzakta demir atılabilir.
Hava alanları: 1 (2006 verileri).
Tedavi için gerekli malzeme : Boru çiçeği.
Hazırlanışı : 1 avuç boru çiçeği ateşe atılır. Çıkan duman ile tütsü yapılır.
Konum: Kuzey Amerika’nın kuzeyinde, Kuzey Buz Denizi ile Atlas Okyanusu arasında, Kanada’nın kuzeyinde yer almaktadır.
Coğrafi konumu: 72 00 Kuzey enlemi, 40 00 Batı boylamı.
Haritadaki konumu: Arktik Bölge.
Yüzölçümü: 2,166,086 km².
Kara komşuları: 0 km.
Sınırları: 44,087 km.
İklimi: Kuzey kutbu iklimi. Ortalama sıcaklığın 7 C olmasına karşın iklim kuru ve güneşlidir. Kışlar soğuktur ve buzlu bölgelerde sıcaklık yazın bile donma noktasının altındadır.
Arazi yapısı: Ülkenin beşte dördü buz tabakasıyla kaplı olup adanın ortalarına doğru buzlar bir hayli irtifa kazanır ve ada, kocaman bir beyaz kubbe görünümü alır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Atlas Okyanusu 0 m; en yüksek noktası: Gunnbjorn 3,700 m.
Doğal kaynakları: Çinko, kurşun, demir, kömür, molibden, altın, platin, uranyum, balık, fok balığı, balina, hidro enerji, petrol ve doğal gaz.
Coğrafi Not: Grönland Buz Katmanı, Antarktika`dan sonra dünyanın ikinci büyük buz kütlesidir.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 56,361 (Temmuz 2006 verileri) Nüfusun büyük kesimi batı kıyısındaki küçük kasabalarda yaşar.
Nüfus artış oranı: %-0.03 (2006 verileri).
Mülteci oranı: -8.37 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 15.4 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 69.94 yıl.
Erkeklerde: 66.36 yıl.
Kadınlarda: 73.6 yıl (2006 veriler).
Ortalama çocuk sayısı: 2.4 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 100 (1999).
Ulus: Grönlandalı.
Nüfusun etnik dağılımı: Grönlandalı %88, Danimarka ve diğerleri %12 (Ocak 2000).
Din: Evangelist Luthercilik.
Diller: Grönlandaca (Eskimo dialekti), Danimarkaca, İngilizce.
Yönetimi
Ülke adı: Geleneksel adı: Grönland.
yerel adı: Kalaallit Nunaat.
ingilizce: Greenland.
Bağımsızlık durumu: Grönland, Danimarka Krallığı’na bağlı bir adadır. Grönland’ın savunmasında ve dışişlerinde Danimarka söz sahibi olmakla beraber Grönlandlılar 1979’da yer alan bir anlaşma sonunda içişlerinde krallığa bağlı olmaktan kurtuldular.
Yönetim biçimi: Federal Demokrasi.
Başkent: Nuuk (Godthab).
İdari bölümler: 3 bölge; Avannaa (Nordgronland), Tunu (Ostgronland), Kitaa (Vestgronland).
Bağımsızlık günü: yok (Danimarka Krallığı’na bağlıdır).
Milli bayram: Haziran 21 (en uzun gün).
Anayasa: 5 Haziran 1953 (Danimarka Anayasası).
Hukuk sistemi: Danimarka.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: ICC (Milletlerarası Ticaret Odası), NC, NIB (İskandinavya Yatırım Bankası).
Ekonomik Göstergeler
Ekonomiye genel bakış: Topraklarının ancak %1’i tarıma elverişli olduğundan buranın yerlileri olan Eskimolar balıkçılık ve avcılıkla geçinmektedir.
GSYİH: Satınalma Gücü paritesi - 1.1 milyar $ (2001 veriler).
Enflasyon oranı (tüketici fiyatlarında): %1.6 (1999 veriler).
İş gücü: 24,500 (1999 veriler).
İşsizlik oranı: %10 (2000 veriler).
Endüstri: Gıda maddeleri, el sanatları, post, küçük tersaneler.
Elektrik üretimi: 295 milyon kWh (2004).
Elektrik tüketim
Konum: Karayipler’de, Karayip Denizinde adalar, Porto Riko’nun güneydoğusunda yer almaktadır.
Coğrafi konumu: 16 15 Kuzey enlemi, 61 35 Batı boylamı.
Haritadaki konumu: Orta Amerika ve Karayipler.
Yüzölçümü: 1,780 km².
Sınırları: toplam: 10.2 km.
sınır komşuları: Hollanda Antilleri (Sint Maarten) 10.2 km.
Sahil şeridi: 306 km.
İklimi: Subtropikal iklimin etkisindedir, yüksek nem oranı değişiklik göstermektedir.
Arazi yapısı: Basse -Terre iç kısımdaki dağlar arasında volkanik özellik taşıyanıdır; Grande-Terre bölümü ise alçak bir kireçtaşı oluşumudur; diğer yedi ada da çoğunlukla volkanik özellik taşımaktadır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Karayip Denizi 0 m; en yüksek noktası: Soufriere 1,484 m.
Doğal kaynakları: İşlenebilir arazi, turizmin gelişmesine olumlu katkıda bulunan iklim ve sahiller.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %11.7.
daimi ekinler: %2.92.
Diğer: %85.38 (2005 verileri).
Sulanan arazi: 60 km² (2003 verileri).
Doğal afetler: Haziran - Ekim ayları arasında kasırgalar (hurricane); Soufriere aktif yanardağdır.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 452,776 (Temmuz 2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %0.88 (2006 verileri).
Mülteci oranı: -0.15 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 8.41 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 78.06 yıl.
Erkeklerde: 74.91 yıl.
Kadınlarda: 81.37 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 1.9 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
Ulus: Guadaluplu.
Nüfusun etnik dağılımı: Siyah veya melezler %90, beyazlar %5, Doğu Hindistanlılar, Lübnanlılar, Çinliler %5 civarındalar.
Din: Roma Katolikleri %95, Hindu ve pagan Afrikalılar %4, Protestanlar %1.
Diller: Fransız (resmi) %99, Creole kökenli (Hem Avrupa, hem de Asya soyundan gelenler).
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %90.
erkekler: %90.
kadınlar: %90 (1982 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Guadalup Bölgesi.
kısa şekli : Guadalup.
Yerel tam adı: Departement de la Guadeloupe.
yerel kısa şekli: Guadeloupe.
Bağımsızlık durumu: Fransa’ya bağlı bir ülkedir.
Başkent: Basse-Terre.
İdari bölmeler: yok (Fransa tarafından yönetilir).
Bağımsızlık günü: yok (Fransa’ya bağlıdır).
Milli bayram: Bastille Günü, 14 Temmuz (1789).
Anayasa: 28 Eylül 1958 (Fransız Anayasası).
Hukuk sistemi: Fransa hukuku.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: FZ, WCL (Dünya Emek Konfederasyonu), WFTU (Dünya İşçi Sendikaları Federasyonu).
Ekonomik Göstergeler
Ekonomiye genel bakış: Guadalup ekonomisi tarım, turizm, hafif sanayi ve hizmet sektörüne dayanır. Turizm ülkede anahtar sektördür. Gelen turistlerin çoğu ABD’li turistlerdir. Tarımda eskiden beri şekerkamışı en önemli ürünlerden olmuştur. Son dönemlerde ise şekerkamışı yerini yavaş yavaş başka ürünlere - muz, patlıcan ve çiçeklere bırakmıştır. Hafif endüstri şeker ve rom imalatı ile dikkati çekmektedir. Bazı sanayi malları ve yakıt dışarıdan ithal edilir. İşsizlik
Konum: Orta Amerika, Karayip Denizi’nin kıyısında, Honduras ve Belize arasında ve Kuzey Pasifik Okyanusu kıyısında, El Salvador ve Meksika arasında yer almaktadır.
Coğrafi konumu: 15 30 Kuzey enlemi, 90 15 Batı boylamı.
Haritadaki konumu: Orta Amerika ve Karayipler.
Yüzölçümü: 108,890 km².
Sınırları: toplam: 1,687 km.
sınır komşuları: Belize 266 km, El Salvador 203 km, Honduras 256 km, Meksika 962 km.
Sahil şeridi: 400 km.
İklimi: tropikal; mevsimler alçak bölgelerde sıcak ve nemli, yüksek arazilerde serin yaşanır.
Arazi yapısı: Arazi çoğunlukla dar kıyı ovaları olan dağlık bölgelerden ve engebeli kireçtaşı platolarından oluşmaktadır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Pasifik Okyanusu 0 m; en yüksek noktası: Tajumulco yanardağı 4,211 m.
Doğal kaynakları: petrol, nikel, seyrek ağaçlar, hidro enerji.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %13.22.
daimi ekinler: %5.6.
Diğer: %81.18 (2005 verileri).
Sulanan arazi: 1,300 km² (2003 verileri).
Doğal afetler: Dağlarda sayısız yanardağlar, arada sırada ser depremler ortaya çıkmaktadır. Karayip sahilleri kasırga ve tropikal fırtınalara meyillidirler.
Coğrafi Not: Batı kıyısında hiçbir doğal korunak yoktur.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 12,293,545 (temmuz 2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %2.27 (2006 verileri).
Mülteci oranı: -1.94 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 30.94 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: Toplam nüfus: 69.38 yıl.
Erkeklerde: 67.65 yıl.
Kadınlarda: 71.18 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 3.82 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %1.1 (2003 verileri).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 78,000 (2003 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 5,800 (2003 verileri).
Ulus: Guatemalalı.
Nüfusun etnik dağılımı: Melezler, yaklaşık %55, Amerika yerlileri, yaklaşık %43, beyazlar ve diğer %2.
Din: Roma Katolikleri, Protestanlar, yerel Maya inançları.
Diller: İspanyolca %60, Amerika dilleri %40 (Quiche, Cakchiquel, Kekchi, Mam, Garifuna ve Xinca’yı da içine alan 20 den fazla Kızılderili dili).
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %70.6.
erkekler: %78.
kadınlar: %63.3 (2003 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Guatemala Cumhuriyeti.
kısa şekli : Guatemala.
Yerel tam adı: Republica de Guatemala.
yerel kısa şekli: Guatemala.
Yönetim biçimi: Başkanlık Tipi Cumhuriyet.
Başkent: Guatemala.
İdari bölümler: 22 bölge; Alta Verapaz, Baja Verapaz, Chimaltenango, Chiquimula, El Progreso, Escuintla, Guatemala, Huehuetenango, Izabal, Jalapa, Jutiapa, Peten, Quetzaltenango, Quiche, Retalhuleu, Sacatepequez, San Marcos, Santa Rosa, Solola, Suchitepequez, Totonicapan, Zacapa.
Bağımsızlık günü: 15 Eylül 1821 (İspanya’dan).
Milli bayram: Bağımsızlık günü, 15 Eylül (1821).
Anayasa: 31 Mayıs 1985.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: BCIE, CACM (Orta Amerika Ortak Pazar
Konum: Batı Avrupa’da, İngiliz kanalında adalar, Fransa’nın kuzeybatında yer almaktadır.
Coğrafi konumu: 49 28 Kuzey enlemi, 2 35 Batı boylamı.
Haritadaki konumu: Avrupa.
Yüzölçümü: 78 km².
Kara sınırları: 0 km.
Sahil şeridi: 50 km.
İklimi: Ilımandır. Kışları yumuşak, yazları serindir. Senenin yarısı hava bulutludur.
Arazi yapısı: Güneybatıda genellikle alçak tepeler yer alır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Atlas Okyanusu 0 m.
en yüksek noktası: Sark 114 m.
Doğal kaynakları: İşlenebilir arazi.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 65,409 (Temmuz 2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %0.26 (2006 verileri).
Mülteci oranı: 3.82 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 4.65 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 80.42 yıl.
Erkeklerde: 77.41 yıl.
Kadınlarda: 83.53 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 1.39 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
Ulus: Guernseyli.
Nüfusun etnik dağılımı: İngiliz ve Norman - Fransız kökenliler.
Din: Anglikan, Roma Katolikleri, Presbiteryan, Baptist, Methodist.
Diller: İngilizce, Fransızca, Norman - Fransız lehçeleri.
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Guernsey Bölgesi.
kısa şekli : Guernsey.
Bağımsızlık durumu: İngiliz Krallığına bağlıdır.
Başkent: Saint Peter Port.
Bağımsızlık günü: yok (İngiltere’ye bağlıdır).
Milli bayram: Liberasyon Günü, 9 Mayıs (1945).
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: yok.
Ekonomik Göstergeler
Ekonomiye genel bakış: Finansal hizmetler - bankacılık, fon yönetimi, sigortacılık vb. Kanal Adaları ekonomik gelirinin yaklaşık %55’ni oluşturur.
GSYİH: Satınalma Gücü paritesi - 2.742 milyar $ (2005 verileri).
GSYİH - reel büyüme: %3 (2005 verileri).
GSYİH - sektörel bileşim: tarım: %3.
Endüstri: %10.
Hizmet: %87 (2001).
Enflasyon oranı (tüketici fiyatlarında): %3.4 (2006 verileri).
İş gücü: 31,470 (Mart 2006).
İşsizlik oranı: %0.9 (2006 verileri).
Endüstri: Turizm, bankacılık.
Tarım ürünleri: Domates, sera çiçekleri, tatlı biber, patlıcan, meyveler, büyükbaş hayvanlar.
İthalat ürünleri: Domates, çiçek ve yeşil bitkiler, tatlı biber, patlıcan, diğer sebzeler.
İhracat ortakları: İngiltere.
İthalat ürünleri: Kömür, benzin, petrol, makine ve parçalar.
İthalat ortakları: İngiltere.
Para birimi: İngiliz Poundu (GBP); Guernsey pound.
Para birimi kodu: GBP.
Mali yıl: Takvim yılı.
İletişim Bilgileri
Kullanılan telefon hatları: 55,100 (2004).
Radyo yayın istasyonları: AM 1, FM 1, kısa dalga 0 (1998).
Televizyon yayını yapan istasyonlar: 1 (1997).
Internet kısaltması:.gg.
Internet kullanıcıları: 36,000 (2005).
Ulaşım ve Taşımacılık
Demiryolları: 0 km.
Su yolları: yok.
Limanları: Saint Peter Port, Saint Sampson.
Hava alanları: 2 (2006 verileri).
Tedavi için gerekli malzeme : Sofra tuzu, su.
Hazırlanışı : İki bardak suya 1 tatlı kaşığı sofra tuzu konur. Karıştırılıp içirilir.
Konum: Güney Afrika’da, Afrika kıtasının güney kısmında yer alır.
Coğrafi konumu: 29 00 Güney enlemi, 24 00 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Afrika.
Yüzölçümü: 1,219,912 km².
Sınırları: toplam: 4,862 km.
sınır komşuları: Botsvana 1,840 km, Lesotho 909 km, Mozambik 491 km, Namibya 967 km, Svaziland 430 km, Zimbabve 225 km.
Sahil şeridi: 2,798 km.
İklimi: Çoğunlukla yarı çöl iklimi, doğu kıyısında subtropikal iklim görülür.
Arazi yapısı: İç kısımdaki geniş platolar engebeli tepeler ve dar kıyı ovaları ile arazi yapısını oluşturur.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Atlas Okyanusu 0 m; en yüksek noktası: Njesuthi 3,408 m.
Doğal kaynakları: Altın, krom, antimon, kömür, demir, manganez, nikel, fosfat, kalay, uranyum, değerli taşlar, platin, bakır, vanadyum, tuz, doğal gaz.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %12.1.
daimi ekinler: %0.79.
Diğer: %87.11 (2005 verileri).
Sulanan arazi: 14,980 km² (2003 verileri).
Doğal afetler: Uzun süreli kuraklıklar.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 44,187,637 (Temmuz 2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %-0.4 (2006 verileri).
Mülteci oranı: -0.16 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 60.66 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 42.73 yıl.
Erkeklerde: 43.25 yıl.
Kadınlarda: 42.19 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 2.2 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %21.5 (2003 verileri).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 5.3 milyon (2003 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 370,000 (2003 verileri).
Ulus: Güney Afrikalı.
Nüfusun etnik dağılımı: zenci %75.2, beyaz %13.6, Hintli %2.6, diğer.
Din: Hıristiyan %68, Müslüman %2, Hindu %1.5, yerel inançlar ve animizm %28.5.
Diller: 11 resmi dil: Afrikanca, İngilizce, Ndebele, Pedi, Sotho, Swazi, Tsonga, Tswana, Venda, Xhosa, Zulu.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %86.4.
erkekler: %87.
kadınlar: %85.7 (2003 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Güney Afrika Cumhuriyeti.
kısa şekli : Güney Afrika.
Eski adı: Güney Afrika Birliği.
kısaltma: RSA.
ingilizce: South Africa.
Yönetim biçimi: Başkanlık Tipi Cumhuriyet.
Başkent: Pretoria.
İdari bölümler: 9 bölge; Doğu Cape, Serbest Bölge, Gauteng, KwaZulu-Natal, Mpumalanga, Kuzey Batı, Kuzey Cape, Kuzey Eyaleti, Batı Cape.
Bağımsızlık günü: 31 Mayıs 1910 (İngiltere’den).
Milli bayram: Özgürlük Günü, 27 Nisan (1994).
Anayasa: 10 Aralık 1996.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: ACP (Afrika - Karayip - Pasifik Ülkeleri), AfDB (Afrika Kalkınma Bankası), BIS (Uluslararası İmar Bankası), C, CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi), ECA (Birleşmiş Milletler Afrika Ekonomik Komisyonu), FAO (Tarım ve Gıda Örgütü), G-77, IAEA (Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı), IBRD (Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası), ICAO (Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü), ICC (Milletlerarası Ticaret Odası), ICFTU (Ulusla
Konum: Güney Amerika’nın Güneyinde, Güney Atlas Okyanusunda adalar. Güney Georgia Falkland Adaları’nın yaklaşık 1300 km doğu-güneydoğusunda yer alır. Güney Sandwich Adaları ise Güney Georgia’nın yaklaşık 640 km güneydoğusunda bulunmaktadır.
Coğrafi konumu: 54 30 Güney enlemi, 37 00 Batı boylamı.
Haritadaki konumu: Antarktik Bölgesi.
Yüzölçümü: 3,903 km².
Sınırları: 0 km.
İklimi: Çeşitlilik göstermektedir. Batıdan esen rüzgarlar yıl boyunca çeşitli aralıklarla görülmektedir. Bütün yağışlarla birlikte, adalara kar da düşmektedir.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Atlas Okyanusu 0 m; en yüksek noktası: Paget Dağı (Güney Georgia) 2,934 m.
Doğal kaynakları: Balık (Adaların toprakları ya koruma altında alanlar ya da özel bilimsel bölgelerdir; dört özel fok türü ve dört özel penguen cinsi yaşamaktadır.
Doğal afetler: Volkanik aktivite ve gemiler için zor deniz şartları.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: Issızdır. (Temmuz 2006 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Güney Georgia ve Güney Sandwich Adaları.
ingilizce: South Georgia and the South Sandwich Islands.
Bağımsızlık durumu: Birleşik Krallıklara bağlıdır. Adalar şimdi aynı zamanda Falkland Adaları’nın valisi de olan bir Komisyoner tarafından yönetilen bir Birleşik Krallık Denizaşırı Toprak alanıdır.
Milli bayram: Liberasyon Günü, 14 Haziran (1982).
Anayasa: 3 Ekim 1985.
Hukuk sistemi: İngiltere hukuku.
Ekonomik Göstergeler
Ekonomiye genel bakış: Ekonomi balıkçılık ve çevre turizmi güdümlüdür. Güney Georgia’yı ziyaret başvuruları, ziyaretçilere bir enformasyon bülteni sunan Komisyoner’e yazılı olarak yapılmaktadır. Grytviken’da bir balina avcılığı müzesi mevcuttur. Isles Koyu fok ve kuş gözlemciliği için pek çok fırsat sunar.
İletişim Bilgileri
İletişim notu: Bütün telefon, faks ve e-posta iletişimleri uluslararası uydu sistemleri vasıtasıyla kullanılmaktadır. Halka açık telefon ve faks imkanları yoktur. Güney Georgia’yla yapılacak telefon görüşmelerinin uluslararası operatör tarafından kaydının alınması gerekir. Güney Georgia pulları kullanılarak posta gönderilebilir, fakat postanın ulaşması iki aya kadar uzayabilir.
Internet kısaltması:.gs.
Ulaşım ve Taşımacılık
Su yolları: yok.
Limanları: Grytviken.
Hava alanları: yok.
Konum: Doğu Asya, Kore yarımadasının güney kısmında, Japon Denizi ve Sarı Deniz kıyısında yer alır.
Coğrafi konumu: 37 00 Kuzey enlemi, 127 30 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Asya.
Yüzölçümü: 98,480 km².
Sınırları: toplam: 238 km.
sınır komşuları: Kuzey Kore 238 km.
Sahil şeridi: 2,413 km.
İklimi: Ilıman.
Arazi yapısı: Çoğunlukla tepelikler ve dağlar.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Japon Denizi 0 m; en yüksek noktası: Halla-san 1,950 m.
Doğal kaynakları: Kömür, tungsten, grafit, molibden, kurşun, hidro enerji.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %16.58.
daimi ekinler: %2.01.
Diğer: %81.41 (2005 verileri).
Sulanan arazi: 8,780 km² (2003 verileri).
Doğal afetler: Tufanlar, sismik aktivite.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 48,846,823 (Temmuz 2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %0.42 (2006 verileri).
Mülteci oranı: 0 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 6.16 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 77.04 yıl.
Erkeklerde: 73.61 yıl.
Kadınlarda: 80.75 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 1.27 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.1 (2003 verileri).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 8,300 (2003 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 200 den az (2003 verileri).
Ulus: Koreli.
Nüfusun etnik dağılımı: Homojen (20,000 Çinli haricinde).
Din: Hıristiyan %49, Budist %47, Konfüçyanist %3, Şamanist, diğer %1.
Diller: Korece, İngilizce.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %97.9.
erkekler: %99.2.
kadınlar: %96.6 (2002 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Kore Cumhuriyeti.
kısa şekli : Güney Kore.
Yerel tam adı: Taehan-min’guk.
kısaltma: ROK.
ingilizce: Korea, South.
Yönetim biçimi: Cumhuriyet.
Başkent: Seul.
İdari bölümler: 9 eyalet ve 7 metropoliten şehir; Cheju-do, Cholla-bukto, Cholla-namdo, Ch’ungch’ong-bukto, Ch’ungch’ong-namdo, Inch’on-gwangyoksi, Kangwon-do, Kwangju-gwangyoksi, Kyonggi-do, Kyongsang-bukto, Kyongsang-namdo, Pusan-gwangyoksi, Soul-t’ukpyolsi, Taegu-gwangyoksi, Taejon-gwangyoksi, Ulsan-gwangyoksi.
Bağımsızlık günü: 15 Ağustos 1945 (Japonya’dan).
Milli bayram: Liberasyon Günü, 15 Ağustos (1945).
Anayasa: 25 Şubat 1988.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: AfDB (Afrika Kalkınma Bankası), APEC (Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği Forumu), ARF, AsDB (Asya Kalkınma Bankası), ASEAN (Güneydoğu Asya Ülkeleri Örgütü), AG (Avustralya Grubu), BIS (Uluslararası İmar Bankası), CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi), CP, EBRD (Avrupa Yatırım ve Kalkınma Bankası), ESCAP (Asya ve Pasifikler Ekonomik ve Sosyal Komisyonu), FAO (Tarım ve Gıda Örgütü), G-77, IAEA (Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı), IBRD (Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası), ICAO (Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü), ICC (Milletlerarası Ticaret Odası), ICFTU (Uluslararası Serbest Ticaret Birlikleri Konfederastonu), ICRM (Uluslararası
Konum: Afrika’nın güney kısmında, Hint Okyanusu’nun güneyinde yer alan adalar, Afrika, Antarktika ve Avustralya arasında kalmaktadırlar.
Coğrafi konumu: 43 00 Güney enlemi, 67 00 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Antarktik Bölgesi.
Yüzölçümü: 7,781 km².
Kara komşuları: 0 km.
Kıyı şeridi: 1,232 km.
İklimi: Antarktik iklim.
Arazi yapısı: Volkanik.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Hint Okyanusu 0 m; en yüksek noktası: Kerguelen Adasındaki Ross Tepesi 1,850 m.
Doğal kaynakları: Balık, kerevit.
Sulanan arazi: 0 km² (2006).
Doğal kaynakları: Amsterdam Adası ve Saint-Paul Adası volkanik özelliğe sahiptirler.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: Issızdır (Temmuz 2006 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi adı: Güneydeki Fransa ve Antarktik Bölgesi.
yerel uzun adı: Territoire des Terres Australes et Antarctiques Francaises.
yerel kısa adı: Terres Australes et Antarctiques Francaises.
Bağımsızlık durumu: 1955 yılından beri Fransa’nın müstemlekesidir; Paris Komisyon üyeleri tarafından yönetilmektedir.
Hukuk sistemi: Fransız hukuku.
Bayrak: Fransa bayrağı.
Ekonomik Göstergeler
Ekonomiye genel bakış: Ekonomik etkinlikleri meteorolojik hizmetler, jeofizik araştırma istasyonları ve Fransa balıkçılık filoları ile sınırlıdır. Kerguelen adası civarında avlanan balıklar gemilerle Fransa ve Reunion’a ihraç edilir.
İletişim Bilgileri
Internet ülke kodu:.tf.
Ulaşım ve Taşımacılık
Su yolları: yok.
Limanları: yok; sadece kıyıdan uzakta demir atılması mümkündür.
Hava alanları: yok.
Konum: Güneybatı Asya’da Karadeniz kıyısında, Türkiye ile Rusya arasında yer almaktadır.
Coğrafi konumu: 42 00 Kuzey enlemi, 43 30 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Güneybatı Asya.
Yüzölçümü: toplam: 69,700 km².
Sınırları: toplam: 1,461 km.
sınır komşuları: Ermenistan 164 km, Azerbaycan 322 km, Rusya 723 km, Türkiye 252 km.
Sahil şeridi: 310 km.
İklimi: Ilıman ve sıcaktır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Karadeniz 0 m; en yüksek noktası: Mt’a Mqinvartsveri (Kazbek dağı) 5,048 m.
Doğal kaynakları: Orman, hidro enerji, manganez, demir, bakır, kömür, petrol.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %11.51.
daimi ekinler: %3.79.
Diğer: %84.7 (2005 verileri).
Sulanan arazi: 4,690 km² (2003 verileri).
Doğal afetler: depremler.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 4,661,473 (Temmuz 2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %-0.34 (2006 verileri).
Mülteci oranı: -4.54 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 17.97 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 76.09 yıl.
Erkeklerde: 72.8 yıl.
Kadınlarda: 79.87 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 1.42 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.01 den az (2001 verileri).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 3,000 (2003 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 100 den az (2003 verileri).
Ulus: Gürcü.
Nüfusun etnik dağılımı: Gürcü %70.1, Ermeni %8.1, Rus %6.3, Azeri %5.7, Osetin %3, Abkhaz %1.8, diğer %5.
Din: Gürcistan Ortodoksları %65, Müslümanlar %11, Rus Ortodoksları %10, diğer %14.
Diller: Gürcüce %71 (resmi), Rusça %9, Ermenice %7, Azerice %6, diğer %7.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %100.
erkekler: %100.
kadınlar: %100 (2004 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi adı: Gürcistan Cumhuriyeti.
Yerel adı: Sak’art’velo.
Eski adı: Gürcistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti.
ingilizce: Georgia.
Yönetim biçimi: Başkanlık Tipi Cumhuriyet.
Başkent: Tiflis.
İdari bölümler: 53 bölge, 9 şehir ve 2 bağımsız cumhuriyet ; Abashis, Abkhaziai (Sokhumi), Adigenis, Ajaria (Bat’umi), Akhalgoris, Akhalk’alak’is, Akhalts’ikhis, Akhmetis, Ambrolauris, Aspindzis, Baghdat’is, Bolnisis, Borjomis, Chiat’ura, Ch’khorotsqus, Ch’okhatauris, Dedop’listsqaros, Dmanisis, Dushet’is, Gardabanis, Gori, Goris, Gurjaanis, Javis, K’arelis, Kaspis, Kharagaulis, Khashuris, Khobis, Khonis, K’ut’aisi, Lagodekhis, Lanch’khut’is, Lentekhis, Marneulis, Martvilis, Mestiis, Mts’khet’is, Ninotsmindis, Onis, Ozurget’is, P’ot’i, Qazbegis, Qvarlis, Rust’avi, Sach’kheris, Sagarejos, Samtrediis, Senakis, Sighnaghis, T’bilisi, T’elavis, T’erjolis, T’et’ritsqaros, T’ianet’is, Tqibuli, Ts’ageris, Tsalenjikhis, Tsalkis, Tsqaltubo, Vanis, Zestap’onis, Zugdidi, Zugdidis.
Bağımsızlık günü: 9 Nisan 1991 (Sovyetler Birliği).
Milli bayram: Bağımsızlık günü, 26 Mayıs (1918).
Anayasa: 17 Ekim 1995.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: BSEC (Karad
Konum: Güney Amerika’nın Kuzeyinde, Kuzey atlas Okyanusu kıyısında, Surinam ile Venezuela arasında yer almaktadır.
Coğrafi konumu: 5 00 Kuzey enlemi, 59 00 Batı boylamı.
Haritadaki konumu: Güney Amerika.
Yüzölçümü: 214,970 km².
Sınırları: Toplam
2,949 km.
sınır komşuları: Brezilya 1,606 km, Surinam 600 km, Venezuela 743 km.
Sahil şeridi: 459 km.
İklimi: tropikal; sıcak, nemli, kuzeydoğu rüzgarının etkisi ile değişiklik gösterir.
Arazi yapısı: Genellikle engebeli yüksek ovalar, alçak kıyı arazileri, kuzeyde savanlardan oluşur.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Atlas Okyanusu 0 m; en yüksek noktası: Roraima Dağı 2,835 m.
Doğal kaynakları: Boksit, altın, elmas, kereste, karides, balık.
Arazi kullanımı: İşlenebilir topraklar: %2.23.
daimi ekinler: %0.14.
Diğer: %97.63 (2005 verileri).
Sulanan arazi: 1,500 km² (2003 verileri).
Doğal afetler: Yağmur sezonu boyunca beklenmedik su baskınları.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 767,245 (Temmuz 2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %0.25 (2006 verileri).
Mülteci oranı: -7.49 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 32.19 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 65.86 yıl.
Erkeklerde: 63.21 yıl.
Kadınlarda: 68.65 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 2.04 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %2.5 (2003 verileri).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 11,000 (2003 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 1,100 (2003 verileri).
Ulus: Guyanalı.
Nüfusun etnik dağılımı: Doğu Hindistanlı %49, siyah ırk %32, melez %12, Kızılderili %6, beyaz ve Çinliler %1.
Din: Hıristiyan %50, Hindu %33, Müslüman %9, diğer %8.
Diller: İngilizce, Kızılderili lehçeleri, Creole, Hindu, Urdu.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %98.8.
erkekler: %99.1.
kadınlar: %98.5 (2003 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Guyana Cumhuriyeti.
kısa şekli : Guyana.
Eski adı: İngiliz Guyanası.
Yönetim biçimi: Başkanlık Tipi Cumhuriyet.
Başkent: Georgetown.
İdari bölümler: 10 bölge; Barima-Waini, Cuyuni-Mazaruni, Demerara-Mahaica, Doğu Berbice-Corentyne, Essequibo Adaları-Batı Demerara, Mahaica-Berbice, Pomeroon-Supenaam, Potaro-Siparuni, Upper Demerara-Berbice, Upper Takutu-Upper Essequibo.
Bağımsızlık günü: 26 Mayıs 1966 (İngiltere’den).
Milli bayram: Cumhuriyet Günü, 23 Şubat (1970).
Anayasa: 6 Ekim 1980.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: ACP (Afrika - Karayip - Pasifik Ülkeleri), C, Caricom (Karayipler Topluluğu ve Ortak Pazarı), CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi), CDB (Karayipler Kalkınma Bankası), ECLAC (Birleşmiş Milletler Latin Amerika ve Karayipler Komisyonu), FAO (Tarım ve Gıda Örgütü), G-77, IADB (Amerika Bölgesi Kalkınma Bankası), IBRD (Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası), ICAO (Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü), ICFTU (Uluslararası Serbest Ticaret Birlikleri Konfederastonu), ICRM (Uluslarar
Havale geçiren çocuğun gözleri sabit bir noktaya çevrilir, çenesi de kenetlenir. Dudakları, yüz kasları, kol ve bacakları, önce şiddetli bir şekilde kasılır, sonra da çırpınmaya başlar. Ağzından da köpük gelir. Bütün bunlar bir iki dakika devam eder. Sonra bütün belirtiler kaybolup, uykuya dalar. Hastalığın bir nedenini bulmak için mutlaka bir doktora başvurmak gerekir. Bu arada çocuğu sessiz, loş bir odaya yatırmak, elbise ve çamaşırlarını gevşetmek faydalıdır.
Bir kısmı daha ılıman yerlere göçeler. Bu konuda kuşlar ve balıklar avantajlıdır. Bazıları kendilerini kışa adapte ederler, daha kalın yeni tüyler çıkarırlar. Hatta bazı tavşan türlerinde karda saklanabilmek için tüyler beyazlaşır. Bazıları yiyeceklerini önceden depoladıkları bir sığınak bulurlar. Bazıları da toprakta derin tüneller açarlar ama bazıları için de kış mevsimini uyuyarak geçirmekten başka çare yoktur.
Genellikle ayıların kış uykusuna yattıkları bilinir ama bu doğru değildir. Gerçi ayılar kışın mağaralarda uzun uzun uyurlar ama bu kış uykusu değildir. Daha doğrusu kış uykusu bir çeşit uyku değildir. Normal canlılarda uyanıkken ve uyku halindeyken, vücut ısısında ve metabolizmanın çalışmasında ciddi bir fark yoktur. Oysa kış uykusu, hayvanların hayat ile ölümü ayıran çizgiye kadar gelmeleri şeklinde tanımlanabilir.
Bazı hayvanların kış uykusuna yatmalarının iki sebebi vardır: Havanın çok soğuması ve yiyecek bulma güçlüğü. Soğuk havada yaşayabilmek için hayvanların daha çok enerjiye ihtiyaç duymalarına rağmen karlı kış günlerinde yiyecek bulma imkanı azalır. Kış uykusu bu zor mevsimde hayvanın enerji ihtiyacını azaltır, enerji tasarrufu sağlar.
Kış uykusu bildiğimiz şekilde uymak değildir. Buna bilim dilinde ‘’hibernasyon’’ diyorlar. Vücut ısısının ortam sıcaklığına düştüğü bu durumu birçok balık türünde, kurbağalarda, sürüngenlerde, kuşlarda ve memelilerde görebiliyoruz.
Hakiki anlamda kış uykusuna yatan bir hayvanı (hibernatör) gördüğünüde, ölmüş olduğunu sanabilirsiniz. Vücut ısıları sıfır dereceye kadar düşebilir. Bir dakika içinde sadece brkaç kez nefes alırlar, kalp atış hızı o kadar düşüktür ki, hissedilmez bile. Havalar ısındığında ise vücudun normal düzene geçmesi sadece birkaç saat alır.
Kış uykusuna yatan hayvanlar, uyku süresince kendi vücutlarındaki yağı tükettikleri gibi ara ara uyanarak bulundukları yere yazdan stok ettikleri yiyeceği yiyenler de vardır.
Kış uykusu sırasında hayvanlar vücut ağarlıklarının yüzde kırkına yakınını kaybederler. Bu kaybın yüzde doksanına periyodik olarak uyanmalardaki ısı üretimi ve enerji kaybı sebep olurken geri kalan yüzde on kayıp ise uyku sırasında olur. Kış uyksu kış boyunca sürmez. Hayvanlar havaların soğumaya başlaması ile birkaç günlük bir uyku periyoduna girerler. Kış mevsiminin şartları ağırlaştıkça bu periyotlar uzar.
Tedavi için gerekli malzeme : Karbonat, su.
Hazırlanışı : 1 bardak suya 2 kahve kaşığı karbonat konup, eritilir. Yemekten sonra içilir.
Tedavi için gerekli malzeme : Karbonat, su.
Hazırlanışı : 1 su bardağı suya 1 kahve kaşığı karbonat konur. Eritilip bir kerede içilir.
Konum: Güney Asya, Arap Denizi ve Bengal Körfezi kıyısında, Burma ile Pakistan arasında yer almaktadır.
Coğrafi konumu: 20 00 Kuzey enlemi, 77 00 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Asya.
Yüzölçümü: 3,287,590 km².
Sınırları: toplam: 14,103 km.
sınır komşuları: Bangladeş 4,053 km, Butan 605 km, Burma 1,463 km, Çin 3,380 km, Nepal 1,690 km, Pakistan 2,912 km.
Sahil şeridi: 7,000 km.
İklimi: Güneyde tropikal musondan kuzeydeki ılıman iklime kadar çeşitlilik görülmektedir.
Arazi yapısı: Güneyde yüksek ovalar (Deccan Yaylası), Gang arazisinde düzlükler, batıda çöller, kuzeyde Himalaylar yer alır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Hint Okyanusu 0 m; en yüksek noktası: Kanchenjunga 8,598 m.
Doğal kaynakları: Kömür, demir, manganez, mika, boksit, titanyum, krom, doğal gaz, elmas, petrol, kireçtaşı, işlenebilir arazi.
Arazi kullanımı: İslenebilir topraklar: %48.83.
daimi ekinler: %2.8.
Diğer: %48.37 (2005 verileri).
Sulanan arazi: 558,080 km² (2003 verileri).
Doğal afetler: Kuraklık, su baskını, yıldırımlı fırtına, deprem, tsunami.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 1,095,351,995 (Temmuz 2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %1.38 (2006 verileri).
Mülteci oranı: -0.07 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 54.63 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 64.71 yıl.
Erkeklerde: 63.9 yıl.
Kadınlarda: 65.57 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 2.73 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.9 (2001 verileri).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 5.1 milyon (2001 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 310,000 (2001 verileri).
Ulus: Hintli.
Nüfusun etnik dağılımı: Hint-Aryan %72, Dravidian %25, Moğol ve diğer %3 (2000).
Din: Hindu %81.3, Müslüman %12, Hıristiyan %2.3, diğer %4.4 (2000).
Dil: İngilizce, Hintçe, Bengali (resmi), Telugu (resmi), Marathi (resmi), Tamil (resmi), Urdu (resmi), Gujarati (resmi), Malayalam (resmi), Kannada (resmi), Oriya (resmi), Punjabi (resmi), Assamese (resmi), Kashmiri (resmi), Sindhi (resmi), Sanskrit (resmi), Hindustani.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %59.5.
erkekler: %70.2.
kadınlar: %48.3 (2003 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Hindistan Cumhuriyeti.
kısa şekli : Hindistan.
ingilizce: India.
Yönetim biçimi: Parlamenter Federal Cumhuriyet.
Başkent: Yeni Delhi.
İdari bölümler: 28 eyalet ve 7 birleşik bölge; Andaman ve Nicobar Adaları, Andhra Pradesh, Arunachal Pradesh, Assam, Bihar, Chandigarh, Chhattisgarh, Dadra ve Nagar Haveli, Daman ve Diu, Delhi, Goa, Gujarat, Haryana, Himachal Pradesh, Jammu ve Kashmir, Jharkhand, Karnataka, Kerala, Lakshadweep, Madhya Pradesh, Maharashtra, Manipur, Meghalaya, Mizoram, Nagaland, Orissa, Pondicherry, Punjab, Rajasthan, Sikkim, Tamil Nadu, Tripura, Uttaranchal, Uttar Pradesh, Batı Bengal.
Bağımsızlık günü: 15 Ağustos 1947 (İngiltere’den).
Milli bayram: Cum
Çünkü kobra yılanı bir taş gibi sağırdır. İşitme organı ve buna bağlı sinirleri yoktur. Sesleri duyması mümkün değildir. O sadece yerden, yani topraktan gelen titreşimleri hissedebilir. Yılanlar titreşimlere karşı çok hassastırlar.
Aslında yılanın sepetinden çıkıp, dikelip aldığı pozisyon saldırı pozisyonudur. Kobra gövdesinin ön bölümünü havaya diker ve boynunu yassıltarak genişletir. Bu hareketi boyun kaburgalarını birbirlerinden ayırarak sağlar.
Yılan oynatıcısı elindeki flütü sağa sola sallayarak yılanın baktığı hedefin yerini sürekli değiştirir. Yılan flüte doğru kafasını oynattıkça bu, seyircilere sanki yılan dans ediyormuş izlenimini verir. Aslında yılanın sallanması fiziksel bir olaydır. Onu vücudunun üst kısmını yerden yükseltebilmek için yapar. Sallanmayı kestiği an yere düşer.
Kobra yılanları türünün hepsi bir değildir. Yılan oynatıcıları genellikle gördükleri her şeye anında saldıran Kral Kobrası’nı tercih etmezler. Bunlar aynı zamanda dünyanın en büyük zehirli yılanlarıdırlar. Boyları 5 metreyi geçer zaten en kuytu yerlerde yaşarlar ve diğer kobraların aksine insandan kaçarlar.
Yılan oynatıcılarının tercihleri daha sakin olan ve yemeyi gözünün kesmediği büyüklükteki objelere saldırmayan Asya Kobrası’dır.
Konum: Güneydoğu Avrupa, Adriyatik Denizi kıyısında, Bosna - Hersek ve Slovenya arasında yer almaktadır.
Coğrafi konumu: 45 10 Kuzey enlemi, 15 30 Batı boylamı.
Haritadaki konumu: Avrupa.
Yüzölçümü: toplam: 56,542 km².
Sınırları: toplam: 2,197 km.
sınır komşuları: Bosna - Hersek 932 km, Macaristan 329 km, Sırbistan 241 km, Karadağ 25 km, Slovenya 670 km.
Sahil şeridi: 5,835 km.
İklimi: Akdeniz ve kıtasal iklim etkilidir.
Arazi yapısı: Coğrafik olarak çeşitlilik göstermektedir; Macaristan sınırı boyunca düz ovalar, Adriyatik kıyısında yüksek olmayan dağlar ve dağlık bölge yer almaktadır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Adriyatik Denizi 0 m.
en yüksek noktası: Dinara 1,830 m.
Doğal kaynakları: Petrol, az miktarda kömür, boksit, demir, kalsiyum, doğal asfalt, silis, mika, kil, tuz, hidro enerji.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %25.82.
Sürekli ekinler: %2.19.
Diğer: %71.99 (2005 verileri).
Sulanan arazi: 110 km² (2003 verileri).
Doğal afetler: Yıkıcı depremler.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 4,494,749 (Temmuz 2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %-0.03 (2006 verileri).
Mülteci oranı: 1.58 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Cinsiyet oranı: doğumlarda: 1.06 erkek/kadın.
15 yaş altı: 1.05 erkek/kadın.
15-64 yaşlarında: 0.99 erkek/kadın.
65 yaş ve üzeri: 0.62 erkek/kadın.
Toplam nüfusta: 0.93 erkek/kadın (2006 verileri).
Bebek ölüm oranı: 6.72 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 74.68 yıl.
Erkeklerde: 71.03 yıl.
Kadınlarda: 78.53 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 1.4 çocuk/1 kadın (2001 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.1 (2001 verileri).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 200 (2001 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 10 (2001 verileri).
Ulus: Hırvat.
Nüfusun etnik dağılımı: Hırvat %89.6, Sırp %4.5, diğer %5.9 (Boşnak, Macar, Slovenyalı, Çek ve Romalı) (2001).
Din: Roma Katolikleri %87.8, Ortodoks %4.4, Müslüman %1.3, Protestan %0.4, diğer %6.1 (2001).
Diller: Hırvatça %96.1, Sırpça %1, diğer %2.9 (İtalyanca, Macarca, Çekce, Slovakca ve Almanca).
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %98.5.
erkekler: %99.4.
kadınlar: %97.8 (2003 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Hırvatistan Cumhuriyeti.
kısa şekli : Hırvatistan.
Yerel tam adı: Republika Hrvatska.
yerel kısa şekli: Hrvatska.
ingilizce: Croatia.
Yönetim biçimi: Başkanlık Tipi Cumhuriyet.
Başkent: Zagrep.
İdari bölümler: 20 bölge ve 1 şehir; Bjelovarsko-Bilogorska Zupanija, Brodsko-Posavska Zupanija, Dubrovacko-Neretvanska Zupanija, Istarska Zupanija, Karlovacka Zupanija, Koprivnicko-Krizevacka Zupanija, Krapinsko-Zagorska Zupanija, Licko-Senjska Zupanija, Medimurska Zupanija, Osjecko-Baranjska Zupanija, Pozesko-Slavonska Zupanija, Primorsko-Goranska Zupanija, Sibensko-Kninska Zupanija, Sisacko-Moslavacka Zupanija, Splitsko-Dalmatinska Zupanija, Varazdinska
Konum: Batı Avrupa, Kuzey Denizi kıyısında, Belçika ve Almanya arasında yer alır.
Coğrafi konumu: 52 30 Kuzey enlemi, 5 45 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Avrupa.
Yüzölçümü: 41,526 km².
Sınırları: toplam: 1,027 km.
sınır komşuları: Belçika 450 km, Almanya 577 km.
Sahil şeridi: 451 km.
İklimi: Ilıman; deniz iklimi, yazlar serin ve kışlar ılıman geçer.
Arazi yapısı: Çoğunlukla kıyı bölgesinde alçak ovalar ve düzlükler, güneydoğuda tepelikler yer alır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Prins Alexanderpolder -7 m; en yüksek noktası: Vaalserberg 322 m.
Doğal kaynakları: Doğal gaz, petrol, işlenebilir arazi.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %21.96.
daimi ekinler: %0.77.
Diğer: %77.27 (2005 verileri).
Sulanan arazi: 5,650 km² (2005 verileri).
Doğal afetler: Su baskınları.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 16,491,461 (Temmuz 2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %0.49 (2006 verileri).
Mülteci oranı: 2.72 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 4.96 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 78.96 yıl.
Erkeklerde: 76.39 yıl.
Kadınlarda: 81.67 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 1.66 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.2 (2001 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 100 (2003 verileri).
Ulus: Hollandalı.
Nüfusun etnik dağılımı: Hollandalı %91, Faslı, Türk ve diğer %9.
Din: Roma Katolikleri %31, Protestan %21, Müslüman %4.4, diğer %3.6, inançsız %40.
Dil: Flemenkçe.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %99 (2003 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Hollanda Krallığı.
kısa şekli : Hollanda.
Yerel tam adı: Koninkrijk der Nederlanden.
yerel kısa şekli: Nederland.
ingilizce: Netherlands.
Yönetim biçimi: Meşruti Krallık.
Başkent: Amsterdam - Den Haag.
İdari bölümler: 12 bölge; Drenthe, Flevoland, Friesland, Gelderland, Groningen, Limburg, Noord-Brabant, Noord-Holland, Overijssel, Utrecht, Zeeland, Zuid-Holland.
Bağımlı toprakları: Aruba, Hollanda Antilleri.
Bağımsızlık günü: 1579 (İspanya’dan).
Milli bayram: Kraliçe günü, 30 Nisan.
Anayasa: 1814; bir çok kez yenilenmiştir, son düzenlenme tarihi 17 Şubat 1983.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: AfDB (Afrika Kalkınma Bankası), AsDB (Asya Kalkınma Bankası), AG (Avustralya Grubu), Benelux (Belçika, Hollanda, Lüksemburg Ekonomik Birliği), BIS (Uluslararası İmar Bankası), CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi), CE (Avrupa Konseyi), CERN (Avrupa Nükleer Araştırma Teşkilatı), EAPC (Avrupa - Atlantik Ortaklık Konseyi), EBRD (Avrupa Yatırım ve Kalkınma Bankası), ECE (Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu), ECLAC (Birleşmiş Milletler Latin Amerika ve Karayipler Komisyonu), EIB (Avrupa Yatırım Bankası), EMU (Avrupa Ekonomi ve Para Birliği), ESA (Avrupa Uzay Ajansı), ESCAP (Asya ve Pasifikler Ekonomik ve Sosyal Komisyonu), Avrupa Birliği, FAO (Tarım ve Gıda Örgütü), G-
Konum: Doğu Asya’da, Kuzey Çin Denizi kıyısında ve Çin sınırında yer almaktadır.
Coğrafi konumu: 22 15 Kuzey enlemi, 114 10 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Güneydoğu Asya.
Yüzölçümü: 1,092 km².
Sınırları: toplam: 30 km.
sınır komşuları: Çin 30 km.
Sahil şeridi: 733 km.
İklim: tropikal muson; kışlar soğuk ve nemli, sonbahar ayları sıcak ve yağmurlu, yazlar güneşli geçer.
Arazi yapısı: Hong Kong`u oluşturan yarımada ve adalar, Çin`in güneydoğusundan güneybatıya doğru uzanan bir dağ sırasının kısmen su altında kalmış parçasıdır. Çok sayıdaki tepe, çoğunlukla volkanik kayaçlardan oluşur.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Güney Çin Denizi 0 m;.
en yüksek noktası: Tai Mo Shan 958 m.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %5.05.
daimi ekinler: %1.01.
Diğer: %93.94 (2001 verileri).
Sulanan arazi: 20 km² (1998 verileri).
Doğal afetler: Ara sıra kasırgalar ortaya çıkar.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 6,940,432 (Temmuz 2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %0.59 (2006 verileri).
Mülteci oranı: 4.89 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 2.95 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 81.59 yıl.
Erkeklerde: 78.9 yıl.
Kadınlarda: 84.5 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 0.95 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.1 (2003 verileri).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 2,600 (2003 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 200 den az (2003 verileri).
Ulus: Çinli/Hong Konglu.
Nüfusun etnik dağılımı: Çinli %95, diğer %5.
Din: Yerel dinlerin karışımı %90, Hıristiyan %10.
Diller: Çince, İngilizce.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %93.5.
erkekler: %96.9.
kadınlar: %89.6 (2002 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Geleneksel uzun şekli: Hong Kong Özel İdari Bölge.
kısa şekli : Hong Kong.
Yerel tam adı: Xianggang Tebie Xingzhengqu.
yerel kısa şekli: Xianggang.
Bağımsızlık durumu: Çin yönetimindedir.
İdari bölgeler: yok (Çin yönetimindedir.).
Bağımsızlık günü: yok (Çin yönetimindedir.).
Milli bayram: Ulusal gün 1 Ekim (1949).
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: APEC (Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği Forumu), AsDB (Asya Kalkınma Bankası), BIS (Uluslararası İmar Bankası), CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi), ESCAP (Asya ve Pasifikler Ekonomik ve Sosyal Komisyonu), ICC (Milletlerarası Ticaret Odası), ICFTU (Uluslararası Serbest Ticaret Birlikleri Konfederastonu), IMO (Uluslararası Denizcilik Örgütü), Interpol (Uluslararası Polis Teşkilatı), IOC (Uluslararası Olimpiyat Komitesi), ISO (Uluslararası Standartlar Örgütü),WCL, WMO (Dünya Meteoroloji Örgütü), WToO (Dünya Turizm Örgütü), WTrO (Dünya Ticaret Örgütü).
Ekonomik Göstergeler
Ekonomiye genel bakış: Hong Kong, çoğunlukla uluslararası ticarete dayanan hareketli bir serbest piyasa ekonomisine sahiptir. Doğal kaynaklar kısıtlıdır ve gıda maddeleri ile ham maddeler ithal edilmektedir. İh
Tedavi için gerekli malzeme : Kişniş, su.
Hazırlanışı : 4 bardak suya iki çorba kaşığı kişniş konur. Kaynatıldıktan sonra süzlür. Günde iki kere birer çay bardağı içilir.
Tedavi için gerekli malzeme : Kuru üzüm, kavrulmuş fındık.
Hazırlanışı : Sabahları aç karnına, 10 tane kuru üzümle 10 tane kavrulmuş fındık yenir.
İkinci sebep, iki farklı cinsin DNA’larının birbirlerine uymamasıdır. Aynı cinste dişi ve erkeğin DNA’ları, bir fermuarı kapattığınızda dişler nasıl karşılıklı olarak birbirlerine geçerlerse, o şekilde uyumlu olarak birleşirler. İnsanlarda 23 çift kromozom vardır. Örneğin 15 veya daha farklı sayıda kromozoma sahip bir hayvanı döllediğinde, meydana gelen orantısızlıktan, ortaya çıkacak hücre anormal bir yapıda olur ve gelişimine bile başlayamaz.
Şempanze ile insanın genetik yapıları yüzde 99 aynı olduğuna ve teorilere göre milyonlarca yıl evvelki ataları aynı olduğuna göre onlar arasında bir uyumun sağlanması gerekmez mi?
Bilim insanlarına göre bu yüzde 99 benzerlik sadece proteinlerin mukayesesinden ortaya çıkıyor, yoksa DNA dizilişinin uyumu anlamına gelmiyor. İnsan sağlığı için DNA haritasını çıkarmada son aşamaya gelinmiştir ama tüm bu bilgiler, tekrar insan sağlığı için tıp alanında kullanılacaktır. Yani ileride mitolojide olduğu gibi insan başlı, hayvan vücutlu veya tersi yaratıklar ortalarda dolaşmayacaklardır. Buna en azından ahlaki bakımdan toplumun baskısı müsaade etmeyecektir.
Madem iki ayrı cinsin birleşmesinden yavru olmuyor, o halde at ile eşek birleşince nasıl katır doğabiliyor? Bir kere bu istisnai bir durum ve at ile eşeğin DNA yapıları insan ve diğer hayvanlar arasındakilere kıyasla birbirlerine çok yakın. Bunda bile sonuç üreme açısından sağlıklı olamıyor.
Katırın annesi at, babası eşektir. Katırlar erkek veya dişi olabilirler ama doğuştan kısırdırlar, üreyemezler. Çok ender de olsa bazı dişi katırların doğum yaptıkları görülmüştür ama erkekleri kesinlikle kısırdır. Bu nedenle katır elde etmek için her seferinde ata ve eşeğe ihtiyaç vardır.
Katırlar kuvvetli, dayanıklı ve kanaaatkardırlar. Biraz huysuz ve inatçı olmalarının nedeni bu özel durumları olabilir. Aslında uygun ortam bulduklarında erkek at (aygır) ile dişi eşek de birleşiyor. Bu ilişkiden doğan çocuklara ‘Bardo’ (veya ester) deniliyor. Bunlar öbürleri kadar dayanıklı olmadıklarından daha seyrek yetiştiriliyorlar.
Kuyruk omurganın devamıdır. Timsah, kertenkele gibi hayvanlarda gövdenin bir uzantısı gibi durur. Balıklarda kuyruğun son tarafı bir yüzgeçle son bulur. Kuşlarda ise güdük ve yaygın olan kuyruk kısmında dümen görevi yapan telekler vardır.
Kangurular iyice kalınlaşan ve kaslanan kuyruklarını dinlendikleri zaman bir koltuk değneği veya üçüncü bir ayak gibi kullanabilirler. Köpekte olduğu gibi bazı hayvanlar kuyruklarını bir iletişim aracı olarak kullanırlar. Kertenkelenin kuyruğu ise bir savaşma ve aldatma mekanizmasıdır. İsterse hasmına kuyruğunu bırakıp gider, yerine de yenisi çıkar.
Çıngıraklı yılan kuyruğunu ses çıkartan bir enstrüman gibi kullanırken, aslan sadece sinekleri kovalamada kullanır. Tilki uzun kıllara sahip kuyruğu sayesinde hızla avını kovalarken dengesini kaybetmeden manevra yapabilir. Bir tür sincap ise kuyruğunu başının üstüne götürüp onu şemsiye olarak kullanır.
Bazı canlılarda ise vücudun bir bölümü ile kuyruk birbirine karıştırılır. Balinanın suya dalarken gördüğünüz yaklaşık 3 metrelik yatay kısmı kuyruğu değil vücudunun bir parçasıdır. Tamamen kastan oluşan kuyruğu ise dışarıdan kolaylıkla görülemez. Akrebin de ucunda zehirli iğnesi olan kısmı kuyruğu değil aşırı uzamış olan karın kısmıdır.
Gelelim asıl soruya. İnsanın niçin kuyruğu yok? Maymun türleri birbirleri ile karşılaştırıldıklarında görülüyor ki tür ne kadar gelişmişse kuyruk da o kadar küçük kalmış. İnsanda ise kuyruk, derinin altına gizlenmiş olan, üç ya da dört omurun kaynaşmasıyla ortaya çıkmış, kuyruk sokumu kemiği adı verilen küçük bir kemikten oluşmuştur. Daha doğrusu insanın kuyruk kemikleri tek bir kemik oluşturacak şekilde birbirleriyle birleşmişlerdir.
Bu durumun sebebi insanın iki ayağı üzerinde durabilme ve yürüyebilme özelliğidir. Düşey konumdaki bu hareket biçimi bir takım mekanik zorlamalar ortaya çıkarır. İnsanın ayakta durabilmesi için vücudun üst kısmını taşıyabilmesi gerekir. Aslında kuyruğu meydana getirmesi gereken kemik ve kaslar birleşip, tek bir kemik şeklinde kaynayarak vücudun destek aldığı bu dayanak noktasını oluşturmuşlardır.
Çok ender de olsa bazı erişkin insanlarda kuyruk kemiğinin on santimetreye varan bir kuyruk oluşturabildiği, bu kuyrukta kas, sinir ve damarların bulunabildiği görülmüştür. Her hangi bir ırkta ortaya çıkabilen bu anormalliğin kalıtımla ilgisinin olup olmadığı araştırılmaktadır.
Ayak kemikleri yere düz basmaz. Taban çukuru denilen içbükey bir kubbenin iki ucuna ve kenarlarına basılır. Ayağın taban kısmının yapısı oldukça karışıktır. Burada birçok kas, kiriş, damar ve sinir yer almaktadır. Vücudumuzdaki kasların içinde en güçlüsü tabanlarımızda bulunur. İnsanın en hassas bölgelerinden biri olan bu bölgeyi korumak insan hayatı için çok önemlidir.
Çoğu ayakkabı ‘taban’ adı verilen ve kullanıldıkça eskiyen kalın bir alt parça ile ‘saya’ adı verilen ve ayağı saran daha ince bir üst parçadan oluşur. Ayakkabılar dünyada çok farklı iklimlerde yaşayan insanların yaşam şartlarına göre değişiklik gösterdiği gibi tarih boyunca moda da ayakkabıların şekilleri üzerinde çok etkili olmuştur.
Gerçi İspanya’daki 12-15 bin yıl öncelerine ait mağara resimlerinde erkeklerde deri, kadınlarda kürkten yapılmış giysiler görülüyor ama dünyadaki en eski ayakkabı izine, kuruyan çamur içinde sertleşip günümüze kadar kalmış olarak Mezopotamya’da rastlanmıştır.
Günümüzdeki anlamı ve şekli ile ayakkabının ilk olarak sandalet şeklinde sıcak iklimli ülkelerde ortaya çıktığı sanılıyor. İlk ayakkabılar ham deri, ayağın girebileceği şekilde bir zarf haline getirilerek yapılırdı. Bu ayakkabılar ayağın altını kızgın kumlardan, üstünü güneş ve sıcaktan koruyorlardı.
Mısır sanat eserlerinde hükümdar ve tanrılar daima çıplak ayaklı olarak görülürler. Sandaletlerin ise bu devirde sadece ev içinde giyildiği tahmin edilmektedir. Hititler bugün Anadolu’da çok az da olsa hala kullanılan çarıklara benzer ayakkabılar giyerlerdi.
Ortaçağda kızı evlenen bir baba onun üzerindeki otoritesini evleneceği adama bir ayakkabı töreni ile devrediyordu. Bugün bazı Batı ülkelerinde yeni evlenen çiftin arabalarının arkasına ayakkabı bağlama adeti de o günlerden, kız babasının damadına kızının ayakkabılarından birini vererek, artık onun himayesine girdiğini belirtmesi adetinden kalmadır.
Avrupa’da 11. yüzyıldan 15. yüzyıla kadar sivri burunlu ayakkabılar moda oldu. Ortadoğu bölgesinde ise ayağı kızgın kumlardan korumak amacı ile yüksekte tutabilmek için ayakkabılara topuk ilave edildi. Avrupa’da 16. ve 17. yüzyıllarda bütün ayakkabıların topukları kırmızı renge boyanıyordu.
Avrupa’da 18. yüzyıla kadar kadın ve erkek ayakkabıları farklı değildi. Yüksekliği 15 santimetreyi bulan topuklu ayakkabıları Avrupa’da o yıllarda sadece üst sınıfa mensup insanlar (tabii iki kişinin yardımıyla) giyebiliyordu.
19. yüzyıla gelene kadar tüm dünyada her iki ayak için de eş ayakkabılar kullanıldığını yani ayakkabılarda sağ sol farkının olmadığını biliyor muydunuz? Sağ ve sol ayaklar için ayrı ayrı ayakkabı üretimine ilk olarak ABD’de, Philadelphia’da başlandı.
Altı lastik ayakkabılar ise ilk olarak 1916’da yine ABD’de yapıldı ve bunlara ‘ket’ (ked) adı verildi. Botlar ise ata binmenin yaygın olduğu soğuk ve dağlık bölgeler ile sıcak ve kumlu çöllerde ortaya çıktılar. Kadınlar için ilk bot 1840 yılında Kraliçe Victoria için dizayn edildi. Bağcıklı rahat yürüyüş ayakkabısı ise Birinci Dünyâ Savaşı sırasında ortaya çıktı.
Osmanlı Türkleri’nde de deri işleme sanatının çok gelişmiş olması ve özellikle Yeniçeri Ocağı’nın at binmede uygun olan yumuşak deri çizmelere gösterdiği ihtiyaç yüzünden ayakkabıcılık çok gelişmiştir.
Bugün artık en ilkel topluluklarda bile insanlar bir çeşit ayakkabı giyiyor. Dünyada kaç çift ayakkabı var bilinmiyor ama uzayda dolaşan bir çift olduğu biliniyor. Ay’a ilk ayak basan astronot Neil Armstrong’un ayakkabıları dönüş yolculuğunda herhangi bir hastalık veya bilinmeyen bir kirlenme tehlikesine önlem olmak üzere dünyaya getirilmeyip uzaya bırakılmış. Şimdi uzayda dolanıp duruyorlar. Diğer astronot ile daha sonra gidenlerin ayakkabıları şimdi neredeler acaba?
Ayak kemikleri yere düz basmaz. Taban çukuru denilen içbükey bir kubbenin iki ucuna ve kenarlarına basılır. Ayağın taban kısmının yapısı oldukça karışıktır. Burada birçok kas, kiriş, damar ve sinir yer almaktadır. Vücudumuzdaki kasların içinde en güçlüsü tabanlarımızda bulunur. İnsanın en hassas bölgelerinden biri olan bu bölgeyi korumak insan hayatı için çok önemlidir.
Çoğu ayakkabı ‘taban’ adı verilen ve kullanıldıkça eskiyen kalın bir alt parça ile ‘saya’ adı verilen ve ayağı saran daha ince bir üst parçadan oluşur. Ayakkabılar dünyada çok farklı iklimlerde yaşayan insanların yaşam şartlarına göre değişiklik gösterdiği gibi tarih boyunca moda da ayakkabıların şekilleri üzerinde çok etkili olmuştur.
Gerçi İspanya’daki 12 - 15 bin yıl öncelerine ait mağara resimlerinde erkeklerde deri, kadınlarda kürkten yapılmış giysiler görülüyor ama dünyadaki en eski ayakkabı izine, kuruyan çamur içinde sertleşip günümüze kadar kalmış olarak Mezopotamya’da rastlanmıştır.
Günümüzdeki anlamı ve şekli ile ayakkabının ilk olarak sandalet şeklinde sıcak iklimli ülkelerde ortaya çıktığı sanılıyor, ilk ayakkabılar ham deri, ayağın girebileceği şekilde bir zarf haline getirilerek yapılırdı. Bu ayakkabılar ayağın altını kızgın kumlardan, üstünü güneş ve sıcaktan koruyorlardı.
Mısır sanat eserlerinde hükümdar ve tanrılar daima çıplak ayaklı olarak görülürler. Sandaletlerin ise bu devirde sadece ev içinde giyildiği tahmin edilmektedir. Hititler bugün Anadolu’da çok az da olsa hala kullanılan çarıklara benzer ayakkabılar giyerlerdi.
Ortaçağda kızı evlenen bir baba onun üzerindeki otoritesini evleneceği adama bir ayakkabı töreni ile devrediyordu. Bugün bazı Batı ülkelerinde yeni evlenen çiftin arabalarının arkasına ayakkabı bağlama adeti de o günlerden, kız babasının damadına kızının ayakkabılarından birini vererek, artık onun himayesine girdiğini belirtmesi adetinden kalmadır.
Avrupa’da 11. yüzyıldan 15. yüzyıla kadar sivri burunlu ayakkabılar moda oldu. Ortadoğu bölgesinde ise ayağı kızgın kumlardan korumak amacı ile yüksekte tutabilmek için ayakkabılara topuk ilave edildi. Avrupa’da 16. ve 17. yüzyıllarda bütün ayakkabıların topukları kırmızı renge boyanıyordu.
Avrupa’da 18. yüzyıla kadar kadın ve erkek ayakkabıları farklı değildi. Yüksekliği 15 santimetreyi bulan topuklu ayakkabıları Avrupa’da o yıllarda sadece üst sınıfa mensup insanlar (tabii iki kişinin yardımıyla) giyebiliyordu.
19. yüzyıla gelene kadar tüm dünyada her iki ayak için de eş ayakkabılar kullanıldığını yani ayakkabılarda sağ sol farkının olmadığını biliyor muydunuz? Sağ ve sol ayaklar için ayrı ayrı ayakkabı üretimine ilk olarak ABD’de, Philadelphia’da başlandı. Altı lastik ayakkabılar ise ilk olarak 1916’da yine ABD’de yapıldı ve bunlara ‘ket’ (ked) adı verildi. Botlar ise ata binmenin yaygın olduğu soğuk ve dağlık bölgeler ile sıcak ve kumlu çöllerde ortaya çıktılar. Kadınlar için ilk bot 1840 yılında Kraliçe Victoria için dizayn edildi. Bağcıklı rahat yürüyüş ayakkabısı ise Birinci Dünya Savaşı sırasında ortaya çıktı.
Osmanlı Türkleri’nde de deri işleme sanatının çok gelişmiş olması ve özellikle Yeniçeri Ocağı’nın at binmede uygun olan yumuşak deri çizmelere gösterdiği ihtiyaç yüzünden ayakkabıcılık çok gelişmiştir.
Bugün artık en ilkel topluluklarda bile insanlar bir çeşit ayakkabı giyiyor. Dünyada kaç çift ayakkabı var bilinmiyor ama uzayda dolaşan bir çift olduğu biliniyor. Ay’a ilk ayak basan astronot Neil Armstrong’un ayakkabıları dönüş yolculuğunda herhangi bir hastalık veya bilinmeyen bir kirlenme tehlikesine önlem olmak üzere dünyaya getirilmeyip uzaya bırakılmış. İimdi uzayda dolanıp duruyorlar. Diğer astronot ile daha sonra gidenlerin ayakkabıları şimdi neredeler acaba?
Günümüzde çiklet diye bilinen bir tür sakızı ilk çiğneyenler ise Meksika yerlileriydiler. Yerel bir ağacın özünü çıkartıyorlar, bir kapta kaynatıyorlar ve güneşte kurumaya bırakıyorlardı. Sertleşen bu ‘chickle’ (çikıl) adını verdikleri beyaz özü ise çiğniyorlardı. Kokusu ve lezzeti olmayan bu ilk sakızın günümüz sakızları ile çok bir benzerliği yoktu.
Sakızın hammaddesi ABD’ye ilk olarak Lopez de Sanna adlı bir Meksikalı general tarafından getirildi. Thomas Adam isimli bir müteşebbis bu sakız hammaddesini önce kimyasal yolla ucuz sentetik lastik elde etmek için kullandı.
Bunda başarılı olamayınca sakızı sert şekerleme ile kapladı. Bu şekilde güzel lezzet ve koku da kazandırdığı ilk ticari sakızları minik toplar halinde piyasaya sundu. Daha sonra da ince düzgün plakalar şeklinde satışa çıkardığı sakızlar için yaptığı yoğun tanıtım kampanyası sonunda işler ummadığı kadar iyi gitti. Bu, bilimsel bir başarısızlığın bir başka başarıyı yaratabileceğinin güzel bir örneğiydi.
Bugün dünyada üretilen bütün sakızlarda hemen hemen aynı maddeler kullanılır: Sakızın ana maddesine ilaveten başta şeker olmak üzere tatlandırıcılar ile lezzet ve koku veren katkı maddeleri. Bunların miktarları ve oranları sakızın tipine göre değişir. Örneğin kocaman balon yapılabilen sakızlarda ana madde daha fazladır.
Genellikle toplum içinde sürekli çiklet çiğneyenlerin bu davranışları görgüsüzlük hatta saygısızlık ifadesi olarak kabul edilir. Sakız aleyhtarlarından öğretmenler çocukların sınıfta konsantrasyonunu bozduğunu, anne ve babalar sakızı yutarsa sindirim sisteminin bloke olacağını, doktorlar da aşırı sakız çiğnemenin tükürük bezlerini kurutabileceğini ileri sürerler. Ancak yapılan araştırmalar sonucunda çiklet çiğnemenin diş sağlığı açısından faydalı olduğu tespit edilmiştir.
Ağzımızdaki tükürük salgısı dişlere dayanıklılık sağlayan kalsiyum maddesini temin etmektedir. Çiklet çiğneyen bir insanın ağzı daha fazla tükürük salgıladığından dişlerin dayanıklılığının artmasına neden olmaktadır. Örneğin ballı bir dilim ekmek yenildiğinde ağızda oluşan asit iki saat süre ile etkisini korur. Eğer yedikten sonra çiklet çiğnenmeye başlanırsa, bu asitli ortam 20 dakika gibi kısa bir sürede yok olmaktadır.
Çiklet çiğnerken ağızdaki kasların hareketleri insanın iştahını ve sigara içme arzusunu da frenler, konsantrasyonunu arttırır, gerilimini azaltır, sinir ve kaslarını gevşetir. İşte bu nedenlerle ABD Silahlı Kuvvetlerinde Birinci Dünya Savaşı’ndan itibaren tüm savaşlarda yiyecek ve su ile beraber askerlere çiklet de dağıtılmıştır.
Peki sakızı yuttuğumuzda midemizde yedi yıl kaldığı doğru mudur? Sakız bir gıda maddesi değildir. Bu nedenle midemiz bu tür şeyleri sindiremez ama bu onların midemizde devamlı olarak kalacakları anlamına gelmez. Sindirilemeseler bile midenin asit yoğunluklu sıvı ortamından diğer sindirilemeyen şeylerle birlikte, bağırsaklar yoluyla vücudu terk ederler.
Afrika’da 1000’e yakın dil konuşulmaktadır fakat l milyondan çok kişinin konuştuğu dillerin sayısı 30’u geçmez. Hindistan’da 800’den fazla dil konuşulmaktadır. Hatta bu kalabalık ülkede, her 12 kilometre gittikçe lisanın değiştiği söylenmektedir.
Genetik bilimi, insanlığın dünyanın belli bir noktasında, çok büyük bir olasılıkla Yakın Doğu’da doğarak yayıldığı ve dünya üzerindeki iki toplum coğrafi olarak birbirinden ne kadar uzaksa genetik yapılarının da o kadar farklı olduğu düşüncesini doğrulamaktadır. Örneğin Çin, Japon gibi doğu milletleri genetik olarak birbirlerine, Avrupalılar ise Kuzey Afrikalılara, Ortadoğululara ve Hintlilere daha yakındırlar.
Dünyanın bu genetik haritası ile konuşma lisanlarının yayılışı paralellik gösterir. Teoriye göre milattan önce 7500 yıllarında tarımın başlaması ve hayvancılığın gelişmesi ile birlikte Yakın Doğu’dan Avrupa’ya, Kuzey Afrika’ya ve Hindistan’a büyük göçler olmuştur. Bu büyük göç dalgaları üç ana dil gurubunun oluşmasına yol açmışlardır.
Diller arasındaki akrabalığa, bir başka deyişle dillerin tarihsel oluşumuna dayanan bu sınıflandırmada, ortak bir kökenden kaynaklandıkları varsayılan diller aynı öbeğe konulmuştur. Çelişkili olmalarına ve tam tatminkar açıklaması yapılamamasına rağmen bu üç dil grubu şunlardır: (1) Hint-Avrupa dilleri, (2) Ural-Altay dilleri, (3) Hami-Sami dilleri.
Türk dilleri Ural-Altay ailesinin Altay öbeğindedir. Büyük dil öbeklerinin dışında sınıflandırılmalarına rağmen Kore, Japon ve Eskimo dilleri de bu aileden gösterilir. Hami-Sami dillerinin en belirgin örneği Arapça’dır. Çin-Tibet ve Kafkasya dilleri, Avustralya, Afrika ve Amerika yerli dilleri bu ana sınıflandırmanın dışındadırlar.
Diller ayrıca dilbilgisi yapılarına göre de dört sınıfa ayrılır: (1) Kelimelerin kısa kısa, ek almadan, cümle içindeki yerlerine göre anlam yüklendikleri diller (Çin, Vietnam, vb.); (2) Zaman, kişi, olumsuzluk gibi tüm durumların fiilin köküne ek gelmesiyle türetilen diller (Türkçe); (3) Dilbilgisi bağlantılarının fiil kökünde değişiklik yapılarak ifade edildiği diller (Hint-Avrupa, Hami-Sami); (4) Sözcüklerle ekler birleştirilerek bir cümlenin tek sözcüğe dönüştürüldüğü diller (Eskimo). Örneğin Eskimo dilinde “takusariartorumagaluarnerpa” kelimesi “onun bununla uğraşmaya gerçekten niyetli olduğunu sanıyor musunuz” anlamına gelir.
Dünyadaki bütün dillerin tek ortak yanı, en çok kullanılan kelimelerin, daha az kullanılanlara göre az sayıda harfle yazılmaları, yani daha kısa olmalarıdır. Ayrıca hemen hemen bütün lisanlarda vücudun kısımlarının ve organlarının isimlerinin bir çoğu kısa kelimelerle ifade edilir. Türkçe’deki baş, bel, kaş, göz, kas, dil, diş, el, kol, saç, aya, ten, diz, kan, boy, bel, kıl, vb. gibi.
Lisanın zenginliğinde milletlerin yaşadığı ortamın ve kültürün etkisi vardır. Eskimo’lar ata, sadece at demekle yetinirken Türklerde atın cinsine, yaşına, rengine göre değişik isimleri vardır. Ancak bizler de ‘kar’a sadece kar derken Eskimo dilinde karı ve yağışını tanımlayan 32 kelime vardır.
Hayvanlara sesleniş bile dillere göre değişir. Bir İngiliz tavuğunu “bili-bili” diye çağırırsanız anlamaz. İngilizler tavuğu “çak-çak” (chuck), Finliler “fibi-fibu” diye çağırırlar ama hemen hemen bütün dillerde tavuğu kovalama sesleri birbirlerine benzer; kış-kış, kuş-kuş, kş-kş, kiş-kiş...
Afrika’da 1000’e yakın dil konuşulmaktadır fakat 1 milyondan çok kişinin konuştuğu dillerin sayısı 30’u geçmez. Hindistan’da 800’den fazla dil konuşulmaktadır. Hatta bu kalabalık ülkede, her 12 kilometre gittikçe lisanın değiştiği söylenmekledir.
Genetik bilimi, insanlığın dünyanın belli bir noktasında, çok büyük bir olasılıkla Yakın Doğu’da doğarak yayıldığı ve dünya üzerindeki iki toplum coğrafi olarak birbirinden ne kadar uzaksa genetik yapılarının da o kadar farklı olduğu düşüncesini doğrulamaktadır. Örneğin Çin, Japon gibi doğu milletleri genetik olarak birbirlerine, Avrupalılar ise Kuzey Afrikalılara, Ortadoğululara ve Hintlilere daha yakındırlar.
Dünyanın bu genetik haritası ile konuşma lisanlarının yayılışı paralellik gösterir. Teoriye göre milattan Önce 7500 yıllarında tarımın başlaması ve hayvancılığın gelişmesi ile birlikte Yakın Doğu’dan Avrupa’ya, Kuzey Afrika’ya ve Hindistan’a büyük göçler olmuştur. Bu büyük göç dalgaları üç ana dil gurubunun oluşmasına yol açmışlardır.
Diller arasındaki akrabalığa, bir başka deyişle dillerin tarihsel oluşumuna dayanan bu sınıflandırmada, ortak bir kökenden kaynaklandıkları varsayılan diller aynı öbeğe konulmuştur. Çelişkili olmalarına ve tam tatminkar açıklaması yapılamamasına rağmen bu üç dil grubu şunlardır:
(1) Hint-Avrupa dilleri, (2) Ural-Altay dilleri, (3) Hami-Sami dilleri.
Türk dilleri Ural-Altay ailesinin Altay öbeğindedir. Büyük dil öbeklerinin dışında sınıflandırılmalarına rağmen Kore, Japon ve Eskimo dilleri de bu aileden gösterilir. Hami-Sami dillerinin en belirgin örneği Arapça’dır. Çin-Tibet ve Kafkasya dilleri, Avustralya, Afrika ve Amerika yerli dilleri bu ana sınıflandırmanın dışmdadırlar.
Diller ayrıca dilbilgisi yapılarına göre de dört sınıfa ayrılır:
(1) Kelimelerin kısa kısa, ek almadan, cümle içindeki yerlerine göre anlam yüklendikleri diller (Çin, Vietnam, vb.);
(2) Zaman, kişi, olumsuzluk gibi tüm durumların fiilin köküne ek gelmesiyle türetilen diller (Türkçe);
(3) Dilbilgisi bağlantılarının fiil kökünde değişiklik yapılarak ifade edildiği diller (Hint-Avrupa, Hami-Sami);
(4) Sözcüklerle ekler birleştirilerek bir cümlenin tek sözcüğe dönüştürüldüğü diller (Eskimo). Örneğin Eskimo dilinde “takusariartorumagaluarnerpa” kelimesi “onun bununla uğraşmaya gerçekten niyetli olduğunu sanıyor musunuz” anlamına gelir.
Dünyadaki bütün dillerin tek ortak yanı, en çok kullanılan kelimelerin, daha az kullanılanlara göre az sayıda harfle yazılmaları, yani daha kısa olmalarıdır. Ayrıca hemen hemen bütün
lisanlarda vücudun kısımlarının ve organlarının isimlerinin bir çoğu kısa kelimelerle ifade edilir. Türkçe’deki baş, bel, kaş, göz, kas, dil, diş, el, kol, saç, aya, ten, diz, kan, boy, bel, kıl, vb. gibi.
Lisanın zenginliğinde milletlerin yaşadığı ortamın ve kültürün etkisi vardır. Eskimo’lar ata, sadece at demekle yetinirken Türklerde atın cinsine, yaşına, rengine göre değişik isimleri vardır. Ancak bizler de ‘kar’a sadece kar derken Eskimo dilinde karın ve yağışını tanımlayan 32 kelime vardır.
Hayvanlara sesleniş bile dillere göre değişir. Bir İngiliz tavuğunu “bili-bili” diye çağırırsanız anlamaz. İngilizler tavuğu “çak-çak” (chuck), Finliler “fibi-fibu” diye çağırırlar ama hemen hemen bütün dillerde tavuğu kovalama sesleri birbirlerine benzer; kış-kış, kuş-kuş, kş-kş, kiş-kiş...
bl. Genel Ağ
Bilgisayar ağlarının birbirine bağlanması sonucu ortaya çıkan, herhangi bir sınırlaması ve yöneticisi olmayan uluslararası bilgi iletişim ağı.
yerel ağ
Bilgisayar ağlarının birbirine bağlanması sonucu ortaya çıkan, sınırlaması ve yöneticisi olan sadece kurum veya iş yeri içinde kullanılan bilgi iletişim ağı.
Konum: Orta Doğu’da, Basra Körfezi kıyısında, İran ve Kuveyt arasında yer almaktadır.
Coğrafi konumu: 33 00 Kuzey enlemi, 44 00 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Orta Doğu.
Yüzölçümü: 437,072 km².
Sınırları: toplam: 3,650 km.
sınır komşuları: İran 1,458 km, Ürdün 181 km, Kuveyt 240 km, Suudi Arabistan 814 km, Suriye 605 km, Türkiye 352 km.
Sahil şeridi: 58 km.
İklimi: Daha fazla çöl iklimi hakimdir; kışlar soğuk, yazlar kuru, sıcak ve bulutsuz geçer.
Arazi yapısı: Daha fazla geniş ovalar, İran sınırında bataklıklar, İran ve Türkiye sınırı boyunca dağlar yer alır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Basra Körfezi 0 m; en yüksek noktası: Hacı İbrahim 3,595 m.
Doğal kaynakları: Petrol, doğal gaz, fosfat, sülfür.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %13.12.
daimi ekinler: %0.61.
Diğer: %86.27 (2005 verileri).
Sulanan arazi: 35,250 km² (2003 verileri).
Doğal afetler: Kum fırtınaları, su baskınları.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 26,783,383 (Temmuz 2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %2.66 (2006 verileri).
Mülteci oranı: 0 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 48.64 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 69.01 yıl.
Erkeklerde: 67.76 yıl.
Kadınlarda: 70.31 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 4.18 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.01 den az (2001 verileri).
Ulus: Iraklı.
Nüfusun etnik dağılımı: Arap %75-%80, Kürt %15-%20, Türkmen, Süryani ve diğerleri %5.
Din: Müslüman %97 (Şii %60-%65, Sünni %32-%37), Hıristiyan ve diğer %3.
Diller: Arapça (Resmi), Türkçe, Kürtçe ve Süryanice.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %40.4.
erkekler: %55.9.
kadınlar: %24.4 (2003 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Irak Cumhuriyeti.
kısa şekli : Irak.
Yerel tam adı: Al Jumhuriyah al Irakiyah.
yerel kısa şekli: Al Irak.
ingilizce: Iraq.
Yönetim biçimi: Başkanlık Tipi Cumhuriyet.
Başkent: Bağdat.
İdari bölümler: 18 bölge; Al Anbar, Al Basrah, Al Muthanna, Al Qadisiyah, An Najaf, Arbil, As Sulaymaniyah, At Ta’mim, Babil, Bağdat, Dahuk, Dhi Qar, Diyala, Kerbala, Maysan, Ninawa, Salah ad Din, Wasit.
Bağımsızlık günü: 3 Ekim 1932.
Milli bayram: İhtilal günü, 17 Temmuz (1968).
Anayasa: 22 Eylül 1968.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: ABEDA, ACC, AFESD (Arap Ülkeleri Ekonomik ve Sosyal Kalkınma Fonu), AL, AMF (Arap Ülkeleri Para Fonu), CAEU (Arap Ülkeleri Ekonomik Anlaşmalar Konseyi), CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi), EAPC (Avrupa - Atlantik Ortaklık Konseyi), ESCWA (Birleşmiş Milletler Batı Asya Ekonomik ve Sosyal Komisyonu), FAO (Tarım ve Gıda Örgütü), G-19, G-77, IAEA (Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı), IBRD (Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası), ICAO (Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü), ICRM (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi), IDA (Uluslararası Kalkınma Birliği), IDB (İslam Kalkınma Bankası), IFAD (Uluslararası Tarımsal
Konum: Orta Doğu’da, Umman Körfezi ve Basra Körfezi ve Hazar Denizi kıyısında, Irak ve Pakistan arasında yer almaktadır.
Coğrafi konumu: 32 00 Kuzey enlemi, 53 00 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Orta Doğu.
Yüzölçümü: 1.648 milyon km².
Sınırları: toplam: 5,440 km.
sınır komşuları: Afganistan 936 km, Ermenistan 35 km, Azerbaycan sınırı 432 km, Azerbaycan - Nahçıvan sınırı 179 km, Irak 1,458 km, Pakistan 909 km, Türkiye 499 km, Türkmenistan 992 km.
Sahil şeridi: 2,440 km.
İklimi: Hazar Denizi kıyısında subtropikal iklim hakimdir. Ülke genelinde bozkır iklimi etkisini gösterir.
Arazi yapısı: Arazi engebeli, dağlarla çevrili, yüksektir; orta kısımlarda çöl ve dağ havzaları vardır; kıyılarda ovalar yer alır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Hazar Denizi -28 m.
en yüksek noktası: Kuh-e Damavand 5,671 m.
Doğal kaynakları: petrol, doğal gaz, kömür, krom, bakır, demir, kurşun, manganez, çinko, sülfür.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %9.78.
ekinler: %1.29.
Diğer: %88.93 (2005 verileri).
Sulanan arazi: 76,500 km²(2003 verileri).
Doğal afetler: Periyodik kuraklıklar, su baskınları, kum fırtınaları, depremler.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 68,688,433 (Temmuz 2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %1.1 (2006 verileri).
Mülteci oranı: -0.48 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 40.3 ölüm/1,000 doğan bebek (2001 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 70.26 yıl.
Erkeklerde: 68.86 yıl.
Kadınlarda: 71.74 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 1.8 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.01 den az (2001 verileri).
Ulus: İranlı.
Nüfusun etnik dağılımı: Persler %51, Azeriler %24, Gilaki ve Mazandarani %8, Kürt %7, Arap %3, Lur %2, Baloch %2, Türkmen %2, diğer %1.
Din: Şii Müslüman %89, Sünni Müslüman %10, Zerdüştçü, Musevi, Hıristiyan ve Bahai %1.
Diller: Persce ve Pers Lehçeleri %58, Türkçe ve Türk lehçeleri %26, Kürtçe %9, Lurice %2, Baloçice %1, Arapça %1, Türkçe %1, diğer %2.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %79.4.
erkekler: %85.6.
kadınlar: %73 (2003 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: İran İslam Cumhuriyeti.
kısa şekli : İran.
Yerel tam adı: Jomhuri-ye Eslami-ye İran.
yerel kısa şekli: İran.
ingilizce: Iran.
Yönetim biçimi: Şeriat Cumhuriyeti.
Başkent: Tahran.
İdari bölümler: 28 eyalet; Ardabil, Azarbayjan-e Gharbi, Azarbayjan-e Sharqi, Bushehr, Chahar Mahall va Bakhtiari, Esfahan, Fars, Gilan, Golestan, Hamadan, Hormozgan, Ilam, Kerman, Kermanshah, Khorasan, Khuzestan, Kohgiluyeh va Buyer Ahmad, Kordestan, Lorestan, Markazi, Mazandaran, Qazvin, Qom, Semnan, Sistan va Baluchestan, Tahran, Yazd, Zanjan.
Bağımsızlık günü: 1 Nisan 1979.
Milli bayram: Cumhuriyet Günü, 1 Nisan (1979).
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: CCC, CP, ECO (Ekonomik İşbirliği Örgütü), ESCAP (Asya ve Pasifikler Ekonomik ve Sosyal Komisyonu), FAO (Tarım ve Gıda Örgütü), G-19,
Konum: Batı Avrupa’da, Kuzey Atlas Okyanusunda, İngiltere’nin batısında yer alır.
Coğrafi konumu: 53 00 Kuzey enlemi, 8 00 Batı boylamı.
Haritadaki konumu: Avrupa.
Yüzölçümü: 70,280 km².
Sınırları: toplam: 360 km.
sınır komşuları: İngiltere 360 km.
Sahil şeridi: 1,448 km.
İklimi: Ilıman deniz iklim. Kuzey Atlas Okyanusu akımı ile değişiklik görülmektedir. Kışlar ılıman, yazlar serin geçer, yıl boyunca nemli hava hakimdir.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Atlas Okyanusu 0 m.
en yüksek noktası: Carrauntoohil 1,041 m.
Doğal kaynakları: Çinko, kurşun, doğal gaz, bakır, alçıtaşı, kireçtaşı, bataklık kömürü, gümüş.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %16.82.
daimi ekinler: %0.03.
Diğer: %83.15 (2005 verileri).
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 4,062,235 (Temmuz 2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %1.15 (2006 verileri).
Mülteci oranı: 4.87 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 5.31 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 77.73 yıl.
Erkeklerde: 75.11 yıl.
Kadınlarda: 80.52 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 1.86 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.1 (2001 tahmini).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 2,800 (2001 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 100 den az (2003 verileri).
Ulus: İrlandalı.
Nüfusun etnik dağılımı: Keltler, İngiliz.
Din: Roma Katolikleri %88.4, diğer %11.6 (2001).
Diller: İngilizce, İrlandaca (gaelce).
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %99 (2003 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: İrlanda.
ingilizce: Ireland.
Yönetim biçimi: Cumhuriyet.
Başkent: Dublin.
İdari bölümler: 26 bölge; Carlow, Cavan, Clare, Cork, Donegal, Dublin, Galway, Kerry, Kildare, Kilkenny, Laois, Leitrim, Limerick, Longford, Louth, Mayo, Meath, Monaghan, Offaly, Roscommon, Sligo, Tipperary, Waterford, Westmeath, Wexford, Wicklow.
Bağımsızlık günü: 6 Aralık 1921.
Milli bayram: Saint Patrick Günü, 17 Mart.
Anayasa: 29 Aralık 1937; 1 Temmuz 1937 tarihinde değiştirilmiştir.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: AG (Avustralya Grubu), BIS (Uluslararası İmar Bankası), CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi), CE (Avrupa Konseyi), EBRD (Avrupa Yatırım ve Kalkınma Bankası), ECE (Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu), EIB (Avrupa Yatırım Bankası), EMU (Avrupa Ekonomi ve Para Birliği), ESA (Avrupa Uzay Ajansı), Avrupa Birliği, FAO (Tarım ve Gıda Örgütü), IAEA (Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı), IBRD (Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası), ICAO (Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü), ICC (Milletlerarası Ticaret Odası), ICFTU (Uluslararası Serbest Ticaret Birlikleri Konfederastonu), ICRM (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi), IDA (Uluslararası Kalkınma Birliği), IEA (Uluslararası Enerji Ajansı), IFAD (Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu), IFC (Uluslararası Finansman Kurumu), IFRCS (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Toplulukları Feder
kurtarımcı
Dil, gelenek, görenek ve çeşitli kültür değerleri bakımından bir birlik gösterdiği hâlde ana yurt dışında kalmış halkın yaşadığı toprakları ana yurt sınırları içine almak isteyen.
kurtarımcılık
Dil, gelenek, görenek ve çeşitli kültür değerleri bakımından bir birlik gösterdiği hâlde ana yurt dışında kalmış halkın yaşadığı toprakları ana yurt sınırları içine almak düşüncesi.
Konum: Güneybatı Avrupa, Biskay Körfezi, Akdeniz, Kuzey Atlas Okyanusu kıyısında ve Pyrenees Dağları sınırında, Fransa’nın güneybatısında yer alır.
Coğrafi konumu: 40 00 Kuzey enlemi, 4 00 Batı boylamı.
Haritadaki konumu: Avrupa.
Yüzölçümü: 504,782 km².
Sınırları: toplam: 1,917.8 km.
sınır komşuları: Andorra 63.7 km, Fransa 623 km, Cebelitarık 1.2 km, Portekiz 1,214 km, Fas (Ceuta) 6.3 km, Fas (Melilla) 9.6 km.
Sahil şeridi: 4,964 km.
İklimi: Ilıman.
Arazi yapısı: Geniş, düz platolar engebeli tepeliklerle çevrilidir, dağlar kuzeyde yer alır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Atlas Okyanusu 0 m.
en yüksek noktası: Pico de Teide Tepesi (Kanarya Adalarında) 3,718 m.
Doğal kaynakları: Kömür, linyit, demir, uranyum, cıva, alçıtaşı, çinko, kurşun, tungsten, bakır, kaolin, potas, hidro enerji, işlenebilir arazi.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %27.18.
daimi ekinler: %9.85.
Diğer: %62.97 (2005 verileri).
Sulanan arazi: 37,800 km² (2003 verileri).
Doğal afetler: Periyodik kuraklıklar.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 40,397,842 (Temmuz 2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %0.13 (2006 verileri).
Mülteci oranı: 0.99 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 4.37 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 79.65 yıl.
Erkeklerde: 76.32 yıl.
Kadınlarda: 83.2 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 1.28 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.7 (2001 verileri).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 140,000 (2001 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 1,000 (2003 verileri).
Ulus: İspanyol.
Nüfusun etnik dağılımı: Akdeniz ve Nord uluslarının karışımından oluşuyor.
Din: Roma Katolikleri %94, diğer %6.
Diller: Castilia İspanyolca’sı (resmi) %74, Catalan %17, Galician %7, Basque %2.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %97.9.
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: İspanya Krallığı.
kısa şekli : İspanya.
yerel kısa şekli: Espana.
ingilizce: Spain.
Yönetim biçimi: Meşruti Krallık.
Başkent: Madrid.
İdari bölümler: 17 özerk bölge; Andalucia, Aragon, Asturias, Baleares (Balearic Adaları), Canarias (Canary Adaları), Cantabria, Castilla-La Mancha, Castilla y Leon, Cataluna, Communidad Valencian, Extremadura, Galicia, La Rioja, Madrid, Murcia, Navarra, Pais Vasco (Basque Bölgesi).
Bağımsızlık günü: 1492.
Milli bayram: İspanya Günü, 12 Ekim.
Anayasa: 6 Aralık 1978.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: AfDB (Afrika Kalkınma Bankası), AsDB (Asya Kalkınma Bankası), AG (Avustralya Grubu), BIS (Uluslararası İmar Bankası), CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi), CE (Avrupa Konseyi), CERN (Avrupa Nükleer Araştırma Teşkilatı), EAPC (Avrupa - Atlantik Ortaklık Konseyi), EBRD (Avrupa Yatırım ve Kalkınma Bankası), ECE (Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu), ECLAC (Birleşmiş Milletler Latin Amerika ve Karayipler Komisyonu), EIB (Avrupa Yatırım Bankas
Konum: Orta Doğu’da, Akdeniz Sahilinde, Mısır ile Lübnan arasında yer alır.
Coğrafi konumu: 31 30 Kuzey enlemi, 34 45 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Orta Doğu.
Yüzölçümü: 20,770 km².
Sınırları: toplam: 1,017 km.
sınır komşuları: Mısır 266 km, Gazze 51 km, Ürdün 238 km, Lübnan 79 km, Suriye 76 km, Batı Şeria 307 km.
Sahil şeridi: 273 km.
İklimi: Ilıman, güneyde sıcak ve kuru iklim tipi görülür.
Arazi yapısı: Güneyde Negev çölü, kıyıda alçak ovalar, orta kısımda dağlar yer alır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Ölü Deniz -408 m.
en yüksek noktası: Har Meron 1,208 m.
Doğal kaynakları: Kereste, potas, bakır, doğal gaz, fosfat kayalıklar, magnezyum bromid, kil, kum.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %15.45.
daimi ekinler: %3.88.
Diğer: %80.67 (2005 verileri).
Sulanan arazi: 1,940 km²(2003 verileri).
Doğal afetler: Sonbahar ve yaz ayları boyunca kum fırtınaları; kuraklıklar.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 6,352,117 (Temmuz 2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %1.18 (2006 verileri).
Mülteci oranı: 0 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 6.89 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 79.46 yıl.
Erkeklerde: 77.33 yıl.
Kadınlarda: 81.7 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 2.41 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.1 (2001 verileri).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 3,000 (1999 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 100 (2001 verileri).
Ulus: İsrailli.
Nüfusun etnik dağılımı: Yahudi %76.4 (İsrail doğumlu %67.1, Avrupa/Amerika doğumlu %22.6, Afrika doğumlu %5.9, Asya doğumlu %4.2), Yahudi olmayan %23.6 (çoğunlukla Arap) (2004).
Din: Musevi %76.4, Müslüman %16, Arap Hıristiyan %1.7, diğer Hıristiyan %0.4, Dürzi %1.6, diğer %3.9 (2004).
Diller: İbranice (resmi), Arapça (Arap azınlıklar tarafından kullanılır), İngilizce.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %95.4.
erkekler: %97.3.
kadınlar: %93.6 (2003 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: İsrail Devleti.
kısa şekli : İsrail.
Yerel tam adı: Medinat Yisra’el.
yerel kısa şekli: Yisra’el.
ingilizce: Israel.
Yönetim biçimi: Parlamenter Cumhuriyet.
Başkent: Kudüs.
İdari bölümler: 6 bölge; Merkez, Haifa, Jerusalem, Kuzey, Güney, Tel Aviv.
Bağımsızlık günü: 14 Mayıs 1948.
Milli bayram: Bağımsızlık günü, 14 Mayıs (1948).
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: BSEC (Karadeniz Ekonomik İşbirliği), CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi), CE (Avrupa Konseyi), CERN (Avrupa Nükleer Araştırma Teşkilatı), EBRD (Avrupa Yatırım ve Kalkınma Bankası), ECE (Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu), FAO (Tarım ve Gıda Örgütü), IADB (Amerika Bölgesi Kalkınma Bankası), IAEA (Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı), IBRD (Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası), ICAO (Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü), ICC (Milletlerarası Ticaret Odası), ICFTU (Uluslararası Serbest Ticaret
Konum: Kuzey Avrupa, Baltik Denizi kıyısında, Finlandiya ile Norveç arasında yer alır.
Coğrafi konumu: 62 00 Kuzey enlemi, 15 00 Batı boylamı.
Haritadaki konumu: Avrupa.
Yüzölçümü: 449,964 km².
Sınırları: toplam: 2,233 km.
sınır komşuları: Finlandiya 614 km, Norveç 1,619 km.
Sahil şeridi: 3,218 km.
İklimi: Güneyde ılıman, kuzeyde subarktik iklim tipi görülür.
Arazi yapısı: Daha fazla düz ve kısmen dalgalı ovalar, batıda dağlar yer alır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Hammarsjon gölünde bir koy -2.41 m.
en yüksek noktası: Kebnekaise 2,111 m.
Doğal kaynakları: Çinko, demir, kurşun, bakır, gümüş, kereste, uranyum, hidro enerji.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %5.93.
daimi ekinler: %0.01.
Diğer: %94.06 (2005 verileri).
Sulanan arazi: 1,150 km² (2003 verileri).
Doğal afetler: Çevrili sularda yüzen buz kitleleri deniz trafiğini engellemektedirler.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 9,016,596 (Temmuz 2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %0.16 (2006 verileri).
Mülteci oranı: 1.66 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 2.76 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 80.51 yıl.
Erkeklerde: 78.29 yıl.
Kadınlarda: 82.87 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 1.66 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.1 (2001 verileri).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 3,600 (2001 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 100 den az (2003 verileri).
Ulus: İsveçli.
Nüfusun etnik dağılımı: İsveçliler, Fin ve Sami azınlığı, Yugoslav, Norveç, Yunan, Türk.
Din: Lutherci %87, Roma Katolikleri, Ortodoks, Baptist, Müslüman, Musevi, Budist.
Diller: İsveççe.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %99 (2003 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: İsveç Krallığı.
kısa şekli : İsveç.
Yerel tam adı: Konungariket Sverige.
yerel kısa şekli: Sverige.
ingilizce: Sweden.
Yönetim biçimi: Meşruti Krallık.
Başkent: Stockholm.
İdari bölümler: 21 bölge; Blekinge, Dalarnas, Gavleborgs, Gotlands, Hallands, Jamtlands, Jonkopings, Kalmar, Kronobergs, Norrbottens, Orebro, Ostergotlands, Skane, Sodermanlands, Stockholms, Uppsala, Varmlands, Vasterbottens, Vasternorrlands, Vastmanlands, Vastra Gotalands.
Bağımsızlık günü: 6 Haziran 1523.
Milli bayram: Bayrak Günü, 6 Haziran.
Anayasa: 1 Ocak 1975.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: AfDB (Afrika Kalkınma Bankası), AsDB (Asya Kalkınma Bankası), AG (Avustralya Grubu), BIS (Uluslararası İmar Bankası), CBSS (Baltik Ülkeleri Konseyi), CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi), CE (Avrupa Konseyi), CERN (Avrupa Nükleer Araştırma Teşkilatı), EAPC (Avrupa - Atlantik Ortaklık Konseyi), EBRD (Avrupa Yatırım ve Kalkınma Bankası), ECE (Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu), EIB (Avrupa Yatırım Bankası), ESA (Avrupa Uzay Ajansı), Avrupa Birliği, FAO (Tarım ve Gıda Örgütü), G- 6, G- 9, G-10, IADB (Amerika Bölgesi Kal
Konum: Orta Avrupa›da, Fransa›nın doğusunda, İtalya›nın kuzeyinde yer alır.
Coğrafi konumu: 47 00 Kuzey enlemi, 8 00 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Avrupa.
Yüzölçümü: 41,290 km².
Sınırları: toplam: 1,852 km.
sınır komşuları: Avusturya 164 km, Fransa 573 km, İtalya 740 km, Liechtenstein 41 km, Almanya 334 km.
Sahil şeridi: 0 km(kara ile çevrili).
İklimi: Ilıman.
Arazi yapısı: Çoğunlukla dağlıktır, tepelikli merkez platosu, ovalar, büyük göller yer alır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Maggiore Gölü 195 m.
en yüksek noktası: Dufourspitze 4,634 m.
Doğal kaynakları: Hidro enerji, kereste, tuz.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %10.
daimi ekinler: %0.58.
Diğer: %89.51 (2005 verileri).
Sulanan arazi: 250 km²(2003 verileri).
Doğal afetler: Çığ, toprak kayması.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 7,523,934 (Temmuz 2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %0.43 (2006 verileri).
Mülteci oranı: 3.12 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 4.34 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 80.51 yıl.
Erkeklerde: 77.69 yıl.
Kadınlarda: 83.48 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 1.43 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.4 (2001 verileri).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 13,000 (2001 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 100 den az (2003 verileri).
Ulus: İsviçreli.
Nüfusun etnik dağılımı: Alman %65, Fransız %18, İtalyan %10, Romen %1, diğer %6.
Din: Roma Katolikleri %41.8, Protestant %35.3, Orthodoks %1.8, diğer Hıristiyanlar %0.4, Müslüman %4.3, diğer %1, belirlenmemiş %4.3, inançsın %11.1 (2000).
Diller: Almanca %63.7, Fransızca %19.2, İtalyanca %7.6, Romence %0.6, diğer %8.9.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %99 (2003 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: İsviçre Konfederasyonu.
kısa şekli : İsviçre.
Yerel tam adı: Schweizerische Eidgenossenschaft (Almanca), Confederation Suisse (Fransızca), Confederazione Svizzera (İtalyanca).
yerel kısa şekli: Schweiz (Almanca), Suisse (Fransızca), Svizzera (İtalyanca).
ingilizce: Switzerland.
Yönetim biçimi: Parlamenter Federal Cumhuriyet.
Başkent: Bern.
İdari bölümler: 26 bölge; Aargau, Ausser-Rhoden, Basel-Landschaft, Basel-Stadt, Bern, Fribourg, Geneve, Glarus, Graubunden, Inner-Rhoden, Jura, Luzern, Neuchatel, Nidwalden, Obwalden, Sankt Gallen, Schaffhausen, Schwyz, Solothurn, Thurgau, Ticino, Uri, Valais, Vaud, Zug, Zurich.
Bağımsızlık günü: 1 Ağustos 1291 (İsviçre Konfederasyonu kuruluşu).
Milli bayram: İsviçre Konfederasyonu kuruluşu, 1 Ağustos (1291).
Anayasa: 29 May 1874.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: ACCT, AfDB (Afrika Kalkınma Bankası), AsDB (Asya Kalkınma Bankası), AG (Avustralya Grubu), BIS (Uluslararası İmar Bankası), CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi), CE (Avrupa Konseyi), CERN (Avrupa Nükleer Araştırma Teşkilatı), EAPC (Avrupa - Atlantik Orta
Konum: Güney Avrupa, Akdeniz kıyısında yarımadada, kuzeydoğu Tunus›ta yer almaktadır.
Coğrafi konumu: 42 50 Kuzey enlemi, 12 50 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Avrupa.
Yüzölçümü: 301,230 km².
Sınırları: toplam: 1,932.2 km.
sınır komşuları: Avusturya 430 km, Fransa 488 km, Holy See (Vatican City) 3.2 km, San Marino 39 km, Slovenya 232 km, İsviçre 740 km.
Sahil şeridi: 7,600 km.
İklimi: 7 ayrı iklim görülmektedir. Ama genel olarak ılıman hava hakimdir.
Arazi yapısı: Arazi engebeli ve dağlıktır, ovalar ve kıyıda alçak araziler yer alır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Akdeniz 0 m.
en yüksek noktası: Blanc Tepesi (Monte Bianco) 4,748 m.
Doğal kaynakları: Cıva, potas, mermer, sülfür, doğal gaz, ham petrol, balık, kömür, işlenebilir arazi.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %26.41.
daimi ekinler: %9.09.
Diğer: %64.5 (2005 verileri).
Sulanan arazi: 27,100 km² (2003 verileri).
Doğal afetler: Toprak kaymaları, çığ düşmeleri, depremler, volkanik patlamalar, su baskınları, toprak çökmeleri.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 58,133,509 (Temmuz 2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %0.04 (2006 verileri).
Mülteci oranı: 2.06 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 5.83 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 79.81 yıl.
Erkeklerde: 76.88 yıl.
Kadınlarda: 82.94 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 1.28 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.5 (2001 verileri).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 140,000 (2001 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 1,000 (2003 verileri).
Ulus: İtalyan.
Nüfusun etnik dağılımı: İtalyan.
Din: Roma Katolikleri, Protestanlar, Museviler, Müslümanlar.
Diller: İtalyanca (resmi), Almanca, Fransızca, Slovence.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %98.6 (2003).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: İtalya Cumhuriyeti.
kısa şekli : İtalya.
Yerel tam adı: Repubblica Italiana.
yerel kısa şekli: Italia.
Eski adı: İtalya Krallığı.
ingilizce: Italy.
Yönetim biçimi: Parlamenter Cumhuriyet.
Başkent: Roma.
İdari bölümler: 20 bölge; Abruzzi, Basilicata, Calabria, Campania, Emilia-Romagna, Friuli-Venezia Giulia, Lazio, Liguria, Lombardia, Marche, Molise, Piemonte, Puglia, Sardegna, Sicilia, Toscana, Trentino-Alto Adige, Umbria, Valle d›Aosta, Veneto.
Bağımsızlık günü: 17 Mart 1861.
Milli bayram: Cumhuriyet Günü, 2 Haziran (1946).
Anayasa: 1 Ocak 1948.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: AfDB (Afrika Kalkınma Bankası), AsDB (Asya Kalkınma Bankası), AG (Avustralya Grubu), BIS (Uluslararası İmar Bankası), BSEC (Karadeniz Ekonomik İşbirliği), CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi), CDB (Karayipler Kalkınma Bankası), CE (Avrupa Konseyi), CEI (Orta Avrupa Girişimi), CERN (Avrupa Nükleer Araştırma Teşkilatı), EAPC (Avrupa - Atlantik Ortaklık Konseyi), EBRD (Avrupa Yatırım ve Kalkınma Bankası), ECE (Birleşmiş Milletl
Konum: Kuzey Avrupa’da, Grönland Denizi ve Kuzey Atlas Okyanusu arasında, İngiltere’nin kuzeybatısında yer alır.
Coğrafi konumu: 65 00 Kuzey enlemi, 18 00 Batı boylamı.
Haritadaki konumu: Arktik Bölge.
Yüzölçümü: 103,000 km².
Sınırları: 0 km.
Sahil şeridi: 4,970 km.
İklimi: Ilıman iklim, Kuzey Atlas Akımı ile değişkenlik gösterir, ılıman, rüzgarlı kışlar, yağmurlu, soğuk yazlar görülmektedir.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Atlas Okyanusu 0 m.
en yüksek noktası: Hvannadalshnukur 2,119 m.
Doğal kaynakları: Balık, hidro enerji, termal kaynaklar.
Doğal afetler: Deprem ve volkanik etkinlik.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 299,388 (Temmuz 2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %0.87 (2006 verileri).
Mülteci oranı: 1.74 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 3.29 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 80.31 yıl.
Erkeklerde: 78.23 yıl.
Kadınlarda: 82.48 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 1.92 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.2 (2001 verileri).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 220 (2001 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 100 den fazla (2003 verileri).
Ulus: İzlandalı.
Din: Evangelist Luthercilik %93, diğer Protestanlar ve Roma Katolikleri, diğer.
Diller: İzlandaca, İngilizce, Nord lehçeleri, Almanca.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %99 (2003 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: İzlanda Cumhuriyeti.
kısa şekli : İzlanda.
Yerel tam adı: Lyoveldio Island.
yerel kısa şekli: Island.
ingilizce: Iceland.
Yönetim biçimi: Anayasal Cumhuriyet.
Başkent: Reykjavik.
İdari bölümler: 23 bölge ve 14 şehir; Akranes, Akureyri, Arnessysla, Austur-Bardhastrandarsysla, Austur-Hunavatnssysla, Austur-Skaftafellssysla, Borgarfjardharsysla, Dalasysla, Eyjafjardharsysla, Gullbringusysla, Hafnarfjordhur, Husavik, Isafjordhur, Keflavik, Kjosarsysla, Kopavogur, Myrasysla, Neskaupstadhur, Nordhur-Isafjardharsysla, Nordhur-Mulasys-la, Nordhur-Thingeyjarsysla, Olafsfjordhur, Rangarvallasysla, Reykjavik, Saudharkrokur, Seydhisfjordhur, Siglufjordhur, Skagafjardharsysla, Snaefellsnes-og Hnappadalssysla, Strandasysla, Sudhur-Mulasysla, Sudhur-Thingeyjarsysla, Vesttmannaeyjar, Vestur-Bardhastrandarsysla, Vestur-Hunavatnssysla, Vestur-Isafjardharsysla, Vestur-Skaftafellssysla.
Bağımsızlık günü: 17 Haziran 1944 (Danimarka’dan).
Milli bayram: Bağımsızlık günü, 17 Haziran (1944).
Anayasa: 16 Haziran 1944.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: AG (Avustralya Grubu), BIS (Uluslararası İmar Bankası), CBSS (Baltik Ülkeleri Konseyi), CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi), CE (Avrupa Konseyi), EAPC (Avrupa - Atlantik Ortaklık Konseyi), EBRD (Avrupa Yatırım ve Kalkınma Bankası), ECE (Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu), EFTA (Avrupa Serbest Ticaret Bölgesi), FAO (Tarım ve Gıda Örgütü), IAEA (Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı), IBRD (Ul
Konum: Karayipler, Karayip Denizinde Ada, Küba’nın güneyi.
Coğrafi konumu: 18 15 Kuzey enlemi, 77 30 Batı boylamı.
Haritadaki konumu: Orta Amerika ve Karayipler.
Yüzölçümü: 10,991 km².
Sınırları: 0 km.
Sahil şeridi: 1,022 km.
İklimi: tropikal; sıcak, nemli hava etkindir, iç kısımlarda ılıman iklim görülür.
Arazi yapısı: Arazisi çoğunlukla dağlıktır, kıyıda dar ovalar vardır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Karayip Denizi 0 m.
en yüksek noktası: Mavi Dağ 2,256 m.
Doğal kaynakları: Boksit, alçıtaşı, kireçtaşı.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %15.83.
daimi ekinler: %10.01.
Diğer: %74.16 (2005 verileri).
Sulanan arazi: 250 km²(2002 verileri).
Doğal afetler: Temmuz - Kasım ayları arasında kasırgalar.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 2,758,124 (Temmuz 2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %0.8 (2006 verileri).
Mülteci oranı: -6.27 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 15.98 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 73.24 yıl.
Erkeklerde: 71.54 yıl.
Kadınlarda: 75.03 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 2.41 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı %1.2 (2003 tahmini).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 22,000 (2003 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 900 (2003 verileri).
Ulus: Jamaikalı.
Nüfusun etnik dağılımı: Siyah ırk %90.9, Doğu Hindistanlı %1.3, beyaz ırk %0.2, Çinli %0.2, melez %7.3, diğer %0.1.
Din: Protestan %61.3, Roma Katolikleri %4, diğer %34.7.
Diller: İngilizce, Creole.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %87.9.
erkekler: %84.1.
kadınlar: %91.6 (2003 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Jamaika.
ingilizce: Jamaica.
Yönetim biçimi: Meşruti Monarşi.
Başkent: Kingston.
İdari bölümler: 14 bölge; Clarendon, Hanover, Kingston, Manchester, Portland, Saint Andrew, Saint Ann, Saint Catherine, Saint Elizabeth, Saint James, Saint Mary, Saint Thomas, Trelawny, Westmoreland.
Bağımsızlık günü: 6 Ağustos 1962 (İngiltere’den).
Milli bayram: Bağımsızlık günü, Ağustosun birinci Pazartesi (1962).
Anayasa: 6 Ağustos 1962.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: ACP (Afrika - Karayip - Pasifik Ülkeleri), C, Caricom (Karayipler Topluluğu ve Ortak Pazarı), CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi), CDB (Karayipler Kalkınma Bankası), ECLAC (Birleşmiş Milletler Latin Amerika ve Karayipler Komisyonu), FAO (Tarım ve Gıda Örgütü), G-15, G-19, G-77, IADB (Amerika Bölgesi Kalkınma Bankası), IAEA (Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı), IBRD (Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası), ICAO (Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü), ICFTU (Uluslararası Serbest Ticaret Birlikleri Konfederastonu), ICRM (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi), IFAD (Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu), IFC (Uluslararası Finansman Kurumu), IFRCS (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Toplulukları Federasyonu), IHO (Uluslararası Hidrografi Örgütü), ILO (Uluslarası Çalışma Ö
Konum: Doğu Asya’da, Kuzey Pasifik Okyanusu ve Japon Denizi arasında, Kore yarımadasının doğusunda yer alan ada ülkesi.
Coğrafi konumu: 36 00 Kuzey enlemi, 138 00 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Asya.
Yüzölçümü: 377,835 km².
Sınırları: 0 km.
Sahil şeridi: 29,751 km.
İklimi: Güneyde tropikal ve kuzeyde soğuk ılıman iklim görülür.
Arazi yapısı: Çok sayıda kayalıklar ve dağlar vardır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Hachiro-gata -4 m.
en yüksek noktası: Fujiyama 3,776 m.
Doğal kaynakları: Önemsiz mineral kaynaklar ve balık.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %11.64.
daimi ekinler: %0.9.
Diğer: %87.46 (2005 verileri).
Sulanan arazi: 25,920 km² (2003 verileri).
Doğal afetler: Çoğunluğu sönmüş olan birkaç aktif volkan, yılda yaklaşık 1500 sismik olay.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 127,463,611 (Temmuz 2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %0.02 (2006 verileri).
Mülteci oranı: 0 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 3.24 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 81.25 yıl.
Erkeklerde: 77.96 yıl.
Kadınlarda: 84.7 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 1.4 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.1 (2003 verileri).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 12,000 (2003 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 500 (2003 verileri).
Ulus: Japon.
Nüfusun etnik dağılımı: Japon %99.4, Koreli %0.6 (2004).
Din: Shinto ve Budizm %84, diğer %16.
Diller: Japonca.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %99 (2002 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Japonya.
ingilizce: Japan.
Yönetim biçimi: Meşruti Monarşi.
Başkent: Tokyo.
İdari bölümler: 47 bölge; Aichi, Akita, Aomori, Chiba, Ehime, Fukui, Fukuoka, Fukushima, Gifu, Gumma, Hiroshima, Hokkaido, Hyogo, Ibaraki, Ishikawa, Iwate, Kagawa, Kagoshima, Kanagawa, Kochi, Kumamoto, Kyoto, Mie, Miyagi, Miyazaki, Nagano, Nagasaki, Nara, Niigata, Oita, Okayama, Okinawa, Osaka, Saga, Saitama, Shiga, Shimane, Shizuoka, Tochigi, Tokushima, Tokyo, Tottori, Toyama, Wakayama, Yamagata, Yamaguchi, Yamanashi.
Bağımsızlık günü: 660 M.Ö. (Jimmu İmparatorluğunun kuruluşu).
Milli bayram: İmparator Akihito’nun doğum günü, 23 Aralık (1933).
Anayasa: 3 Mayıs 1947.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: AfDB (Afrika Kalkınma Bankası), APEC (Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği Forumu), ARF, AsDB (Asya Kalkınma Bankası), ASEAN (Güneydoğu Asya Ülkeleri Örgütü), AG (Avustralya Grubu), BIS (Uluslararası İmar Bankası), CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi), CE (Avrupa Konseyi), CERN (Avrupa Nükleer Araştırma Teşkilatı), CP, EBRD (Avrupa Yatırım ve Kalkınma Bankası), ESCAP (Asya ve Pasifikler Ekonomik ve Sosyal Komisyonu), FAO (Tarım ve Gıda Örgütü), G- 5, G- 7, G-10, IADB (Amerika Bölgesi Kalkınma Bankası), IAEA (Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı), IBRD (Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası), ICAO (Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü), I
Konum: Batı Avrupa’da, Fransa’nın kuzeyinde yer alan ada.
Coğrafi konumu: 49 15 Kuzey enlemi, 2 10 Batı boylamı.
Haritadaki konumu: Avrupa.
Yüzölçümü: 116 km².
Sınırları: 0 km.
Sahil şeridi: 70 km.
İklimi: Ilıman iklim; Kışlar fazla sert olmaz, yazları serin geçer.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Atlas Okyanusu 0 m.
en yüksek noktası: 143 m.
Doğal kaynakları: İşlenebilir arazi.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 91,084 (Temmuz 2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %0.28 (2006 verileri).
Mülteci oranı: 2.74 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 5.16 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 79.38 yıl.
Erkeklerde: 76.89 yıl.
Kadınlarda: 82.05 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 1.58 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
Nüfusun etnik dağılımı: Jersey %51.1, İngiliz %34.8, İrlandalı, Fransız ve diğer %6.6, Portekiz/Mederli %6.4, diğer %1.1 (2001).
Din: Anglikan, Roma Katolikleri, Baptist, Methodist, Presbyterian.
Diller: İngilizce (resmi), Portekice ve diğer.
Yönetimi
Ülke adı: Jersey.
Bağımsızlık durumu: İngiliz Kraliyetine bağlıdır.
Başkent: Saint Helier.
İdari bölümler: yok (İngiliz Kraliyetine bağlıdır.).
Bağımsızlık günü: yok (İngiliz Kraliyetine bağlıdır.).
Milli bayram: Liberasyon Günü, 9 Mayıs (1945).
Ekonomik Göstergeler
GSYİH: Satınalma Gücü paritesi - 3.6 milyar $ (2003 verileri).
GSYİH - sektörel bileşim: tarım: %5.
Endüstri: %2.
Hizmet: %93 (1996).
Enflasyon oranı (tüketici fiyatlarında): %5.3 (2004).
İş gücü: 52,790 (2004).
İşsizlik oranı: %0.9 (2004 verileri).
Endüstri: Turizm, bankacılık, finans, süt ürünleri.
Tarım ürünleri: Patates, karnabahar, domates, sığır eti, süt ürünleri.
İhracat ürünleri: Hafif endüstri ve elektrik malzemeleri, gıda maddeleri, tekstil.
İhracat ortakları: İngiliz Kraliyeti.
İthalat ürünleri: Makine ve taşıt araçları, sanayi malları, gıda maddeleri, mineral yakıtlar, kimyasallar.
İthalat ortakları: İngiliz Kraliyeti.
Para birimi: İngiliz Poundu (GBP); Jersey poundu.
Para birimi kodu: GBP.
Mali yıl: 1 Nisan - 31 Mart.
İletişim Bilgileri
Kullanılan telefon hatları: 73,900 (2001).
Radyo yayın istasyonları: AM -, FM 1, kısa dalga 0 (1998).
Televizyon yayını yapan istasyonlar: 1 (1997).
Internet kısaltması:.je.
Ulaşım ve Taşımacılık
Demiryolları: 0 km.
Karayolları: 577 km.
Su yolları: yok.
Limanları: Gorey, Saint Aubin, Saint Helier.
Havalimanları: 1 (2006).
Tedavi için gerekli malzeme : Kuru erik, su.
Hazırlanışı : 8 bardak suya, 250 gram kuru erik konur. Erikler pişinceye kadar kaynatılır. Günde 3 kere birer su bardağı içilir.
Tam yükselmeye başlarken yere bağlı halat kopmuş ve kontrolsuz bir şekilde 5 bin metreye kadar yükselmiş. Bundan sonra yanında bulunan tabanca ile yüksekliği kontrol için balonları tek tek patlatmaya başlamış. Bu arada yanında bulunan telsizle yakından geçebilecek uçakları ikaz etmeyi de ihmal etmemiş.
Balonları tek tek patlatarak inerken biraz da şanssızlığından, balonları bağlayan teller elektrik hatlarına takılmış ama sonunda yere sağ salim inmeyi başarmış. Bu üstün başarısından dolayı takdir bekleyen Larry’e ulusal havacılık kurallarını ihlal etti diye ilgililer çok kızmışlar ve cezalandırmaya karar vermişler. Bu hikayenin gerisi bilinmiyor ama biz hesap yolu ile kaç uçan balon bir insanın ayağını yerden kesebilir bulabiliriz. Bir litre helyum 0,18 gramdır. Bir litre hava l gramdır diye bilinir ama onun yüzde 80’inin nitrojen olduğunu düşünürsek bir litre hava, hemen hemen saf nitrojen kadar yani 1,25 gramdır diyebiliriz. Yani bir litre helyum, bir litre havadan yaklaşık l gram daha hafiftir.
30 santimetre çapındaki bir balonu tam küresel düşünüp hacmini hesap edersek 14.137 santimetreküp yani 14 litre eder. Helyumun bir litresi havadan l gram hafif olduğuna göre bu balon ucuna bağlanan 14 gram ağırlığı havaya kaldırabilir (balonun kendi ağırlığı ve ip ihmal edilerek).
Diyelim ki çocuğunuz 30 kilogram ağırlığında. Her biri 14 gram kaldırma gücündeki balonlardan 2.150 tanesini alıp eline verirseniz, bir anda yanınızdan kaybolup havalandığını görebilirsiniz, tabii teorik olarak.
Eğer daha büyük, 3 metre çapında bir kaç balon bulabilir ve helyumla şişirebilirseniz 55 kilogram ağırlığındaki eşinizi kaldırmaya 4 tanesi yetecektir.
30 metre çapındaki bir balon ise 14 ton ağırlığı kaldırabilir. Bu nedenle balon, zeplin türü hava araçlarının hacimleri çok büyüktür. Aslında bir litresinin ağırlığı 0,09 gram olan hidrojen bu işler için idealdir ama çok yanıcıdır, en ufak bir kıvılcım, patlamasına neden olabilir.
Hindenburg zeplininin bu nedenle başına gelenlerden dolayı zeplinle yolculuk tarihe karışmıştır. Helyum gazı kullanılarak tekrar eski günlerine dönmesi ümitle beklenmektedir.
Günlük hayatımızda başlıca kafein kaynakları, kahve, çay, çikolata, kakao ve kolalı içeceklerdir. Kafein en çok kahvede bulunur, çayda ise kahvenin yarısı ile beşte biri kadardır. Bir fincan kahvede 85-100 miligram, bir bardak çayda 60 miligram, kolalı içeceklerin litresinde ise 100-130 miligram kafein bulunur. Bu nedenle kafein üzerindeki araştırmalar kahve üzerinde yoğunlaşmıştır.
Kafeinli içecekler içildiklerinde vücut tüm kafeini emer, kandaki seviyesi 15-45 dakikada en yüksek seviyesine çıkar. Alınan miktarın en azından yarısının vücutta kullanılıp atılmasına kadar geçen zaman yaklaşık beş saattir. Kafein kandaki yağ asitlerinin seviyesini arttırır, bu maddeler enerjiye çevrilerek vücut direncini arttırırlar. Kafein sinir sistemine uyarıcı etki yapar, uykuya olan reaksiyon zamanını uzatır, canlılığı arttırır.
Bir insan kısa sürede 6-7 fincan kahve içerse, kafeine bağlı, huzursuzluk, uykusuzluk, ishal, kalp çarpıntısı gibi belirtiler görülebilir. Ancak kafein zehirlenmesi olabilmesi için günde 80-100 fincan kahve, 125 bardak çay veya 200 kutu kolalı içecek içilmesi gerekmektedir ki bu da pratikte mümkün değildir.
5-10 gramlık kafein tozu erişkin bir kişiyi öldürebilmektedir. Kafein zehirlenmesi belirtileri sıkıntı, kusma, kalp çarpıntısı ve komadır. Kalbin durması ve solunum yetersizliği nedeniyle ölüm bile meydana gelebilir.
Aşırı kahve alımının şeker, gut, mide, bağırsak ve idrar yolları hastalıklarına da yol açtığı ileri sürülmüş ama bu hastalıkların hiçbirinin nedeni ile aşın kafein alımı arasındaki ilişki kanıtlanamamıştır.
- Sinirlenmeyin.
- Sigarayı bırakın.
- Şişmanlamamaya ve kilonuzu muhafaza etmeye çalışın.
- Fazla yorucu işler yapmayın.
- Uyku ve dinlenmenizi ihmal etmeyin.
- Koşmayın, acele etmeyin.
- Her gün bir öncekinden daha iyi olduğunuza inanın.
- Kabız olmamaya dikkat edin.
- Çürük dişleriniz varsa, tedavi ettirin.
- Fazla miktarda yağlı sığır veya koyun eti, sütlü şeyler yemeyin. Konserve, pastırma, salam, peynir, turşu, balık ve çikolata gibi şeyleri mümkün olduğunca azaltın.
- Yemeklere tuz koymayın. Yemeklerinizi mısırözü, ayçiçeği veya haşhaşyağı ile hazırlayın
- Bol bol taze sebze ve meyve yiyin.
- Bol bol yoğurt yiyin.
Ayrıca aşağıdaki reçetelerden dilediğinizi kullanın.
Tedavi için gerekli malzeme : Bal, su.
Hazırlanışı : 1 su bardağı suya 3 kahve kaşığı süzme bal konur. Iyice karıştırıldıktan sonra içilir. Aynı işlem her yemekten sonra tekrarlanır.
Sol Kalp Yetmezliği : Hastada nefes darlığı ve kuru öksürük vardır. Geceleri daha zor nefes alır. Çarpıntı, baygınlık ve terleme görülebilir. Buna kalp astımı adı verilir. Nedeni; aort veya mitral kapaklarının hastalanması veya koroner rahatsızlığıdır.
Sağ Kalp Yetmezliği : Hastanın ayak ve ayak bilekleri şişer. Buralara, parmakla bastırılınca bir süre çukur kalır. El, ayak ve yüzde morarmalar; hazımsızlık ve iştahsızlık görülür. Nedeni, mitral kapağı hastalığı, müzmin bronşit veya doğuştan olan kalp hastalığıdır.
Kaonjestij Kalp Hastalığı : Sağ ve sol kalp yetersizliği bir arada olduğu zaman görülür. Nedeni aort veya mitral kapaklarının hastalanması, müzmin bronşit veya akciğer hastalıkları, romatizma ve tiroid hastalıklarıdır.
Aşağıdaki tavsiyelere uymak gerekir:
- Sigara içmeyin
- Yemeklere fazla tuz koymayın.
- Uykularınızı ihmal etmeyin.
- İstirahat edin ama devamlı olarak yatmayın.
- Sinirlenmeyin, üzülmeyin, her şeyi kendinize dert etmeyin.
Ayrıca aşağıdaki reçetelerden dilediğinizi kullanın.
Tedavi için gerekli malzeme : Nane, su.
Hazırlanışı : 1 çay bardağı sıcak suya yarım kahve kaşığı nane konur. 10 dakika bekletildikten sonra süzülüp, içilir.
Konum: Güneydoğu Asya’da, Tayland Körfezi kıyısında, Tayland, Vietnam ve Laos arasında yer almaktadır.
Coğrafi konumu: 13 00 Kuzey enlemi, 105 00 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Güneydoğu Asya.
Yüzölçümü: toplam: 181,040 km².
Kara: 176,520 km².
Su: 4,520 km².
Sınırları: toplam: 2,572 km.
sınır komşuları: Laos 541 km, Tayland 803 km, Vietnam 1,228 km.
Sahil şeridi: 443 km.
İklimi: Tropikal muson iklimi hakimdir. Muson mevsimi Haziran’dan Ekim ayına kadardır. Kasım-Mayıs ayları dönemlerinde hava kurudur. Kışları kuzeyde biraz soğuktur, bütün yıl boyunca ülke genelinde ısı aynıdır.
Arazi yapısı: Ülke topraklarının büyük bölümünü orta kesimdeki geniş ovalar kaplamaktadır ve doğu kesimini boydan boya aşarak güneye doğru akan Mekong Irmağı egemendir.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Tayland Körfezi 0 m.
en yüksek noktası: Phnum Aoral 1,810 m.
Doğal kaynaklar: Kereste, değerli taşlar, demir yatakları, manganez, fosfat, hidrolik güç potansiyeli.
Arazi kullanımı: İşlenebilir topraklar: %20.44.
ekinler: %0.59.
Diğer: %78.97 (2005 verileri).
Sulanan arazi: 2,700 km²(2003 verileri).
Doğal afetler: Muson yağmurları (Haziran - Kasım ayları arasında); su baskınları; arada sırada görülen kuraklıklar.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 13,881,427 (Temmuz 2006 verileri).
Yaş yapısı: 0-14 yaş: %35.6 (erkek 2,497,595; kadın 2,447,754).
15-64 yaş: %61 (erkek 4,094,946; kadın 4,370,159).
65 yaş ve üzeri: %3.4 (erkek 180,432; kadın 290,541) (2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %1.78 (2006 verileri).
Mülteci oranı: 0 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Cinsiyet oranı: doğumlarda: 1.05 erkek/kadın.
15 yaş altı: 1.02 erkek/kadın.
15-64 yaşlarında: 0.94 erkek/kadın.
65 yaş ve üzeri: 0.62 erkek/kadın.
Toplam nüfusta: 0.95 erkek/kadın (2006 verileri).
Bebek ölüm oranı: 68.78 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 59.29 yıl.
Erkek: 57.35 yıl.
Kadın: 61.32 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 3.37 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %2.6 (2003 verileri).
HIV/AIDS - hastalıkları taşıyan kişi sayısı: 170,000 (2003 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenler: 15,000 (2003 verileri).
Ulus: Kamboçyalı.
Nüfusun etnik dağılımı: Khmerler %90, Vietnamlılar %5, Çinliler %1, diğer %4.
Dinler: Budist %95, diğer %5.
Dil: Khmer (resmi) %95, Fransızca, İngilizce.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri bilgiler.
Toplam nüfus: %73.6.
Erkek: %84.7.
Kadın: %64.1 (2004 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Kamboçya Krallığı.
kısa şekli : Kamboçya.
Yerel tam adı: Preahreacheanachakr Kampuchea.
yerel kısa şekli: Kampuchea.
Eski adı: Khmer Cumhuriyeti, Kamboçya Cumhuriyeti.
ingilizce: Cambodia.
Yönetim şekli: Cumhuriyet.
Başkent: Phnom Penh.
İdari bölmeler: 20 eyalet ve 4 belediye; Banteay Mean Cheay, Batdambang, Kampong Cham, Kampong Chhnang, Kampong Spoe, Kampong Thum, Kampot, Kandal, Kaoh Kong, K
Konum: Batı Afrika’da, güneybatıda Gine Körfezi, kuzeybatıda Nijerya, kuzeydoğuda Cad, doğuda Orta Afrika Cumhuriyeti, güneyde Kongo ile çevrilidir.
Coğrafi konumu: 6 00 Kuzey enlemi, 12 00 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Afrika.
Yüzölçümü: toplam: 475,440 km².
Kara: 469,440 km².
Su: 6,000 km².
Sınırları: toplam: 4,591 km.
sınır komşuları: Orta Afrika Cumhuriyeti 797 km, Cad 1,094 km, Kongo Cumhuriyeti 523 km, Ekvator Gine 189 km, Gabon 298 km, Nijerya 1,690 km.
Sahil şeridi: 402 km.
İklimi: Yıl boyunca süren sıcak bir iklim görülür. Yağışlar güneyden kuzeye doğru gidildikçe azalır.
Arazi yapısı: Sık ormanlarla kaplı yaylalar kuzeye doğru yükselir. Kuzeydeki savan düzlükler, Cad Gölü Havzası`na yaklaştıkça alçalır. Batı bölgesi ise dağlarla kaplıdır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Atlas Okyanusu 0 m.
en yüksek noktası: Fako 4,095 m.
Doğal kaynakları: petrol, boksit, demir, kereste - ağaç ürünleri, alüminyum.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %12.54.
Sürekli ekinler: %2.52.
Diğer: %84.94 (2005 verileri).
Sulanan arazi: 260 km² (2003 verileri).
Doğal afetler: Zehirli gazların yayılmasına neden olan volkanik etkinlik.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 17,340,702 (Temmuz 2006 verileri).
Yaş yapısı: 0-14 yaş: %41.2 (erkek 3,614,430; kadın 3,531,047).
15-64 yaş: %55.5 (erkek 4,835,453; kadın 4,796,276).
65 yaş ve üzeri: %3.2 (erkek 260,342; kadın 303,154) (2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %2.04 (2006 verileri).
Mülteci oranı: 0 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 63.52 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 51.16 yıl.
Erkek: 50.98 yıl.
Kadın: 51.34 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 4.39 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %6.9 (2003 verileri).
HIV/AIDS - hastalıkları taşıyıcıları: 560,000 (2003 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenler: 49,000 (2003 verileri).
Ulus: Kamerunlu.
Nüfusun etnik dağılımı: Kamerun Yerlileri %31, Ekvatoral Bantu %19, Kirdi %11, Fulani %10, Kuzeybatılı Bantu %8, Doğulu Nigritic %7, diğer Afrikalılar %13, Afrikalı olmayanlar %1.
Din: Yerel inançlar %40, Hıristiyan %40, Müslüman %20.
Diller: 24 büyük Afrika dil grubu, İngilizce (resmi), Fransızca (resmi).
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri bilgiler.
Toplam nüfus: %79.
Erkek: %84.7.
Kadın: %73.4 (2003 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Kamerun Cumhuriyeti.
kısa şekli : Kamerun.
Eski adı: Fransız Kamerun’u.
ingilizce: Cameroon.
Yönetim biçimi: Cumhuriyet.
Başkent: Yaounde.
İdari bölmeler: 10 bölgeye ayrılır; Adamaoua, Centre, Est, Extreme-Nord, Littoral, Nord, Nord-Ouest, Ouest, Sud, Sud-Ouest.
Bağımsızlık günü: 1 Ocak 1960 (Fransız yönetiminden ayrıldı).
Milli bayram: Cumhuriyet günü, 20 May (1972).
Anayasa: 20 Mayıs 1972 tarihinde referandum geçirilerek kabul edilmiştir; Ocak 1996 Tarihinde yeniden gözden geçirilip düzeltilmiştir.
Hukuk siste
Tedavi için gerekli malzeme : Zeytin.
Hazırlanışı : 10 tane siyah zeytin allınır. Çekirdekleri çıkarıldıktan sonra ezilip çıbanın üzerine konur. Bu işlem çıban boşalıncaya kadar devam eder.
Konum: Kuzey Amerika’nın kuzeyinde, Kuzey Atlas Okyanusu ve Kuzey Pasifik Okyanusu kıyısında yer almaktadır.
Coğrafi konumu: 60 00 Kuzey enlemi, 95 00 Batı boylamı.
Haritadaki konumu: Kuzey Amerika.
Yüzölçümü: toplam: 9,984,670 km².
Kara: 9,093,507 km².
Su: 891,163 km².
Sınırları: toplam: 8,893 km.
sınır komşuları: ABD 8,893 km.
Sahil şeridi: 202,080 km.
İklim: 70.paraleldeki buz tepelerinden bati sahillerindeki gür bitki örtüsüne kadar değişiklik gösteren iklim çeşitliliğine rağmen Kanada’nın bütününde özellikle nüfusun da daha yoğun olduğu Amerika sınırları boyunca 4 ayrı mevsim yaşanır. Yazın günlük sıcaklık +35 ve daha üstündeki derecelere kadar yükselir, buna rağmen -25 ve daha da altındaki dereceler alışılmadık değildir. İlkbahar ve sonbaharda hava sıcaklıkları daha normaldir.
Arazi yapısı: Batıda dağlık ovalar, güneydoğuda alçak düzlükler çoğunluktadır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Atlas Okyanusu 0 m.
en yüksek noktası: Logan Dağları 5,959 m.
Doğal kaynakları: Demir, nikel, çinko, bakır, altın, kurşun, molibden, potas, gümüş, balık, kereste, vahşi doğa, kömür, petrol, doğal gaz, hidro enerji.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %4.57.
daimi ekinler: %0.65.
Diğer: %94.78 (2005 verileri).
Sulanan arazi: 7,850 km² (2003 verileri).
Doğal afetler: Kuzeydeki süreklilik gösteren buzlanma ekonomik gelişmeye engel teşkil etmektedir; Doğudan Rocky Dağlarından gelen şiddetli kasırgalar ülkeye yağış ve kar getirirler.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 33,098,932 (Temmuz 2006 verileri).
Yaş yapısı: 0-14 yaş: %17.6 (erkek 2,992,811; kadın 2,848,388).
15-64 yaş: %69 (erkek 11,482,452; kadın 11,368,286).
65 yaş ve üzeri: %13.3 (erkek 1,883,008; kadın 1,883,008) (2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %0.88 (2006 verileri).
Mülteci oranı: 5.85 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 4.69 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 80.22 yıl.
Erkek: 76.86 yıl.
Kadın: 83.74 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 1.61 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.3 (2003 verileri).
HIV/AIDS - hastalıkları taşıyan kişi sayısı: 56,000 (2003 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenler: 1,500 (2003 verileri).
Ulus: Kanada.
Nüfusun etnik dağılımı: İngiliz kökenli %28, Fransız kökenli %23, diğer Avrupalılar %15, Amerikan yerlileri %2, diğer Asya, Afrika, Arap kökenli %6, melez %26.
Din: Roma Katolikleri %42, Protestanlar %40, diğer %18.
Dil: İngiliz %59.3 (resmi), Fransız %23.2 (resmi), diğer %17.5.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri bilgiler.
Toplam nüfus: %99 (2003 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi adı: Kanada.
ingilizce: Canada.
Yönetim biçimi: Meşruti Monarşi.
Başkent: Ottava.
İdari bölmeler: 10 eyalet ve 3 bölge; Alberta, British Kolombiya, Manitoba, New Brunswick, Newfoundland, Kuzeybatı bölgesi, Nova Scotia, Nunavut, Ontario, Prince Edward Adası, Quebec, Saskatchewan, Yukon
Tedavi için gerekli malzeme : Mısır püskülü, su.
Hazırlanışı : 4 bardak suya, 1 tutam (20 gram) mısır püskülü konur. 30 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür. Günde 3 kere, birer su bardağı içilir.
- Sabun, çamaşır tozları ve bazı boyaların neden olduğu kaşıntılar.
- Yün veya naylon iyeceklerin neden olduğu kaşıntılar.
- Bazı kimyasal maddelerin neden olduğu kaşıntılar.
- İstiridye, yumurta, süt, çilek, soğan gibi bazı besinlerin neden olduğu kaşıntılar.
- Bazı ilaçların neden olduğu kaşıntılar.
- Şeker, karaciğer, böbrek hastalıkları veya löseminin neden olduğu kaşıntılar.
- Kurdeşen, egzama, su çiçeği, kızamık, kızıl, kızamıkçık veya deri iltihabının neden olduğu kaşıntılar.
- Mantarın neden olduğu kaşıntılar.
- Kıl kurdunun neden olduğu kaşıntılar.
- İshal veya kabızlığın neden olduğu kaşıntılar.
- Sinirlilik ve ruhi sıkıntıların neden olduğu kaşıntılar.
Tedavinin ilk şartı, kaşıntıyı doğuran sebebi bulmaktır. Bu arada mümkün olduğu kadar kaşımamaya gayret edilir. İç hastalıklar dışındaki etkenlerin neden olduğu kaşıntıların tedavisinde aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Erik, sirke.
Hazırlanışı : Sirkeye batırılan erikler kaşınan yerlere sürülür. Günde 3 kere tekrarlanır.
Konum: Orta Doğu, Basra Körfezi kıyısında yarımada, Suudi Arabistan sınırında yer alır.
Coğrafi konumu: 25 30 Kuzey enlemi, 51 15 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Orta Doğu.
Yüzölçümü: 11,437 km².
Sınırları: toplam: 60 km.
sınır komşuları: Suudi Arabistan 60 km.
Sahil şeridi: 563 km.
İklimi: Çöl iklimi.
Arazi yapısı: Daha fazla düzlükler ve kumla çakıllardan oluşan çöller yer alır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Basra Körfezi 0 m.
en yüksek noktası: Qurayn Abu al Bawl 103 m.
Doğal kaynakları: petrol, doğal gaz, balık.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %1.64.
daimi ekinler: %0.27.
Diğer: %98.09 (2005 verileri).
Sulanan arazi: 130 km² (2002 verileri).
Doğal afetler: Duman, toz fırtınası, kum fırtınası.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 885,359 (Temmuz 2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %2.5 (2006 verileri).
Mülteci oranı: 14.12 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 18.04 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 73.9 yıl.
Erkeklerde: 71.37 yıl.
Kadınlarda: 76.57 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 2.81 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.09 (2001 verileri).
Ulus: Katarlı.
Nüfusun etnik dağılımı: Arap %40, Pakistanlı %18, Hintli %18, İranlı %10, diğer %14.
Din: Müslüman %95.
Diller: Arapça (resmi), İngilizce.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %89.
erkekler: %89.1.
kadınlar: %88.6 (2004 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Katar Devleti.
kısa şekli : Katar.
Yerel tam adı: Dawlat Katar.
yerel kısa şekli: Katar.
ingilizce: Qatar.
Yönetim biçimi: İslam Hukukuna Dayalı.
Başkent: Doha.
İdari bölümler: 9 belediye; Ad Dawhah, Al Ghuwayriyah, Al Jumayliyah, Al Khawr, Al Wakrah, Ar Rayyan, Jarayan al Batinah, Madinat ash Shamal, Umm Salal.
Bağımsızlık günü: 3 Eylül 1971 (İngiltere’den).
Milli bayram: Bağımsızlık günü, 3 Eylül (1971).
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: ABEDA, AFESD (Arap Ülkeleri Ekonomik ve Sosyal Kalkınma Fonu), AL, AMF (Arap Ülkeleri Para Fonu), CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi), ESCWA (Birleşmiş Milletler Batı Asya Ekonomik ve Sosyal Komisyonu), FAO (Tarım ve Gıda Örgütü), G-77, GCC (Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi), IAEA (Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı), IBRD (Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası), ICAO (Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü), ICRM (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi), IDB (İslam Kalkınma Bankası), IFAD (Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu), IFRCS (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Toplulukları Federasyonu), IHO (Uluslararası Hidrografi Örgütü), ILO (Uluslarası Çalışma Örgütü), IMF (Uluslararası Para Fonu), IMO (Uluslararası Denizcilik Örgütü), Inmarsat (Uluslararası Denizcilik Uydu Teşkilatı), Intelsat (Uluslararası Telekomünikasyon ve Uydu Örgütü), Interpol (Uluslararası Polis Teşkilatı), IOC (Uluslararası Olimpiyat Komitesi), ISO (Uluslararası Standartlar Ör
Konum: Orta Asya’da, Çin’in kuzey batısında yer alır.
Coğrafi konumu: 48 00 Kuzey enlemi, 68 00 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Orta Asya.
Yüzölçümü: 2,717,300 km².
Sınırları: toplam: 12,012 km.
sınır komşuları: Çin 1,533 km, Kırgızistan 1,051 km, Rusya 6,846 km, Türkmenistan 379 km, Özbekistan 2,203 km.
Sahil şeridi: 0 km (kara ile çevrili).
İklimi: Kıtasal iklim görülür, kışlar soğuk, yazlar sıcak geçer.
en alçak noktası: Vpadina Kaundy -132 m.
en yüksek noktası: Khan Tangiri Shyngy 6,995 m.
Doğal kaynakları: Petrol, doğal gaz, kömür, demir, manganez, krom, nikel, kobalt, bakır, molibden, kurşun, çinko, boksit, altın, uranyum.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %8.28.
daimi ekinler: %0.05.
Diğer: %91.67 (205 verileri).
Sulanan arazi: 35,560 km² (2003 verileri).
Doğal afetler: Depremler ve toprak kaymaları.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 15,233,244 (Temmuz 2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %0.33 (2006 verileri).
Mülteci oranı: -3.33 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 28.3 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 66.89 yıl.
Erkeklerde: 61.56 yıl.
Kadınlarda: 72.52 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 1.89 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.2 (2001 verileri).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 16,500 (2001 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 200 den az (2003 verileri).
Ulus: Kazakistanlı.
Nüfusun etnik dağılımı: Kazakistanlı %53.4, Rus %30, Ukraynalı %3.7, Özbek %2.5, Alman %2.4, Uygur %1.4, diğer %6.6 (1999 nüfus sayımı).
Din: Müslüman %47, Rus Ortodoksları %44, Protestanlar %2, diğer %7.
Diller: Kazakistanlı %40, Rus %66.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %98.4.
erkekler: %99.1.
kadınlar: %97.7 (1999 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Kazakistan Cumhuriyeti.
kısa şekli : Kazakistan.
ingilizce: Kazakhstan.
Yerel tam adı: Qazaqstan Respublikasy.
Eski adı: Kazakistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti.
Yönetim biçimi: Başkanlık Tipi Cumhuriyet.
Başkent: Astana.
İdari bölümler: 14 bölge ve 3 şehir; Almatı, Almatı şehri, Aqmola (Astana), Aqtobe, Astana, Atyrau, Batys Qazaqstan (Oral), Bayqongyr, Mangghystau (Aqtau; formerly Shevchenko), Ongtustik Qazaqstan (Shymkent), Pavlodar, Qaraghandy, Qostanay, Qyzylorda, Shyghys Qazaqstan (Oskemen; formerly Ust’-Kamenogorsk), Soltustik Qazaqstan (Petropavl), Zhambyl (Taraz; eski Dzhambul).
Bağımsızlık günü: 16 Aralık 1991 (Sovyetler Birliğinden ayrıldı).
Milli bayram: Cumhuriyet Günü, 25 Ekim (1990).
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: AsDB (Asya Kalkınma Bankası), CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi), CIS (Bağımsız Devletlerin Topluluğu), EAPC (Avrupa - Atlantik Ortaklık Konseyi), EBRD (Avrupa Yatırım ve Kalkınma Bankası), ECE (Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu), ECO (Ekonomik İşbirliği Örgütü), ESCAP (Asya ve Pasifikler Ekonomik ve Sosyal Ko
Su, kedinin tüylerini ıslatır ve bu da kedinin soğuğa karşı olan direncini azaltır. Eğer bulunduğu yerin hava şartlarına göre bu kedi için önemli ise ıslanmaktan kaçınır. Sıcak iklimlerde yaşayan aslan, kaplan, jaguar gibi akrabaları sudan kaçınmazlar. Kaplan ve jaguarlar sudaki bir avı veya düşmanı yakalamak için hiç düşünmeden suya atlayabilirler. Soğuk bölgelerde yaşayan kar leoparı gibi akrabaları da gerekirse suya girerler ama derin yerlere yaklaşmazlar.
Kedilerin sudan uzak durmalarının diğer nedenleri, zaten temiz bir hayvan olmaları, biraz kaprisli biraz da tembel olmaları ve suya girmenin menfaatleri açısından bir anlam ve amaç taşımamasıdır. Bir taraflarına su değdiğinde bütün vücutlarını yalayarak temizlemek zorunda kalmaları da cabası. Aslında kediler de diğer bir çok hayvan gibi suda gayet iyi yüzebilirler. Van ve Ankara kedileri diğer cinslere göre suyu daha çok severler.
Köpekler böyle değillerdir. Sahibi denize bir sopa veya küçük bir top attığında onu alıp geri getirmek için hiç düşünmeden, mutlu bir şekilde suya atlarlar. Karaya çıktıklarında silkelenerek etraftakilere de duş yaptırırlar. Ne var ki su, köpeklere kedilerden daha fazla zararlıdır. Köpek derisinde ter bezleri yoktur, sadece bol miktarda yağ bezi vardır.
Köpekler insanlarda olduğu gibi ısı düzenlemesi için terlemezler, ısı ayarını solunum sistemleri ile yaparlar. Çok yıkanırsalar deri kurur ve çatlar. Belki bu nedenle köpekler suya girdikten sonra tozlu topraklı yerlere gidip yatarlar.
Ev kedisinin balık sevmesinin yanında kuşlara ve farelere de olan düşkünlüğünün nedeni evcilleştirilmeden önce Nil vadisinde balık, kurbağa, küçük kuşlar ve fareleri avlayarak yaşamış olmasıdır. Zaten eski Mısırlılarda kedileri evcilleştirme düşüncesini yaratan da bu fare yakalamadaki ustalıkları olmuştur.
Günümüzde bile kedinin kuzey Hindistan ve güneydoğu Asya’da yaşayan türleri ırmakların kenarlarında dolaşarak balık avlarlar. Patileri ile balıkları sudan dışarı atar, bu arada gerekirse tamamen suya da girerler. Ev kedileri, özellikle yavru olanları havuz veya akvaryumlardaki balıklara karşı aynı eğilimi gösterirler, bu amaçla ıslanmaktan da pek kaçınmazlar.
Yunanlı tarihçi Siculus eski Mısır’ı anlatırken kedi bakıcılarının onları ekmek ve sütle beslediklerinden, Nil nehrinden getirdikleri balıkları çiğ olarak yedirdiklerinden bahseder. Günümüz kedilerinin balık merakının vahşi atalarından gelen genlerden, süt zevkinin ise Mısırlı bakıcıların yarattığı beslenme alışkanlığından kaynaklandığı anlaşılıyor.
Tedavi için gerekli malzeme : Kekik, hardal, su.
Hazırlanışı : 4 bardak suya 1 tatlı kaşığı kekik ve 1 tatlı kaşığı hardal tohumu konur. Kaynatıldıktan sonra süzülüp, gargara yapılır. Bu işlem hergün tekrarlanır.
Konum: Doğu Afrika, Hint Okyanusu kıyısında, Somali ve Tanzanya arasında yer almaktadır.
Coğrafi konumu: 1 00 Kuzey enlemi, 38 00 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Afrika.
Yüzölçümü: 582,650 km².
Sınırları: toplam: 3,477 km.
sınır komşuları: Etiyopya 861 km, Somali 682 km, Sudan 232 km, Tanzanya 769 km, Uganda 933 km.
Sahil şeridi: 536 km.
İklimi: Kıyıda tropikal, iç kesimde çöl iklimi hakimdir.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Hint Okyanusu 0 m.
en yüksek noktası: Kenya Dağı 5,199 m.
Doğal kaynakları: Altın, kireçtaşı, soda, tuz, hidro güç, vahşi doğa.
Sulanan arazi: 1,030 km² (2003 verileri).
Doğal afetler: Kuraklık ve su baskınları.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 34,707,817 (Temmuz 2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %2.57 (2006 verileri).
Mülteci oranı: 0 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 59.26 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 48.93 yıl.
Erkeklerde: 49.78 yıl.
Kadınlarda: 48.07 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 4.91 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %6.7 (2003 verileri).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 1.2 milyon (2003 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 150,000 (2003 verileri).
Ulus: Kenyalı.
Nüfusun etnik dağılımı: Kikuyu %22, Luhya %14, Luo %13, Kalenjin %12, Kamba %11, Kisii %6, Meru %6, diğer Afrikalılar %15, Afrikalılar (Asyalılar, Avrupalı ve Araplar) %1.
Din: Protestanlar %38, Roma Katolikleri %28, yerel inançlar 2%6, Müslümanlar %7, diğer %1.
Diller: İngilizce (resmi), Kiswahili (resmi), diğer yerel diller.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %85.1.
erkekler: %90.6.
kadınlar: 79.7% (2003 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Kenya Cumhuriyeti.
kısa şekli : Kenya.
Eski adı: İngiltere Doğu Afrikası.
Yönetim biçimi: Başkanlık Tipi Cumhuriyet.
Başkent: Nairobi.
İdari bölümler: 7 eyalet ve 1 bölge; Merkez, Kıyı, Doğu, Nairobi Bölgesi Kuzey Doğu, Nyanza, Uçurum Vadisi, Batı.
Bağımsızlık günü: 12 Aralık 1963 (İngiltere’den).
Milli bayram: Bağımsızlık günü, 12 Aralık (1963).
Anayasa: 12 Aralık 1963.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: ACP (Afrika - Karayip - Pasifik Ülkeleri), AfDB (Afrika Kalkınma Bankası), C, CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi), EADB (Doğu Afrika Kalkınma Bankası), ECA (Birleşmiş Milletler Afrika Ekonomik Komisyonu), FAO (Tarım ve Gıda Örgütü), G-77, IAEA (Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı), IBRD (Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası), ICAO (Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü), ICFTU (Uluslararası Serbest Ticaret Birlikleri Konfederastonu), ICRM (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi), IDA (Uluslararası Kalkınma Birliği), IFAD (Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu), IFC (Uluslararası Finansman Kurumu), IFRCS (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Toplulukları Federasyonu), IGAD (Hükümetler Arası Kalkınma Otoritesi), ILO (Uluslarası Çalışma Örgütü), IMF (
Konum: Orta Asya, Çinin batısı.
Coğrafi konumu: 41 00 Kuzey enlemi, 75 00 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Orta Asya.
Yüzölçümü: 198,500 km².
Sınırları: toplam: 3,878 km.
sınır komşuları: Çin 858 km, Kazakistan 1,051 km, Tacikistan 870 km, Özbekistan 1,099 km.
Sahil şeridi: 0 km (kara ile çevrili).
İklimi: Tien Shan’ın yüksekliklerinde kuru kıtasaldan kutupsala değişiklik görülür; güneybatıda subtropikal iklim görülür, kuzey dağ eteklerindeki bölgelerde subtropikal iklim görülür.
Arazi yapısı: Tien Shan zirvesini vadi ve havzalar kuşatmışlar.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Kara-Darya 132 m.
en yüksek noktası: Jengish Chokusu 7,439 m.
Doğal kaynakları: Çok hidro güç, altın kaynakları ve diğer metaller, kömür, petrol, doğal gaz, cıva, bismut, kurşun, çinko.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %6.55.
daimi ekinler: %0.28.
Diğer: %93.17 (2005 verileri).
Sulanan arazi: 10,720 km² (2003 verileri).
Coğrafi Not: kara ile çevrili.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 5,213,898 (Temmuz 2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %1.32 (2006 verileri).
Mülteci oranı: -2.5 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 34.49 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 68.49 yıl.
Erkeklerde: 64.48 yıl.
Kadınlarda: 72.7 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 2.69 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.01 den az (2001 verileri).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 3,900 (2003 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 200 den az (2003 verileri).
Ulus: Kırgız.
Nüfusun etnik dağılımı: Kırgız %52.4, Rus %18, Özbek %12.9, Ukrayna %2.5, Alman %2.4, diğer %11.8.
Din: Müslüman %75, Rus Ortodoksları %20, diğer %5.
Diller: Kırgızca - resmi dil, Rusça - resmi dil.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %98.7.
erkekler: %99.3.
kadınlar: %98.1 (1999 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Kırgızistan Cumhuriyeti.
kısa şekli : Kırgızistan.
Yerel tam adı: Kyrgyz Respublikasy.
yerel kısa şekli: yok.
Eski adı: Kırgızistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti.
ingilizce: Kyrgyzstan.
Yönetim biçimi: Başkanlık Tipi Cumhuriyet.
Başkent: Bişkek.
İdari bölümler: 7 bölge ve 1 şehir; Batken Oblasty, Bishkek Shaary, Chuy Oblasty (Bishkek), Jalal-Abad Oblasty, Naryn Oblasty, Osh Oblasty, Talas Oblasty, Ysyk-Kol Oblasty (Karakol).
Bağımsızlık günü: 31 Ağustos 1991 (Sovyetler Birliğinden ayrıldı).
Milli bayram: Bağımsızlık günü, 31 Ağustos (1991).
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: AsDB (Asya Kalkınma Bankası), CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi), CIS (Bağımsız Devletlerin Topluluğu), EAPC (Avrupa - Atlantik Ortaklık Konseyi), EBRD (Avrupa Yatırım ve Kalkınma Bankası), ECE (Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu), ECO (Ekonomik İşbirliği Örgütü), ESCAP (Asya ve Pasifikler Ekonomik ve Sosyal Komisyonu), FAO (Tarım ve Gıda Örgütü), IBRD (Uluslararası İmar ve Kal
- Erkeklerde Kısırlık : Normal cinsel ilişkide bulunmayan veya menisi olmayan erkeklere kısır denir. Psikolojik etkenler, iktidarsızlık, erkek uzvunda görülen şekil bozukluğu, gereği gibi tedavi edilmemiş belsoğukluğu, yumurtaların yerlerine inmemiş olması, kabakulak hastalığı sırasında husyelerin iltihaplanmış olması kısırlığı doğuran en başta gelen nedenlerdendir.
- Kadınlarda Kısırlık : Cinsi münasebetlerin, hamile kalma ihtimalinin çok az olduğu zamanlarda yapılması, fallop borularının tıkalı olması, döl yatağında görülen hastalıklar, hormon salgılarının yetersiz olması, rahim veya dış üretim organlarında görülen şekil bozuklukları, şeker hastalığı veya tiroid bozuklukları, beden yorgunluğu, sinir bozukluğu en başta gelen nedenlerdendir.
Çocuk sahibi olmayan eşlerin, tepeden tırnağa kadar muayene olup, gerçek nedenleri, tespit ettirmeleri gerekir. Bundan sonra, kısırlığı doğuran hastalıkların tedavisinde uygulanan reçetelerle birlikte aşağıdaki reçeteler de uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Isırganotu, su.
Hazırlanışı : 4 bardak suya 3 tutam ısırganotu konur. 10 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür. Günde 3 kere birer çay bardağı içilir.
Konum: Güney Amerika’nın güneyinde, Karayip Denizi kıyısında, Panama ve Venezuela arasında ve Kuzey Pasifik Okyanusu kıyısında, Ekvator ve Panama arasında yer almaktadır.
Coğrafi konumu: 4 00 Kuzey enlemi, 72 00 Batı boylamı.
Haritadaki konumu: Güney Amerika, Orta Amerika ve Karayipler.
Yüzölçümü: 1,138,910 km².
Sınırları: toplam: 6,309 km.
sınır komşuları: Brezilya 1,644 km, Ekvator 590 km, Panama 225 km, Peru 1,800 km, Venezuela 2,050 km.
Sahil şeridi: 3,208 km (Karayip Denizi 1,760 km, Kuzey Pasifik Okyanusu 1,448 km).
İklimi: Kıyı bölgelerinde ve doğu ovalarında tropikal iklim, dağlık bölgelerde daha soğuk iklim hakimdir.
Arazi yapısı: Kıyı boyunca düz ovalar, orta kısımlarda dağlar, Andlar ve doğuda yatık ovalar yer almaktadır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Pasifik Okyanusu 0 m.
en yüksek noktası: Pico Cristobal Colon 5,775 m.
Doğal kaynakları: petrol, doğal gaz, kömür, demir, nikel, altın, bakır, değerli taş, hidro güç.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar %2.01.
Sürekli ekinler: %1.37.
Diğer: %96.62 (2005 verileri).
Sulanan arazi: 9,000 km² (2003 verileri).
Doğal afetler: Dağlar volkanik özellik taşımaktadırlar; arada sırada depremler, periyodik kuraklıklar görülebilir.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 43,593,035 (Temmuz 2006 verileri).
Yaş yapısı: 0-14 yaş: %30.3 (erkek 6,683,079; kadın 6,528,563).
15-64 yaş: %64.5 (erkek 13,689,384; kadın 14,416,439).
65 yaş ve üzeri: %5.2 (erkek 996,022; kadın 1,279,548) (2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %1.46 (2006 verileri).
Mülteci oranı: -0.3 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 20.35 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 71.99 yıl.
Erkek: 68.15 yıl.
Kadın: 75.96 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 2.54 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.7 (2003 verileri).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 190,000 (2003 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 3,600 (2003 verileri).
Ulus: Kolombiyalı.
Nüfusun etnik dağılımı: melez %58, beyaz %20, siyah %4, siyahlarla Amerika yerlilerinin karışımı %3, Amerika yerlileri %1, diğer %14.
Din: Roma Katolikleri %90.
Diller: İspanyolca.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %92.5.
erkekler: %92.4.
kadınlar: %92.6 (2003 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Kolombiya Cumhuriyeti.
kısa şekli : Kolombiya.
Yerel tam adı: Republica de Colombia.
yerel kısa şekli: Colombia.
Yönetim biçimi: Başkanlık Tipi Cumhuriyet.
Başkent: Bogota.
İdari bölümler: 32 bölüm ve 1 başkent bölgesi; Amazonas, Antioquia, Arauca, Atlantico, Bolivar, Boyaca, Caldas, Caqueta, Casanare, Cauca, Cesar, Choco, Cordoba, Cundinamarca, Guainia, Guaviare, Huila, La Guajira, Magdalena, Meta, Narino, Norte de Santander, Putumayo, Quindio, Risaralda, San Andres y Providencia, Distrito Capital de Santa Fe de Bogota, Santander, Sucre, Tolima, Valle del C
Konum: Batı Afrika, Güney Atlas Okyanusu kıyısında, Angola ile Gabon arasında.
Coğrafi konumu: 1 00 Güney enlemi, 15 00 Batı boylamı.
Harita konumu: Afrika.
Yüzölçümü: toplam: 342,000 km².
Kara: 341,500 km².
Su: 500 km².
Sınırları: toplam: 5,504 km.
sınır komşuları: Angola 201 km, Kamerun 523 km, Orta Afrika Cumhuriyeti 467 km, Kongo Demokratik Cumhuriyeti 2,410 km, Gabon 1,903 km.
Sahil şeridi: 169 km.
İklimi: Tropikal iklim hakimdir. Mart - Haziran ayları arası yağış mevsimi, Haziran - Ekim ayları arası kuru mevsimdir; yüksek sıcaklık derecesi ve nem oranı değişmezdir.
Arazi yapısı: Kıyı boyunca ovalar, güneyde havzalar, orta kısımda yaylalar, kuzeyde havzalar yer almaktadır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Atlas Okyanusu 0 m.
en yüksek noktası: Berongou Tepesi 903 m.
Doğal kaynakları: petrol, kereste, potas, kurşun, çinko, uranyum, bakır, fosfatlar, doğal gaz, hidro güç.
Arazi kullanımı: tarıma elverişli: %1.45.
Sürekli ekinler: %0.15.
Diğer: %98.4 (2005 verileri).
Sulanan arazi: 20 km² (2003 verileri).
Doğal afetler: Mevsimsel su baskınları.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 3,702,314 (Temmuz 2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %2.6 (2006 verileri).
Mülteci oranı: -3.62 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Cinsiyet oranı: doğumlarda: 1.03 erkek/kadın.
15 yaş altı: 1.01 erkek/kadın.
15-64 yaş: 0.98 erkek/kadın.
65 yaş ve üzeri: 0.7 erkek/kadın.
Toplam nüfusta: 0.99 erkek/kadın (2006 verileri).
Bebek ölüm oranı: 85.29 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 52.8 yıl.
Erkek: 51.65 yıl.
Kadın: 53.98 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 6.07 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %4.9 (2003 verileri).
HIV/AIDS - hastalıkları taşıyan insan sayısı: 90,000 (2003 verileri).
HIV/AIDS - ölümleri: 9,700 (2003 verileri).
Ulus: Kongolu.
Nüfusun etnik dağılımı: Kongo %48, Sangha %20, M’Bochi %12, Teke %17, Avrupalılar 8,500.
Dinler: Hıristiyanlık %50, animizm %48, Müslümanlık %2.
Diller: Fransızca (resmi), Lingala ve Monokutuba, diğer yerel diller ve lehçeler (Kikongo en çok kullanılanıdır).
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri bilgiler.
Toplam nüfus: %83.8.
Erkek: %89.6.
Kadın: %78.4 (2003 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Kongo Cumhuriyeti.
Yerel tam adı: Republique du Congo.
Eski adı: Orta Kongo, Kongo/Brazzaville, Kongo.
ingilizce: Congo, Republic of the.
Yönetim Biçimi: Cumhuriyet.
Başkent: Brazzaville.
İdari bölmeler: 9 bölge ve 1 başkent; Bouenza, Brazzaville, Cuvette, Kouilou, Lekoumou, Likouala, Niari, Plateaux, Pool, Sangha.
Bağımsızlık günü: 15 Ağustos 1960 (Fransa’dan).
Milli bayram: Bağımsızlık günü, 15 Ağustos (1960).
Anayasa: Eylül 2000.
Hukuk sistemi: Fransız hukuku temel alınmıştır.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: ACCT, ACP (Afrika - Karayip - Pasifik Ülkeleri), AfDB (Afrika Kalkınma Bankası), BDEAC, CCC (Gümrük İşbirliği Konsey
Konum: Orta Amerika, Karayip Denizi ve Kuzey Pasifik Okyanusu, Nikaragua ve Panama arasında yer almaktadır.
Coğrafi konumu: 10 00 Kuzey enlemi, 84 00 Batı boylamı.
Harita konumu: Orta Amerika ve Karayipler.
Yüzölçümü: toplam: 51,100 km².
Kara: 50,660 km².
Su: 440 km².
Sınırları: toplam: 639 km.
sınır komşuları: Nikaragua 309 km, Panama 330 km.
Sahil şeridi: 1,290 km.
İklimi: Tropikal iklimin etkisindedir; kuru sezon (Aralık-Nisan) ; yağışlı sezon (Mayıs-Kasım); dağlık bölgeler daha soğuktur.
Arazi yapısı: Dar kıyı şeridi doğuda yükselerek yerini ülkenin belkemiğini oluşturan iç yükseltilere bırakır. Yükseltiler daha geniş bir alan kaplayan Antil Düzlüğüne yumuşak bir biçimde alçalır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Pasifik Okyanusu 0 m.
en yüksek noktası: Cerro Chirripo 3,810 m.
Doğal kaynakları: Hidro enerji.
Arazi kullanımı: tarıma elverişli: %4.4.
Sürekli ekinler: %5.87.
Diğer: %89.73 (2005 verileri).
Sulanan arazi: 1,080 km² (2003 verileri).
Doğal afetler: Ara sıra depremler ortaya çıkmakta, Atlas Okyanusu kıyısı boyunca kasırgalar etkindir; yağış sezonu boyunca alçak kısımlarda su baskınları ve toprak kaymaları görülür; volkanik aktivite vardır.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 4,075,261 (Temmuz 2006 verileri).
Yaş yapısı: 0-14 yaş: %28.3 (erkek 590,261; kadın 563,196).
15-64 yaş: %66 (erkek 1,359,750; kadın 1,329,346).
65 yaş ve üzeri: %5.7 (erkek 108,041; kadın 124,667) (2001 verileri).
Nüfus artış oranı: %1.45 (2006 verileri).
Mülteci oranı: 0.49 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 9.7 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 77.02 yıl.
Erkek: 74.43 yıl.
Kadın: 79.74 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 2.24 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.6 (2003 verileri).
HIV/AIDS - hastalıkları taşıyan insan sayısı: 12,000 (2003 verileri).
HIV/AIDS - ölümleri: 900 (2003 verileri).
Ulus: Kosta Rikalı.
Nüfusun etnik dağılımı: Beyaz ırk %94, siyah ırk %3, Amerika yerlileri %1, Çinliler %1, diğer %1.
Dinler: Roma Katolikleri %76.3, Evangestler %13.7, diğer Protestanlar %0.7, Yahova şahitleri %1.3, diğer %4.8, inançsız %3.2.
Diller: İspanyolca (resmi), İngilizce.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri bilgiler.
Toplam nüfus: %96.
Erkek: %95.9.
Kadın: %96.1 (2003 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Kosta Rika Cumhuriyeti.
kısa şekli : Kosta Rika.
Yerel tam adı: Republica de Costa Rica.
yerel kısa şekli: Costa Rica.
ingilizce: Costa Rica.
Yönetim Biçimi: Başkanlık Tipi Cumhuriyet.
Başkent: San Jöse.
İdari bölmeler: 7 bölüm; Alajuela, Cartago, Guanacaste, Heredia, Limon, Puntarenas, San Jose.
Bağımsızlık günü: 15 Eylül 1821 (İspanya’dan).
Milli bayram: Bağımsızlık günü, 15 Eylül (1821).
Anayasa: 7 Kasım 1949.
Hukuk sistemi: İspanyol hukuku temel alınmıştır.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: BCIE, CACM (Orta Amerika Ortak Paza
fel. eleştiricilik
Kant’ın akıl ve bilginin sınırını ve imkânlarını tespit etmek için özellikle dogmacılığın ve şüpheciliğin karşısına koyduğu felsefe yöntemi.
Konum: Karayipler, Karayip Denizi ve Kuzey Atlas Okyanusu arasında ada devleti, Florida’nın güneyinde yer almaktadır.
Coğrafi konumu: 21 30 Kuzey enlemi, 80 00 Batı boylamı.
Haritadaki konumu: Orta Amerika ve Karayipler.
Yüzölçümü: 110,860 km².
Sınırları: toplam: 29 km.
sınır komşuları: Guantanamo Körfezinde ABD Donanma Merkezi 29 km.
Sahil şeridi: 3,735 km.
İklimi: Ülkede subtropik iklim hakimdir. Yıllık ortalama sıcaklık 26Cº. Ocak ayıyla Ağustos ayındaki sıcaklık arasında az bir fark vardır. Küba’da Haziran-Ekim arasında görülen ve saate 265 km’lik bir hıza ulaşan kasırgalara rastlanır. Mayıs-Ekim arası yağışlı mevsim, Kasım-Nisan arası kuru mevsim görülür. Yaz ortalama sıcaklık; 27.4Cº civarındadır. Ortalama Sıcaklık: 22.2Cº.
Arazi yapısı: Yatık ve inişli çıkışlı ovalar, dik kayalar ve güneydoğuda dağlar yer almaktadır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Karayip Denizi 0 m.
en yüksek noktası: Pico Turquino 2,005 m.
Doğal kaynakları: kobalt, nikel, demir, bakır, manganez, tuz, kereste, silis, petrol, işlenebilir topraklar.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %27.63.
Sürekli ekinler: %6.54.
Diğer: %65.83 (2005 verileri).
Sulanan arazi: 8,700 km² (2003 verileri).
Doğal afetler: Doğu sahillerinde Ağustos - Ekim aylarında kasırgalar ortaya çıkar, kuralıklar genel sorunlardandır.
Coğrafi Not: Karayipler’in en büyük ülkesidir.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 11,382,820 (Haziran 2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %0.31 (2006 verileri).
Mülteci oranı: -1.57 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Cinsiyet oranı: doğumlarda: 1.06 erkek/kadın.
15 yaş altı: 1.06 erkek/kadın.
15-64 yaşlarında: 1 erkek/kadın.
65 yaş ve üzeri: 0.85 erkek/kadın.
Toplam nüfusta: 0.99 erkek/kadın (2006 verileri).
Bebek ölüm oranı: 6.22 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 77.41 yıl.
Erkeklerde: 75.11 yıl.
Kadınlarda: 79.85 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 1.66 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.01 (2003 verileri).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 3,300 (2003 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 200 den az (2003 verileri).
Ulus: Kübalı.
Nüfusun etnik dağılımı: melez %51, beyaz ırk %37, siyah ırk %11, Çinli %1.
Din: Roma Katolikleri %85 Protestanlar, Musevileri, diğer.
Diller: İspanyolca.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %97.
erkekler: %97.2.
kadınlar: %96.9 (2003 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Küba Cumhuriyeti.
kısa şekli : Küba.
Yerel tam adı: Republica de Cuba.
yerel kısa şekli: Cuba.
Yönetim biçimi: Sosyalist Cumhuriyet.
Başkent: Havana.
İdari bölümler: 14 bölge ve 1 belediye; Camaguey, Ciego de Avila, Cienfuegos, Ciudad de La Habana, Granma, Guantanamo, Holguin, Isla de la Juventud, La Habana, Las Tunas, Matanzas, Pinar del Rio, Sancti Spiritus, Santiago de Cuba, Villa Clara.
Bağımsızlık günü: 20 Mayıs 190
Kuru temizlemede suyun yerine bir petrol ürünü kullanılır. İnsanlarda ıslaklık, suyla temas anlamında algılandığından bu işleme kuru temizleme denilmektedir. Aslında olay kuru ortamda yapılmamaktadır.
Joly Belin adında bir Fransız, kazara giysisinin üzerine kerosen dökmüş ve bunun giysisinin üzerindeki lekeyi temizlediğini hayretle görmüştü. Bu işin üzerine giderek 1840’h yıllarda Paris’te ilk kuru temizleme işletmesini açmıştı.
Başlangıçta kuru temizlemede çözücü madde olarak gaz veya kerosen kullanılıyordu. Günümüzde ise hemen hemen tüm dünyada ‘perkloroetilen’ veya kısaca ‘perk’ diye tanımlanan bir çözücü kullanılmaktadır.
Elbiseler, kuru temizleyicide su yerine bu çözücü ile yıkanır. Çözücü buharlaşmasın, havayı kirletmesin ve tekrar kullanılabilsin diye her seferinde bir yerde toplanır. Bu şekilde temizlenen giysiler, ütülenince yeni gibi dururlar.
Kuru temizleme yapılan giysileri eve getirdiğinizde, beraberinde baş ağrısı ve mide bulantısı riskini de getirdiğinizi unutmayın. Kuru temizlemede kullanılan bu ‘perk’ isimli madde çok toksik olup, vücudumuzun önemli organları ve sinir sistemimiz üzerinde zararlı etkileri vardır.
Havada milyonda yüz partikül olunca zararlı etkileri görülmeye başlanılan bu çözücünün oranının, kuru temizleme yapılmış bir giysinin, kapalı bir arabaya konulup, on beş dakika tutulması ile milyonda 350’ye ulaştığı tespit edilmiştir.
İster inanın, ister inanmayın birçok kumaş türü kuru temizleme gerektirmez. Kuru temizlemenin tek avantajı kumaşların çekmelerine ve şekillerini kaybetmelerine yol açmamasıdır.
Üretici firmaların, giysilerin etiketlerine ‘sadece kuru temizleme’ şeklinde ikaz yazmalarının ana sebebi, garanti süresince geri almak zorunda oldukları giysileri, çekme ve deformasyon tehlikesinden korumak içindir. Özellikle ipek ve suni ipekten yapılmış giysiler güvenli bir şekilde elle yıkanabilirler.
Kuru temizlemede suyun yerine bir petrol ürünü kullanılır. İnsanlarda ıslaklık, suyla temas anlamında algılandığından bu işleme kuru temizleme denilmektedir. Aslında olay kuru ortamda yapılmamaktadır.
Joly Belin adında bir Fransız, kazara giysisinin üzerine kerosen dökmüş ve bunun giysisinin üzerindeki lekeyi temizlediğini hayretle görmüştü. Bu işin üzerine giderek 1840’lı yıllarda Paris’te ilk kuru temizleme işletmesini açmıştı.
Başlangıçta kuru temizlemede çözücü madde olarak gaz ve kerosen kullanılıyordu. Günümüzde ise hemen hemen tüm dünyada “perkloroetilen” veya kısaca “perk” diye tanımlanan bir çözücü kullanılmaktadır.
Elbiseler, kuru temizleyicide su yerine bu çözücü ile yıkanır. Çözücü buharlaşmasın, havayı kirletmesin ve tekrar kullanılabilsin diye her seferinde bir yerde toplanır. Bu şekilde temizlenen giysiler, ütülenince yeni gibi dururlar.
Kuru temizleme yapılan giysileri eve getirdiğinizde, beraberinde baş ağrısı ve mide bulantısı riskini de getirdiğinizi unutmayın. Kuru temizlemede kullanılan bu “perk” isimli madde çok toksik olup, vücudumuzun önemli organları ve sinir sistemimiz üzerinde zararlı etkileri vardır.
Havada milyonda yüz partikül olunca zararlı etkileri görülmeye başlanılan bu çözücünün oranının, kuru temizleme yapılmış bir giysinin, kapaşı bir arabaya konulup, on beş dakika tutulmsı ile milyonda 350’ye ulaştığı tespit edilmiştir.
İster inanın, ister inanmayın birçok kumaş türü kuru temizleme gerektirmez. Kuru temizlemenin tek avantajı kumaşların çekmelerine ve şekillerini kaybetmelerine yol açmamasıdır.
Üretici firmaların, giysilerin etiketlerine “sadece kuru temizleme” şeklinde ikaz yazmalarının ana sebebi, garanti süresince geri almak zorunda odukları giysileri, çekme ve deformasyon tehlikesinden korumak içindir. Özellikle ipek ve suni ipekten yapılmış giysiler güvenli bir şekilde elde yıkanabilirler.,
Kuşların göç nedenlerinin atalarından, buzul çağı zamanlarından kalma olduğunu ileri sürenler de var. Ancak günümüzdeki görüşler, kuşların iç biyolojik takvimlerine göre belirli zamanlarda hormonal dengelerinin değiştiği, uzun bir yolculuğa hazırlık olarak vücutlarında yağ depolama miktarlarını arttırdıkları, kışı beklemeden hava şartlarındaki değişiklikleri hissettikleri an göç yollarına düştükleri şeklinde.
Bu görüşlere göre kuşlar Eylül ayı civarında göçe başlasalar bile yağ depolamaya çok daha önce, yazın en sıcak günlerinde başlıyorlar. Belki kar yağışının geleceğini bilmiyorlar, belki de göçmen kuşlar hayatlarında hiç kar görmediler, karlı ortamda yaşamadılar, yiyeceksiz kalmadılar ama göçme işini tecrübeleriyle değil biyolojik takvimleri ve bunun tetiklediği hormonal değişimler sayesinde otomatik olarak yapıyorlar.
Soğuk havalar gelirken kuşların daha ılıman yerlere göç etmeleri tamam da göç ettikten sonra niçin tekrar geri dönüyorlar? Daha sıcak iklimlerde yaşamak, bol yiyecek bulmak, daha mutlu olmak için yüzlerce kilometre yol git, sonra da gerisin geriye dön.
Bu, biraz insanların yaz aylarında yazlığa gidip dönmelerine benziyor ama insanlarda durum farklı, çocukların okulları, ebeveynlerin işleri var.. Gerçi insanlarda da göçmenlik yaygın ama onlar göç ettikleri yerlerde kalırlar. Zaten bu düşünülmüş, belirli bir ihtiyaç ve amaç uğruna yapılmıştır, kuşların bu göç işini oturup düşünerek yapmadıkları bir gerçek.
Kuşların göç ettikten sonra baharda tekrar geri dönmelerini uzmanlar çeşitli sebeplere bağlıyorlar. Birinci sebep, şüphesiz baharda kuzey yarımkürenin ısınması. Bu mevsimde gündüzlerin uzaması nedeniyle yiyecek arama sürelerinin artması ve ana besinleri olan böceklerin çoğalması da diğer sebepler.
Bu arada güney yarımkürede bu kadar kuşu besleyecek yiyecek olmaması aksine kuş avlayarak beslenen hayvanların çok olması da ilkbahardaki geri dönüşe etken. Bütün bu nedenlere rağmen geri dönüş sinyalini yine de biyolojik takvimlerinin verdiği biliniyor.
Kuşların göç ettikten sonra geri dönmeleri kadar, Ekvator Afrikası’ndan dönen bir kuşun Doğu Anadolu’da bir ahırda bir evvelki yıl yaptığı yuvayı tekrar bulabilmesi de ilginçtir. Yapılan araştırmalar göstermiştir ki, göçmen kuşların başlıca dayanak noktalan gündüz Güneş, geceleri ise yıldızlardır. Hava kapalıysa akarsular, dağlar gibi yeryüzündeki coğrafik şekilleri kullanıyorlar. Göçmen kuş türlerinin bir çoğunun yolculuklarında yerin manyetik alanından da faydalandıkları tespit edilmiştir. Yakıt olarak vücutlarındaki yağı kullanan kuşların göç süresince kat ettikleri mesafeler de inanılmazdır. Örneğin dış görünüşü ile diğer kırlangıçların aynısı olan Kutup Denizi Kırlangıcı her yıl Arktika’dan Antarktika’ya ve tersine 17 bin, toplam 35 bin kilometre uçar. Ama birbirinin benzeri iklimde ve buzlarla kaplı bu iki yer arasında gidip gelmekte ne bulur bilinmez.
Zebra ispinoz kuşunun beynindeki çekirdekler ve bunların birbirleriyle olan bağlantısından yararlanarak şarkı üretme sistemi oldukça iyi tanımlanmıştır. Kuşun, gelişme döneminde bu sistemin bazı bölgelerinin etkisiz hale getirilmesi, kuşun şarkısında bazı hatalar yapmasına yol açmıştır. Oysa yetişkinlik döneminde yapılan böyle bir etki, şarkıyı hasara uğratmaz. Ayrıca araştırmacılar, erkek kanarya gibi kuşlarda “zenk” adı verilen bir genin varlığını ortaya çıkartmışlardır.
Bazı sinir hücrelerinde bulunan bu gen, kuşların kendi türlerinin şarkılarını öğrenmeleri aşamasında etkin olan bir gendir. Bu gen sayesinde, gelecekte araştırmacılar, bir kuşun kendi şarkısını öğrenme aşamalarını ortaya koyabileceklerdir. Zenk geni, kuşların öğrenme yetisinin bazı genlere bağlı olduğunu göstermektedir.
Ayrıca yapılan araştırmalar, kuşların, beyinlerindeki ses kontrol mekanizmalarının çoğunlukla beyinlerinin sol yarıkürelerinde bulunduğunu göstermiştir; tıpkı insanlardaki gibi beyinlerinde bir asimetri vardır.
Tedavi için gerekli malzeme : Ihlamur, su.
Hazırlanışı : 4 bardak kaynak suya 1 çorba kaşığı ıhlamur konur. 10 dakika bekletildikten sonra 1 su bardağı içilir.
Konum: Orta Doğu, Basra Körfezi kıyısında, Irak ve Suudi Arabistan arasında yer almaktadır.
Coğrafi konumu: 29 30 Kuzey enlemi, 45 45 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Orta Doğu.
Yüzölçümü: 17,820 km².
Sınırları: toplam: 462 km.
sınır komşuları: Irak 240 km, Suudi Arabistan 222 km.
Sahil şeridi: 499 km.
İklimi: Kuru çöl iklimi, aşırı sıcak yazlar ve kısa, serin kışlar.
Arazi yapısı: Düz ve hafif dalgalı çöl arazisi.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Basra Körfezi 0 m.
en yüksek noktası: 306 m.
Doğal kaynakları: petrol, balık, karides, doğal gaz.
Sulanan arazi: 130 km² (2003 verileri).
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 2,418,393 (Temmuz 2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %3.52 (2006 verileri).
Mülteci oranı: 15.66 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 9.71 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 77.2 yıl.
Erkeklerde: 76.13 yıl.
Kadınlarda: 78.31 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 2.91 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.12 (2001 tahmini).
Ulus: Kuveytli.
Nüfusun etnik dağılımı: Kuveytli %45, diğer Araplar %35, Güney Asya %9, İran %4, diğer %7.
Din: Müslüman %85, Hıristiyan, Hindu, Pers, diğer %15.
Diller: Arapça (resmi), İngilizce.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %83.5.
erkekler: %85.1.
kadınlar: %81.7 (2003 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Kuveyt Devleti.
kısa şekli : Kuveyt.
Yerel tam adı: Dawlat al Kuwayt.
yerel kısa şekli: Al Kuwayt.
ingilizce: Kuwait.
Yönetim biçimi: Meşruti Monarşi.
Başkent: Küveyt.
İdari bölümler: 5 eyalet; Al Ahmadi, Al Farwaniyah, Al ‘Asimah, Al Jahra’, Hawalli.
Bağımsızlık günü: 19 Haziran 1961 (İngiltere’den).
Milli bayram: Milli gün, 25 şubat (1950).
Anayasa: 11 Kasım 1962.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: ABEDA, AfDB (Afrika Kalkınma Bankası), AFESD (Arap Ülkeleri Ekonomik ve Sosyal Kalkınma Fonu), AL, AMF (Arap Ülkeleri Para Fonu), BDEAC, CAEU (Arap Ülkeleri Ekonomik Anlaşmalar Konseyi), CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi), ESCWA (Birleşmiş Milletler Batı Asya Ekonomik ve Sosyal Komisyonu), FAO (Tarım ve Gıda Örgütü), G-77, GCC (Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi), IAEA (Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı), IBRD (Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası), ICAO (Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü), ICC (Milletlerarası Ticaret Odası), ICRM (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi), IDA (Uluslararası Kalkınma Birliği), IDB (İslam Kalkınma Bankası), IFAD (Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu), IFC (Uluslararası Finansman Kurumu), IFRCS (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Toplulukları Federasyonu), ILO (Uluslarası Çalışma Örgütü), IMF (Uluslararası Para Fonu), IMO (Uluslararası Denizcilik Örgütü), Inmarsat (Uluslararası Denizcilik Uydu Teşkilatı), Intelsat (Uluslararası Telekomünikasyon ve Uydu Örgütü), Interpol (Uluslararası Polis Teşkilatı), IOC (Uluslararası Olimpiyat Komitesi), I
Konum: Doğu Asya, Kore yarımadasının kuzey yarısında, Kore Körfezi ve Japon Denizi kıyısında, Çin ve Güney Kore arasında yer alır.
Coğrafi konumu: 40 00 Kuzey enlemi, 127 00 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Asya.
Yüzölçümü: 120,540 km².
Sınırları: toplam: 1,673 km.
sınır komşuları: Çin 1,416 km, Güney Kore 238 km, Rusya 19 km.
Sahil şeridi: 2,495 km.
İklimi: Yağmurlu yazları ile birlikte ılıman iklim görülür.
Arazi yapısı: Çoğunlukla tepelikler ve dağlarla çevrilidir, dar vadiler, batıda kıyı ovaları yer alır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Japan Denizi 0 m.
en yüksek noktası: Paektu-san 2,744 m.
Doğal kaynakları: Kömür, kurşun, tungsten, çinko, grafit, manganez, demir, bakır, altın, tuz, hidro enerji.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %22.4.
daimi ekinler: %1.66.
Diğer: %75.94 (2005 verileri).
Sulanan arazi: 14,600 km² (2003 verileri).
Doğal afetler: Kuraklıklar, su baskınları, tufanlar.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 23,113,019 (Temmuz 2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %0.84 (2006 verileri).
Mülteci oranı: 0 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 23.29 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 71.65 yıl.
Erkeklerde: 68.92 yıl.
Kadınlarda: 74.51 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 2.1 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
Ulus: Koreli.
Din: Geleneksel Budizm ve Konfüçyüsizm, Hıristiyanlık, Chondogyo.
Dil: Korece.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %99.
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Demokratik Kore Halk Cumhuriyeti.
kısa şekli : Kuzey Kore.
Yerel tam adı: Choson-minjujuui-inmin-konghwaguk.
kısaltma: DPRK.
ingilizce: Korea, North.
Yönetim biçimi: Tek Partili Sosyalist Cumhuriyet.
Başkent: Pyongyang.
İdari bölümler: 9 eyalet ve 3 özel şehir; Chagang-do (Chagang Eyaleti), Hamgyong-bukto (Kuzey Hamgyong Eyaleti), Hamgyong-namdo (Güney Hamgyong Eyaleti), Hwanghae-bukto (Kuzey Hwanghae Eyaleti), Hwanghae-namdo (Güney Hwanghae Eyaleti), Kaesong-si (Kaesong Şehri), Kangwon-do (Kangwon Eyaleti), Namp’o-si (Namp’o Şehri), P’yongan-bukto (Kuzey P’yongan Eyaleti), P’yongan-namdo (Güney P’yongan Eyaleti), P’yongyang-si (P’yongyang Şehri), Yanggang-do (Yanggang Eyaleti).
Bağımsızlık günü: 15 Ağustos 1945 (Japonya’dan).
Milli bayram: Demokratik Kore Halk Cumhuriyetinin kuruluşu, 9 Eylül (1948).
Anayasa: 1948 yılında kabul edilmiştir, 1972, 1992 ve 1998 yıllarında yeniden düzenlenmiştir.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: ARF, ESCAP (Asya ve Pasifikler Ekonomik ve Sosyal Komisyonu), FAO (Tarım ve Gıda Örgütü), G-77, ICAO (Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü), ICRM (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi), IFAD (Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu), IFRCS (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Toplulukları Federasyonu), IHO (Uluslararası Hidrografi Örgütü), IMO (Uluslararası Denizcilik Örgütü), Intelsat (Uluslararası Telekomünikasyon ve Uydu Örgütü), IOC (Uluslararası Olimpiyat Ko
ekon. kiralama
1. Bir taşınır veya taşınmazın kullanım hakkının belli bir süre için ve belli bir kira karşılığında kiracıya verilmesi. 2. Anlaşmaya göre kira süresinin bitiminde mülkiyetin kiracıda bırakılabilmesi durumu.
tıp cüzzam
Hansen basilinin sebep olduğu, sinir sistemi ve deri başta olmak üzere birçok sistem ve organı etkileyebilen bulaşıcı bir hastalık.
Konum: Doğu Avrupa, Baltik Denizi kıyısında, Estonya ile Litvanya arasında yer alır.
Coğrafi konumu: 57 00 Kuzey enlemi, 25 00 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Avrupa.
Yüzölçümü: 64,589 km².
Sınırları: toplam: 1,368 km.
sınır komşuları: Beyaz Rusya 167 km, Estonya 343 km, Litvanya 576 km, Rusya 282 km.
Sahil şeridi: 531 km.
İklimi: Deniz iklimi, nemlidir, kışlar orta sertlikte geçer.
Arazi yapısı: Alçak ovalar.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Baltik Denizi 0 m.
en yüksek noktası: Gaizinkalns 312 m.
Doğal kaynakları: Kehribar, bataklık kömürü, kireçtaşı, hidro enerji, işlenebilir arazi.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %28.19.
daimi ekinler: %0.45.
Diğer: %71.36 (2005 verileri).
Sulanan arazi: 200 km² (2003 verileri).
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 2,274,735 (Temmuz 2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %-0.67 (2006 verileri).
Mülteci oranı: -2.26 mülteci/1,000 nüfus (20016 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 9.35 ölüm/1,000 doğan bebek (2001 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 71.33 yıl.
Erkeklerde: 66.08 yıl.
Kadınlarda: 76.85 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 1.27 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.6 (2001 verileri).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 7,600 (2001 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 500 den az (2003 verileri).
Ulus: Letonyalı.
Nüfusun etnik dağılımı: Letonyalı %56.5, Rus %30.4, Beyaz Rus %4.3, Ukraynalı %2.8, Polonyalı %2.6, diğer %3.4.
Din: Lutherci, Roma Katolikleri, Rus Ortodoksları.
Diller: Letonyaca (resmi), Litvanyaca, Rusça, diğer.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %99.8.
erkekler: %99.8.
kadınlar: %99.8 (2003 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Letonya Cumhuriyeti.
kısa şekli : Letonya.
Yerel tam adı: Latvijas Republika.
yerel kısa şekli: Latvija.
Eski adı: Letonya Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti.
Yönetim biçimi: Başkanlık Tipi Cumhuriyet.
Başkent: Riga.
Bağımsızlık günü: 18 Kasım 1991 (Sovyetler Birliğinden ayrıldı).
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: BIS (Uluslararası İmar Bankası), CBSS (Baltik Ülkeleri Konseyi), CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi), CE (Avrupa Konseyi), EAPC (Avrupa - Atlantik Ortaklık Konseyi), EBRD (Avrupa Yatırım ve Kalkınma Bankası), ECE (Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu), Avrupa Birliği, FAO (Tarım ve Gıda Örgütü), IAEA (Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı), IBRD (Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası), ICAO (Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü), ICFTU (Uluslararası Serbest Ticaret Birlikleri Konfederastonu), ICRM (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi), IDA (Uluslararası Kalkınma Birliği), IFC (Uluslararası Finansman Kurumu), IFRCS (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Toplulukları Federasyonu), ILO (Uluslarası Çalışma Örgütü), IMF (Uluslararası Para Fonu), IMO (Uluslararası Denizcilik Örgütü), Intelsat (Uluslararası Telekomünikasyon ve Uydu Örgütü), Interpol (U
1. ekon. serbestlik, 2. ekon. ve fel. erkincilik
1. İthalatı serbest bırakma, ithalata konulmuş miktar sınırlamalarını kaldırma. 2. ekon. Bireyin özgürlüğünü ve ekonomik güçler arasında hür yarışmayı savunan, bireyler, sınıflar ve uluslararasındaki ekonomik ilişkilere devletin karışmamasını isteyen öğreti. 3. fel. Herkese vicdan, inanç, düşünce özgürlüğü tanınmasının gerekli olduğunu savunan, hür düşünüşe bağlı dünya görüşü.
ekon. serbestlik
İthalatı serbest bırakma, ithalata konulmuş miktar sınırlamalarını kaldırma.
Konum: Kuzey Afrika, Akdeniz kıyısı, Mısır ve Tunus arasında yer alır.
Coğrafi konumu: 25 00 Kuzey enlemi, 17 00 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Afrika.
Yüzölçümü: 1,759,540 km².
Sınırları: toplam: 4,348 km.
sınır komşuları: Cezayir 982 km, Cad 1,055 km, Mısır 1,115 km, Nijer 354 km, Sudan 383 km, Tunus 459 km.
Sahil şeridi: 1,770 km.
İklimi: Kıyı boyunca Akdeniz iklimi, iç kısımlarda kuru ve sert çöl iklimi görülür.
Arazi yapısı: Çoğunlukla çorak topraklar, düz ve dalgalı ovalar, platolar, çukurlar yer alır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Sabkhat Ghuzayyil -47 m.
en yüksek noktası: Bikku Bitti 2,267 m.
Doğal kaynakları: petrol, doğal gaz, alçıtaşı.
Arazi kullanımı: İşlenebilir arazi: %1.03.
daimi ekinler: %0.19.
Diğer: %98.78 (2005 verileri).
Sulanan arazi: 4,700 km² (2003 verileri).
Doğal afetler: Kum fırtınaları.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 5,900,754 (Temmuz 2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %2.3 (2006 verileri).
Mülteci oranı: 0 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 23.71 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 76.69 yıl.
Erkeklerde: 74.46 yıl.
Kadınlarda: 79.02 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 3.28 çocuk/1 kadın (2001 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.3 (2001 verileri).
Ulus: Libyalı.
Nüfusun etnik dağılımı: Berber ve Araplar %97, Yunanlar, Maltalılar, İtalyanlar, Mısırlılar, Pakistanlılar, Türkler, Hintliler, Tunuslular.
Din: Sünni Müslümanlar %97.
Diller: Araplar, İtalyanlar, İngilizler.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %82.6.
erkekler: %92.4.
kadınlar: %72 (2003 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Büyük Sosyalist Libya Arap Halk Cumhuriyeti.
kısa şekli : Libya.
Yerel tam adı: Al Jumahiriyah al Arabiyah al Libiyah ash Shabiyah al Ishtirakiyah al Uzma.
yerel kısa şekli: yok.
Yönetim biçimi: Cumhuriyet.
Başkent: Tripoli (Trablusgarp).
İdari bölümler: 25 belediye; Ajdabiya, Al ‘Aziziyah, Al Fatih, Al Jabal al Akhdar, Al Jufrah, Al Khums, Al Kufrah, An Nuqat al Khams, Ash Shati’, Awbari, Az Zawiyah, Banghazi, Darnah, Ghadamis, Gharyan, Misratah, Murzuq, Sabha, Sawfajjin, Surt, Tarabulus, Tarhunah, Tubruq, Yafran, Zlitan.
Bağımsızlık günü: 24 Aralık 1951 (İtalya’dan).
Milli bayram: İhtilal Günü, 1 Eylül (1969).
Anayasa: 11 Aralık 1969, 2 Mart 1977.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: ABEDA, AfDB (Afrika Kalkınma Bankası), AFESD (Arap Ülkeleri Ekonomik ve Sosyal Kalkınma Fonu), AL, AMF (Arap Ülkeleri Para Fonu), AMU (Arap Magrep Birliği), CAEU (Arap Ülkeleri Ekonomik Anlaşmalar Konseyi), CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi), ECA (Birleşmiş Milletler Afrika Ekonomik Komisyonu), FAO (Tarım ve Gıda Örgütü), G-77, IAEA (Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı), IBRD (Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası), ICAO (Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü), ICRM (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi), IDA (Uluslararası Kalkın
Konum: Orta Avrupa, Avusturya ile İsviçre arasında yer alır.
Coğrafi konumu: 47 16 Kuzey enlemi, 9 32 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Avrupa.
Yüzölçümü: 160 km².
Sınırları: toplam: 76 km.
sınır komşuları: Avusturya 34.9 km, İsviçre 41.1 km.
Sahil şeridi: 0 km (kara ile çevrili).
İklimi: Kıtasal, soğuk, bulutlu kışlar, serin ve bulutlu yazlar.
Arazi yapısı: Daha çok dağlar (Alpler) ve batı kısmında Rhine Vadisi yer alır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Ruggeller Riet 430 m.
en yüksek noktası: Grauspitz 2,599 m.
Doğal kaynakları: Hidroelektrik potansiyeli, işlenebilir arazi.
Arazi kullanımı: İşlenebilir arazi: %25.
daimi ekinler: %0.
Diğer: %75 (2005 verileri).
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 33,987 (Temmuz 2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %0.78 (2006 verileri).
Mülteci oranı: 4.77 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 4.64 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 79.68 yıl.
Erkeklerde: 76.1 yıl.
Kadınlarda: 83.28 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 1.51 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
Ulus: Liechtensteinli.
Nüfusun etnik dağılımı: Alemannic %87.5, İtalyan, Türk ve diğer %12.5.
Din: Roma Katolikleri %80, Protestan %7.4, diğer (1996).
Diller: Almanca (resmi), Alemannic lehçesi.
Okur yazar oranı: 10 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %100.
erkekler: %100.
kadınlar: %100.
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Liechtenstein Prensliği.
kısa şekli : Liechtenstein.
Yerel tam adı: Fuerstentum Liechtenstein.
yerel kısa şekli: Liechtenstein.
Yönetim biçimi: Parlamenter Monarşi.
Başkent: Vaduz.
İdari bölümler: 11 bölge; Balzers, Eschen, Gamprin, Mauren, Planken, Ruggell, Schaan, Schellenberg, Triesen, Triesenberg, Vaduz.
Bağımsızlık günü: 23 Ocak 1719.
Anayasa: 5 Ekim 1921.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: CE (Avrupa Konseyi), EBRD (Avrupa Yatırım ve Kalkınma Bankası), ECE (Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu), EFTA (Avrupa Serbest Ticaret Bölgesi), IAEA (Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı), ICRM (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi), IFRCS (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Toplulukları Federasyonu), Intelsat (Uluslararası Telekomünikasyon ve Uydu Örgütü), Interpol (Uluslararası Polis Teşkilatı), IOC (Uluslararası Olimpiyat Komitesi), ITU (Uluslararası Telekomünikasyon Birliği), OPCW (Kimyasal Silahları Yasaklama Organizasyonu), OSCE (Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Örgütü), UN (Birleşmiş Milletler), UNCTAD (Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı), UNIDO (Endüstriyel Kalkınma Örgütü), UPU (Dünya Posta Birliği), WCL (Dünya Emek Konfederasyonu), WHO (Dünya Sağlık Örgütü), WIPO (Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı), WTrO (Dünya Ticaret Örgütü).
Ekonomik Göstergeler
GSYİH: Satınalma Gücü paritesi - 1.786 milyar $ (2001 verileri).
Enflasyon oranı (tüketici fiyatlarında): %1 (2001 verileri).
İş gücü: 29,500.
Sektörlere göre işgücü dağılımı: Endüstri, ticaret, yapı %47, hizmet %5
sınır
Bir şeyin nicelik bakımından inebileceği veya çıkabileceği en alt ve en üst sınır.
Özel limit fiyatlı emirlerin belirli bir tutar sınırı konmuş şeklidir. Özel limit fiyatlı emre ilaveten maksimum işlem değeri “TL” olarak yazılır. Sistem, belirtilen tutardan fazla olmamak şartıyla, belirtilen fiyat seviyesine kadar, en iyi fiyatlı emirlerden başlıyarak tüm fiyat seviyelerinde işlem gerçekleşmesine olanak sağlayacaktır. Eğer belirtilen fiyat seviyesine ulaşmadan girilen tutar karşılandıysa, karşılanan tutardan fazla işlem olmasına sistem izin vermeyecektir.
sınırlı
Sınırlanmış, belirlenmiş, belirli.
Konum: Doğu Avrupa, Baltik Denizi kıyısında, Letonya ve Rusya arasında yer alır.
Coğrafi konumu: 56 00 Kuzey enlemi, 24 00 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Avrupa.
Yüzölçümü: 65,200 km².
Sınırları: toplam: 1,613 km.
sınır komşuları: Beyaz Rusya 653.5 km, Letonya 588 km, Polonya 103.7 km, Rusya 267.8 km.
Sahil şeridi: 90 km.
İklimi: Deniz ve kıtasal iklim tipleri arasında geçiş yaşandığı görülür.
Arazi yapısı: Alçak ovalar, çok sayıda dağınık küçük göller, verimli topraklar.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Baltik Denizi 0 m.
en yüksek noktası: Juozapines/Kalnas 292 m.
Doğal kaynakları: Bataklık kömürü, işlenebilir topraklar.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %44.81.
daimi ekinler: %0.9.
Diğer: %54.29 (2005 verileri).
Sulanan arazi: 70 km² (2003 verileri).
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 3,585,906 (Temmuz 2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %-0.3 (2006 verileri).
Mülteci oranı: -0.71 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 6.78 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 74.2 yıl.
Erkeklerde: 69.2 yıl.
Kadınlarda: 79.49 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 1.2 çocuk/1 kadın (2006 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.1 (2001 verileri).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 1,300 (2003 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 200 den az (2003 verileri).
Ulus: Litvanyalı.
Nüfusun etnik dağılımı: Litvanyalı %80.6, Rus %8.7, Polonyalı %7, Beyaz Rus %1.6, diğer %2.1.
Din: Roma Katolikleri, Lutherciler, Rus Ortodoksları, Protestanlar, Evangelist Hıristiyan Baptistler, Müslümanlar, Museviler.
Diller: Litvanyaca (resmi), Polonyaca, Rusça.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %99.6.
erkekler: %99.7.
kadınlar: %99.6 (2003 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Litvanya Cumhuriyeti.
kısa şekli : Litvanya.
Yerel tam adı: Lietuvos Respublika.
yerel kısa şekli: Lietuva.
Eski adı: Litvanya Sovyet Sosyalist.
Yönetim biçimi: Başkanlık Tipi Cumhuriyet.
Başkent: Vilnius.
İdari bölümler: 44 bölge ve 11 belediye: Akmenes Rajonas, Alytaus Rajonas, Alytus, Anyksciu Rajonas, Birstonas, Birzu Rajonas, Druskininkai, Ignalinos Rajonas, Jonavos Rajonas, Joniskio Rajonas, Jurbarko Rajonas, Kaisiadoriu Rajonas, Kaunas, Kauno Rajonas, Kedainiu Rajonas, Kelmes Rajonas, Klaipeda, Klaipedos Rajonas, Kretingos Rajonas, Kupiskio Rajonas, Lazdiju Rajonas, Marijampole, Marijampoles Rajonas, Mazeikiu Rajonas, Moletu Rajonas, Neringa Pakruojo Rajonas, Palanga, Panevezio Rajonas, Panevezys, Pasvalio Rajonas, Plunges Rajonas, Prienu Rajonas, Radviliskio Rajonas, Raseiniu Rajonas, Rokiskio Rajonas, Sakiu Rajonas, Salcininku Rajonas, Siauliai, Siauliu Rajonas, Silales Rajonas, Silutes Rajonas, Sirvintu Rajonas, Skuodo Rajonas, Svencioniu Rajonas, Taurages Rajonas, Telsiu Rajonas, Traku Rajonas, Ukmerges Rajonas, Utenos Rajonas, Varenos Rajonas, Vilkaviskio Rajonas, Vil
1. yöresel, 2. dernekevi, 3. tıp yerel
1. Belli bir yöre ile ilgili. 2. Bir dernek veya kuruluşun üyelerinin buluşmaları için ayrılmış yer. 3. Sınırlı bir yerle ilgili olan.
sınırlandırılmış, belirlenmiş
“Yerini ve niteliğini belirlemek, sınırlamak” anlamındaki lokalize etmek, “yeri ve niteliği belirlenmek, sınırlanmak” anlamındaki lokalize olmak birleşik fiillerinde geçer.
Konum: Orta Doğu, Akdeniz kıyısında, İsrail ile Suriye arasında yer almaktadır.
Coğrafi konumu: 33 50 Kuzey enlemi, 35 50 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Orta Doğu.
Yüzölçümü: 10,400 km².
Sınırları: toplam: 454 km.
sınır komşuları: İsrail 79 km, Suriye 375 km.
Sahil şeridi: 225 km.
İklimi: Akdeniz, serin, yağışlı kışlar, sıcak, kuru yazlar, Lübnan dağlarında kışlar sert geçer.
Arazi yapısı: Dar kıyı ovaları vardır; Al Biqa’ (Bekaa Vadisi) Lübnan Dağlarını ikiye böler.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Akdeniz 0 m.
en yüksek noktası: Qurnat as Sawda’ 3,088 m.
Doğal kaynakları: Kireçtaşı, demir, tuz, işlenebilir topraklar.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %16.35.
daimi ekinler: %13.75.
Diğer: %69.9 (2005 verileri).
Sulanan arazi: 1,040 km² (2003 verileri).
Doğal afetler: Kum fırtınaları.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 3,874,050 (Temmuz 2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %1.23 (2006 verileri).
Mülteci oranı: 0 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 23.72 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 72.88 yıl.
Erkeklerde: 70.41 yıl.
Kadınlarda: 75.48 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 1.9 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.1 (2001 tahmini).
Ulus: Lübnanlı.
Nüfusun etnik dağılımı: Arap %95, Ermeni %4, diğer %1.
Din: Müslüman %70, Hıristiyan, Museviler.
Diller: Arapça(resmi), Fransızca, İngilizce, Ermenice.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %87.4.
erkekler: %93.1.
kadınlar: %82.2 (2003 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Lübnan Cumhuriyeti.
kısa şekli : Lübnan.
Yerel tam adı: Al Jumhuriyah al Lubnaniyah.
yerel kısa şekli: Lubnan.
Yönetim biçimi: Başkanlık Tipi Cumhuriyet.
Başkent: Beyrut.
İdari bölümler: 5 vilayet; Beyrut, Ech Chimal, Ej Jnoub, El Bekaa, Jabal Loubnane.
Bağımsızlık günü: 22 Kasım 1943.
Milli bayram: Bağımsızlık günü, 22 Kasım (1943).
Anayasa: 23 Mayıs 1926.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: ABEDA, ACCT, AFESD (Arap Ülkeleri Ekonomik ve Sosyal Kalkınma Fonu), AL, AMF (Arap Ülkeleri Para Fonu), CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi), ESCWA (Birleşmiş Milletler Batı Asya Ekonomik ve Sosyal Komisyonu), FAO (Tarım ve Gıda Örgütü), G-24, G-77, IAEA (Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı), IBRD (Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası), ICAO (Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü), ICC (Milletlerarası Ticaret Odası), ICFTU (Uluslararası Serbest Ticaret Birlikleri Konfederastonu), ICRM (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi), IDA (Uluslararası Kalkınma Birliği), IDB (İslam Kalkınma Bankası), IFAD (Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu), IFC (Uluslararası Finansman Kurumu), IFRCS (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Toplulukları Federasyonu), ILO (Uluslarası Çalışma Örgütü), IMF (Uluslararası Para Fonu), IMO (Uluslararası Denizcilik Örgütü), Inmarsat (Uluslararası Denizcilik Uydu Teşkilatı), Intelsat (Uluslara
Konum: Batı Avrupa’da, Fransa ile Almanya arasında yer alır.
Coğrafi konumu: 49 45 Kuzey enlemi, 6 10 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Avrupa.
Yüzölçümü: 2,586 km².
Sınırları: toplam: 359 km.
sınır komşuları: Belçika 148 km, Fransa 73 km, Almanya 138 km.
Sahil şeridi: 0 km (kara ile çevrili).
İklimi: Kıtasal ve ılıman iklim arasında değişiklik gösterir.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Moselle Nehri 133 m.
en yüksek noktası: Buurgplaatz 559 m.
Doğal kaynakları: Demir, işlenebilir topraklar.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %23.94.
Sürekli ekinler: %0.39.
Diğer: %75.67.
Sulanan arazi: 10 km² (1993 verileri).
Coğrafi Not: kara ile çevrili.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 474,413 (Temmuz 2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %1.23 (2006 verileri).
Mülteci oranı: 8.75 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 4.74 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 78.89 yıl.
Erkeklerde: 75.6 yıl.
Kadınlarda: 82.38 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 1.78 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.2 (2001 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 100 den az (2003 verileri).
Ulus: Lüksemburg’lu.
Nüfusun etnik dağılımı: Kelt Kökenliler, Portekizler, İtalyanlar, Slavlar ve Avrupalılar.
Din: Roma Katolikleri, Protestanlar, Museviler ve Müslümanlar.
Diller: Lüksemburg ca (ulusal dil), Almanca (resmi dil), Fransızca (resmi dil).
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %100.
erkekler: %100.
kadınlar: %100 (2000 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Lüksemburg.
Yerel tam adı: Grand Duche de Luxembourg.
yerel kısa şekli: Luxembourg.
Yönetim biçimi: Meşruti Monarşi.
Başkent: Lüksemburg.
İdari bölümler: 3 bölge; Diekirch, Grevenmacher, Lüksemburg.
Bağımsızlık günü: 1839 (Hollanda’dan).
Milli bayram: Milli gün 23 Haziran.
Anayasa: 17 Ekim 1868.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: ACCT, AG (Avustralya Grubu), Benelux (Belçika, Hollanda, Lüksemburg Ekonomik Birliği), CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi), CE (Avrupa Konseyi), EAPC (Avrupa - Atlantik Ortaklık Konseyi), EBRD (Avrupa Yatırım ve Kalkınma Bankası), ECE (Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu), EIB (Avrupa Yatırım Bankası), EMU (Avrupa Ekonomi ve Para Birliği), Avrupa Birliği, FAO (Tarım ve Gıda Örgütü), IAEA (Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı), IBRD (Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası), ICAO (Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü), ICC (Milletlerarası Ticaret Odası), ICFTU (Uluslararası Serbest Ticaret Birlikleri Konfederastonu), ICRM (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi), IDA (Uluslararası Kalkınma Birliği), IEA (Uluslararası Enerji Ajansı), IFAD (Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu), IFC (Uluslararası Finansman Kurumu), IFRCS (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Toplulukları Federasyonu), ILO (Uluslarası Çalışma Örgütü), IMF (Uluslararası Para Fonu), IMO (Uluslarar
Konum: Orta Avrupa, Romanya’nın kuzeybatısı.
Coğrafi konumu: 47 00 Kuzey enlemi, 20 00 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Avrupa.
Yüzölçümü: 93,030 km².
Sınırları: toplam: 2,171 km.
sınır komşuları: Avusturya 366 km, Hırvatistan 329 km, Romanya 443 km, Sırbistan 151 km, Slovakya 677 km, Slovenya 102 km, Ukrayna 103 km.
Sahil şeridi: 0 km (kara ile çevrili).
Denizleri: yok (kara ile çevrili).
İklim: Ilıman; kışlar soğuk, bulutlu ve nemli, yazlar ılımlı geçer.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Tisza Nehri 78 m.
en yüksek noktası: Kekes 1,014 m.
Doğal kaynakları: Boksit, kömür, doğal gaz, işlenebilir arazi.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %49.58.
daimi ekinler: %2.06.
Diğer: %48.36 (2005).
Sulanan arazi: 2,300 km² (2003 verileri).
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 9,981,334 (Temmuz 2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %-0.25 (2006 verileri).
Mülteci oranı: 0.86 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 8.39 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 72.66 yıl.
Erkeklerde: 68.45 yıl.
Kadınlarda: 77.14 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 1.32 çocuk/1 kadın (2001 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.1 (2001 verileri).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 2,800 (2001 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 100 den az (2001 verileri).
Ulus: Macar.
Nüfusun etnik dağılımı: Macar %89.9, Romalı %4, Alman %2.6, Sırp %2, Slovak %0.8, Romanyalı %0.7.
Din: Roma Katolikleri %67.5, Calvinist %20, Lutherci %5, ateist ve diğer %7.5.
Diller: Macar %98.2, diğer %1.8.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %99.4.
erkekler: %99.5.
kadınlar: %99.3 (2003 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Macaristan Cumhuriyeti.
kısa şekli : Macaristan.
Yerel tam adı: Magyar Koztarsasag.
yerel kısa şekli: Magyarorszag.
Yönetim biçimi: Çok Partili Cumhuriyet.
Başkent: Budapeşt.
İdari bölümler: 19 bölge, 20 kentsel bölge ve 1 başkent; Bacs-Kiskun, Baranya, Bekes, Bekescsaba, Borsod-Abauj-Zemplen, Budapest, Csongrad, Debrecen, Dunaujvaros, Eger, Fejer, Gyor, Gyor-Moson-Sopron, Hajdu-Bihar, Heves, Hodmezovasarhely, Jasz-Nagykun-Szolnok, Kaposvar, Kecskemet, Komarom-Esztergom, Miskolc, Nagykanizsa, Nograd, Nyiregyhaza, Pecs, Pest, Somogy, Sopron, Szabolcs-Szatmar-Bereg, Szeged, Szekesfehervar, Szolnok, Szombathely, Tatabanya, Tolna, Vas, Veszprem, Veszprem, Zala, Zalaegerszeg.
Bağımsızlık günü: 1001 (Kral Stephen tarafından birleştirilmiştir).
Milli bayram: St. Stephen Günü, 20 Ağustos.
Anayasa: 18 Ağustos 1949.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: ABEDA, AG (Avustralya Grubu), BIS (Uluslararası İmar Bankası), CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi), CE (Avrupa Konseyi), CEI (Orta Avrupa Girişimi), CERN (Avrupa Nükleer Araştırma Teşkilatı), EAPC (Avrupa - Atlantik Ortaklık Konseyi), EBRD (Avrupa Yatırım ve Kalkınma Bankası), ECE (Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik K
Konum: Güney Afrika’da, Hint Okyanusunda ada, Mozambik’in doğusunda yer alır.
Coğrafi konumu: 20 00 Güney enlemi, 47 00 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Afrika.
Yüzölçümü: 587,040 km².
Sınırları: 0 km.
Sahil şeridi: 4,828 km.
İklimi: Sahil boyunca tropikal, iç kısımlarda ılıman, kuzeyde kuru iklim tipi görülür.
Arazi yapısı: Dar kıyı ovası, yüksek platolar, merkezde dağlar.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Hint Okyanusu 0 m.
en yüksek noktası: Maromokotro 2,876 m.
Doğal kaynakları: grafit, krom, boksit, tuz, kuvars, asfalt kumları, değerli taşlar, mika, balık, hidro enerji.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %5.03.
daimi ekinler: %1.02.
Diğer: %93.95 (2005 verileri).
Sulanan arazi: 10,860 km (2003 verileri).
Doğal afetler: Periyodik kasırgalar.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 18,595,469 (Temmuz 2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %3.03 (2006 verileri).
Mülteci oranı: 0 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 75.21 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 57.34 yıl.
Erkeklerde: 54.93 yıl.
Kadınlarda: 59.82 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 5.62 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %1.7 (2003 verileri).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 140,000 (2003 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 7,500 (2003 verileri).
Ulus: Malagasy.
Nüfusun etnik dağılımı: Malaya-Endonezyalı (Merina ve Betsileo’yu kapsamaktadır), Cotiers (Afrikalılar, Malaya-Endonezyalı ve Arapların karışımından ortaya çıkmış olan soy - Betsimisaraka, Tsimihety, Antaisaka, Sakalava), Fransız, Hint, Creole, Comoran.
Din: Yerel inançlar %52, Hıristiyan %41, Müslüman %7.
Diller: Fransızca (resmi), Malagasy (resmi).
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %68.9.
erkekler: %75.5.
kadınlar: %62.5 (2003 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Madagaskar Cumhuriyeti.
kısa şekli : Madagaskar.
Yerel tam adı: Republique de Madagaskar.
yerel kısa şekli: Madagaskar.
Eski adı: Malagasy Cumhuriyeti.
Yönetim biçimi: Cumhuriyet.
Başkent: Antananarivo.
İdari bölümler: 6 eyalet; Antananarivo, Antsiranana, Fianarantsoa, Mahajanga, Toamasina, Toliara.
Bağımsızlık günü: 26 Haziran 1960 (Fransa’dan).
Milli bayram: Bağımsızlık günü, 26 Haziran (1960).
Anayasa: 19 Ağustos 1992.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: ACCT, ACP (Afrika - Karayip - Pasifik Ülkeleri), AfDB (Afrika Kalkınma Bankası), CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi), ECA (Birleşmiş Milletler Afrika Ekonomik Komisyonu), FAO (Tarım ve Gıda Örgütü), G-77, IAEA (Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı), IBRD (Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası), ICAO (Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü), ICC (Milletlerarası Ticaret Odası), ICFTU (Uluslararası Serbest Ticaret Birlikleri Konfederastonu), ICRM (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi), IDA (Uluslararası Kalkınma Birliği), IFAD (Uluslararası Tarımsal
Konum: Güneydoğu Avrupa’da, Balkan Yarımadası’nın ortasında yer alan Makedonya Bulgaristan, Sırbistan, Arnavutluk ve Yunanistan arasındadır.
Coğrafi konumu: 41 50 N, 22 00 E.
Haritadaki konumu: Avrupa.
Yüzölçümü: 25,333 km².
Sınırları: toplam: 766 km.
sınır komşuları: Arnavutluk 151 km, Bulgaristan 148 km, Yunanistan 246 km, Sırbistan 221 km.
Sahil şeridi: 0 km (kara ile çevrili).
Denizleri: yok (kara ile çevrili).
İklim: Yazları ılıman ve kuru, sonbahar ayları oldukça soğuk rüzgarlı ve kar yağışlı geçer.
Arazi yapısı: Dağlık arazi derin havzalar ve vadilerle çevrilidir, ülke üç büyük göle sahiptir ve Vardar Nehri ile iki parçaya bölünmüştür.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Vardar Nehri 50 m; en yüksek noktası: Golem Korab (Maja e Korabit) 2,753 m.
Doğal kaynakları: Krom, kurşun, çinko, manganez, tungsten, nikel, demir, asbest, kükürt, kereste, işlenebilir topraklar.
Toprakları: Tarıma elverişli: %22.01.
sürekli ekilen: %1.79.
Diğer: %76.2 (2005 verileri).
Sulanan arazi: 550 km² (2003 verileri).
Doğal afetler: Yüksek deprem riski.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 2,050,554 (Temmuz 2006 verileri) Nüfusun 170.000 kadarının Türk olduğu tahmin edilmektedir.
Nüfus artış oranı: %0.26 (2006 verileri).
Mülteci oranı: -0.65 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 9.81 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 73.97 yıl.
Erkeklerde: 71.51 yıl.
Kadınlarda: 76.62 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 1.57 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.01 den az (2001 verileri).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 200 den az (2003 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 200 den az (2003 verileri).
Ulus: Makedonyalı.
Nüfusun etnik dağılımı: Makedonyalı %66.6, Arnavut %22.7, Türk %4, Romalı %2.2, Sırp %2.1, diğer %2.4 (1994).
Din: Makedonya Ortodoksları %67, Muslümanlar %30, diğer %3.
Diller: Makedonca %70, Arnavutça %21, Türkçe %3, Sırp - Hırvatça %3, diğer %3.
Yönetimi
Ülke adı: Resmi adı: Makedonya Cumhuriyeti.
yerel adı: Republika Makedonija.
yerel kısa adı: Makedonija.
kısaltma: FYROM (ing.).
Yönetim biçimi: Başkanlık Tipi Cumhuriyet.
Başkent: Üsküp (Skopje).
İdari bölümler: 123 belediye; Aracinovo, Bac, Belcista, Berovo, Bistrica, Bitola, Blatec, Bogdanci, Bogomila, Bogovinje, Bosilovo, Brvenica, Cair (Skopje), Capari, Caska, Cegrane, Centar (Skopje), Centar Zupa, Cesinovo, Cucer-Sandevo, Debar, Delcevo, Delogozdi, Demir Hisar, Demir Kapija, Dobrusevo, Dolna Banjica, Dolneni, Dorce Petrov (Skopje), Drugovo, Dzepciste, Gazi Baba (Skopje), Gevgelija, Gostivar, Gradsko, Ilinden, Izvor, Jegunovce, Kamenjane, Karbinci, Karpos (Skopje), Kavadarci, Kicevo, Kisela Voda (Skopje), Klecevce, Kocani, Konce, Kondovo, Konopiste, Kosel, Kratovo, Kriva Palanka, Krivogastani, Krusevo, Kuklis, Kukurecani, Kumanovo, Labunista, Lipkovo, Lozovo, Lukovo, Makedonska Kamenica, Makedonski B
geniş, büyük
1. Alanı büyük olan. 2. Kapsamı büyük, dar sınırlar içinde kalmayan, yaygın. 3. Boyutları, benzerlerinden daha fazla olan (somut nesne).
en çok, en büyük, en yüksek
Değişebilen bir niceliğin varabileceği en yüksek olan (sınır).
Konum: Güneydoğu Asya, Endonezya ile Güney Çin Denizi Sınırında, Vietnam’ın güneyinde yer alır.
Coğrafi konumu: 2 30 Kuzey enlemi, 112 30 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Güneydoğu Asya.
Yüzölçümü: 329,750 km².
Sınırları: toplam: 2,669 km.
sınır komşuları: Bruney 381 km, Endonezya 1,782 km, Tayland 506 km.
Sahil şeridi: 4,675 km.
İklimi: tropikal.
Arazi yapısı: Tepelikler ve dağlarla çevrili kıyı ovaları.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Hint Okyanusu 0 m.
en yüksek noktası: Gunung Kinabalu 4,100 m.
Doğal kaynakları: Kalay, petrol, kereste, bakır, demir, doğal gaz, boksit.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %5.46.
daimi ekinler: %17.54.
Diğer: %77 (2005 verileri).
Sulanan arazi: 3,650 km² (2003 verileri).
Doğal afetler: Su baskınları, heyelanlar.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 24,385,858 (Temmuz 2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %1.78 (2006 verileri).
Mülteci oranı: 0 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 17.16 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 72.5 yıl.
Erkeklerde: 69.8 yıl.
Kadınlarda: 75.38 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 3.04 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.4 (2003 verileri).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 52,000 (2003 verileri).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 2,000 (2003 verileri).
Ulus: Malezyalı.
Nüfusun etnik dağılımı: Malaya ve diğer yerliler %58, Çinli %27, Hint %8, diğer %7.
Din: İslam, Budizm, Taoizm, Hinduizm, Hıristiyanlık.
Diller: Bahasa Melayu (resmi), İngilizce, Çin lehçeleri (Cantonese, Mandarin, Hokkien, Hakka, Hainan, Foochow), Tamil, Telugu, Malayalam, Panjabi, Thai.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %88.7.
erkekler: %92.
kadınlar: %85.4 (2002 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Geleneksel adı: Malezya.
Eski adı: Malezya Federasyonu.
Yönetim biçimi: Federal Meşruti Monarşi.
Başkent: Kuala Lumpur.
İdari bölümler: 13 bölge ve 2 federal arazi; Johor, Kedah, Kelantan, Labuan, Melaka, Negeri Sembilan, Pahang, Perak, Perlis, Pulau Pinang, Sabah, Sarawak, Selangor, Terengganu, Persekutuan Vilayeti.
Bağımsızlık günü: 31 Ağustos 1957 (İngiltere’den).
Milli bayram: Bağımsızlık günü /Malezya Günü, 31 Ağustos (1957).
Anayasa: 31 Ağustos 1957.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: APEC, ARF, AsDB (Asya Kalkınma Bankası), ASEAN (Güneydoğu Asya Ülkeleri Örgütü), BIS (Uluslararası İmar Bankası), C, CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi), CP, ESCAP (Asya ve Pasifikler Ekonomik ve Sosyal Komisyonu), FAO (Tarım ve Gıda Örgütü), G-15, G-77, IAEA (Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı), IBRD (Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası), ICAO (Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü), ICFTU (Uluslararası Serbest Ticaret Birlikleri Konfederastonu), ICRM (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi), IDA (Uluslararası Kalkınma Birliği), IDB (İslam Kalkınma Bankası), IFAD (Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fo
Konum: Batı Afrika’da, Cezayir’in güneybatısında yer alır.
Coğrafi konumu: 17 00 Kuzey enlemi, 4 00 Batı boylamı.
Haritadaki konumu: Afrika.
Yüzölçümü: 1.24 milyon km².
Sınırları: toplam: 7,243 km.
sınır komşuları: Cezayir 1,376 km, Burkina Faso 1,000 km, Gine 858 km, Fildişi Sahili 532 km, Moritanya 2,237 km, Nijer 821 km, Senegal 419 km.
Sahil şeridi: 0 km (kara ile çevrili).
İklimi: Subtropikalden çöl iklimine değişiklik gösterir.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Senegal Nehri 23 m.
en yüksek noktası: Hombori Tondo 1,155 m.
Doğal kaynakları: Altın, fosfat, kaolin, tuz, kireçtaşı, uranyum, hidro enerji.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %2.
daimi ekinler: %0.
Otlaklar: %25.
Ormanlık arazi: %6.
Diğer: %67 (1993 verileri).
Sulanan arazi: 780 km² (1993 verileri).
Doğal afetler: Harmattan rüzgarları, tekrarlanan kuraklıklar.
Coğrafi Not: kara ile çevrili.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 11,008,518 (Temmuz 2001 verileri).
Nüfus artış oranı: %2.97 (2001 verileri).
Mülteci oranı: -0.36 mülteci/1,000 nüfus (2001 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 121.44 ölüm/1,000 doğan bebek (2001 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 47.02 yıl.
Erkeklerde: 45.84 yıl.
Kadınlarda: 48.24 yıl (2001 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 6.81 çocuk/1 kadın (2001 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %2.03 (1999 verileri).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 100,000 (1999 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 9,900 (1999 verileri).
Ulus: Malili.
Nüfusun etnik dağılımı: Mande %50 (Bambara, Malinke, Soninke), Peul %17, Voltaic %12, Songhai %6, Tuareg ve Moor %10, diğer %5.
Din: Müslüman %90, yerel inançlar %9, Hıristiyan %1.
Diller: Fransızca (resmi), Bambara %80, bazı Afrika lehçeleri.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %31.
erkekler: %39.4.
kadınlar: %23.1 (1995 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Mali Cumhuriyeti.
kısa şekli : Mali.
Yerel tam adı: Republique de Mali.
yerel kısa şekli: Mali.
Eski adı: Fransız Sudanı ve Sudan Cumhuriyeti.
Yönetim biçimi: Başkanlık Tipi Cumhuriyet.
Başkent: Bamako.
İdari bölümler: 8 bölge; Gao, Kayes, Kidal, Koulikoro, Mopti, Segou, Sikasso, Tombouctou.
Bağımsızlık günü: 22 Eylül 1960 (Fransa’dan).
Milli bayram: Bağımsızlık günü, 22 Eylül (1960).
Anayasa: 12 Ocak 1992.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: ACCT, ACP (Afrika - Karayip - Pasifik Ülkeleri), AfDB (Afrika Kalkınma Bankası), CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi), ECA (Birleşmiş Milletler Afrika Ekonomik Komisyonu), ECOWAS (Batı Afrika Ekonomik Topluluğu), FAO (Tarım ve Gıda Örgütü), FZ, G-77, IAEA (Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı), IBRD (Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası), ICAO (Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü), ICFTU (Uluslararası Serbest Ticaret Birlikleri Konfederastonu), ICRM (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi), IDA (Uluslararası Kalkınma Birliği), IDB (İslam Kalkınma Ban
Konum: Güney Avrupa’da, Akdeniz’de adalar, Sicilya’nın güneyinde yer almaktalar.
Coğrafi konumu: 35 50 Kuzey enlemi, 14 35 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Avrupa.
Yüzölçümü: 316 km².
Sınırları: 0 km.
Sahil şeridi: 196.8 km.
İklimi: Akdeniz iklimi.
Arazi yapısı: Çoğunlukla alçak araziler, kayalıklar, düz ve bölümlere ayrılmış ovalar, kıyıda uçurumlar yer almaktadır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Akdeniz 0 m.
en yüksek noktası: Ta’Dmejrek 253 m.
Doğal kaynakları: Kireçtaşı, tuz, işlenebilir arazi.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %32.
daimi ekinler: %3.
Otlaklar: %0.
Ormanlık arazi: %4.
Diğer: %61 (1993 verileri).
Sulanan arazi: 11.45 km² (2000 verileri).
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 394,583 (Temmuz 2001 verileri).
Nüfus artış oranı: %0.74 (2001 verileri).
Mülteci oranı: 2.37 mülteci/1,000 nüfus (2001 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 5.83 ölüm/1,000 doğan bebek (2001 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 78.1 yıl.
Erkeklerde: 75.64 yıl.
Kadınlarda: 80.79 yıl (2001 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 1.92 çocuk/1 kadın (2001 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.52 (1999 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 100 den az (1999 verileri).
Ulus: Maltalı.
Nüfusun etnik dağılımı: Maltalılar.
Din: Roma Katolikleri %91.
Diller: Maltaca (resmi), İngilizce (resmi).
Okur yazar oranı: 10 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %88.76.
erkekler: %86.91.
kadınlar: %89.55 (1995 sayımı).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Malta Cumhuriyeti.
kısa şekli : Malta.
Yerel tam adı: Repubblika ta’ Malta.
yerel kısa şekli: Malta.
Yönetim biçimi: Parlamenter Cumhuriyet.
Başkent: La Valletta.
İdari bölümler: yok (Valletta’dan yönetilir).
Bağımsızlık günü: 21 Eylül 1964 (İngiltere’den ayrıldı).
Milli bayram: Bağımsızlık günü, 21 Eylül (1964).
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: C, CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi), CE (Avrupa Konseyi), EBRD (Avrupa Yatırım ve Kalkınma Bankası), ECE (Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu), Avrupa Birliği, FAO (Tarım ve Gıda Örgütü), G-77, IAEA (Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı), IBRD (Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası), ICAO (Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü), ICFTU (Uluslararası Serbest Ticaret Birlikleri Konfederastonu), ICRM (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi), IFAD (Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu), IFRCS (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Toplulukları Federasyonu), ILO (Uluslarası Çalışma Örgütü), IMF (Uluslararası Para Fonu), IMO (Uluslararası Denizcilik Örgütü), Inmarsat (Uluslararası Denizcilik Uydu Teşkilatı), Intelsat (Uluslararası Telekomünikasyon ve Uydu Örgütü), Interpol (Uluslararası Polis Teşkilatı), IOC (Uluslararası Olimpiyat Komitesi), IOM (Uluslararası Göçmen Teşkilatı), ISO (Uluslararası Standartlar Örgütü), ITU (Uluslararası Haberleşme Birliği), NAM, OPCW (Kimyasal Silahları Yasaklama Organizasyonu), OSCE (Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Ör
Konum: Orta Amerika’da, Karayip Denizi ve Meksika körfezi kıyısında, Belize ve ABD arasında, Kuzey Pasifik Okyanusu kıyısında, Guatemala ve ABD arasında yer alır.
Coğrafi konumu: 23 00 Kuzey enlemi, 102 00 Batı boylamı.
Haritadaki konumu: Kuzey Amerika.
Yüzölçümü: 1,972,550 km².
Sınırları: toplam: 4,353 km.
sınır komşuları: Belize 250 km, Guatemala 962 km, ABD 3,141 km.
Sahil şeridi: 9,330 km.
İklimi: Tropikalden çöl iklimine kadar değişiklik gösterir.
Arazi yapısı: Yüksek, kayalıklı dağlar, alçak kıyı ovaları, yüksek platolar, çöller.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Salada Gölü -10 m.
en yüksek noktası: Volcan Pico de Orizaba 5,700 m.
Doğal kaynakları: Petrol, gümüş, altın, kurşun, çinko, doğal gaz, kereste.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %12.66.
daimi ekinler: %1.28.
Diğer: %86.06 (2005 verileri).
Sulanan arazi: 63,200 km² (2003 verileri).
Doğal afetler: Volkanlar, depremler, kasırgalar.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 107,449,525 (Temmuz 2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %1.16 (2006 verileri).
Mülteci oranı: -4.32 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 20.26 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 75.41 yıl.
Erkeklerde: 72.63 yıl.
Kadınlarda: 78.33 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 2.42 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.3 (2003 verileri).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 160,000 (2003 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 5,000 (2003 verileri).
Ulus: Meksikalı.
Nüfusun etnik dağılımı: Melezler %60, Kızılderililer %30, beyazlar %9, diğer %1.
Din: Roma Katolikleri %89, Protestan %6, diğer %5.
Diller: İspanyolca, çeşitli Maya, Nahuatl ve diğer yerel diller.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %92.2.
erkekler: %94.
kadınlar: %90.5 (2003 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Meksika Devleti.
kısa şekli : Mexico.
Yerel tam adı: Estados Unidos Mexicanos.
yerel kısa şekli: Mexico.
Yönetim biçimi: Başkanlık Tipi Federal Cumhuriyet.
Başkent: Mexico City.
İdari bölümler: 31 eyalet ve 1 federal bölge; Aguascalientes, Baja California, Baja California Sur, Campeche, Chiapas, Chihuahua, Coahuila de Zaragoza, Colima, Distrito Federal, Durango, Guanajuato, Guerrero, Hidalgo, Jalisco, Mexico, Michoacan de Ocampo, Morelos, Nayarit, Nuevo Leon, Oaxaca, Puebla, Queretaro de Arteaga, Quintana Roo, San Luis Potosi, Sinaloa, Sonora, Tabasco, Tamaulipas, Tlaxcala, Veracruz-Llave, Yucatan, Zacatecas.
Bağımsızlık günü: 16 Eylül 1810 (İspanya’dan).
Milli bayram: Bağımsızlık günü, 16 Eylül (1810).
Anayasa: 5 Şubat 1917.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: APEC (Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği Forumu), BCIE, BIS (Uluslararası İmar Bankası), Caricom (Karayipler Topluluğu ve Ortak Pazarı), CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi), CDB (Karayipler Kalkınma Bankası), CE (Avrupa Konseyi), EBRD (Avrupa Y
Tedavi için gerekli malzeme : Papatya, su.
Hazırlanışı : Bir bardak sıcak suya 3 tane papatya konur. 5 dakika bekletildikten sonra süzülüp içilir. Günde 2 kere tekrarlanır.
Duvara dayanan bir merdiven, duvar ile arasında bir üçgen oluşturur. Bu, bir çok kültürde tanrıların kutsal üçgeni olarak bilinir. Örneğin piramitlerin kenarlarının üçgen olması da bu inanca dayanır. Bir üçgenin içinden geçmek de, bir kutsal yere meydan okumak anlamına gelebilir.
Eski Mısırlılar için zaten merdivenin kendisi iyi şansın sembolü idi. Merdiven olmasaydı, Güneş Tanrısı Osiris’i karanlıkların ruhundaki hapis hayatından kurtarmak mümkün olamayacaktı. Ayrıca merdiven tanrıların katına tırmanmak için de şekilsel bir semboldü. Günümüzde açılan bu antik mezarlarda ölünün cennete tırmanması için yanma konulmuş bulunan merdivenlere rastlanmaktadır.
Asırlar sonra birçok batıl inançta olduğu gibi Hıristiyanlık bu inancı da Hz. İsa’nın ölüm şekline adapte etti. Çarmıha dayalı merdiven kötülüğün, hıyanetin ve ölümün sembolü oldu. İnsanlar, merdivenin altından geçmekle bütün bu kötü geleceklerle karşılaşabileceklerine inandırıldılar.
17. yüzyılda İngiltere ve Fransa’da suçlular darağacına götürülmeden önce bir merdivenin altından geçiriliyorlardı. Tabii yanında olanlar merdivenin etrafından dolanıyordu.
Değişik kültürler bu uğursuzluğa karşı bazı panzehirler geliştirdiler. Mesela bir merdivenin altından yanlışlıkla veya zorda kalarak geçen kişiler için Romalıların panzehiri yumruktu. O kişiler orta yani en uzun parmaklarını gerip diğer parmaklarını yumruk gibi yaparlar ve geçtikten sonra merdivene doğru sallarlardı. Bizde, Türkiye’de böyle bir adet yoktur ama Amerikan filmlerinde karşısındakine bu hareketi yaparak küfür veya hakaret edildiği sıkça görülür. Bunun kökeni de işte bu Roma panzehiridir.
Tedavi için gerekli malzeme : Kuru soğansuyu.
Hazırlanışı : 1 fincan suya, 5 damla kuru soğan suyu konur. İyice karıştırıldıktan sonra içilir. Aynı işlem günde üç kere tekrarlanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Nane, limon.
Hazırlanışı : 4 bardak suya 1 çorba kaşığı nane ve orta boyda bir limonun kabukları konup, 10 dakika kaynatılır. Süzüldükten sonra 1 çay bardağı içilir.
Tedavi için gerekli malzeme : Zeytinyağı, limon.
Hazırlanışı : Bir çorba kaşığı saf zeytinyağına 2 çorba kaşığı limon suyu konur. İyice karıştırıldıktan sonra içilir. Bu işlem, her sabah kahvaltıda tekrarlanır.
- Tedavi süresince istirahat edin.
- Yemeklerinizi, her gün belirli saatlerde yiyin.
- Bağırsaklarınızın düzenli bir şekilde çalışmasını sağlayın.
- Sigara, çay, kahve ve alkolü bırakın.
- Diş sağlığına önem verin.
- Süt ve sütlü yiyecekler, yumurta, kızarmış ekmek, tereyağı, pelte ve haşlanmış balık, sebze püreleri ve patates yemeğini sofranızdan eksik etmeyin Ayrıca aşağıdaki reçetelerden herhangi birini kullanmak da faydalıdır.
Tedavi için gerekli malzeme : Lahana
Hazırlanışı : İki avuç dolusu lahana yaprağı, önce soğuk su ile yıkanır. Sonra ezilerek suyu çıkarılıp, 1 kahve fincanı içilir. Aynı işlem 6 saat ara ile 3 hafta boyunca yapılır.
Mide veya sindirim sisteminde meydana gelen rahatsızlıklar şöyle tespit edilir:
- Mide yanması, mide zafiyeti : Yemeğe başladıktan kısa bir süre sonra başlayıp, devam eden ağrılar.
- Mide iltihabı, onikiparmak ülseri : Yemek yedikten kısa bir süre sonra başlayan ağrılar.
- Mide ülseri : Yemek tedikten 2-3 saat sonra başlayan ağrılar.
Hepsinde de uyulması gereken kurallar kısaca şu şekide sıralanabilir.
- Yemeğe çiğ salata veya taze meyve ile başlamak sindirim sistemi için çok faydalıdır.
- Lokmalar iyice çiğnenmeli ve yavaş yenmelidir.
- Sofradan, tam manasıyla doymadan kalkmalıdır.
- Yemekte ve yemekten sonra fazla miktarda su içmemelidir.
- Çok sıcak veya çok soğuk şeyler yenmemelidir.
- Yemekleri her gün belirli saatlerde yemelidir.
- Yemekten sonra 1 saat kadar istirahat etmelidir.
Mide ve sindirim bozukluklarının tedavisinde aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Kerviz kökü, su.
Hazırlanışı : 4 bardak suya 1 tane kereviz kökü konur. 10 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür. Yemeklerden sonra ikişer çorba kaşığı içilir.
tıp yarım baş ağrısı
Kusma, mide bulantısı ile görülen, sempatik sinir sistemi dengesinin bozulmasından ileri gelen baş ağrısı.
Bir mikrodalga fırında kullanılan, yani yiyeceğin üzerine gönderilen mikrodalgalar 2.500 megahertz frekansındaki radyo dalgaları boyutunda olup, frekansları FM radyo bandı frekansının yaklaşık 20 mislidir.
Bu frekanstaki radyo dalgalarının ilginç bir özelliği vardır. Su, yağ ve şeker tarafından çok rahat emilmelerine rağmen plastik, cam, seramik gibi malzemeler, nitrojen ve oksijen gibi gazlarca emilmezler ve tekrar gerisin geriye yansıtılırlar.
Sık sık mikrodalga fırınların, yiyeceği içinden dışına doğru ısıttığını duyarsınız. Bu doğru değildir. Dalgalar doğrudan yiyeceğin yağ ve su moleküllerini etkilerler. Yani yiyeceğin dışından başlayıp içine doğru ilerleyen veya tam tersi yönde bir ısınma söz konusu değildin Su ve yağ molekülleri yiyeceğin her tarafına dağılmış olmaları sebebi ile, ısınma da aynı zamanda her yerde olur.
Tabii ki bazı sınırlamalar da vardır. Radyo dalgaları yiyeceğin daha kalın ve yoğun kısımlarından farklı şekilde direnç görerek geçtiklerinden, yiyecekte farklı sıcaklıkta noktalar oluşabilir.
Radyo frekansındaki bu mikrodalgalar, oksijen ve nitrojen tarafından emilmedikleri için, mikrodalga fırında bulunan ve çoğunlukla bu gazları içeren hava da, diğer fırınlardaki gibi sıcak olmayıp, oda sıcaklığındadır. Bu da ısınan hava tesiri ile yiyecekte, kızarmış bir kabuk oluşmasına mani olur.
Bir mikrodalga fırınına, giysilerinizden birini koyarsanız, kumaş aniden ısınır ve içerdeki havayı da ısıtır. Kumaş yanmasa da normal bir fırında olacağı gibi kumaşın yüzeyinde kırışık bir kabuk oluşur.
Daha ilginci, bir mikrodalga fırının içine bir kahve fincanı içinde su koyarsanız, fincanın içindeki suyun ısısı, suyun kaynama noktasını geçtiği halde, suyun kaynamadığını, hava kabarcıklarının çıkmadığını görürsünüz. Bu suyu fırından alır, içine bir kahve kaşığı sokar veya onu içinde kahve bulunan bir kaba dökerseniz, aniden kabarcıklarla kaynayacak ve hatta taşacaktır.
Bir mikrodalga fırında kullnılan, yani yiyeceğin üzerine gönderilen mikrodalgalar 2.500 megahertz frekansındaki radyo dalgaları boyutunda olup, frekansları FM radyo bandı frekansının yaklaşık 20 mislidir.
Bu frekanstaki radyo dalgalarının ilginç bir özelliği vardır. Su, yağ, şeker tarafından çok rahat emilmelerine rağmen plastik, cam, seramik gibi malzemeler, nitrojen ve oksijen gibi gazlarca emilmezler ve tekrar gerisin geriye yansıtılırlar.
Sık sık mikrodalga fırınların, yiyeceği içinden dışına doğru ısıttığını duyarsınız. Bu doğru değildir. Dalgalar doğrudan yiyeceğin yağ ve su moleküllerini etkilerler. Yani yiyeceğin dışından başlayıp içine doğru ilerleyen veya tam tersi yönde bir ısınma söz konusu değildir. Su ve yağ molekülleri yiyeceğin her tarafına dağılmış olmaları sebebi ile, ısınma da aynı zamanda her yerde olur.
Tabii ki bazı sınırlamalar da vardır. Radyo dalgaları yiyeceğin daha kalın ve yoğun kısımlarından farklı şekilde direnç görerek geçtiklerinden, yiyecekte farklı sıcaklıkta noktalar oluşabilir.
Radyo frekansındaki bu mikrodalgalar, oksijen ve nitrojen tarafından emilmedikleri için, mikrodalga fırında bulunan ve çoğunlukla bu gazları içeren hava da, diğer fırınlardaki gibi sıcak olmayıp, oda sıcaklığındadır. Bu da ısınan hava tesiri ile yiyecekte, kızarmış bir kabuk oluşmasına mani olur.
Bir mikrodalga fırına, giysilerinizdenbirini koyarsanız, kumaş aniden ısınır ve içerdeki havayı da ısıtır. Kumaş yanmasa da normal bir fırında olacağı gibi kumaşın yüzeyinde kırışık bir kabuk oluşur.
Daha ilginci, bir mikrodalga fırını içine bir kahve fincanı içinde su koyarsanız, fincanın içindeki suyun ısısı, suyun kaynama noktasını geçtiği halde, suyun kaynamadığını, hava kabarcıklarının
çıkmadığını görürsünüz. Bu suyu fırından alır, içine bir kahve kaşığı sokar veya onu içinde kahve bulunan bir kaba dökerseniz, aniden kabarcıklarla kaynayacakve hatta taşacaktır.
en az, en küçük
Değişken bir niceliğin inebileceği en alt olan (sınır).
Konum: Kuzeydoğu Afrika ülkelerinden olan Mısır, kuzeyden Akdeniz, doğudan Kızıldeniz ve Filistin, güneyden Sudan, batıdan Libya ile çevrilidir.
Coğrafi konumu: 27 00 Kuzey enlemi, 30 00 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Afrika.
Yüzölçümü: 1,001,450 km².
Sınırları: toplam: 2,665 km.
sınır komşuları: Filistin 11 km, İsrail 266 km, Libya 1,115 km, Sudan 1,273 km.
Sahil şeridi: 2,450 km.
İklimi: Mayıs - Ekim ayları arası kadar sıcak bir yaz, Kasım - Nisan ayları arası serin bir kış olmak üzere genelde iki mevsim görülür. Çölde yazın sıcaklık gölgede her zaman 40 dereceyi geçer. Ancak gece sıcaklık, 15-18 derece kadardır. Sahra’dan gelip, Deltaya kadar uzanan hamsin rüzgarları genellikle bahar mevsiminde eserler. Kuru ve kavurucu karakterde olup, sık sık kum ve toz fırtınaları oluştururlar. Kıyı kesiminde Akdeniz iklim özelliği nedeniyle kışın yağış ortalaması 100-200mm. arasındadır.
Arazi yapısı: 1280 km uzunluğundaki Nil Vadisi , Sudan sınırından Akdeniz’e kadar uzanarak doğu ve batı çöllerini birbirinden ayırır. Batı çölü hemen hemen yüzölçümünün 3/4 ‘ünü kaplar. Ortalama yükseklik 210-250 metre olmasına rağmen güneybatı ucunda , yüksek kayalıklı bölgede 2130m.’ye ulaşır.Bölgenin çoğu yeri taşlı çöllerden meydana gelmesine rağmen, yer yer kumluk ovalara da rastlanır. Plato görünümünde olan bölgenin çeşitli yerlerinde oluşan çökmeler sonucu yeraltı sularının yerleşmesine imkan veren sığ kuyular meydana gelmiştir.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Qattara Çukuru -133 m.
en yüksek noktası: Catherine Tepesi 2,629 m.
Doğal kaynakları: petrol, doğal gaz, demir, fosfatlar, manganez, kireçtaşı, alçıtaşı, talk, asbest, kurşun, çinko.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %2.92.
Sürekli ekinler: %0.5.
Otlaklar: %0.
Ormanlık arazi: %0.
Diğer: %96.58 (2005 verileri).
Sulanan arazi: 34,220 km² (2003 verileri).
Doğal afetler: Periyodik kuraklıklar, yaygın depremler, su baskınları, heyelanlar, volkanik aktivite, bahar mevsiminde esen hamsin rüzgarları kuru ve kavurucu karakterde olup, sık sık kum ve toz fırtınaları oluştururlar.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 78,887,007 (Temmuz 2006 verileri) Nüfusun %45’i şehirlerde yaşamaktadır.
Nüfus artış oranı: %1.75 (2006 verileri).
Mülteci oranı: -0.21 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 31.33 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 71.29 yıl.
Erkeklerde: 68.77 yıl.
Kadınlarda: 73.93 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 2.83 çocuk/1 kadın (2001 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.1 (2001 verileri).
Ulus: Mısırlı.
Nüfusun etnik dağılımı: Mısır halkının yaklaşık %91’ini Araplar oluşturmaktadır. Arapların %91.5’i Müslüman, kalanı Hıristiyan’dır. İkinci önemli etnik unsur nüfusun %7’sini oluşturan Kıptilerdir. Kıptilerin tamamı Hıristiyan’dır. Kıptilerin kendilerine özel bir dilleri vardır. Ancak bugün artık Kıptice konuşan kalmamıştır ve Kıptiler de Arapça konuşmaktadırlar. Ka
Konum: Kuzey Asya’da, Çin ve Rusya arasında yer alır.
Coğrafi konumu: 46 00 Kuzey enlemi, 105 00 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Asya.
Yüzölçümü: 1.565 milyon km².
Sınırları: toplam: 8,161.9 km.
sınır komşuları: Çin 4,676.9 km, Rusya 3,485 km.
Sahil şeridi: 0 km (kara ile çevrili).
İklimi: Çöl, kıtasal.
Arazi yapısı: Geniş çöl ve yarı çöllükler, çimenlerle kaplı stepler, batı ve güneybatıda dağlar.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Hoh Nuur 518 m.
en yüksek noktası: Nayramadlin Orgil (Huyten Orgil) 4,374 m.
Doğal kaynakları: Petrol, bakır, molibden, tungsten, fosfat, kalay, nikel, volfram, altın, gümüş, demir.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %5.7.
daimi ekinler: %0.
Otlaklar: %81.
Ormanlık arazi: %11.4.
Diğer: %1.9 (1993 verileri).
Sulanan arazi: 800 km² (1993 verileri).
Doğal afetler: Toz ve kar fırtınaları, otlak ve orman yangınları, kuraklıklar.
Coğrafi Not: Kara ile çevrili.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 2,654,999 (Temmuz 2001 verileri).
Nüfus artış oranı: %1.47 (2001 verileri).
Mülteci oranı: 0 mülteci/1,000 nüfus (2001 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 53.5 ölüm/1,000 doğan bebek (2001 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 64.26 yıl.
Erkeklerde: 62.14 yıl.
Kadınlarda: 66.5 yıl (2001 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 2.39 çocuk/1 kadın (2001 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.01 den az (1999 verileri).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 100 den az (1999 verileri).
Ulus: Moğol.
Nüfusun etnik dağılımı: Moğol %85, Türk %7, Tungusic %4.6, diğer %3.4 (1998).
Din: Tibet Budist Lamaizm’i %96, Muslüman, Şamanizm ve Hıristiyan %4 (1998).
Diller: Moğolca %90, Türkçe, Rusça (1999).
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %97.
erkekler: %98.
kadınlar: %97.5 (2000).
Yönetimi
Ülke adı: Gelenkes adı: Moğolistan.
yerel adı: Mongol Uls.
Eski adı: Dış Moğolistan.
Yönetim biçimi: Çok Partali Sosyalist Cumhuriyeti.
Başkent: Ulan Batur.
İdari bölümler: 18 bölge ve 3 belediye; Arhan**** Bayanhongor, Bayan-Olgiy, Bulgan, Darhan, Dornod, Dornogovi, Dundgovi, Dzavhan, Erdenet, Govi-Altay, Hentiy, Hovd, Hovsgol, Omnogovi, Ovorhan**** Selenge, Suhbaatar, Tov, Ulaanbaatar, Uvs.
Bağımsızlık günü: 11 Temmuz 1921 (Çin’den).
Milli bayram: Bağımsızlık günü /İhtilal Günü, 11 Temmuz (1921).
Anayasa: 12 Şubat 1992.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: ARF (diyalog partneri), AsDB (Asya Kalkınma Bankası), ASEAN (gözlemci), CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi), EBRD (Avrupa Yatırım ve Kalkınma Bankası), ESCAP (Asya ve Pasifikler Ekonomik ve Sosyal Komisyonu), FAO (Tarım ve Gıda Örgütü), G-77, IAEA (Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı), IBRD (Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası), ICAO (Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü), ICFTU (Uluslararası Serbest Ticaret Birlikleri Konfederastonu), ICRM (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi), IDA (Uluslararası Kalkınma Birliği), IFAD (Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fo
Konum: Doğu Avrupa’da, Romanya’nın kuzeydoğusunda yer alır.
Coğrafi konumu: 47 00 Kuzey enlemi, 29 00 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Doğu Avrupa.
Yüzölçümü: 33,843 km².
Sınırları: toplam: 1,389 km.
sınır komşuları: Romanya 450 km, Ukrayna 939 km.
Sahil şeridi: 0 km (kara ile çevrili).
İklimi: Sert olmayan kışlar, sıcak yazlar.
Arazi yapısı: İnişli çıkışlı stepler, Karadeniz’in güneyinde aşamalı yokuşlar.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Nistru (Dnister) Nehri 2 m.
en yüksek noktası: Dealul Balanesti 430 m.
Doğal kaynakları: Linyit, fosfatlar, alçıtaşı, işlenebilir toprak.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %54.52.
daimi ekinler: %8.81.
Diğer: %36.67 (2005 verileri).
Sulanan arazi: 3,000 km² (2003 verileri).
Doğal afetler: Toprak kaymaları.
Coğrafi Not: Kara ile çevrili.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 4,466,706 (Temmuz 2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %0.28 (2006 verileri).
Mülteci oranı: -0.23 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 38.38 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 65.65 yıl.
Erkeklerde: 61.61 yıl.
Kadınlarda: 69.88 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 1.85 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.2 (2001 verileri).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 5,500 (2001 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 300 den az (2001 verileri).
Ulus: Moldovalı.
Nüfusun etnik dağılımı: Moldovalı/Romen %78.2, Ukraynalı %8.4, Rus %5.8, Gagauz %4.4, Bulgar %1.9, diğer %1.3 (2004 verileri).
Din: Doğu Ortodoksları %98, Museviler %1.5, Baptistler %0.5 (2000).
Diller: Moldovaca (resmi), Rusça, Gagauzca.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %99.1.
erkekler: %99.6.
kadınlar: %98.7 (2003 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Moldova Cumhuriyeti.
kısa şekli : Moldova.
Yerel tam adı: Republica Moldova.
eski: Moldavia Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti.
Yönetim biçimi: Başkanlık Tipi Cumhuriyet.
Başkent: Kişinev.
Bağımsızlık günü: 27 Ağustos 1991 (Sovyetler Birliğinden ayrıldı).
Milli bayram: Bağımsızlık günü, 27 Ağustos (1991).
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: ACCT, BIS (Uluslararası İmar Bankası), BSEC (Karadeniz Ekonomik İşbirliği), CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi), CE (Avrupa Konseyi), CEI (Orta Avrupa Girişimi), CIS (Bağımsız Devletlerin Topluluğu), EAPC (Avrupa - Atlantik Ortaklık Konseyi), EBRD (Avrupa Yatırım ve Kalkınma Bankası), ECE (Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu), FAO (Tarım ve Gıda Örgütü), IAEA (Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı), IBRD (Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası), ICAO (Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü), ICFTU (Uluslararası Serbest Ticaret Birlikleri Konfederastonu), IDA (Uluslararası Kalkınma Birliği), IFAD (Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu), IFC (Uluslararası Finansman Kurumu), ILO (Uluslarası Çalışma Örgütü), IMF (Uluslararası Para Fonu),Intelsat, Inter
Konum: Batı Avrupa’da, Akdeniz kıyısında, Fransa’nın güneyinde, İtalya sınırında yer alır.
Coğrafi konumu: 43 44 Kuzey enlemi, 7 24 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Avrupa.
Yüzölçümü: 1.95 km².
Sınırları: toplam: 4.4 km.
sınır komşuları: Fransa 4.4 km.
Sahil şeridi: 4.1 km.
İklimi: Akdeniz iklimi.
Arazi yapısı: Tepelikli, engebeli, kayalıklı.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Akdeniz 0 m.
en yüksek noktası: Agel Tepesi 140 m.
Doğal kaynakları: yok.
Coğrafi Not: Dünyanın ikinci en küçük bağımsız devleti (Holy See’den sonra).
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 32,543 (Temmuz 2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %0.4 (2006 verileri).
Mülteci oranı: 7.68 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 5.35 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 79.69 yıl.
Erkeklerde: 75.85 yıl.
Kadınlarda: 83.74 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 1.76 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
Ulus: Monakolu.
Nüfusun etnik dağılımı: Fransız %47, Monakolu %16, İtalyan %16, diğer %21.
Din: Roma Katolikleri %90.
Diller: Fransızca (resmi), İngilizce, İtalyanca, Monakoca.
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Monako Prensliği.
kısa şekli : Monako.
Yerel tam adı: Principaute de Monaco.
yerel kısa şekli: Monaco.
Yönetim biçimi: Meşruti Monarşi.
Başkent: Monako.
Bağımsızlık günü: 1419.
Milli bayram: Ulusal Gün , 19 Kasım.
Anayasa: 17 Aralık 1962.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: ACCT, ECE (Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu), IAEA (Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı), ICAO (Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü), ICRM (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi), IFRCS (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Toplulukları Federasyonu), IHO (Uluslararası Hidrografi Örgütü), IMO (Uluslararası Denizcilik Örgütü), Inmarsat (Uluslararası Denizcilik Uydu Teşkilatı), Intelsat (Uluslararası Telekomünikasyon ve Uydu Örgütü), Interpol (Uluslararası Polis Teşkilatı), IOC (Uluslararası Olimpiyat Komitesi), ITU (Uluslararası Telekomünikasyon Birliği), OPCW (Kimyasal Silahları Yasaklama Organizasyonu), OSCE (Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Örgütü), UN (Birleşmiş Milletler), UNCTAD (Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı), UNESCO (Eğitim-Bilim ve Kültür Örgütü), UPU (Dünya Posta Birliği), WHO (Dünya Sağlık Örgütü), WIPO (Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı), WMO (Dünya Meteoroloji Örgütü), WToO (Dünya Turizm Örgütü).
Ekonomik Göstergeler
GSYİH: Satınalma Gücü paritesi - 870 milyon $ (2000 verileri).
İş gücü: 41,110 (2004).
İşsizlik oranı: %3.1 (1998).
Endüstri: Turizm, inşaat, küçük çaplı endüstri ve tüketim malları.
Tarım ürünleri: yok.
Para birimi: Euro (EUR).
Para birimi kodu: EUR.
Mali yıl: Takvim yılı.
İletişim Bilgileri
Kullanılan telefon hatları: 33,700 (2002).
Telefon kodu: 377.
Radyo yayın istasyonları: AM 1, FM NA, kısa dalga 8 (1998).
Radyolar: 34,000 (1997).
Televizyon yayını yapan istasyonlar: 5 (1998).
Televizyonlar: 25,000 (199
Koku duyumuz anlaşılması en güç olan duyumuzdur. Bellek ve duygularımızla çok ilgilidir. Bir toprak yolda yürürken yağmur kokusu aldığımızda, birden bir çocukluk anımız canlanabilir.
Peki bir koku duyduğumuz zaman ne oluyor? Bu kokuyu diğerlerinin arasından nasıl tanıyoruz? Beynimiz bu farklı uyarıları nasıl algılıyor? Bir kokunun oranı, bir litre havanın içinde bir miligramın milyonda birinden bile küçük olsa onu nasıl ayırt edebiliyor?
Aslında tek bir koklama ile hemen hemen yeterli algılamayı sağlarız. Normal bir insan dakikada 30 litre havayı içine çekip koklayabilir. Ancak belli bir zaman sonra algılama süratle azalır, yani bir kokunun içinde uzun zaman kalırsak artık onu duymamaya başlarız. Kokunun hangi yönden geldiğini ise burun deliklerimize gelişi arasındaki anlık farktan anlarız.
Koku alma kapasitemiz şüphesiz koku kaynağının gücüne de bağlıdır. Havanın bir litresinde 5,83 miligram eter olunca kokuyu ancak hissederiz de 0,000.000.4 miligram sarımsak kokusu bile hemen hissedilebilir. En güçlü koku çürük yumurta kokusudur. Bu kokunun molekülleri havada 100 bin molekül içinde bir tane dahi olsa burnumuz tarafından hemen algılanır. Bir kokunun artıp azaldığını hissedebilmek için, onun hava içindeki oranının en az yüzde 30 değişmesi gerekir.
İnsanlar gün başlarken daha iyi koku alırlarken kahvaltıdan sonra koku hissi azalır. İlkbahar ve yazın ise kışa göre daha kuvvetlidir. Koku alma duyusunu sıcaklık, aç veya tok olma ve alınan ilaçlar da büyük ölçüde etkiler. Kadınlar erkeklerden daha iyi koku alırlar. Bu duyu 60 yaşından sonra azalmaya başlar. Koku alma duyusu eğitimle arttırılabilir.
Burnumuzun boşlukları içinde, her biri birer metal para büyüklüğünde iki koklama mukozası vardır. Buralarda milyonlarca algılama hücresi bulunur. Bu sinir hücrelerinin tüylü uçları, nefes aldığımız zaman havada bulunan koku veren molekülleri yakalarlar. Aldıkları bilgileri beyin kökündeki koklama soğanına iletirler.
Görüldüğü gibi koklama mekanizması biliniyor da sistem nasıl çalışıyor tam belli değil. Bir görüşe göre her koku molekülü kendine özgü bir frekansta titreşim yapıyor ve burnumuzdaki koku sinirleri bu özel titreşimleri algılıyor. Bu durumda koku seste olduğu gibi dalgalar halinde yayıldığından sinir hücreleri ile moleküller arasında doğrudan bir temas olması da gerekmiyor.
Bir başka görüş ise kokuyu renklere benzetiyor. Nasıl bütün renkler aslında temel renklerden oluşuyorsa, bir kaç kokunun, bütün diğer kokuların temelini oluşturduğu ileri sürülüyor.
Bazı bilim insanları ise her bir kokunun kendisinin başlı başına ayrı bir koku olduğunu, her koku için hücrelerin özel olarak ayrı ayrı görev yaptıklarını, beynin uyarının hangi hücreden geldiğine bakarak karar verdiğini düşünüyorlar. Bunun ispatlanması için her bir sinir hücresinin ayrı bir koku ile uyarılıp test edilmesi gerekir ki bu da imkansızdır.
Görüldüğü gibi burnumuz ve koku alma hissimizin sırları tam çözülebilmiş değil. Kokuları burnumuz gibi olağanüstü bir hassasiyetle ve bir saniyeden çok az bir zamanda algılayıp, ayırt edebilecek bir makineyi günümüzün gelişmiş teknolojisi bırakın yapmayı tasarlayamamaktadır bile.
Büyük bir kısmı ince bağırsaklarda kana geçen alkol, derhal merkezi sinir sistemimizi etkilemeye başlar. Birkaç dakika sonra beyne geçerek sinir hücrelerini etkiler ve mesaj iletimini yavaşlatır.
İçmeye devam edilirse, beyindeki görme, denge, konuşma ve muhakeme ile ilgili sinir merkezleri etkilenmeye başlarlar. Bu arada alkolün baskılayıcı etkilerini yenebilmek için, kalp kası zorlanır ve nabız artar.
Biraz daha içilirse şuur kaybı meydana gelebilir. Daha da devam edilirse, alkolün kandaki oram alkol zehirlenmesi seviyesine ulaşır, solunum yetmezliği nedeni ile ölüm kaçınılmaz olur.
Alkol oldukça yavaş yakılır. 100 gram saf alkolün vücutça yakılması yaklaşık 10 saat sürer.
Karaciğerde yakılan her bir gram alkol için 7.1 kilokalori açığa çıkar. Yapılan araştırmalara göre ABD’de insanlar genel olarak kalori ihtiyacının yüzde 10’unu alkolden karşılamaktadır. Alkoliklerde bu oran yüzde 50 olup ciddi beslenme bozuklukları görülür.
Alkol karaciğer yetmezliği yanında, kalp hastalığı ve kanser riskini de artırır. Beyinde hücre kaybına yol açar, uzun sürede beyin hücrelerindeki dejenerasyon artar, psikiyatrik bozukluklar başlar.
Ama alkolün en büyük etkisi, sağlığı bozmasının yanında, aileleri ve arkadaşlıkları parçalaması, hapishane ve hastaneleri doldurmasıdır. Haydi, şerefinize!
Büyük bir kısmı ince bağırsaklarda kana geçen alkol, derhal merkezi sinir sistemimizi etkilemeye başlar. Birkaç dakika sonra beyne geçerek sinir hücrelerini etkiler ve mesaj iletimini yavaşlatır.
İçmeye devam edilirse, beyindeki görme, denge, konuşma ve muhakeme ile ilgili sinir merkezleri etkilenmeye başlarlar. Bu arada alkolün baskılayıcı etkilerini yenebilmek için, kalp kası zorlanır ve nabız artar.
Biraz daha içilirse şuur kaybı meydana gelebilir. Daha da devam edilirse, alkolün kandaki oranı alkol zehirlenmesi seviyesine ulaşır, solunum yetmezliği nedeni ile ölüm kaçınılmaz olur.
Alkol oldukça yavaş yakılır. 100 gram saf alkolün vücutça yakılması yaklaşık 10 saat sürer.
Karaciğerde yakılan her bir gram alkol için 7.1 kilokalori açığa çıkar. Yapılan araştırmalara göre ABD’de insanlar genel olarak kalori ihtiyacının yüzde 10’unu alkolden karşılamaktadır. Alkoliklerde bu oran yüzde 50 olup ciddi beslenme bozuklukları görülür.
Alkol karaciğer yetmezliği yanında, kalp hastalığı ve kanser riskini de arttırır. Beyinde hücre kaybına yol açar, uzun sürede beyin hücrelerindeki dejenerasyon artar, psikiyatrik bozukluklar başlar.
Ama alkolün en büyük etkisi, sağlığı bozmasının yanında, aileleri ve arkadaşlıkları parçalaması, hapishane ve hastaneleri doldurmasıdır.
Haydi, şerefinize!
Ama tam da böyle değildir. Bu, esasında bir denge sorunudur.
İnsanın dengesi birkaç unsur tarafından belirlenir. Görme, dokunma ve duyma. Olağan hareketler sırasında, bütün bu unsurlar kesişir.
Ama olağan dışı bir harekette, değişik sinirler tarafından bu hareketle ilgili olarak beyne yollanan bilgiler çelişki yaratır. Beyin bunları yorumlamakta zorlanır. Deyim yerindeyse beynin “kafasi karışır”.
İşte insan çok yüksek bir yerde durduğu zaman, böyle bir karışıklık meydana gelir.
Aşağı bakan göz, yerin uzaklığını saptayamaz ve beyne kesin bilgi yollayamaz. Halbuki, ayaklar sert bir şeyin üstünde durdukları için “yere dokunuyorum” mesajını verir. Bu iki farklı bilgi beyinde çelişki yaratır ve beyin, vücudun pozisyonunu netleştiremez.
Konum: Güney Asya’da, Çin ile Hindistan arasında yer alır.
Coğrafi konumu: 28 00 Kuzey enlemi, 84 00 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Asya.
Yüzölçümü: 140,800 km².
Sınırları: toplam: 2,926 km.
sınır komşuları: Çin 1,236 km, Hindistan 1,690 km.
Sahil şeridi: 0 km (kara ile çevrili).
İklimi: Kuzeyde serin yazlar ve sert kışlar, güneyde subtropikal yazlar ve ılıman kışlar yaşanır.
Arazi yapısı: Güneyde Gang Nehri havzası, orta kısımlarda tepelikler, kuzeyde dik Himalaylar yer alır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Kanchan Kalan 70 m.
en yüksek noktası: Everest Dağları 8,850 m (1999 verileri).
Doğal kaynakları: Kuvars, su, kereste, doğa güzelliği, linyit yatakları, bakır, kobalt, demir.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %17.
daimi ekinler: %0.
Otlaklar: %15.
Ormanlık arazi: %42.
Diğer: %26 (1993 verileri).
Sulanan arazi: 8,500 km (1993 verileri).
Doğal afetler: Sert yıldırımlı fırtınalar, su baskınları, toprak kaymaları, kuraklıklar.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 25,284,463 (Temmuz 2001 verileri).
Nüfus artış oranı: %2.32 (2001 verileri).
Mülteci oranı: 0 mülteci/1,000 nüfus (2001 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 74.14 ölüm/1,000 doğan bebek (2001 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 58.22 yıl.
Erkeklerde: 58.65 yıl.
Kadınlarda: 57.77 yıl (2001 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 4.58 çocuk/1 kadın (2001 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.29 (1999 verileri).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 34,000 (1999 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 2,500 (1999 verileri).
Ulus: Nepalli.
Nüfusun etnik dağılımı: Brahman, Chetri, Newar, Gurung, Magar, Tamang, Rai, Limbu, Sherpa, Tharu, ve diğer (1995).
Din: Hinduizm %86.2, Budizm %7.8, İslam %3.8, diğer %2.2 (1995).
Diller: Nepalca (1995).
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %27.5.
erkekler: %40.9.
kadınlar: %14 (1995 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Nepal Krallığı.
kısa şekli : Nepal.
Yönetim biçimi: Meşruti Monarşi.
Başkent: Katmandu.
İdari bölümler: 14 bölge; Bagmati, Bheri, Dhawalagiri, Gandaki, Janakpur, Karnali, Kosi, Lumbini, Mahakali, Mechi, Narayani, Rapti, Sagarmatha, Seti.
Bağımsızlık günü: 1768 (Prithvi Narayan Shah tarafından birleştirilmiştir).
Milli bayram: Kral Gyanendra’nın doğum günü, 7 Temmuz (1946).
Anayasa: 9 Kasım 1990.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: AsDB (Asya Kalkınma Bankası), CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi), CP, ESCAP (Asya ve Pasifikler Ekonomik ve Sosyal Komisyonu), FAO (Tarım ve Gıda Örgütü), G-77, IBRD (Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası), ICAO (Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü), ICFTU (Uluslararası Serbest Ticaret Birlikleri Konfederastonu), ICRM (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi), IDA (Uluslararası Kalkınma Birliği), IFAD (Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu), IFC (Uluslararası Finansman Kurumu), IFRCS (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Toplulukları Fede
Tedavi için gerekli malzeme : Yumurta.
Hazırlanışı : Bir tane yumurta, iyice kaynatıldıktan sonra kabukları soyulur. İkiye bölünerek ağrıyan yere konur.
ruh b. sinir argınlığı
Baş ağrıları, sindirim güçlükleri vb. fiziksel rahatsızlıklar ve ruhsal görevlerde gevşeme ve bitkinlik biçiminde görülen, sinirsel güçlerin zayıflamasından doğan nevroz.
Tedavi için gerekli malzeme : Yonca, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 2 tutam yonca konur. Kaynatıldıktan sonra süzülür. Günde 3 kere birer çorba kaşığı içilir.
ruh b. sinir hastası
Sinir hastalığına tutulmuş olan.
Bir insan gıdıklanınca, derinin yüzeyinde bulunan küçük sinir lifçikleri harekete geçer. Özellikle tüyle okşama, böcek yürümesi gibi olaylara hassas olan bu lifçikler, sinyalleri beyne gönderirler. Ancak araştırmacılar bu sinyallerin beyinde nereye kaydedildiğinden emin değiller. Beyinin gıdıklanmaya tepkisi, kaşınmaya olan tepkisi gibi, gönülsüz yapılan bir tepkidir.
Gıdıklama ile kan basıncı artarken, nabız ve kalp atışı hızlanır, beynin uyanıklığı fazlalaşır. Gıdıklanmanın fiziksel olduğu kadar psikolojik yanı da vardır. Gıdıklanma başlangıçta zevkli olabilirse de sürdürüldüğünde korku ve paniğe dönüşebilir.
İnsanların daha çok gıdıklandıkları yerler, ayak altı, avuç içi ve koltuk altı gibi bölgelerdir. Bunun nedeni, buraların çok hassas bölgeler olmalarıdır.
İnsan beyni vücuda gelen uyarıların hangisinin insanın bizzat kendisinden, hangisinin dışarıdan geldiğini ayırt eder ve ona göre öncelik verir. Örneğin, elimizin yanması gibi acil refleks gerektiren dışarıdan gelen uyanlara öncelik verir. Bu nedenle bir başkası tarafından gıdıklandığımızda reaksiyon gösteririz ama kendi kendimizi gıdıklamaya çalıştığımızda beyin bu noktalardaki hassasiyeti azalttığından gıdıklanamayız.
Bir insan gıdıklanınca, derinin yüzeyinde bulunan küçük sinir lifcikleri harekete geçer. Özellikle tüyle okşama, böcek yürümesi gibi olaylara hassas olan bu lifcikler, sinyalleri beyne gönderirler. Ancak araştırmacılar bu sinyallerin beyinde nereye kaydedildiğinden emin değiller. Beynin gıdıklanmaya tepkisi, kaşınmaya olan tepkisi gibi, gönülsüz yapılan bir tepkidir.
Gıdıklanma ile kan basıncı artarken, nabız ve kalp atışı hızlanır, beynin uyanıklığı fazlalaşır. Gıdıklanmanın fiziksel olduğu kadar psikolojik yanı da vardır. Gıdıklanma başlangıçta zevkli olabilirse de sürdürüldüğünde korku ve paniğe dönüşebilir.
İnsanların daha çok gıdıklandıkları yerler, ayak altı, avuç içi ve koltuk altı gibi bölgelerdir. Bunun nedeni, buraların çok hassas bölgeler olmalarıdır.
İnsan beyni vücuda gelen uyarıların hangisinin insanın bizzat kendisinden, hangisinin dışarıdan geldiğini ayırt eder ve ona göre öncelik verir. Örneğin, elimizin yanması gibi acil refleks gerektiren dışarıdan gelen uyarılara öncelik verir. Bu nedenle bir başkası tarafından gıdıklandığımızda reaksiyon gösteririz ama kendi kendimizi gıdıklamaya çalıştığımızda beyin bu noktalardaki hassasiyeti azalttığından gıdıklanmayız.
Bebekler doğar doğmaz içgüdüsel olarak ağlarlar ama ancak dört hafta sonra gülümsemeye başlarlar. Anne ve babanın bundan mutluluk duyduğunu hissettikçe bebeklerin gülmeleri fazlalaşır. Gülmek bir çeşit dışa vurum gibidir. Gülerken kalp atışı hızlanır, derin nefes alınır, beyin tarafından ‘endorfın’ denilen kimyasallar salgılanır. Endorfin ise vücudumuzda gerginliği, ağrıyı azaltır.
Gülmek de üzüntü veya öfke gibi bir boşalma yoludur, ancak bunun niçin böyle olduğu tam olarak bilinmiyor. Şüphesiz hepimiz güldükten sonra kendimizi daha iyi hissediyoruz. Gülerken bedendeki gerginlik, kaslardaki denetimin yitirildiği noktaya kadar azaldığından, sandalyeden düşebiliyoruz veya birçok olayda kendimizi tutamıyoruz.
Gülmek sosyal ilişkilerde mutluluğu paylaşmak gibi görülebilir ama her zaman mutluluk ifadesi değildir. Hepimiz patronumuzun yaptığı bir şakaya (pek komik olmasa bile) gülme eğilimindeyizdir. Yani güç, karşısında daima tebessüm eden yüzler görür.
Çok yüksek sesle gülmek, gelebilecek tehlikelere karşı sinirsel bir reaksiyon da olabilir. İki insan arasındaki bir mücadelede, bir oyunda güçlü olan zayıfı ezerken de gülebilir. Yani gülmek, gücün ve saldırganlığın bir göstergesi de olabilir. Gülerken insanın yüz ifadesinden mutlu olduğunu herkes anlar ama o yüz ifadesi ile arkasında yatan duygular arasındaki ilişkiyi psikologlar bile hala tam olarak izah edemiyorlar.
Hala bir müsabakayı kazanıp mutluluktan gülmesi gerekenlerin niçin gözyaşları içinde ağladıklarının, ağlaması gereken bir yerde bir insanın yine gözyaşları içinde kahkahalarla niçin güldüğünün sebebi anlaşılmış değildir. Ancak bu arada kahkaha ile gülmekle, gülümsemeyi ayırt etmek gerekir. Gülümsemek kesinlikle insanın, karşısındaki için iyi şeyler hissetmese bile kendisi için bir mutluluk ifadesidir.
Yapılan bir araştırmaya göre insanlar 50’li yıllarda günde ortalama 18 dakika gülerken, bu süre günümüzde 6 dakikaya düşmüş bulunmaktadır. Yetişkinlerin günde ortalama 60, çocukların ise 500 kez güldüğü ve bir gülüşün ortalama 6 saniye sürdüğü araştırmacılar tarafından saptanmıştır.
Bebekler doğar doğmaz içgüdüsel olarak ağlarlar ama ancak dört hafta sonra gülmeye başlarlar. Anne ve babanın bundan mutluluk duyduğunu hissettikçe bebeklerin gülmeleri fazlalaşır. Gülmek bir çeşit dışa vurum gibidir. Gülerken kalp atışı hızlanır, derin nefes alınır, beyin tarafından “endorfin” denilen kimyasallar salgılanır. Endorfin ise vücudumuzda gerginliği, ağrıyı azaltır.
Gülmek de üzüntü veya öfke gibi bir boşalma yoludur, ancak bunun niçin böyle olduğu tam olarak bilinmiyor. İüphesiz hepimiz güldükten sonra kendimizi daha iyi hissediyoruz. Gülerken bedendeki gerginlik, kaslardaki denetimin yitirildiği noktaya kadar azaldığından, sandalyeden düşebiliyoruz veya bir çok olayda kendimizi tutamıyoruz.
Gülmek sosyal ilişkilerde mutluluğu paylaşmak gibi görülebilir ama her zaman mutluluk ifadesi değildir. Hepimiz patronumuzun yaptığı bir şakaya (pek komik olmasa bile) gülme eğilimindeyizdir. Yani güç, karşısında daima tebessüm eden yüzler görür.
Çok yüksek sesle gülmek, gelebilecek tehlikelere karşı sinirsel bir reaksiyon da olabilir. İki insan arasındaki bir mücadelede, bir oyunda güçlü olan zayıfı ezerken de gülebilir. Yani gülmek, gücün ve saldırganlığın bir göstergesi de olabilir. Gülerken insanın yüz ifadesinden mutlu olduğunu herkes anlar ama o yüz ifadesi ile arkasında yatan duygular arasındaki ilişkiyi psikologlar bile hala tam olarak izah edemiyorlar.
Hala bir müsabakayı kazanıp mutluluktan gülmesi gerekenlerin niçin gözyaşları içinde ağladıklarının, ağlaması gereken bir yerde bir insanın yine gözyaşları içinde kahkahalarla niçin güldüğünün sebebi anlaşılmış değildir. Anacak bu arada kahkaha ile gülmekle, gülümsemeyi ayırt etmek gerekir. Gülümsemek kesinlikle insanın, karşısındaki için iyi şeyler hissetmese bile kendisi için bir mutluluk ifadesidir.
Yapılan bir araştırmaya göre insanlar 50’li yıllarda günde ortalama 18 dakika gülerken, bu süre günümüzde 6 dakikaya düşmüş bulunmaktadır. Yetişkinlerin günde ortalama 60, çocukların ise 500 kez güldüğü ve bir gülüşün 6 saniye sürdüğü araştırmacılar tarafından saptanmıştır.
Buradaki sinirlerin uyarılmasının nedenleri değişiktir. En çok alerjik etkilenmedir ama toz, duman, parfümler hatta aniden ışığa bakma gibi başka birçok nedenleri daha vardır. Hapşırmadan önce sanki bir yerimiz ısırılmış gibi sinir uçlarının ikaz göndermesi sonucu, burnumuzdan önce bir salgı gelir. Biz bunun pek farkına varamayız.
Bu salgının ardından beyine giden ikaz neticesinde baş ve boynumuzdaki kaslar uyarılarak ani nefes boşanması olayı yaşanır. Ses tellerinin olduğu bölüm önce kapanır ve buradaki havanın basıncı iyice yükselir. Sonra aniden açılarak hava yüksek bir sesle dışarı verilir. Tabii beraberinde burnumuzdaki toz gibi yabancı maddeler ve soğuk algınlığı yaratan mikroplar da. Ancak tıp bilimi hapşırma ile yayılan mikropların, elle yayılanlardan çok daha az olduğunu saptamış bulunmaktadır.
Uyku sırasında özellikle rüya safhasında sinir sisteminin bazı elemanları kapalı olduğundan normal şartlarda hapşırma olmaz. Uyarı çok kuvvetli ise olabilir ama anında uyanılır. Ancak bu beyin tarafından tehlike olarak algılanmaz. Uyurken ayağını gıdıkladığımız kişinin ayağını çekip, arkasını dönüp, uyumağa devam etmesi gibi.
Hapşırma refleksinin detayları tam bilinmese de kesin olarak bilinen bir şey var. Hapşırırken gözlerinizi açık tutamazsınız. Bunu bilim insanları vücudumuzda bir acı veya ağrı duyduğumuzda gözlerimizi kapatmamıza bağlıyor. Kibarlık olsun diye hapşırığı tutmaya çalışmak ise kesinlikle tavsiye edilmiyor.
Güneş ışığı ile karşılaşınca hapşırmanın genetik olduğu ileri sürülüyor. Dünya nüfusunun en az yüzde 18’i bu hassasiyete sahip. Hapşırma sayısının da genlerle nakledildiğini ileri süren bilim insanları var. Bazı ailelerde üç kere hapşırılırken, bazılarında sekizincide duruyormuş.
İnsanlara hapşırdıktan sonra ‘çok yaşa’ deme adetinin kökeni Hıristiyanların ‘God bless you’ yani Tanrı seni takdis etsin’ veya ‘Tanrının hayır duası üzerinde olsun’ cümlesine dayanmaktadır. Altıncı yüzyılda hapşıranlara vücutlarındaki şeytanı attıkları için tebrik anlamında söylenen bu söz büyük veba salgını başlayınca Papa tarafından söylenmesi zorunlu kılındı ve kanunlaştırıldı.
Buradaki sinirlerin uyarılmasının nedenleri değişiktir. En çok alerjik etkilenmedir ama toz, duman, parfümler hatta aniden ışığa bakma gibi başka bir çok nedenleri daha vardır. Hapşırmadan önce sanki bir yerimiz ısırılmış gibi sinir uçlarının ikaz göndermesi sonucu, burnumuzdan önce bir salgı gelir. Biz bunun pek farkına varmayız.
Bu salgının ardından beyine giden ikaz neticesinde baş ve boynumuzdaki kaslar uyarılarak ani nefes boşanması olayı yaşanır. Ses tellerinin olduğu bölüm önce kapanır ve buradaki havanın basıncı iyice yükselir. Sonra aniden açılarak hava yüksek bir sesle dışarı verilir. Tabii beraberinde burnumuzdaki toz gibi yabancı maddeler ve soğuk algınlığı yaratan mikroplar da. Ancak tıp bilimi hapşırma ile yayılan mikropların, elle yayılanlardan çok daha az olduğunu saptamış bulunmaktadır.
Uyku sırasında özellikle rüya safhasında sinir sisteminin bazı elemanları kapalı olduğundan normal şartlarda hapşırma olmaz. Uyarı çok kuvvetli ise olabilir ama anında uyanılır. Ancak bu beyin tarafından tehlike olarak algılanmaz. Uyurken ayağını gıdıkladığımız kişinin ayağını çekip, arkasını dönüp, uyumaya devam etmesi gibi.
Hapşırma refleksinin detayları tam bilinmese de kesin olarak bilinen bir şey var. Hapşırırken gözlerinizi açık tutamazsınız. Bunu bilim insaları vücudumuzda bir acı veya ağrı duyduğumuzda gözlerimizi kapatmamıza bağlıyor. Kibarlık olsun diye hapşırığı tutmaya çalışmak ise kesinlikle tavsiye edilmiyor.
Güneş ışığı ile karşılaşınca hapşırmanın genetik olduğu ileri sürülüyor. Dünya nüfusunun en az yüzde 18’i bu hassasiyete sahip. Hapşırma sayısının da genlerle nakledildiğini ileri süren bilim insanları var. Bazı ailelerde üç kere hapşırılırken, bazılarında seklizinci de duruyormuş.
İnsanlara hapşırdıktan sonra “çok yaşa “ deme adetinin kökenin Hıristiyanların “God bless you” yani “Tanrı seni takdis etsin” veya “Tanrının hayır duası üzerinde olsun” cümlesine dayanmaktadır. Altıncı yüzyılda hapşıranlara vücutlarındaki şeytanı attıkları için tebrik anlamında söylenen bu söz büyük veba salgını başlayınca Papa tarafından söylenmesi zorunlu kılındı ve kanunlaştırıldı.
Süratli yemek yenildiğinde, yutkunma neticesinde yemek ile birlikte bir miktar da hava alınır. Hıçkırık, yiyeceğin yüzeyine yapışarak sindirim sistemine giren bu havayı atmak için sistemin gösterdiği bir tepkidir. Diyafram süratle büzüşerek, çok ani ve hızlı nefes almamızı sağlar. Bu arada boğazımızın üst tarafında, ses tellerimizin bulunduğu kısımda bir kapanma olur ve buradan geçen hava bir an bloke edilir. Bu da ‘hıck’ şeklinde bir sesin çıkmasına neden olur.
Midedeki bir olayla diyaframın ilişkisi, bu iki organdaki sinirlerin birbirine çok yakın hatta iç içe geçmiş olmalarındandır. Bu nedenle en çok yemekten sonra hıçkırırız. Sindirim işlemi bittikten sonra hıçkırık olmaz. Hıçkırığı önlemek için çok çeşitli öneriler vardır.
Baş aşağı durmak, yavaş yavaş su içmek, kolları yukarıda tutmak, nefesi tutmak, ileride bir noktaya bakarak derin nefes almak, buzlu su içmek, nefesi tutarak üç kere yutkunmak, nane yutmak, parmağı kulağa bastırarak su içmek ve korkutmak gibi.
Bunlardan korkutarak insanı şok etmek, dolayısıyla sinir sistemini etkilemek, derin nefes alarak diyaframın mideyi itmesini sağlamak ve de kandaki düşük karbondioksit seviyesinin hıçkırığın oluşumunu hızlandırdığı bilindiğinden nefesi tutmak en mantıklı önlemlerdir.
Aslında ise bu önlemlerin hiçbirine gerek yoktur. Hıçkırıklar yaklaşık 5 saniyede bir olur ve genellikle bir dakikadan fazla sürmezler. Siz önlemlerle uğraşırken, o zaten kendi kendine kesilir. Hıçkırığı kesmek için kabul edilen genel görüş hiçbir önlemin hıçkırığı kesmediğidir. Ancak aylarca süren istisnai durumlarda, muhakkak tıbbi müdahale gerekir, hatta bu durumlarda sinirler üzerinde operasyon yapılması bile gündeme gelebilir.
Çok miktarda biber yemek gibi kimyasal yanmaların, enfeksiyonların ve ülser gibi hastalıkların da hıçkırığı meydana getirebilecekleri ileri sürülüyor. Hıçkırık süresince bir şey yememekte ve içmemekte fayda vardır, çünkü bu sırada tekrar fazla hava alınabilir.
Hıçkırığı önlemek için en iyisi yemeği yavaş yiyin, çok miktarda yemeyin, yemek yerken karbonatlı içki içmeyin, yemeğe konsantre olun, çok konuşmayın ve gülmeyin. Yemeğe saygınız ne kadar artarsa, hıçkırık o kadar azalır.
Süratli yemek yenildiğinde, yutkunma neticesinde yemek ile birlikte bir miktar da hava alınır. Hıçkırık, yiyeceğin yüzeyine yapışarak sindirim sistemine giren bu havayı atmak için sistemin gösterdiği bir tepkidir. Diyafram süratle büzüşerek, çok ani ve hızlı nefes almamızı sağlar. Bu arada boğazımızın üst tarafında, ses tellerimizin bulunduğu kısımda bir kapanma olur ve buradan geçen hava bir an bloke edilir. Bu da “hıck” şeklinde bir sesin çıkmasına neden olur.
Midedeki bir olayla diyaframın ilişkisi, bu iki organdaki sinirlerin birbirine çok yakın hatta iç içe geçmiş olmalarındandır. Bu nedenle en çok yemekten sonra hıçkırırız. Sindirim işlemi bittikten sonra hıçkırık olmaz. Hıçkırığı önlemek için çok çeşitli öneriler vardır. Baş aşağı durmak, yavaş yavaş su içmek, kolları yukarıda tutmak, nefesi tutmak, ileride bir noktaya bakarak derin nefes almak, buzlu su içmek, nefesi tutarak üç kere yutkunmak, nane yutmak, parmağı kulağa bastırarak su içmek ve korkutmak gibi.
Bunlardan korkutarak insanı şok etmek, dolayısıyla sinir sistemini etkilemek, derin nefes almak ve de kandaki düşük karbondioksit seviyesinin hıçkırığın oluşumunu hızlandırdığı bilindiğinden nefesi tutmak en mantıklı önlemlerdir.
Aslında ise bu önlemlerin hiçbirine gerek yoktur. Hıçkırıklar yaklaşık beş saniyede bir olur ve genellikle bir dakikadan fazla sürmezler. Siz önlemlerle uğraşırken, o zaten kendi kendine kesilir. Hıçkırığı kesmek için kabul edilen genel görüş hiçbir önlemin hıçkırığı kesmediğidir. Ancak aylarca süren istisnai durumlarda, muhakkak tıbbi müdahale gerekir, hatta bu durumlarda sinirler üzerinde operasyon yapılması bile gündeme gelebilir.
Çok miktarda biber yemek gibi kimyasal yanmaların, enfeksiyonların ve ülser gibi hastalıkların da hıçkırığı meydana getirebilecekeleri ileri sürülüyor. Hıçkırık süresince bir şey yememekte ve içmemekte fayda vardır, çünkü bu sırada tekrar fazla hava alınabilir.
Hıçkırığı önlemek için en iyisi yemeği yavaş yiyin, çok miktarda yemeyin, yemek yerken karbonatlı içki içmeyin, yemeğe konsantre olun, çok konuşmayın ve gülmeyin. Yemeğe saygınız ne kadar artarsa, hıçkırık o kadar azalır.
Boncukların dini amaçla ve duaları saymada kullanılmasına ilk olarak Hindistan’da, Hindu inanışında rastlanıyor. Tespihin ataları Hindistan’dan doğuya, sonra Ortadoğu’ya, en sonunda da Avrupa’ya yayılıyor. Tespihin kullanış amacı Müslümanlık, Hıristiyanlık (Katolik), Hinduizm ve Budizm’de aynı olup hepsinde de duaları ve dualar arası bölümleri saymada kullanılır.
Tespihin İslam dünyasında ne zamandan beri kullanıldığı kesin olarak belli değildir. Hz. Muhammed’in tespih taşıdığına dair bir kayıt yoktur. Hatta belki Osman Gazi, belki de Fatih Sultan Mehmet’de tespih kullanmadılar. Arşivlerde tespih ile ilgili bilgilere ancak 16. yüzyılın sonlarına doğru rastlanmaktadır.
Ne var ki, Hz. Muhammed zamanında namaz ve dua sırasında hurma çekirdeği veya çakıl taşı kullanıldığı bazı hadislerden anlaşılmaktadır. İslam’da Peygamber’in namaz kılarken sünneti olan ‘Sübhanallah, Elhamdülillah ve Allahüekber’ kelimelerini 33’er defa tekrarlamanın hangi tarihte başlayıp, yayıldığı da bilinmiyor.
Yüce Yaratıcı’ya 99 ayrı isim veren İslami anlayış, onu anarken, her isim için bir işaret olmak üzere ipe dizdiği bu 99 taneli şeye de ‘tespih’ adını vermiştir. Çeşitli malzemelerden yapılan tespihteki tane sayısı 33, 99, 500 veya 1000 olabilir.
500 ve 1000’lik tespihler daha ziyade tekkeler ve dergahlarda zikr için kullanılırlardı. Tekke şeyhleri, hastaları veya bir muradı olanları, iyileşmeleri veya muratlarının olması için bu tespihlerin içinden geçirirlerdi.
Tespih çekmek, tespih tanelerini birer birer işaret parmağı ile baş parmak arasından geçirmektir. Ancak günümüzde tespihi bir oyuncak veya el alışkanlığı olarak kullananlara, sallayarak veya çeşitli figürler meydana getirerek dolaşanlara, hatta tuttukları futbol takımının renklerine göre yapılmış tespihleri çekenlere sıkça rastlanmaktadır.
Aslında tespih çekmek din adamlarına özgü bir davranışmış gibi algılanır ama halk arasında da neredeyse bir alışkanlık haline gelmiştir. Tespih çekmenin daha çok kırsal kesimlerde yaygın olmasının nedeninin tespihin boş elleri meşgul edebilme özelliği olduğu ileri sürülüyor. Sıcak ayları tarımsal çalışma ile geçiren, sürekli ellerini kullanmaya alışmış kişilerin kış aylarında bu boşluğu tespihle doldurduklarına inanılıyor.
Günümüz biliminin tespih çekme alışkanlığına bakış açısı biraz değişik. Bilim insanları, beynimizin, çalışma yaşamının güçlükleriyle, sorunlar, endişeler ve korkularla sürekli baskı altında tutulduğunu, bunun sonucunda sinir hücrelerinin aşırı yorulup yıprandığını ve beynimizi rahatlatmak, onu özgür bırakmak, dikkatimizi başka tarafa yöneltmek için tespih çekmenin çok etkili ve faydalı olduğunu söylüyorlar.
Bilimciler insanların 150 yıla kadar yaşayabileceklerine inanıyorlar. Bugüne kadar kayda geçen en uzun insan ömrü, Japon Shigechiyo Izumi’ye aittir. Bu kişi 120 yıl 237 gün yaşamıştır.
İnsanların büyümesi, yaşlanmaları ve ölmeleri üzerine çeşitli teoriler var. Bir teoriye göre, Ömrümüz süresince biyolojik aktivitemizde ortaya çıkan bazı kimyasal reaksiyonlar, gün geçtikçe başta böbrek ve kalp olmak üzere sağlıklı hücrelerimize zarar vermektedir.
Bir başka teoriye göre ise, genetik programlamamızla ömrümüz önceden belirlenmiştir. Program, hücrelerimiz üzerinden yaşlanmamızı kontrol ediyor, yeterli sayıda hücre öldükten sonra organlar gereken düzeyde çalışmıyor ve insan ölüyor. Ancak ilk çağlarda insan ömrü ortalama 30-40 yıl iken günümüzde 75 yıla ulaşması, bu savı çürütmektedir.
Bu amaçla bilimciler, meyve sineklerinin genleri ile oynayarak daha uzun Ömürlü sinekler yaratmayı başarmışlardır. Bu uzun ömürlü sineklerin diğerlerinden farkları oksitlenmeyi önleyen enzim nedeniyle, savunma sistemlerinin daha güçlü olması ve yağ depolama kabiliyetleri bakımından açlığa dayanıklı olmalarıdır.
Meyve sineği üzerinde yapılan araştırmalar, insan ömrü konusunda ciddi bir ipucu verememiştir, ancak genetik bakımdan insanlara daha yakın olan fareler üzerinde yapılan çalışmaların daha gerçekçi bilgiler verebileceği sanılmaktadır.
Bir başka saptama da, metabolizması yüksek, yani oksijeni çok hızlı yakan canlıların, yavaş yakanlara göre daha az yaşadıklarıdır. Örneğin, farelerin metabolizmik hızları insandan daha yüksektir, ama nadiren 3 yıldan fazla yaşarlar.
Son zamanlarda adlarından sıklıkla söz edilen E ve C vitaminlerinin de, antioksidan grubunda yer alarak, yaşlanmayı çok az da olsa geciktirdikleri gözlemlenmektedir.
İnsan vücudunda, hücrelerin bölünerek, yeni hücre oluşturabilmelerinin de sayısı sınırlıdır. Sonuna kadar bölünebilen tek hücre kanser hücresidir. Dolayısıyla aslında kanserin sırrının çözülmesi insanın yaşlanma olgusuna da ışık tutacaktır.
Bilimciler insanların 150 yıla kadar yaşayabileceklerine inanıyorlar. Bugüne kadar kayda geçen en uzun insan ömrü, Japon Shigechiyo Izumi’ye aittir. Bu kişi 120 yıl 137 gün yaşamıştır. İnsanların büyümesi, yaşlanmaları ve ölmeleri üzerine çeşitli teoriler var. Bir teoriye göre, ömrümüz süresince biyolojik aktivitemizde ortaya çıkan bazı kimyasal reaksiyonlar, gün geçtikçe başta böbrek ve kalp olmak üzere sağlıklı hücrelerimize zarar vermektedir.
Bir başka teoriye göre ise, genetik programlamamızla ömrümüz önceden belirlenmiştir. Program, hücrelerimiz üzerinden yaşlanmamızı kontrol ediyor, yeterli sayıda hücre öldükten sonra organlar gereken düzeyde çalışmıyor ve insan ölüyor. Ancak ilk çağlarda insan ömrü ortalama 30-40 yıl iken günümüzde 75 yıla ulaşması, bu savı çürütmektedir.
Bu amaçla bilimciler, meyve sineklerinin genleri ile oynayarak daha uzun ömürlü sinekler yaratmayı başarmışlardır. Bu uzun ömürlü sineklerin diğerlerinden farkları oksitlenmeyi önleyen enzim nedeniyle, savunma sistemlerinin daha güçlü olması ve yağ depolama kabiliyetleri bakımından açlığa dayanıklı olmalarıdır.
Meyve sineği üzerinde yapılan araştırmalar, insan ömrü konusunda ciddi bir ipucu verememiştir, ancak genetik bakımdan insanlara daha yakın olan fareler üzerinde yapılan çalışmaların daha gerçekçi bilgiler verebileceği sanılmaktadır.
Bir başka saptama da, metabolizması yüksek, yani oksijeni çok hızlı yakan canlıların, yavaş yakanlara göre daha az yaşadıklarıdır. Örneğin, farelerin metabolizmik hızları insandan daha yüksektir, ama nadiren üç yıldan fazla yaşarlar.
Son zamanlarda adlarından sıklıkla söz edilen E ve C vitaminlerinin de, antioksidan grubunda yer alarak, yaşlanmayı çok az da olsa geciktirdikleri gözlemlenmektedir.
İnsan vücudunda, hücrelerin bölünerek, yeni hücre oluşturabilmelerinin de sayısı sınırlıdır. Sonuna kadar bölünebilen tek hücre kanser hücresidir. Dolayısıyla aslında kanserin sırrının çözülmesi insanın yaşlanma olgusuna da ışık tutacaktır.
Konum: Batı Afrika’da, Gine Körfezi kıyısında, Benin ile Kamerun arasında yer almaktadır.
Coğrafi konumu: 10 00 Kuzey enlemi, 8 00 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Afrika.
Yüzölçümü: 923,768 km².
Sınırları: toplam: 4,047 km.
sınır komşuları: Benin 773 km, Kamerun 1,690 km, Cad 87 km, Nijer 1,497 km.
Sahil şeridi: 853 km.
İklimi: Çeşitlidir güneyde ekvator iklimi, orta kısımlarda tropikal, kuzeyde çöl iklimi görülür.
Arazi yapısı: Güneyde alçak bölgeler, orta kısımda tepelikler ve platolar, güneydoğuda dağlar, kuzeyde ovalar yer alır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Atlas Okyanusu 0 m.
en yüksek noktası: Chappal Waddi 2,419 m.
Doğal kaynakları: Doğal gaz, petrol, kalay, demir, kömür, kireçtaşı, kurşun, çinko, işlenebilir topraklar.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %33.
daimi ekinler: %3.
Otlaklar: %44.
Ormanlık arazi: %12.
Diğer: %8 (1993 verileri).
Sulanan arazi: 9,570 km² (1993 verileri).
Doğal afetler: Periyodik kuraklıklar.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 126,635,626 (Temmuz 2001 verileri).
Nüfus artış oranı: %2.61 (2001 verileri).
Mülteci oranı: 0.28 mülteci/1,000 nüfus (2001 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 73.34 ölüm/1,000 doğan bebek (2001 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 51.07 yıl.
Erkeklerde: 51.07 yıl.
Kadınlarda: 51.07 yıl (2001 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 5.57 çocuk/1 kadın (2001 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %5.06 (1999 verileri).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 2.7 milyon (1999 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 250,000 (1999 verileri).
Ulus: Nijeryalı.
Nüfusun etnik dağılımı: Nijerya, nüfusu oldukça yüksek olan Afrika ülkesi olarak 250 civarında etnik grubu barndırır. Bunlardan en popülerleri: Hausa ve Fulani %29, Yoruba %21, Igbo (Ibo) %18, Ijaw %10, Kanuri %4, Ibibio %3.5, Tiv %2.5.
Din: Müslüman %50, Hıristiyan %40, yerel inançlar %10.
Dil: İngilizce (resmi), Hausa, Yoruba, Igbo (Ibo), Fulani.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %57.1.
erkekler: %67.3.
kadınlar: %47.3 (1995 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Nijerya Federal Cumhuriyeti.
kısa şekli : Nijerya.
Yönetim biçimi: Başkanlık Tipi Cumhuriyet.
Başkent: Abuja.
İdari bölümler: 36 eyalet ve 1 bölge; Abia, Abuja Federal Başkent Bölgesi, Adamawa, Akwa Ibom, Anambra, Bauchi, Bayelsa, Benue, Borno, Cross, Delta, Ebonyi, Edo, Ekiti, Enugu, Gombe, Imo, Jigawa, Kaduna, Kano, Katsina, Kebbi, Kogi, Kwara, Lagos, Nassarawa, Nijer, Ogun, Ondo, Osun, Oyo, Plato, Nehirler Bölgesi, Sokoto, Taraba, Yobe, Zamfara.
Bağımsızlık günü: 1 Ekim 1960 (İngiltere’den).
Milli bayram: Bağımsızlık günü, 1 Ekim (1960).
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: ACP, AfDB (Afrika Kalkınma Bankası), C, CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi), ECA (Birleşmiş Milletler Afrika Ekonomik Komisyonu), ECOWAS (Batı Afrika Ekonomik Topluluğu), FAO (Tarım ve Gıda Örgütü), G-15, G-19, G-24, G-77, IAEA (Ulusla
Konum: Kuzey Avrupa’da, Kuzey Denizi ve Kuzey Atlas Okyanusu arasında, İsveç’in batısında yer alır.
Coğrafi konumu: 62 00 Kuzey enlemi, 10 00 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Avrupa.
Yüzölçümü: 323,802 km².
Sınırları: toplam: 2,542 km.
sınır komşuları: Finlandiya 727 km, İsveç 1,619 km, Rusya 196 km.
Sahil şeridi: 25,148 km.
İklimi: Kıyı boyunca ılıman iklim görülür. Kuzey Atlas akımının etkisiyle sıcaklık değişiklikleri ortaya çıkar.
Arazi yapısı: Buzulludur. Çoğunlukla yüksek platolar ve dik dağların arasında verimli vadiler yer alır. Ovalar küçük ve dağınıktır. Kıyıda derinliklerden başlayan fiyortlar yer alır. Kuzeyde arktik tundra bölgesi vardır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Norveç Denizi 0 m.
en yüksek noktası: Galdhopiggen 2,469 m.
Doğal kaynakları: petrol, bakır, doğal gaz, nikel, demir, çinko, kurşun, balık, kereste, hidro enerji.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %2.7.
Sürekli ekinler: %0.
Diğer: %97.3 (2005 verileri).
Sulanan arazi: 1,270 km² (2003 verileri).
Doğal afetler: Toprak kaymaları, çığ düşmeleri.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 4,610,820 (Temmuz 2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %0.38 (2006 verileri).
Mülteci oranı: 1.73 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 3.67 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 79.54 yıl.
Erkeklerde: 76.91 yıl.
Kadınlarda: 82.31 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 1.78 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.1 (2001 verileri).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 2,100 (2001 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 100 den az (2003 ).
Ulus: Norveçli.
Nüfusun etnik dağılımı: Norveçliler (Nord, Alpine, Baltik), Sami 20,000.
Din: Norveç kilisesi %85.7, Pentecostal %1, Roma Katholikleri %1, diğer Hıristiyanlar %2.4, Müslüman %1.8, diğer %8.1 (2004).
Diller: Norveççe (resmi).
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %100.
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Norveç Krallığı.
kısa şekli : Norveç.
Yerel tam adı: Kongeriket Norge.
yerel kısa şekli: Norge.
Yönetim biçimi: Meşruti Krallık.
Başkent: Oslo.
İdari bölümler: 19 bölge; Akershus, Aust-Agder, Buskerud, Finnmark, Hedmark, Hordaland, More og Romsdal, Nordland, Nord-Trondelag, Oppland, Oslo, Ostfold, Rogaland, Sogn og Fjordane, Sor-Trondelag, Telemark, Troms, Vest-Agder, Vestfold.
Bağımlı toprakları: Bouvet Adası, Jan Mayen, Svalbard.
Bağımsızlık günü: 7 Haziran 1905.
Milli bayram: Anayasa Günü, 17 Mayıs (1814).
Anayasa: 17 Mayıs 1814, 1884 yılında değiştirilmiştir.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: AfDB (Afrika Kalkınma Bankası), AsDB (Asya Kalkınma Bankası), AG (Avustralya Grubu), BIS (Uluslararası İmar Bankası), CBSS (Baltik Ülkeleri Konseyi), CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi), CE (Avrupa Konseyi), CERN (Avrupa Nükleer Araştırma Teşkilatı), EAPC (Avrupa - Atlantik Ortaklık Konseyi), EBRD (Avrupa Yat
ekon. kıyı bankacılığı
Bir ülkede vergi mevzuatı, kambiyo sınırlamaları dışında faaliyetini sürdüren bankacılık.
Genel görelilikte olay ufku, ışık ve maddenin artık kaçamadığı bölgeyi sınırlayan kuşağa denir. Olay ufku, herhangi bir fiziksel incelemede bulunamadığımız bir uzay parçasıdır. Ne olay ufkundan ötesini bilinen yasalarla açıklama olanağı vardır, ne de orada ne olup bittiğini bilmenin bir yolu vardır.
Bir yıldızın olay ufku, yıldızın çökmeden önceki kütlesiyle orantılıdır. Örneğin kütlesi 10 Güneş kütlesi olan bir yıldız içe çöküp kara delik haline geldiğinde çapı 60 km olan bir olay ufkuna sahip olur. Bir kara delik madde yuttukça olay ufkunu genişletir, olay ufku genişledikçe de daha güçlü çekim alanına sahip olur. Kara deliğin olay ufkunda teorik olarak zaman tümüyle durmaktadır. Kimi kara deliklerde iki olay ufku vardır. Kimileri "olay ufku" terimi yerine kara deliğe pek uygun olmamakla birlikte “kara deliğin yüzeyi” terimini kullanırlar. (Terimin uygun olmamasının nedeni, bir gezegen veya yıldızdaki gibi katı ve gazlardan oluşan bir yüzeyinin olmamasıdır.) Fakat burada birtakım özel nitelikler gösteren bir bölge söz konusu değildir; bir gözlemci kara deliğe ufku aşacak kadar yaklaşmış olabilseydi, kendisine yüzey izlenimi sağlayacak hiçbir özellik veya değişim hissedemeyecekti. Buna karşılık geri dönme girişlerinde bulunduğunda, artık bu bölgeden kaçamayacağının farkına varmış bulunacaktı. Bu, âdeta "dönüşü olmayan nokta"dır. Bu durum, akıntısı güçlü bir denizde akıntıdan habersiz bir yüzücünün durumuna benzetilebilir. Öte yandan olay ufkunun sınırına yaklaşmış bir gözlemci, kara delikten yeterince uzaktaki bir gözlemciye kıyasla, zamanın farklı bir şekilde aktığının farkına varacaktır. Kara delikten uzakta olan gözlemcinin diğerine düzenli aralıklarla (örneğin birer saniye arayla) ışık işaretleri yolladığını varsayalım: Kara deliğe yakın gözlemci bu işaretleri hem daha enerjetik (ışığın kara deliğe düşmek üzere yaklaştıkça maviye kayma sonucuyla bu ışık işaretlerinin frekansı daha yüksek olacaktır) hem de ardışık işaretlerin aralarındaki zaman aralığı daha kısalmış (birer saniyeden daha az) olarak alacaktır. Yakın gözlemci, uzaktakine oranla zamanın daha hızlı aktığı izleminde olacaktır. Uzaktaki gözlemci de aksine, diğerinde meydana gelen şeylerin gitgide daha yavaş seyrettiğini görecek, zamanın daha yavaş aktığı izleniminde olacaktır. Uzaktaki gözlemci kara deliğe bir nesnenin düştüğünü görmesi halinde, ona nazaran "çekimsel kızıla kayma" ve "zamanın genleşmesi" fenomenleri birleşmiş durumda olacaktır: Nesneden çıkan işaretler gitgide kızıl, gitgide parlak (uzak gözlemciye varmadan önce gitgide artan enerji kaybıyla çıkarılan ışık) ve gitgide aralıklı olacaktır. Yani pratikte, gözlemciye varan ışık fotonlarının sayısı, gitgide hızla azalacaktır ve nesnenin kara deliğe gömülüp görünmez olmasının ardından tükenecektir. Nesnenin henüz olay ufku sınırında hareketsiz durduğunu gören uzaktaki gözlemcinin onun düşmesini engellemek üzere olay ufkuna yaklaşması boşuna olacaktır. Kara deliğin "tekilliği"ne yaklaşan bir gözlemciyi etkilemeye başlayan etkilere “gelgit etkileri” denir. Bu etkiler kütleçekim alanının homojen olmayan bir yapıya sahip olması nedeniyle nesnenin biçimsizleşmesine (doğal biçimini kaybetmesine) yol açarlar. Bu “gelgit etkileri bölgesi” dev kara deliklerde tümüyle olay ufkunda yer alır; fakat özellikle "yıldızsal kara delik"lerde olay ufkunun sınırını da aşarak etkide bulunur. Dolayısıyla yıldızsal kara deliğe yaklaşan bir astronot daha olay ufkuna geçmeden parçalanacakken, dev kara deliğe yaklaşan bir astronot, daha sonra “gelgit etkileri” ile yok edilecek olmakla birlikte, olay ufkuna bir güçlükle karşılaşmadan giriş yapacaktır.
Kaynak: Wikipedia
ekon. az alıcı
Çok sayıda satıcıya karşılık sınırlı sayıda alıcının bulunduğu, dolayısıyla her alıcının satın alacağı miktar ve satıcıya ödeyeceği fiyatın, rakip alıcıların miktar ve fiyatlarını etkileyebileceği piyasa türü.
Tedavi için gerekli malzeme : Limon suyu, bal.
Hazırlanışı : Bir çay bardağı sıcak suya 3 çorba kaşığı limon suyu ve 1 tatlı kaşığı süzme bal konur. İyice karıştırıldıktan sonra içilir. Aynı işlem günde 3 kere tekrarlanır.
Konum: Orta Afrika’da, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin kuzeyinde yer almaktadır.
Coğrafi konumu: 7 00 Kuzey enlemi, 21 00 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Afrika.
Yüzölçümü: toplam: 622,984 km².
Kara: 622,984 km².
Su: 0 km².
Sınırları: toplam: 5,203 km.
sınır komşuları: Kamerun 797 km, Çad 1,197 km, Demokratik Kongo Cumhuriyeti 1,577 km, Kongo Cumhuriyeti 467 km, Sudan 1,165 km.
Sahil şeridi: 0 km (kara ile çevrili).
Denizleri: yok (kara ile çevrili).
İklim: tropikal; kışlar sıcak ve kur, yazlar ılıman ve nemli geçer.
Arazi yapısı: Çok geniş, yassıdan inişli çıkışlıya değişen tekdüze yaylalar, kuzeydoğu ve güneybatı boyunca serpilmiş tepelikler yer almaktadır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Oubangui Nehri 335 m.
en yüksek noktası: Ngaoui Dağı 1,420 m.
Doğal kaynakları: Elmas, uranyum, kereste, altın, petrol, hidrolik güç.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %3.
Otlaklar: %5.
Ormanlık arazi: %75.
Diğer: %17 (1993 verileri).
Doğal afetler: Sıcak, kuru, tozlu rüzgarlar güney bölgelerinde etkindir; su baskınları ülke genelinde görülmektedir.
Coğrafi Not: kara ile çevrili; hemen hemen Afrika’nın tam ortasında yer almaktadır.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 3,576,884 (Temmuz 2001 verileri).
Yaş yapısı: 0-14 yaş: %43.23 (erkek 778,885; kadın 767,414).
15-64 yaş: %53 (erkek 929,717; kadın 965,947).
65 yaş ve üzeri: % 3.77 (erkek 59,364; kadın 75,557) (2001 verileri).
Nüfus artış oranı: %1.85 (2001 verileri).
Mülteci oranı: 0 mülteci/1,000 nüfus (2001 tahmini).
Cinsiyet oranı: doğumlarda: 1.03 erkek/kadın.
15 yaş altı: 1.01 erkek/kadın.
15-64 yaş: 0.96 erkek/kadın.
65 yaş ve üzeri: 0.79 erkek/kadın.
Toplam nüfusta: 0.98 erkek/kadın (2001 verileri).
Bebek ölüm oranı: 105.25 ölüm/1,000 doğan bebek (2001 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 43.8 yıl.
Erkek: 42.17 yıl.
Kadın: 45.48 yıl (2001 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 4.86 çocuk/1 kadın (2001 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %13.84 (1999 verileri).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 240,000 (1999 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 23,000 (1999 verileri).
Ulus: Orta Afrikalı.
Nüfusun etnik dağılımı: Baya %34, Banda %27, Sara %10, Mandjia %21, Mboum %4, M’Baka %4, Avrupalı 6,500 (1,500 Fransız dahil).
Din: Yerel inançlar %24, Protestanlar %25, Roma Katolikleri %25, Müslümanlar %15, diğer %11.
Diller: Fransızca (resmi), Sangho, Arapça, Hunsa, Swahili.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %60.
Erkek: %68.5.
Kadın: %52.4 (1995 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Orta Afrika Cumhuriyeti.
Yerel tam adı: Republique Centrafricaine.
Eski adı: Ubangi-Shari, Orta Afrika İmparatorluğu.
kısaltma: CAR.
Yönetim biçimi: Cumhuriyet.
Başkent: Bangui.
İdari bölümler: 14 eyalet, 2 ekonomik bölge ve 1 genel bölge; Bamingui-Bangoran, Bangui, Basse-Kotto, Gribingui, Haute-Kotto, Haute-Sangha, Haut-Mbomou, Ke
Konum: Güney Asya’da, Arap Denizi kıyısında, Hindistan, İran ve Afganistan arasunda, kuzeyde Çin sınırında yer alır.
Coğrafi konumu: 30 00 Kuzey enlemi, 70 00 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Asya.
Yüzölçümü: 803,940 km².
Sınırları: toplam: 6,774 km.
sınır komşuları: Afganistan 2,430 km, Çin 523 km, Hindistan 2,912 km, Iran 909 km.
Sahil şeridi: 1,046 km.
İklimi: Daha fazla sıcak ve kuru çöl iklimi hakimdir. Kuzeybatıda ılıman, kuzeyde arktik iklim tipleri görülür.
Arazi yapısı: Doğuda Indus ovası, kuzey ve kuzeybatıad dağlar, batıda Balochistan platosu yer alır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Hint Okyanusu 0 m.
en yüksek noktası: K2 (Mt. Godwin-Austen) 8,611 m.
Doğal kaynakları: Toprak, doğal gaz, sınırlı petrol yatakları, kömür, demir, bakır, tuz, kireçtaşı.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %27.
daimi ekinler: %1.
Otlaklar: %6.
Ormanlık arazi: %5.
Diğer: %61 (1993 verileri).
Sulanan arazi: 171,100 km² (1993 verileri).
Doğal afetler: Yaygın depremler, yağmur sonrası su baskınları.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 144,616,639 (Temmuz 2001 verileri).
Nüfus artış oranı: %2.11 (2001 verileri).
Mülteci oranı: -0.84 mülteci/1,000 nüfus (2001 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 80.5 ölüm/1,000 doğan bebek (2001 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 61.45 yıl.
Erkeklerde: 60.61 yıl.
Kadınlarda: 62.32 yıl (2001 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 4.41 çocuk/1 kadın (2001 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.1 (1999 verileri).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 74,000 (1999 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 6,500 (1999 verileri).
Ulus: Pakistanlı.
Nüfusun etnik dağılımı: Punjabi, Sindhi, Pashtun (Pathan), Baloch, Muhajir.
Din: Müslüman %97, Hıristiyan, Hindu, ve diğer %3.
Diller: Punjabi %48, Sindhi %12, Siraiki %10, Pashtu %8, Urduca (resmi) %8, Balochi %3, Hindko %2, Brahui %1, İngilizce, Burushaski, ve diğer %8.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %42.7.
erkekler: %55.3.
kadınlar: %29 (1998).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Pakistan İslam Cumhuriyeti.
kısa şekli : Pakistan.
Eski adı: Batı Pakistan.
Yönetim biçimi: Başkanlık Tipi Cumhuriyet.
Başkent: Islamabad.
İdari bölümler: 4 eyalet, 1 bölge, 1 başkent bölgesi; Balochistan, Federal yönetim Bölgesi, Islamabad Başkent Bölgesi, North-West Frontier Province, Punjab, Sindh.
Bağımsızlık günü: 14 Ağustos 1947 (İngiltere’den).
Milli bayram: Cumhuriyet Günü, 23 Mart (1956).
Anayasa: 10 Nisan 1973.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: AsDB (Asya Kalkınma Bankası), C (beklemede), CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi), CP, ECO (Ekonomik İşbirliği Örgütü), ESCAP (Asya ve Pasifikler Ekonomik ve Sosyal Komisyonu), FAO (Tarım ve Gıda Örgütü), G-19, G-24, G-77, IAEA (Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı), IBRD (Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası), ICAO (Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü), ICC (Milletlerarası Ticaret Odası), I
Konum: Orta Amerika’da, Karayip Denizi ve Kuzey Pasifik Okyanusu kıyısında, Kolombiya ve Kosta Rika arasında yer almaktadır.
Coğrafi konumu: 9 00 Kuzey enlemi, 80 00 Batı boylamı.
Haritadaki konumu: Orta Amerika ve Karayipler.
Yüzölçümü: 78,200 km².
Sınırları: toplam: 555 km.
sınır komşuları: Kolombiya 225 km, Kosta Rika 330 km.
Sahil şeridi: 2,490 km.
İklimi: Tropikal deniz iklimi, sıcak, nemli, bulutlu; Mayıs - Ocak ayları arasında uzun süreli yağmur mevsimi, Ocak - Mayıs ayları arasında ise kısa kuru mevsim yaşanır.
Arazi yapısı: İç kısımda daha fazla dik ve engebeli dağlar, yüksek ovalar, kıyı kesiminde geniş ovalar ve engebeli tepelikler yer alır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Pasifik Okyanusu 0 m.
en yüksek noktası: Chiriqui Yanardağı 3,475 m.
Doğal kaynakları: Bakır, maun ormanları, karides, hidro enerji.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %7.
daimi ekinler: %2.
Otlaklar: %20.
Ormanlık arazi: %44.
Diğer: %27 (1993 verileri).
Sulanan arazi: 320 km² (1993 verileri).
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 2,845,647 (Temmuz 2001 verileri).
Nüfus artış oranı: %1.3 (2001 verileri).
Mülteci oranı: -1.1 mülteci/1,000 nüfus (2001 tahmini).
Yeni doğanlarda ölüm oranı: 20.18 ölüm/1,000 doğan bebek (2001 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 75.68 yıl.
Erkeklerde: 72.94 yıl.
Kadınlarda: 78.53 yıl (2001 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 2.27 çocuk/1 kadın (2001 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %1.54 (1999 verileri).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 24,000 (1999 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 1,200 (1999 verileri).
Ulus: Panamalılar.
Nüfusun etnik dağılımı: melez %70, Kızılderili ve Batı Hindistanlıların karışımı %14, beyaz %10, Kızılderili %6.
Din: Roma Katolikleri %85, Protestanlar %15.
Diller: İspanyolca (resmi), İngilizce %14.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %90.8.
erkekler: %91.4.
kadınlar: %90.2 (1995 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Panama Cumhuriyeti.
kısa şekli : Panama.
Yerel tam adı: Republica de Panama.
yerel kısa şekli: Panama.
Yönetim biçimi: Başkanlık Tipi Cumhuriyet.
Başkent: Panama.
İdari bölümler: 9 eyalet ve bir bölge; Bocas del Toro, Chiriqui, Cocle, Colon, Darien, Herrera, Los Santos, Panama, San Blas ve Veraguas.
Bağımsızlık günü: 3 Kasım 1903.
Milli bayram: Bağımsızlık günü, 3 Kasım (1903).
Anayasa: 11 Ekim 1972; 1978, 1983 ve 1994 yıllarında önemli düzeltmeler yapılmıştır.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: CCC, ECLAC (Birleşmiş Milletler Latin Amerika ve Karayipler Komisyonu), FAO (Tarım ve Gıda Örgütü), G-77, IADB (Amerika Bölgesi Kalkınma Bankası), IAEA (Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı), IBRD (Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası), ICAO (Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü), ICFTU (Uluslararası Serbest Ticaret Birlikleri Konfederastonu), ICRM (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi), IDA (Uluslararas
Konum: Orta Güney Amerika, Arjantin’in kuzeydoğusunda yer alır.
Coğrafi konumu: 23 00 Güney enlemi, 58 00 Batı boylamı.
Haritadaki konumu: Güney Amerika.
Yüzölçümü: 406,750 km².
Sınırları: toplam: 3,920 km.
sınır komşuları: Arjantin 1,880 km, Bolivya 750 km, Brezilya 1,290 km.
Sahil şeridi: 0 km (kara ile çevrili).
Denizleri: yok (kara ile çevrili).
İklimi: Subtropikalden ılımana değişiklik gösterir.
Arazi yapısı: Rio Paraguay’ın doğusunda çimenli ovalar ve ağaçlı tepelikler yer alır; Rio Paraguay’ın batısındaki Gran Chaco bölgrsi genel olarak alçaktır, nehrin bir yakasında bataklıklar, diğer tarafında ise seyrek ormanlar ve dikenli çalılıklar yer alır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Rio Paraguay kavşağı ve Rio Parana 46 m.
en yüksek noktası: Cerro Pero (Cerro Tres Kandu) 842 m.
Doğal kaynakları: Hidro enerji, kereste, demir, manganez, kireçtaşı.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %6.
daimi ekinler: %0.
Otlaklar: %55.
Ormanlık arazi: %32.
Diğer: %7 (1993 verileri).
Sulanan arazi: 670 km² (1993 verileri).
Doğal afetler: Su baskınları, düzensiz akan nehirlerin ortaya çıkardığı çamurlar.
Coğrafi Not: Kara ile çevrili; Arjantin, Bolivya, ve Brezilya arasında yer alır.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 5,734,139 (Temmuz 2001 verileri).
Nüfus artış oranı: %2.6 (2001 verileri).
Mülteci oranı: -0.09 mülteci/1,000 nüfus (2001 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 29.78 ölüm/1,000 doğan bebek (2001 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 73.92 yıl.
Erkeklerde: 71.44 yıl.
Kadınlarda: 76.52 yıl (2001 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 4.11 çocuk/1 kadın (2001 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.11 (1999 verileri).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 3,000 (1999 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 220 (1999 verileri).
Ulus: Paraguaylı.
Nüfusun etnik dağılımı: melez %95.
Din: Roma Katolikleri %90, Mennonite, ve diğer Protestanlar.
Diller: İspanyolca (resmi), Guarani (resmi).
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %92.1.
erkekler: %93.5.
kadınlar: %90.6 (1995 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Paraguay Cumhuriyeti.
kısa şekli : Paraguay.
Yerel tam adı: Republica del Paraguay.
yerel kısa şekli: Paraguay.
Yönetim biçimi: Başkanlık Tipi Cumhuriyet.
Başkent: Asuncion.
İdari bölümler: 17 bölge ve 1 başkent; Alto Paraguay, Alto Parana, Amambay, Asuncion, Boqueron, Caaguazu, Caazapa, Canindeyu, Central, Concepcion, Cordillera, Guaira, Itapua, Misiones, Neembucu, Paraguari, Presidente Hayes, San Pedro.
Bağımsızlık günü: 14 Mayıs 1811 (İspanya’dan).
Milli bayram: Bağımsızlık günü, 14 Mayıs (1811).
Anayasa: 20 Haziran 1992.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi), ECLAC (Birleşmiş Milletler Latin Amerika ve Karayipler Komisyonu), FAO (Tarım ve Gıda Örgütü), G-77, IADB (Amerika Bölgesi Kalkınma Bankası), IAEA (Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı),
En çok ve kolaylıkla çıtlattığımız yerler vücudumuzda en çok bulunan sürtünmeli eklem yerleridir. Bu tip eklem yerlerinde, örneğin parmaklarımızda, iki kemiğin birleştiği yerde bir bağlantı kapsülü vardır. Bu kapsülün içinde kemiklerin hareketleri sırasında buraları yağlayan bir sıvı vardır. Bu sıvının içinde erimiş halde oksijen, nitrojen ve karbondioksit gazları bulunur.
Vücudumuzda en kolay çıtlatabileceğimiz eklem yerlerimiz parmaklarımızdır. Parmaklarımız gerilince ve eklem yerlerimiz düzleşince bu kapsül de gerilir. İçindeki sıvının basıncı azalır ve gaz kabarcıkları patlamaya başlar. İşte kulağımıza gelenler bu seslerdir. Patlayan kabarcıklar neticesinde gazlar bu sıvıyı terk eder, sıvı daha da genleşir ve eklem yerinin hareket kabiliyetini arttırır.
Şüphesiz ki eklem yerinin gerilmesi, bu kapsülün boyu ile sınırlıdır. Eğer parmaklarınızı çıtlattığınız anda röntgenini de çekerseniz, eklem içinde oluşan gaz kabarcıklarını görebilirsiniz. Bu olay eklem yerindeki hacmi yaklaşık yüzde 15-20 artırır.
Aynı parmağınızı arka arkaya çıtlatamazsınız. Bir süre beklemeniz gerekir, çünkü gaz kabarcıklarının sıvı içersinde tekrar oluşması biraz zaman alır.
Tüm bu açıklamalar, deneylerle ispatlanmasına rağmen, yine de bu kadar küçük gaz miktarının bu kadar büyük bir ses çıkartabilmesinin nedeni hala anlaşılmış değildir. Bu sorunun tatmin edici bir cevabı da henüz yoktur. Ayrıca detaylı çalışmalar göstermiştir ki, çıtırdama sırasında iki ayrı ses duyulmaktadır. Birincisinin gaz kabarcıklarının patlaması olduğu biliniyor. İkinci sesin ise kapsülün uzama sınırına vardığında çıktığı sanılıyor.
Evet geldik en çok merak edilen soruya! Parmaklarımızı çıtlatmak vücudumuz için zararlı mıdır? Bu konuda elde çok az bilimsel çalışma sonucu vardır. Bir görüşe göre parmak çıtlatmanın eklem yerlerimizdeki sıvıya bir tesiri yoktur. Diğer bir görüşe göre ise sürekli olarak bunu yapanlarda ve bunu alışkanlık haline getirenlerde, eklemler etrafındaki yumuşak doku zarar görmekte, parmaklar şişmekte, dolayısı ile elin kavrama gücü azalmaktadır.
En çok ve kolaylıkla çıtlattığımız yerler vücudumuzda en çok bulunan sürtünmeli eklem yerleridir. Bu tip eklem yerlerinde, örneğin parmaklarınızda, iki kemiğin birleştiği yerde bir bağlantı kapsülü vardır. Bu kapsülün içinde kemiklerin hareketleri sırasında buraları yağlayan bir sıvı vardır. Bu sıvının içinde erimiş halde oksijen, nitrojen ve karbondioksit gazları bulunur.
Vücudumuzda en kolay çıtlatabileceğimiz eklem yerlerimiz parmaklarımızdır. Parmaklarımız gerilince ve eklem yerlerimiz düzleşince bu kapsül de gerilir. İçindeki sıvının basıncı azalır ve gaz kabarcıkları patlamaya başlar. İşte kulağımıza gelenler bu seslerdir. Patlayan kabarcıklar neticesinde gazlar bu sıvıyı terk eder, sıvı daha da genleşir ve eklem yerinin hareket kabiliyetini arttırır.
İüphesiz ki eklem yerinin gerilmesi, bu kapsülün boyu ile sınırlıdır. Eğer parmaklarınızı çıtlattığınız anda röntgenini de çekerseniz, eklem içinde oluşan gaz kabarcıklarını görebilirsiniz. Bu olay eklem yerindeki hacmi yaklaşık yüzde 15-20 arttırır.
Aynı parmağınızı arka arkaya çıtlatamazsınız. Bir süre beklemeniz gerekir, çünkü gaz kabarcıklarının sıvı içerisinde tekrar oluşması biraz zaman alır.
Tüm bu açıklamalar, deneylerle ispatlanmasına rağmen, yine de bu kadar küçük gaz miktatının bu kadar büyük bir ses çıkartabilmesinin nedeni hala anlaşılmış değildir. Bu sorunun tatmin edici bir cevabı da henüz yoktur. Ayrıca detaylı çalışmalar göstermiştir ki, çıtırdama sırasında iki ayrı ses duyulmaktadır. Birincisinin gaz kabarcıklarının patlaması olduğu biliniyor. İkinci sesin ise kapsülün uzama sınırına vardığında çıktığı sanılıyor.
Evet geldik en çok merak edilen soruya! Parmaklarımızı çıtlatmak vücudumuz için zaralı mıdır? Bu konuda elde çok az bilimsel çalışma sonucu vardır. Bir görüşe göre parmak çıtlatmanın eklem yerlerimizdeki sıvıya bir tesiri yoktur. Diğer bir görüşe göre ise sürekli olarak bunu yapanlarda ve bunu alışkanlık haline getirenlerde, eklemler etrafındaki yumuşak doku zarar görmekte, parmaklar şişmekte, dolayısı ile elin kavrama gücü azalmaktadır.
Kolomb kıtaya ayak bastığında yerlilerin mısır kültürünü gördü, ama asıl ilgi 1510’lu yıllarda Güney Amerika’da terör estiren Hernanda Cortes’in Aztek’lerin dini ayinlerde ipe dizilmiş patlamış mısırları yediklerini görmesi ile başladı. Üstelik yerliler mısırı bir çeşit şişe geçirerek, tekrar tekrar ısıtarak veya kızgın kuma gömerek değişik şekillerde patlatarak yiyorlardı.
Amerika kıtasının keşfinden sonra Avrupa’ya getirilen ürünlerin içinde en ünlüleri patlamış mısır ve tütündü. Birincisine çok fazla yağ ve tuz ilave etmezseniz, kesinlikle ikincisinden daha sağlıklıdır. Ancak tüm mısır taneleri patlamaz. Patlayan mısırın gizemini yaratan iki faktör vardır: Mısır tanesinin içinin çok güzel bir ısı geçiş özelliği ve müthiş bir mekanik mukavemete, yani sağlamlığa sahip kabuğu.
Mısıra dikkatli bakıldığında, etrafında kalın ve su geçirmez bir kabuk olduğu görülür. Bunun altında iki tabaka daha vardır. Tanenin bu iç kısımlarındaki moleküllerin sıralanış biçimi, normal mısır tanelerine göre daha düzenlidir. Bu sayede ısı normal tanelere oranla neredeyse iki misli hızla içine yayılabilir.
Kalın kabuk ısıtıldığında, tanenin içi de süratle ısınır ve içindeki su, basınçlı bir su buharı oluşturur. Isınma süresince gittikçe artan bu basınç, sonunda kalın kabuğun adeta infilak ederek yırtılmasına yol açar. Tane ilk boyutundan yaklaşık 30 misli büyür, içi dışına gelir, yani tanenin içindeki yumuşak kısım dışarı çıkarak yenilebilir kısmı oluşturur. Bu özelliği tabiatta başka hiçbir şeyde göremezsiniz. Belki biraz ekmeğin oluşumunu buna benzetebiliriz.
Bir mısır tanesinin ideal bir şekilde patlayabilmesi için, içinde en az yüzde 14 oranında su olması gerekir. Bunun altındaki oranlarda yine patlar ama kısmen açılır, istenen sonuç alınamaz. Mısırın içersindeki su oranını artırmak için, kapalı bir ortamda üzerine su serpiştirilmesi ve beklemeye bırakılmasının faydalı olacağı söylenir ama bu işlem mısırın içindeki su oranını en fazla yüzde l arttırır. Bir mısırı iğneyle delerseniz, bir fırında veya güneş altında bekletirseniz, 150 derecenin altında ısıtırsanız, yukarıda bahsedilen suyun buharlaşması, basınç ve infilakın hiçbiri gerçekleşmez.
Kolomb kıtaya ayak bastığında yerlilerin mısır kültürünü gördü, ama asıl ilgi 1510’lu yıllarda Güney Amerika’da terör estiren Hernanda Cortes’in Aztek’lerin dini ayinlerde ipe dizilmiş patlamış mısırları yediklerini görmesi ile başladı. Üstelik yerliler mısırı bir çeşit şişe geçirerek, tekrar tekrar ısıtarak veya kızgın kuma gömerek değişik şekillerde patlatarak yiyorlardı.
Amerika kıtasının keşfinden sonra Avrupa’ya getirilen ürünlerin içinde en ünlüleri patlamış mısır ve tütündü. Birincisine çok fazla yağ ve tuz ilave etmezseniz, kesinlikle ikincisinden daha sağlıklıdır. Ancak tüm mısır taneleri patlamaz. Patlayan mısırın gizemini yaratan iki faktör vardır: Mısır tanesinin içinin çok güzel bir ısı geçiş özelliğive müthiş bir mekanik mukavemete, yani sağlamlığa sahip kabuğu.
Mısıra dikkatli bakıldığında, etrafında kalın ve su geçirmez bir kabuk olduğu görülür. Bunun altında iki tabaka daha vardır. Tanenin bu iç kısımlarındaki moleküllerin sıralanış biçimi, normal mısır tanelerine göre daha düzenlidir. Bu sayede ısı normal tanelere oranla neredeyse iki misli hızla içine yayılabilir.
Kalın kabuk ısıtıldığında, tanenin içi de süratle ısınır ve içindeki su, basınçlı bir su buharı oluşturur. Isınma süresince gittikçe arrtan bu basınç, sonunda kalın kabuğun adeta infilak ederek yırtılmasına yol açar. Tane ilk boyutundan yaklaşık 30 misli büyür, içi dışına gelir, yani tanenin içindeki yumuşak kısım dışarı çıkarak yenilebilir kısmı oluşturur. Bu özelliği tabiatta başka hiçbir şeyde göremezsiniz. Belki biraz ekmeğin oluşumunu buna benzetebiliriz.
Bir mısır tanesinin ideal bir şekilde patlayabilmesi için, içinde en az yüzde 14 oranında su olması gerekir. Bunun altındaki oranlarda yine patlar ama kısmeen açılır, istenen sonuç alınamaz. Mısırın içerisindeki su oranını artırmak için, kapalı bir ortamda üzerine su serpiştirilmesi ve beklemeye bırakılmasının faydalı olacağı söylenir ama bu işlem mısırın içindeki su oaranını en fazla yüzde 1 artırır. Bir mısırı iğneyle delerseniz, bir fırında veya güneş altında bekletirseniz, 150 derecenin altında ısıtırsanız, yukarıda bahsedilen suyun buharlaşması, basınç ve infilakın hiçbiri gerçekleşmez.
Konum: Güney Amerika’nın batısında, Kuzey Pasifik Okyanusu kıyısında, Şili ile Ekvator arasında yer alır.
Coğrafi konumu: 10 00 Güney enlemi, 76 00 Batı boylamı.
Haritadaki konumu: Güney Amerika.
Yüzölçümü: 1,285,220 km².
Sınırları: toplam: 5,536 km.
sınır komşuları: Bolivya 900 km, Brezilya 1,560 km, Şili 160 km, Kolombiya 1,496 km, Ekvator 1,420 km.
Kıyı şeridi: 2,414 km.
İklimi: Doğuda tropikal, batıda kuru çöl iklimi hakimdir, Andlarda ılımandan çok soğuğa iklim değişikliği görülür.
Arazi yapısı: Batıda kıyı ovaları, orta kısımlarda yüksek ve engebeli Andlar, doğuda Amazon ormanları yer alır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Pasifik Okyanusu 0 m.
en yüksek noktası: Nevado Huascaran 6,768 m.
Doğal kaynakları: Bakır, gümüş, altın, petrol, kereste, balık, demir, kömür, fosfat, potas, hidro enerji.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %3.
daimi ekinler: %0.
Otlaklar: %21.
Ormanlık arazi: %66.
Diğer: %10 (1993 verileri).
Sulanan arazi: 12,800 km² (1993 verileri).
Doğal afetler: Deprem, su baskınları, heyelanlar, volkanik aktivite.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 27,483,864 (Temmuz 2001 verileri).
Nüfus artış oranı: %1.7 (2001 verileri).
Mülteci oranı: -1.08 mülteci/1,000 nüfus (2001 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 39.39 ölüm/1,000 doğan bebek (2001 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 70.3 yıl.
Erkeklerde: 67.9 yıl.
Kadınlarda: 72.81 yıl (2001 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 2.96 çocuk/1 kadın (2001 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.35 (1999 verileri).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 48,000 (1999 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 4,100 (1999 verileri).
Ulus: Perulu.
Nüfusun etnik dağılımı: Kızılderililer %45, melezler %37, beyazlar %15, zenciler, Japonlar, Çinliler ve diğerleri %3.
Din: Roma Katolikleri %90.
Diller: İspanyolca (resmi), Quechua (resmi), Aymara.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %88.7.
erkekler: %94.5.
kadınlar: %83 (1995 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Peru Cumhuriyeti.
kısa şekli : Peru.
Yerel tam adı: Republica del Peru.
yerel kısa şekli: Peru.
Yönetim biçimi: Başkanlık Tipi Cumhuriyet.
Başkent: Lima.
İdari bölümler: 24 bölge; Amazonas, Ancash, Apurimac, Arequipa, Ayacucho, Cajamarca, Callao, Cusco, Huancavelica, Huanuco, Ica, Junin, La Libertad, Lambayeque, Lima, Loreto, Madre de Dios, Moquegua, Pasco, Piura, Puno, San Martin, Tacna, Tumbes, Ucayali.
Bağımsızlık günü: 28 Temmuz 1821 (İspanya’dan).
Milli bayram: Bağımsızlık günü, 28 Temmuz (1821).
Anayasa: 31 Aralık 1993.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: ABEDA, APEC (Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği Forumu), CAN, CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi), ECLAC (Birleşmiş Milletler Latin Amerika ve Karayipler Komisyonu), FAO (Tarım ve Gıda Örgütü), G-11, G-15, G-19, G-24, G-77, IADB (Amerika Bölgesi Kalkınma Bankası), IAEA (Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı), IBRD (U
ekon. yatırım
Parayı, gelir getirici, taşınır veya taşınmaz bir mala yatırma.
Konum: Orta Avrupa’da, Almanya’nın doğusunda yer alır.
Coğrafi konumu: 52 00 Kuzey enlemi, 20 00 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Avrupa.
Yüzölçümü: 312,685 km².
Sınırları: toplam: 2,888 km.
sınır komşuları: Beyaz Rusya 605 km, Çek Cumhuriyeti 658 km, Almanya 456 km, Litvanya 91 km, Rusya (Kaliningrad Oblast) 206 km, Slovakya 444 km, Ukrayna 428 km.
Sahil şeridi: 491 km.
İklimi: Ilımandan soğuğa değişiklik görülür.
Arazi yapısı: Çoğunlukla düz ovalar yer alır, dağlar güney kıyısı boyunca sıralanmıştır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Raczki Elblaskie 2 m.
en yüksek noktası: Rysy 2,499 m.
Doğal kaynakları: Kömür, sülfür, bakır, doğal gaz, gümüş, kurşun, tuz, işlenebilir arazi.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %47.
daimi ekinler: %1.
Otlaklar: %13.
Ormanlık arazi: %29.
Diğer: %10 (1993 verileri).
Sulanan arazi: 1,000 km² (1993 verileri).
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 38,633,912 (Temmuz 2001 verileri).
Nüfus artış oranı: %-0.03 (2001 verileri).
Mülteci oranı: -0.49 mülteci/1,000 nüfus (2001 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 9.39 ölüm/1,000 doğan bebek (2001 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 73.42 yıl.
Erkeklerde: 69.26 yıl.
Kadınlarda: 77.82 yıl (2001 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 1.37 çocuk/1 kadın (2001 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.07 (1999 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 100 den az (1999 verileri).
Ulus: Polonyalı.
Nüfusun etnik dağılımı: Polonyalı %97.6, Alman %1.3, Ukraynalı %0.6, Beyaz Rus %0.5 (1990 verileri).
Din: Roma Katolikleri %95, Doğu Ortodoksları, Protestanlar, ve diğer %5.
Diller: Polonyalı.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %99.
erkekler: %99.
kadınlar: %98 (1978 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Polonya Cumhuriyeti.
kısa şekli : Polonya.
Yerel tam adı: Rzeczpospolita Polska.
yerel kısa şekli: Polska.
Yönetim biçimi: Parlamenter Demokrasi.
Başkent: Varşova.
İdari bölümler: 16 bölge; Dolnoslaskie, Kujawsko-Pomorskie, Lodzkie, Lubelskie, Lubuskie, Malopolskie, Mazowieckie, Opolskie, Podkarpackie, Podlaskie, Pomorskie, Slaskie, Swietokrzyskie, Warminsko-Mazurskie, Wielkopolskie, Zachodniopomorskie.
Bağımsızlık günü: 11 Kasım 1918.
Milli bayram: Anayasal Gün, 3 Mayıs (1791).
Anayasa: 16 Ekim 1997.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: ACCT, AG (Avustralya Grubu), BIS (Uluslararası İmar Bankası), BSEC (Karadeniz Ekonomik İşbirliği), CBSS (Baltik Ülkeleri Konseyi), CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi), CE (Avrupa Konseyi), CEI (Orta Avrupa Girişimi), CERN (Avrupa Nükleer Araştırma Teşkilatı), EAPC (Avrupa - Atlantik Ortaklık Konseyi), EBRD (Avrupa Yatırım ve Kalkınma Bankası), ECE (Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu), Avrupa Birliği, FAO (Tarım ve Gıda Örgütü), IAEA (Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı), IBRD (Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası), ICAO (Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü), ICC (Milletlerarası
Konum: Güneybatı Avrupa’da, Kuzey Atlas Okyanusu kıyısında, İspanya’nın batıısnda yer alır.
Coğrafi konumu: 39 30 Kuzey enlemi, 8 00 Batı boylamı.
Haritadaki konumu: Avrupa.
Yüzölçümü: 92,391 km².
Sınırları: toplam: 1,214 km.
sınır komşuları: İspanya 1,214 km.
Sahil şeridi: 1,793 km.
İklimi: Ilıman deniz iklimi; kuzeyde hava soğuk ve yağışlı, güneyde daha kuru ve ılımandır.
Arazi yapısı: Tagus Nehrinin kuzeyi dağlıktır, güneyde inişli çıkışlı ovalar yer alır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Atlas Okyanusu 0 m.
en yüksek noktası: Ponta do Pico 2,351 m.
Doğal kaynakları: Balık, orman, tungsten, demir, uranyum, mermer, işlenebilir arazi, hidro enerji.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %26.
daimi ekinler: %9.
Otlaklar: %9.
Ormanlık arazi: %36.
Diğer: %20 (1993 verileri).
Sulanan arazi: 6,300 km² (1993 verileri).
Doğal afetler: Azores depreme meyillidir.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 10,066,253 (Temmuz 2001 verileri).
Nüfus artış oranı: %0.18 (2001 verileri).
Mülteci oranı: 0.5 mülteci/1,000 nüfus (2001 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 5.94 ölüm/1,000 doğan bebek (2001 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 75.94 yıl.
Erkeklerde: 72.44 yıl.
Kadınlarda: 79.68 yıl (2001 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 1.48 çocuk/1 kadın (2001 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.74 (1999 verileri).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 36,000 (1999 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 280 (1999 verileri).
Ulus: Portekiz.
Nüfusun etnik dağılımı: Homojen Akdenizliler soyu; sömürgeleştirme döneminde Afrika’dan göç edip yerleşmiş olan zencilerin sayısı 100,000 civarındadır.
Din: Roma Katolikleri %94, Protestanlar (1995).
Diller: Portekizce.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %87.4.
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Portekiz Cumhuriyeti.
kısa şekli : Portekiz.
Yerel tam adı: Republica Portuguesa.
yerel kısa şekli: Portugal.
Yönetim biçimi: Parlamenter Cumhuriyet.
Başkent: Lizbon.
İdari bölümler: 18 bölge ve 2 özerk bölge; Aveiro, Acores (Azores), Beja, Braga, Braganca, Castelo Branco, Coimbra, Evora, Faro, Guarda, Leiria, Lisboa, Madeira, Portalegre, Porto, Santarem, Setubal, Viana do Castelo, Vila Real, Viseu.
Bağımsızlık günü: 1140 (5 Ekim 1910 tarihinde cumhuriyet bağımsızlığını ilan etmiştir).
Milli bayram: Portekiz Günü, 10 Haziran (1580).
Anayasa: 25 Nisan 1976.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: AfDB (Afrika Kalkınma Bankası), AG (Avustralya Grubu), BIS (Uluslararası İmar Bankası), CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi), CE (Avrupa Konseyi), CERN (Avrupa Nükleer Araştırma Teşkilatı), EAPC (Avrupa - Atlantik Ortaklık Konseyi), EBRD (Avrupa Yatırım ve Kalkınma Bankası), ECE (Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu), ECLAC (Birleşmiş Milletler Latin Amerika ve Karayipler Komisyonu), EIB (Avrupa Yatırım Bankası), EMU (Avrupa Ekonomi ve Para Birliği), ESA (Avrupa Uzay Ajansı), A
biy. ve ruh b. tepke
1. biy. Dıştan gelen bir uyarım sonucu doğan hareket, salgı gibi iç tepkilere yol açan irade dışı sinir etkinliği. 2. ruh b. Dıştan gelen bir uyarım sonucunda doğan ve hareket, salgı vb. tepkilere yol açan samimiyetsiz sinir etkinliği.
Aslında gözümüze gelen görüntü iki çeşit görme hücresi aracılığı ile taranır. Silindir veya çomak şeklinde olanlar ışığı, koni şeklinde olanlar ise rengi algılar. Gözümüzde 7 milyon konik ve 100 milyon kadar silindirik hücre vardır.
Renge duyarlı konik hücreler ağ tabakasının ortasında, ışığa duyarlı silindirik hücreler ise kenarında daha yoğundur. Bu nedenle gece gökyüzünde gözümüzün kenarından gördüğümüz bir yıldızı, ona doğrudan bakınca göremeyiz. Çünkü burada ışığa hassas silindirik hücreler daha az olduğundan görüntü kaybolur. Aynı şekilde gözümüzün kenarıyla baktığımız şekillerde renkler kaybolur.
Yapılan deneylerde, pembe renge bakan kişilerin rahatladıkları, kırmızı, turuncu ve sarı gibi sıcak renklere bakanlarda tansiyonun yükseldiği, nabzın ve solunumun hızlandığı, terlemenin çoğaldığı, mavi rengin ise tam tersi etki yarattığı belirlenmiştir.
Araştırmalar insanların en çok mavi rengi sevdiklerini, bunu kırmızı ve yeşilin takip ettiğini göstermektedir. Erkekler yeşil, deniz mavisi, turuncu ve koyu mor renkleri tercih ederken, kadınlar firuze yeşili, açık mavi, pembe gibi açık-uçuk renkleri, çocuklar ise mavi, kırmızı, yeşil, sarı ve turuncu gibi canlı renkleri daha çok sevmektedirler.
Bir binada sarı renge boyanmış bir tavan, odayı daha yüksek, sarı renkli duvarlar ise daha geniş gösterir. Kliniklerin sıcak renklere boyanması, beyaz rengin hastalarda yarattığı hüzün duygusunu azaltır. Ayaküstü hazır yiyecek satan dükkanların duvarları iştah açtıran portakal rengine boyanırken yarış arabalarında kırmızı veya turuncu-sarı renkler tercih edilir. Aslında bir renk olmayan, daha doğrusu renksizlik olan siyah da makam araçlarının klasik rengidir.
Kırmızı renk kan rengidir, asırlar boyu tehlikenin ve tahribatın simgesi olmuştur. Trafik ışıklarında ‘dur’ sinyali olarak kullanılmasının nedeni de budur. Ameliyathanelerde, bulaşan kan rengini belli etmeyeceği için mantıken kırmızı giysi kullanılması gerekirken, teskin edici mavi ve yeşil renkler tercih edilir.
Aslında gözümüze gelen görüntü iki çeşit görme hücresi aracılığı ile tanınır. Silindir ve çomak şeklinde olanlar ışığı, koni şeklinde olanlar ise rengi algılarlar. Gözümüzde yedi milyon konik ve 100 milyon kadar silindirik hücre vardır.
Renge duyarlı konik hücreler ağ tabakasının ortasında, ışığa duyarlı silindirik hücreler ise kenarında daha yoğundur. Bu nedenle gece gökyüzünde gözümüzün kenarından gördüğümüz bir yıldızı, ona doğrudan bakınca göremeyiz. Çünkü burada ışığa hassas silindirik hücreler daha az olduğundan görüntü kaybolur. Aynı şekilde gözümüzün kenarıyla baktığımız şekillerde renkler kaybolur.
Yapılan deneylerde, pembe renge bakan kişilerin rahatladıkları, kırmızı, turuncu ve sarı gibi sıcak renklere bakanlarda tansiyonun yükseldiği, nabzın ve solunumun hızlandığı, terlemenin çoğaldığı, mavi rengin ise tam tersi etki yarattığı belirlenmiştir.
Araştırmalar insanların en çok mavi rengi sevdiklerini, bunu kırmızı ve yeşilin takip ettiğini göstermektedir. Erkeler yeşil, deniz mavisi, turuncu ve koyu mor renkleri tercih ederken, kadınlar firuze yeşili, açık mavi, pembe gibi açık-uçuk renkleri, çocuklar ise mavi, kırmızı, yeşil, sarı ve turuncu gibi canlı renkleri daha çok sevmektedirler.
Bir binada sarı renge boyanmış bir tavan, odayı daha yüksek, sarı renkli duvarlar ise daha geniş gösterir. Kliniklerin sıcak renklere boyanması, beyaz rengin hastalarda yarattığı hüzün duygusunu azaltır. Ayaküstü hazır yiyecek satan dükkanların duvarları iştah açtıran portakal rengine boyanırken yarış arabalarında kırmızı veya turuncu-sarı renkler tercih edilir. Aslında bir renk olmayan, daha doğrusu renksizlik olan siyah da makam araçlarının klasik rengidir.
Kırmızı renk kan rengidir, asırlar boyu tehlikenin ve tahribatın simgesi olmuştur. Trafik ışılarında “dur” sinyali olarak kullanılmasının nedeni de budur. Ameliyathanelerde, bulaşan kan rengini belli etmeyeceği için mantıken kırmızı giysi kullanmaları gerekirken, teskin edici mavi ve yeşil renkler tercih edilir.
Renkler, kendi dilleriyle karşınızdakine, muhattabınıza sizin karakterinizi sizden önce anlatıyor. İşte renklerin yadsınamaz etkisini farkeden batılı şirketler, bunu iş hayatında sıklıkla kullanmaya başlamış ve çok da başarılı olmuşlar.
Hayatımızı şekillendiren, bizi kimi zaman neşeli, kimi zaman da düşünceli yapan renkler ve marifetleri saymakla bitmez. İşte renklerin dünyası, şirketlerin bunu nasıl kullandıkları ve bizle nasıl olnadıkları:
KAHVERENGİ
Kansas Üniversitesi Sanat Müzesi’nde bir araştırma için halının altını elektronik bir sistemle donatmışlar; duvar rengini beyaz ve kahverengi olarak değişebilir yapmışlar. Arka fon beyaz kullanıldığında, insanlar müzede yavaş hareket etmiş, daha uzun süre kalıp, daha fazla alanda dolaşmışlar. Arka fon kahverengiye döndüğünde ise, insanlar müzede çok daha hızlı hareket edip, daha az alan dolaşmış ve müzeyi çok daha kısa sürede terketmişler.
Dikkat ederseniz dünyadaki fast-food restaurantlarının hepsinin sandalyeleri ve masaları kahverengi, duvar boyaları ise kahverengi-şampanya-pembe karışımıdır. Hiçbir fast-foodcunun duvarını beyaz göremezsiniz. Burger King, Kentucky Fried Chicken ve benzer fast-foodlar yıllardır bilinçli olarak tüm duvarlarını baştan aşağıya kahverengi ağaç kaplama yaparlar.
KIRMIZI
Kırmızı, iştah açar. Dünyadaki ünlü gıda firmalarının hepsinin logosunun kırmızı olduğunu hayretle farkedeceksiniz; Coca Cola, Pizza Hut, McDonald’s, Ülker, Burger King. Bu listeyi binlere çıkarabilirsiniz.
Kırmızı tansiyonu yükseltir ve kan akışını hızlandırır. ‘Peki boğalar niye kırmızı renge saldırıyor?’cevabı ise ilginç; maymunların dışında, araştırılan hayvanların hemen hepsi siyah-beyaz görmektedir. Yani boğalar da renk körüdür. Kırmızıya değil, kendilerine sallanan koyu renkli beze saldırırlar.
YEİİL
Yeşil, güven verir. O yüzden bankaların logolarında en çok tercih ettikleri iki renkten biridir. Yatak odası için de rahatlatıcı bir renktir. Batı’da büyük otellerin mutfaklarında duvar renginin, aşçıların yeniliklerini arttırmak için yeşile boyandığı söylenir.
Hastaneler de logo ve iç dizaynlarında yeşili tercih eder. Çünkü rahatlatıcı ve sakinleştiricidir. Tabiatı en çok hatırlatan renktir. Yeşil alanlarda insanların daha az mide ağrısı çektikleri tespit edilmiş. Sakız paketlerinde ve sebze satılan yerlerde de yeşil en çok tercih edilen renktir.
SİYAH
Siyah, gücü ve tutkuyu temsil eder. Hırsın da bir ifadesidir. Bizde ve Batı’da siyah, matemi simgelerken Japonya’da mutluluğun simgesidir. Fonda kullanıldığında karamsarlığı çağrıştırır. Işığı yok eder. Konsantrasyonu en çok getiren renktir. Einstein’in konsantre olabilmek için perdeleri siyah, gün ışığı olmayan bir odaya girip ve bu şekilde düşündüğü söylenir.
MAVİ
Freud, maviyi sakin diye niteler. Faber Birren ise tansiyonu düşürdüğünü söyler. Araplar ise mavi taşların kanın akışını yavaşlattığına inanırlar. Nazar boncuğu o yüzden mavi taşlıdır.
Sakinleştirici bir renktir, Batı’da bu etkisi yüzünden intiharları azaltmak için köprü korkuluklarını maviye boyarlar. Mavi ve özellikle lacivert kozmik bir renk olarak kabul edilir; sonsuzluğu, otoriteyi ve verimliliği çağrıştırır. Uluslararası toplantılarda tüm devlet başkanları lacivert takım elbise giyerler.
Dünyadaki firmaların yarısından fazlası logolarında maviyi kullanırlar. Aynı şekilde Bill Clinton, büyük jüriye ifade vermesinden önce mavi kravat takarak, altın bronz karışımı bir şekil ve rengi kullandığını hatırlayın. Daha çok altını ve parayı çağrıştırır çünkü.
MOR
Mor, nevrotik duyguları açığa çıkardığı, insanları bilinçaltında korkuttuğu tespit edilen bir renk.
PEMBE
Pembe giyenlere, hizmetlerinden dolayı ödeme yaparken kendimizi daha rahat hissettiğimizi tespit etmişler. İngiltere’de Boots ve Marks and Spencer mağazalarında tüm tezgahtarların pembe gömlek giydiği bilinir.
SARI
Sarı, geçiciliğin ve dikkati çekiciliğin ifadesidir. O yüzden tüm dünyada taksiler sarıdır. Dikkat çeksin ve geçici olduğu bilinsin diye.
Araba kiralama firmaları logolarında hep sarıyı kullanırlar. ‘Ürün geçici, lütfen geri getirin’ demek istiyorlar. O yüzden dünyada hiçbir banka ambleminde bildiğimiz sarıyı kullanmaz. (Portakal ve bronz ya da bakır kimi zaman yer alabilir) Paranın geçici değil, kalıcı olmasını isterler. Türkiye’de sarıyı logosunda baskın bir renk olarak kullanan tek banka, devlet bankası Vakıfbank’tır.
BEYAZ
Beyaz, istikrarı, devamlılığı ve temizliği simgeler. Bu yüzden üzerinde fazla şaibeler olanların, beyaz ağırlıklı kıyafetleri seçmelerinde yarar var. Beyaz elbiseler, sizin temiz olduğunuz imajını verir.
anat. ağ tabaka
Göz yuvarlarının iç yüzeyinde görme sinirinin yayılması ile beliren, ışığa duyarlı, ağımsı bölüm.
Konum: Güneydoğu Avrupa’da, Karadeniz kıyısında, Bulgaristan ile Ukrayna arasında yer alır.
Coğrafi konumu: 46 00 Kuzey enlemi, 25 00 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Avrupa.
Yüzölçümü: 237,500 km².
Sınırları: toplam: 2,508 km.
sınır komşuları: Bulgaristan 608 km, Macaristan 443 km, Moldova 450 km, Yugoslavya 476 km, Ukrayna (kuzey) 362 km, Ukrayna (doğu) 169 km.
Sahil şeridi: 225 km.
İklimi: Ilıman.
Arazi yapısı: Orta kısımda yer alan Transilvanya Havzası, Moldova Ovasından Karpat Dağları ile ayrılır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Karadeniz 0 m.
en yüksek noktası: Moldoveanu 2,544 m.
Doğal kaynakları: petrol, kereste, doğal gaz, kömür, tuz, demir, işlenebilir arazi, hidro enerji.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %41.
daimi ekinler: %3.
Otlaklar: %21.
Ormanlık arazi: %29.
Diğer: %6 (1993 verileri).
Sulanan arazi: 31,020 km² (1993 verileri).
Doğal afetler: Depremler, heyelanlar.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 22,364,022 (Temmuz 2001 verileri).
Nüfus artış oranı: %-0.21 (2001 verileri).
Mülteci oranı: -0.6 mülteci/1,000 nüfus (2001 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 19.36 ölüm/1,000 doğan bebek (2001 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 70.16 yıl.
Erkeklerde: 66.36 yıl.
Kadınlarda: 74.19 yıl (2001 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 1.35 çocuk/1 kadın (2001 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.02 (1999 verileri).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 7,000 (1999 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 350 (1999 verileri).
Ulus: Romen.
Nüfusun etnik dağılımı: Romen %89.5, Macar %7.1, Roma 1%.8, Alman %0.5, Ukraynalı %0.3, diğer %0.8 (1992).
Din: Romanya Ortodoksları %70, Roma Katolikleri %3, Diğer Katolikler %3, Protestanlar %6, inançsız %18.
Diller: Romence, Macarca, Almanca.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %97.
erkekler: %98.
kadınlar: %95 (1992 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Romanya.
Yönetim biçimi: Çok Partili Cumhuriyet.
Başkent: Bükreş.
İdari bölümler: 40 bölge ve 1 belediye; Alba, Arad, Arges, Bacau, Bihor, Bistrita-Nasaud, Botosani, Braila, Brasov, Bucuresti, Buzau, Calarasi, Caras-Severin, Cluj, Constanta, Covasna, Dimbovita, Dolj, Galati, Gorj, Giurgiu, Harghita, Hunedoara, Ialomita, Iasi, Maramures, Mehedinti, Mures, Neamt, Olt, Prahova, Salaj, Satu Mare, Sibiu, Suceava, Teleorman, Timis, Tulcea, Vaslui, Vilcea, Vrancea.
Bağımsızlık günü: 1881 (Türkiye’den).
Milli bayram: Birleşme Günü (Romanya ile Transilvanya’nın), 1 Aralık (1918).
Anayasa: 8 Aralık 1991.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: ACCT, AG (Avustralya Grubu), BIS (Uluslararası İmar Bankası), BSEC (Karadeniz Ekonomik İşbirliği), CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi), CE (Avrupa Konseyi), CEI (Orta Avrupa Girişimi), EAPC (Avrupa - Atlantik Ortaklık Konseyi), EBRD (Avrupa Yatırım ve Kalkınma Bankası), ECE (Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu), Avrupa Birliği, FAO (Tarım ve Gıda Örgütü),
- Akut eklem romatizması.
- Romatoid artrit.
- Dejeneratif romatizma.
Tedavi amacıyla aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Elma, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 3 tane kabukları soyulmamış elma doğranır. 15 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür. Yemeklerden sonra birer çay bardağı içilir.
Avrupa’da Romen rakamlarından günümüz rakamlarına geçiş Ortaçağda olmuştur. O yıllarda Avrupa’da hesap işleriyle uğraşanlar Romen rakamlarını hemen terk etmediler. Daha ziyade toplama ve çıkarma işi yapan tüccarlara Romen rakamları daha pratik geliyordu. Örneğin 68’den 16’yı çıkarmak için 68 yani ‘LXVIII’ rakamından 16’yı ifade eden ‘XVI’ rakamlarını silince geriye ‘LII’ yani 52 kalıyordu.
Diğer bir örnek olarak 77 (LXXVII) sayısından 15’i (XV) çıkartalım. Yapılacak iş 77’nin içinden X ve V rakamlarını silmektir. Sonuç ‘LXII yani 62’dir.
Bu arada Romen rakamları nelerdir bir görelim: I(1), II(2), III(3), IV(4), V(5), VI(6), VII(7), VIII(8), IX(9), X(10), XX(20), XXX(30), XL(40), L(50), LX(60), LXX(70), LXXX(80), C(100), D(500), M(1 000)
Romen rakamaları her bir sayının karşılığı olan harfler, büyükten küçüğe doğru ve soldan sağa yazılıp bunların hepsi toplanarak bulunur. MDCLXVI sayısı neymiş bulalım:
(M=1 000)+(D=500)+(C=100)+(L=50)+(X=10)+(V=5)+(I=1)=1966
Ancak günümüzde sistem tam böyle çalışmıyor, büyük rakamdan önce gelen daha küçük rakam büyükten çıkartılıyor. Örneğin IX=(10-1)=9, bu şekilde 1999 sayısı olan MCMXCIX (1 000+900+90+9)=1999 olarak bulunuyor.
Bir başka uygulama da aynı harfi üç kereden fazla tekrar etmemek şeklinde. IIII yerine IV, XXXX yerine XL kullanılıyor. Ancak Romen rakamlarında M’den büyük harf olmadığından 1 000’den sonra örneğin 4 000 MMMM şeklinde yazılabiliyor. Daha büyük sayılarda ise sayının kaç kere 10’un katı olduğunu ifade etmek için parantez işaretleri kullanılıyor.
Romen rakamlarında sayıdan önce ‘bir’ gelmesi sadece dört (IV) ve dokuzda (IX) vardır. Romen rakamlarında sıfır yoktur. Rakam gösterildiği işaret kadar yani ‘X’ nerede olursa olsun ‘10’dur. Halbuki günümüz rakamlarında ‘1’ tek başına iken ‘1’dir ama sağdan ikinci haneye geçince ‘10’ değerini, üçüncüye geçince ‘100’ değerini alır.
Tüm bu nedenlerle günümüzün karmaşık işlemlerinde Romen rakamlarının kullanılmaları mümkün değildir. Sıfır sayısının katılmasıyla hiç rekabet güçleri kalmamıştır. Duvar saatlerinde dekoratif amaçlı kullanılmaları yanında pratik bir kullanım yerleri yoktur.
Günümüzde milyon, milyar derken trilyonları hatta katrilyonları ifade eder hale geldik. İleriki yıllara hazırlık amacıyla milyondan başlayarak sonra gelen sayılara bir bakalım. Sayı isminin yanına bir parantez içindeki rakamlar o sayıda kaç tane sıfır olduğunu gösterir:
Milyon(6), milyar(9), trilyon(12), katrilyon(15), kuintrilyon(18), sekstrilyon(21), septrilyon(24), oktrilyon(27), nanilyon(30), desilyon(33), andesilyon(36), dudesilyon(39), tredesilyon(42), kattırdesilyon(45), kuindesilyon(48), seksdesilyon(51), septendesilyon(54), oktadesilyon(57), novemdesilyon(60), vijintilyon(63).
Konum: Kuzey Asya’da (Ural Dağlarının batı kısmı Avrupa’dadır.), Arktik Okyanusu kıyısında, Avrupa ile Kuzey Pasifik Okyanusu arasında yer almaktadır.
Coğrafi konumu: 60 00 Kuzey enlemi, 100 00 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Asya.
Yüzölçümü: 17,075,200 km².
Sınırları: 20,096.5 km.
sınır komşuları: Azerbaycan 284 km, Beyaz Rusya 959 km, Çin (güneydoğu) 3,605 km, Çin (güney) 40 km, Estonya 294 km, Finlandiya 1,340 km, Gürcistan 723 km, Kazakistan 6,846 km, Kuzey Kore 19 km, Letonya 217 km, Litvanya (Kaliningrad Bölgesi) 280.5 km, Moğolistan 3,485 km, Norveç 196 km, Polonya (Kaliningrad Bölgesi) 232 km, Ukrayna 1,576 km.
Sahil şeridi: 37,653 km.
İklimi: Avrupa sınırında nemli kıtasal iklim, Sibirya’da subarktik, kuzey kutbuna doğru tundra, kışlar Karadeniz boyunca soğuk, Sibirya’da dondurucu, yazlar steplerde Arktik kıyılarına nazaran daha ılımandır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Hazar Denizi -28 m.
en yüksek noktası: Elbrus Dağları 5,633 m.
Doğal kaynakları: Doğal gaz, kömür, mineraller, kereste.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %7.17.
daimi ekinler: %0.11.
Diğer: %92.72 (2005 verileri).
Sulanan arazi: 46,000 km² (2003 verileri).
Doğal afetler: Sibirya’da buzlanmalar, Kuril adalarında yanardağlar, Kamçatka Yarımadasında Deprem ve yanardağlar.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 142,893,540 (Temmuz 2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %-0.37 (2006 verileri).
Mülteci oranı: 1.03 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 15.13 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 67.08 yıl.
Erkeklerde: 60.45 yıl.
Kadınlarda: 74.1 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 1.28 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %1.1 (2001 verileri).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 860,000 (2001 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 9,000 (2001 verileri).
Ulus: Rus.
Nüfusun etnik dağılımı: Rus %79.8, Tatar %3.8, Ukraynalı %2, Başkır %1.2, Çuvaş %1.1, diğer %12.1.
Din: Rus Ortodoksları, Müslümanlar, diğer.
Diller: Rusça, diğer.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %99.6.
erkekler: %99.7.
kadınlar: %99.5 (2003 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Rusya Federasyonu.
kısa şekli : Rusya.
Yerel tam adı: Rossiyskaya Federatsiya.
yerel kısa şekli: Rossiya.
Eski adı: Rusya İmparatorluğu, Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti.
Yönetim biçimi: Başkanlık Tipi Cumhuriyet - Federasyon.
Başkent: Moskova.
İdari bölümler: 49 bölge, 21 cumhuriyet, 10 özerk yöre, 6 yurt, 2 federal şehir, ve 1 özerk bölge; Adygeya (Maykop), Aginskiy Buryatskiy (Aginskoye), Altay (Gorno-Altaysk), Altayskiy (Barnaul), Amurskaya (Blagoveshchensk), Arkhangel’skaya, Astrakhanskaya, Bashkortostan (Ufa), Belgorodskaya, Bryanskaya, Buryatiya (Ulan-Ude), Chechnya (Groznyy), Chelyabinskaya, Chitinskaya, Chukotskiy (Anadyr’), Chuvashiya (Cheboksary), Dagestan (Makhachkala),
Konum: Güney Avrupa’da, İtalya’nın merkezinde yerleşim bölgesi.
Coğrafi konumu: 43 46 Kuzey enlemi, 12 25 Doğu boylamı.
Haritadaki konumu: Avrupa.
Yüzölçümü: 61.2 km².
Sınırları: toplam: 39 km.
sınır komşuları: İtalya 39 km.
Sahil şeridi: 0 km (kara ile çevrili).
İklimi: Akdeniz iklimi.
Arazi yapısı: Engebeli dağlar.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Torrente Ausa 55 m.
en yüksek noktası: Monte Titano 755 m.
Doğal kaynakları: Yapı taşları.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %16.67.
daimi ekinler: %0.
Diğer: %83.33 (2005 verileri).
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 29,251 (Temmuz 2006 verileri).
Nüfus artış oranı: %1.26 (2006 verileri).
Mülteci oranı: 10.7 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 5.63 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 81.71 yıl.
Erkeklerde: 78.23 yıl.
Kadınlarda: 85.5 yıl (2006 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 1.34 çocuk/1 kadın (2006 tahmini).
Ulus: San Marinolu.
Nüfusun etnik dağılımı: San Marinolu, İtalyan.
Din: Roma Katolikleri.
Diller: İtalyan.
Okur yazar oranı: 10 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %96.
erkekler: %97.
kadınlar: %95 (1976 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: San Marino Cumhuriyeti.
kısa şekli : San Marino.
Yerel tam adı: Repubblica di San Marino.
yerel kısa şekli: San Marino.
Yönetim biçimi: Parlamenter Cumhuriyet.
Başkent: San Marino.
İdari bölümler: 9 belediye; Acquaviva, Borgo Maggiore, Chiesanuova, Domagnano, Faetano, Fiorentino, Monte Giardino, San Marino, Serravalle.
Bağımsızlık günü: 3 Eylül 301.
Milli bayram: Cumhuriyetin Kuruluşu, 3 Eylül (301).
Anayasa: 8 Ekim 1600.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: CE (Avrupa Konseyi), ECE (Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu), FAO (Tarım ve Gıda Örgütü), IBRD (Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası), ICAO (Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü), ICFTU (Uluslararası Serbest Ticaret Birlikleri Konfederastonu), ICRM (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi), IFRCS (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Toplulukları Federasyonu), ILO (Uluslarası Çalışma Örgütü), IMF (Uluslararası Para Fonu),IOC, IOM (Uluslararası Göçmen Teşkilatı), ITU (Uluslararası Telekomünikasyon Birliği), OPCW (Kimyasal Silahları Yasaklama Organizasyonu), OSCE (Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Örgütü), UN (Birleşmiş Milletler), UNCTAD (Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı), UNESCO (Eğitim-Bilim ve Kültür Örgütü), UPU (Dünya Posta Birliği), WHO (Dünya Sağlık Örgütü), WIPO (Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı), WToO (Dünya Turizm Örgütü).
Ekonomik Göstergeler
GSYİH: Satınalma Gücü paritesi - 940 milyon $ (2001 verileri).
GSYİH - reel büyüme oranı: %2.3 (2002 verileri).
Enflasyon oranı (tüketici fiyatlarında): %-1.7 (2001).
İş gücü: 19,970 (2003).
İşsizlik oranı: %2.6 (2001).
Endüstri: Turizm, bankacılık, tekstil, elektronik, seramik, çimento, şarap.
Endüstrinin büyüme oranı: %6 (1997 verileri).
Tarım ürü
- Grand Mal :
Saranın ağır şekline grand mal denir. Hasta nöbet gelmeden önce aura denilen bir devre geçirir. Bu sırada da, nöbetin geleceğini anlar. Bu devrede, kulak çınlaması, belirli bir yerde ağrı, titreme vardır. Ne olduğunu anlayamadığı bir koku hisseder. Kısa bir süre sonra da, şuurunu kaybederek yere düşer. Vücudunda kuvvetli çırpınmalar başlar. Kol ve bacakları ritmik bir şekilde kasılıp, gevşer. Ağzı köpürür, dilini ısırabilir, farkında olmadan küçük ve büyük tuvaletini koyabilir. Bir süre sonra da kasılmalar azalır, derin bir soluk alarak sakinleşir ve kendine gelir.
- Petit Mal :
Saranın hafif şeklidir. Bu çeşit saralıda şuur kaybı görülür fakat, kasılma ve gevşemeler görülmez. Hatta bazen çevresindekiler kriz geçirdiğini bile anlamaz. İlkyardım olarak, kriz geçiren hastanın yaralanmasını önleyici tedbirler alınır. Dilini ısırmaması için de temiz bir mendili top yaparak ağzına koymak faydalıdır. Tedavi amacıyla aşağıdaki reçeteler kullanılır.
Tedavi için gerekli malzeme : Üzerlik, su.
Hazırlanışı : Bir kahve kaşığı üzerlik tohumu, havanda dövüldükten sonra az suyla içilir.
Tavla o kadar bilinen bir oyundur ki, burada kurallarından bahsetmek bile ayıp olabilir. Tavlanın bilinen en eski oyunlardan biri olduğu, 5 bin yıl evvel Mısırlılar tarafından oynanmaya başlandığı, Yunanlılar ve daha sonra da Romalılar tarafından oynanıp Avrupa’ya yayıldığı biliniyor. Bu günkü oynanış kuralları 17. yüzyılda İngiltere’de tekrar düzenlenmiş, 20. yüzyılın başlarında, 1920’lerde ise çift zarla oynanmaya başlanmıştır.
Tavla, kırda, kahvede oynanabilmesi bakımından basit bir halk oyunu olarak bilinmesine rağmen satranç gibi stratejik bir savaş oyunu olup en az onun kadar, hatta araya şans faktörünün de girmesi ile ondan daha zor bir oyundur.
Sonraki hamleleri düşünmeyi zorlaştıracak şans faktörü oyuna eğlenceli bir yan katar. Oyunu kazandığınızda bunu kabiliyetinize yorarken, kaybettiğinizde de kötü şansınızı suçlayabilirsiniz. Ancak tavla şampiyonları şansın yanında oyunda, ihtimaller hesabını, tahayyül ve sezgi yeteneklerini hatta psikolojik faktörleri bile kullanırlar.
Günümüzde bilgisayarda, internet aracılığıyla dünyanın öbür ucundaki kişilerle tavla oynanabiliyor. Bilgisayarla karşılıklı tavla oynayabileceğiniz çok güzel programlar var. Ne var ki bu programlar amatör bir seviyeden öteye geçemiyorlar. Satrançta olduğu gibi dünya şampiyonlarını bile yenebilecek programlar üretilemiyor.
Bir bilgisayarın herhangi bir oyunu bir insan kadar veya daha iyi oynayabilmesi için ya insandan daha akıllı olması yahut da belirli bir sürede insandan daha çok iş yapabilmesi gerekir. Oyun programlarında genel strateji akıl üzerine kurulamaz. Program bir insanın yapamayacağı kadar kısa bir sürede, ilerde yapılabilecek hamleleri ve karşı oyunları hesaplayabilecek şekilde hazırlanır.
Satranç oyununda her bir oyuncunun bir hamlede yapabileceği 20-30 değişik hareket vardır. Tavlada ise her iki zarı attığınızda, zaten 21 tane değişik pozisyon gelme olasılığı vardır. Bu her bir pozisyon da en az 4-6 değişik şekilde oynanabileceği, bir de çift atıldığında 4 kere oynanabileceği faktörlerini de hesaba katarsak, sadece bir kerede tavlada kaç değişik oyun oynama olasılığı olduğu ortaya çıkar.
İşte bu durum tavla oyununun herhangi bir anında çok ileriye bakmayı, sonraki hamleleri görebilmeyi ve tedbir almayı zorlaştırır. En basit bir hesapta bile görülebilir ki tavlada 3 kere zarları atışta oynanabilecek pozisyon sayısı 250 milyona ulaşır. Bunun analizini yapabilmek bilgisayar için bile zordur.
Satranç gibi oyunlarda, bir kerede yapılabilecek hamleler hesaplanırken en mantıksız ve yapılmaması gereken hamleler çıkarıldığında geriye oynanması mümkün 5 bilemediniz 10 hareket kalır. Halbuki tavlada her seferinde atılan zara bağlı olarak 21 değişik seçenek vardır. İşte bu nedenle programlamada arka arkaya olabilecekler için bir fonksiyon türetip, yazılım yapabilmek içinden çıkılmaz bir hale gelir.
Tavlada bir başka faktör de zamandır. Oyunun herhangi bir kademesindeki durumu kavramada geçen zaman açısından insan, bilgisayardan hala üstündür. Tabii bu arada pulları kırma, kritik yerlerde kapı alarak rakibin zarı ne gelirse gelsin onu oynatmama, gele atma gibi durumlar da göz önüne alınırsa, bilgisayarın tavla oyununda niçin çok başarılı olamadığı ortaya çıkar.
Bu taşın bizdeki adı vezir (bakan gibi bir şey) olduğu için bu hareketlilik normal görülebilir ama Batı ülkelerinin bu taşa kraliçe anlamında ‘queen’ adını verdiklerini düşünürseniz ortaya tuhaf bir durum çıkar. Hele satrancın tarihinin 7. yüzyıldan öncesine gittiği göz önüne alınırsa, o zamanlar daima ordularının başında savaşa giden krallara, şahlara satrançta niçin böyle pasif bir rol verilmiştir, anlaşılmaz.
Satrancın ilk olarak 6. yüzyıl içinde Hindular tarafından oynanmaya başlanıldığı, daha doğrusu Hinduların ‘chaturunga’ (şaturanga) isimli oyunundan geliştiği ileri sürülüyor. ‘Chaturunga’ sözcüğü Sanskritce’de ‘dört kol’, ‘dört kollu ordu’ veya ‘dört silah’ anlamına gelmektedir.
O zamanki Hint ordusu dört bölümden oluşuyordu. Filler, savaş arabaları, süvariler ve piyade. Bugün bu dört kola, fil, kale, at ve piyon diyoruz. Avrupa savaşlarında fil kullanılmadığı için bu taşa piskopos (bishop) adı verilmiştir. Bizdeki at Arapçada süvari, Avrupa’da ise şövalye olarak adlandırılmıştır. Yani medeniyetler satranç terimlerinde kendilerine göre bazı değişiklikler yapmışlardır.
İaturanga Hindistan’dan önce İran’a geçti ve geçerken ismi. ‘şatrang’ oldu. Arap orduları onu 1000 yıl kadar önce, fethettikleri İspanya üzerinden Avrupa’ya getirdiler. Araplar oyuna ‘şatranj’ veya ‘al-şah-mat’ (şah ölü) ismini verdiler. Ancak şah oyunda hiçbir zaman ölmez, diğer taşlar gibi oyun tahtasının dışına çıkartılamaz. Vatanı olan karelerde kımıldayamaz hale gelince esir düşer. Satranç ismi Türkçeye Arapçadan girmiştir.
İlk oynanış şeklinde bugünkü hareket kabiliyetindeki bir vezir veya kraliçe yoktu. Gerçi şahın yanında Araplar tarafından akıllı adam diye isimlendirilen bir taş vardı ama hareket imkanı çok kısıtlıydı. Sadece bir kere o da çapraz olmak koşuluyla ilerleyebiliyordu.
Asırdan asıra, ülkeden ülkeye satranç oyunu gittikçe gelişti ve bazı değişikliklere uğradı. Avrupa’ya ulaştığında vezirin ismi kraliçe oldu ama hareket imkanı hala kısıtlıydı. Bununla belki o yıllarda Avrupa’da yaşayan güçlü kraliçelerin, krallarının daima yanında olup onları kollamaları şeklinde sosyal bir bağlantı kurulabilir.
Bu şekli ile satranç oyunu çok yavaş oynanabildiğinden oyunu süratlendirmek için kraliçe (vezir) ve filin güçleri, yani hareket imkanları arttırıldı, etkinlik sahaları genişletildi. Bir başka kural değişikliği ile satranç tahtasının karşı kenarına varabilen bir piyonun kraliçe (vezir) olabilmesi imkanı tanındı.
Bu, çok çağdaş ve demokratik bir değişimdi. Taşların en güçsüzü ve alçak gönüîlüsü piyade, işlerinde sebat eder ve başarı ile ilerlerse en güçlü taş olabiliyor, hatta karşı tarafın şahını mat ederek en son sözü söyleyebiliyordu. Avrupa’da gün geçtikçe gelişen demokrasi, yıkılan krallıklar satranca da yansıyordu. İah artık örneği çok az kalmış, güçsüz monarşik hükümdarlar gibi köşesinden pek çıkamıyordu.
Gerçeği oyunda iken ikinci bir kraliçenin ortaya çıkması ise başlangıçta oyuncuların kafasını karıştırdı ama hangi şah bir yerine iki kraliçesinin olmasını istemez ki!
Bu taşın bizdeki adı vezir (bakan gibi bir şey) olduğu için bu hareketlilik normal görülebilir ama Batı ülkelerinin bu taşa kraliçe anlamında ‘queen’ adını verdiklerini düşünürseniz ortaya tuhaf bir durum çıkar. Hele satrancın tarihinin 7. yüzyıldan öncesine gittiği göz önüne alınırsa, o zamanlar daima ordularının başında savaşa giden krallara, şahlara satrançta niçin böyle pasif bir rol verilmiştir, anlaşılmaz.
Satrancın ilk olarak 6. yüzyıl içinde Hindular tarafından oynanmaya başlanıldığı, daha doğrusu Hinduların ‘chaturunga’ (şaturanga) isimli oyunundan geliştiği ileri sürülüyor. ‘Chaturunga’ sözcüğü Sanskritce’de ‘dört kol’, ‘dört kollu ordu’ veya ‘dört silah’ anlamına gelmektedir.
O zamanki Hint ordusu dört bölümden oluşuyordu. Filler, savaş arabaları, süvariler ve piyade. Bugün bu dört kola, fil, kale, at ve piyon diyoruz. Avrupa savaşlarında fil kullanılmadığı için bu taşa piskopos (bishop) adı verilmiştir. Bizdeki at Arapçada süvari, Avrupa’da ise şövalye olarak adlandırılmıştır. Yani medeniyetler satranç terimlerinde kendilerine göre bazı değişiklikler yapmışlardır.
Şaturanga Hindistan’dan önce İran’a geçti ve geçerken ismi ‘şatrang’ oldu. Arap orduları onu 1000 yıl kadar önce, fethettikleri İspanya üzerinden Avrupa’ya getirdiler. Araplar oyuna ‘şatranj’ veya ‘al-şah-mat’ (şah ölü) ismini verdiler. Ancak şah oyunda hiçbir zaman ölmez, diğer taşlar gibi oyun tahtasının dışına çıkartılamaz. Vatanı olan karelerde kımıldayamaz hale gelince esir düşer. Satranç ismi Türkçeye Arapçadan girmiştir.
İlk oynanış şeklinde bugünkü hareket kabiliyetindeki bir vezir veya kraliçe yoktu. Gerçi şahın yanında Araplar tarafından akıllı adam diye isimlendirilen bir taş vardı ama hareket imkanı çok kısıtlıydı. Sadece bir kere o da çapraz olmak koşuluyla ilerleyebiliyordu.
Asırdan aşıra, ülkeden ülkeye satranç oyunu gittikçe gelişti ve bazı değişikliklere uğradı. Avrupa’ya ulaştığında vezirin ismi kraliçe oldu ama hareket imkanı hala kısıtlıydı. Bununla belki o yıllarda Avrupa’da yaşayan güçlü kraliçelerin, krallarının daima yanında olup onları kollamaları şeklinde sosyal bir bağlantı kurulabilir.
Bu şekli ile satranç oyunu çok yavaş oynanabildiğinden oyunu süratlendirmek için kraliçe (vezir) ve filin güçleri, yani hareket imkanları arttırıldı, etkinlik sahaları genişletildi. Bir başka kural değişikliği ile satranç tahtasının karşı kenarına varabilen bir piyonun kraliçe (vezir) olabilmesi imkanı tanındı.
Bu, çok çağdaş ve demokratik bir değişimdi. Taşların en güçsüzü ve alçak gönüllüsü piyade, işlerinde sebat eder ve başarı ile ilerlerse en güçlü taş olabiliyor, hatta karşı tarafın şahını mat ederek en son sözü söyleyebiliyordu. Avrupa’da gün geçtikçe gelişen demokrasi, yıkılan krallıklar satranca da yansıyordu. Şah artık örneği çok az kalmış, güçsüz monarşik hükümdarlar gibi köşesinden pek çıkamıyordu.
Gerçeği oyunda iken ikinci bir kraliçenin ortaya çıkması ise başlangıçta oyuncuların kafasını karıştırdı ama hangi şah bir yerine iki kraliçesinin olmasını istemez ki!
Tedavi için gerekli malzeme : Ardıçkatranı, saf alkol, eter
Hazırlanışı : 5 gram ardıçkatranı, 4 gram saf alkol ve 4 gram eter karıştırılıp merhem yapılır. Deri sabunlu su ile yıkandıktan sonra sürülür.
Şeker durumu Açken Yemekten 1-2 saat sonra :
- Normal kimselerde 80 mg. 140 mg.
- Orta derecede 130 mg. 190 mg.
- Ağır derecede 160 mg. 215 mg.
İki çeşit şeker hastalığı vardır.
- Şekersiz Diabet :
Hipofiz bezinin arka tarafından salgılanan antidiüretik hormonun yetmezliği sonucu ortaya çıkan bu çeşit şeker hastalığına, tıp dilinde diabetes insipidus denir.
- Şekerli Diabet :
Pankreasın salgıladığı insülin yetmezliği sonucu ortaya çıkan bu çeşit şeker hastalığına, tıp dilinde diabetes mellitus denir.
Şeker hastalığını doğuran nedenler dengesiz beslenme, şişmanlık veya sinir bozukluğudur. Bazı kimselerde de irsiyet önemli bir rol oynar. Hastalığın başlangıcında çok yemek ve su içmek ihtiyacı vardır. İdrar miktarı da artar. Kadınların idrar yapma yerlerinde kaşıntı vardır. Ayrıca devamlı yorgunluk hali görülür. İleri safhada devamlı baş ağrısı, el ve ayak titremeleri, iştahsızlık, aseton kokusuna benzer nefes kokusu, ter kokusu, adele krampları, hafıza zayıflığı, kısmi veya tam felç, iyileşmeyen yaralar ve uykuda sayıklama görülür. Şeker hastalığı tedavi edilmezse sonuç damar sertliği, kalp yetmezliği, göğüs anjini, görme zayıflığı, katarakt, karaciğer hastalıkları, siroz olabilir.
İki çeşit şeker koması vardır.
- Diabetik Koma :
Daha ziyade şeker hastalarında görülür. Nedeni, insülin verme zamanını geçirmek, gerektiğinden az miktarda insülin vermek, bağırsak iltihabı, bademcik iltihabı, grip veya iyileşmeyen yaralardır.
- Şeker Eksikliği Koması :
Tıp dilinde hipoglisemi adı verilen bu çeşit koma, terleme, titreme, çırpınma huzursuzluk, şiddetli açlık, ve aşırı duygusallıkla başlar. Nedeni, fazla miktarda insülin vermek veya çok miktarda karbonhidratlı yiyeceklerle beslenmektir.
Şeker hastaları haftada en az iki kere ılık banyo yapmalıdır ve sonra da vücutlarının her tarafını ılık bir havlu ile ovmalıdır. Kabız veya ishal olmamalıdırlar. Perhiz yapmalıdırlar. Erken yatıp erken kalkmalıdırlar. Ağız, boğaz ve diş sağlığına aşırı özen göstermelidirler. Masaj, beden hareketleri ve açık havada yürüyüşü ihmal etmemelidirler. Tedavi amacıyla aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Karadut, su.
Hazırlanışı : Beş çorba kaşığı karadut ezilip, suyu çıkarılır. Yemeklerden 10 dakika önce, 1 su bardağı suya 10 damla konup içilir.
Konum: Batı Afrika, Kuzey Atlas Okyanusu kıyısında, Gine Bissau ve Moritanya arasında yer alır.
Coğrafi konumu: 14 00 Kuzey enlemi, 14 00 Batı boylamı.
Haritadaki konumu: Afrika.
Yüzölçümü: 196,190 km².
Sınırları: toplam: 2,640 km.
sınır komşuları: Gambiya 740 km, Gine 330 km, Gine Bissau 338 km, Mali 419 km, Moritanya 813 km.
Sahil şeridi: 531 km.
İklimi: tropikal.
Arazi yapısı: Genellikle alçak, inişli çıkışlı ovalar, güneydoğuda dağ eteği tepeler yer alır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Atlas Okyanusu 0 m.
en yüksek noktası: 581 m.
Doğal kaynakları: Balık, fosfat, demir.
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %12.
daimi ekinler: %0.
Otlaklar: %16.
Ormanlık arazi: %54.
Diğer: %18 (1993 verileri).
Sulanan arazi: 710 km² (1993 verileri).
Doğal afetler: Su baskınları, periyodik kuraklıklar.
Nüfus Bilgileri
Nüfus: 10,284,929 (Temmuz 2001 verileri).
Nüfus artış oranı: %2.93 (2001 verileri).
Mülteci oranı: 0.21 mülteci/1,000 nüfus (2001 tahmini).
Bebek ölüm oranı: 56.75 ölüm/1,000 doğan bebek (2001 tahmini).
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 62.56 yıl.
Erkeklerde: 60.94 yıl.
Kadınlarda: 64.22 yıl (2001 verileri).
Ortalama çocuk sayısı: 5.12 çocuk/1 kadın (2001 tahmini).
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %1.77 (1999 verileri).
HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 79,000 (1999 verileri).
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 7,800 (1999 verileri).
Ulus: Senegallı.
Nüfusun etnik dağılımı: Wolof %43.3, Pular %23.8, Serer %14.7, Jola %3.7, Mandinka %3, Soninke %1.1, Avrupalılar ve Lübnanlılar %1, diğer %9.4.
Din: Müslüman %92, yerel inançlar %6, Hıristiyan %2.
Diller: Fransız (resmi), Wolof, Pulaar, Jola, Mandinka.
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler.
Toplam nüfusta: %33.1.
erkekler: %43.
kadınlar: %23.2 (1995 verileri).
Yönetimi
Ülke adı: Resmi tam adı: Senegal Cumhuriyeti.
kısa şekli : Senegal.
Yerel tam adı: Republique du Senegal.
yerel kısa şekli: Senegal.
Yönetim biçimi: Başkanlık Tipi Cumhuriyet.
Başkent: Dakar.
İdari bölümler: 10 bölge; Dakar, Diourbel, Fatick, Kaolack, Kolda, Louga, Saint-Louis, Tambacounda, Thies, Ziguinchor.
Bağımsızlık günü: 4 Nisan 1960 (Fransa’dan).
Milli bayram: Bağımsızlık günü, 4 Nisan (1960).
Anayasa: 3 Mart 1963. 1991 yılında yeniden gözden geçirilmiştir.
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: ACCT, ACP (Afrika - Karayip - Pasifik Ülkeleri), AfDB (Afrika Kalkınma Bankası), CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi), ECA (Birleşmiş Milletler Afrika Ekonomik Komisyonu), ECOWAS (Batı Afrika Ekonomik Topluluğu), FAO (Tarım ve Gıda Örgütü), FZ, G-15, G-77, IAEA (Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı), IBRD (Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası), ICAO (Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü), ICC (Milletlerarası Ticaret Odası), ICFTU (Uluslararası Serbest Ticaret Birlikleri Konfederastonu), ICRM (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi), IDA (Uluslararası Kalkınma Birliği), IDB (İsla
Tedavi için gerekli malzeme : Turp, su.
Hazırlanışı : Altı bardak suya 1 tane turp doğranır. 10 dakika kaynatıldıktan sonra süzülüp, gargara yapılır.