Johnny-come-lately ne demek?

i., A.B.D., k.dili yeni gelen kimse, yeni katılan kimse, tecrübesiz kimse.

İngilizce - Türkçe Sözlük by NedirSor

become

(f). olmak: yakışmak, yaraşmak, gitmek What became of ? ne oldu ? nereye gitti ? ne yaplyor? become due vadesi gelmek.

İngilizce - Türkçe Sözlük by NedirSor

come

(f).gelmek, yaklaşmak, varmak; olmak, vaki olmak;akla gelmek;(k).dili orgazma varmak.come about olmak, vaki olmak;dönmek, volta etmek.come acrossrast gelmek, karşılaşmak;intiba bırakmak;argo istenileni yapmak, sakladığını çıkarıp vermek.come across with

İngilizce - Türkçe Sözlük by NedirSor

come-hither

(s)., A.B.D., argo çekici, davet edici (bakış).

İngilizce - Türkçe Sözlük by NedirSor

come-on

(i)., A.B.D. (argo). tuzak kuran kimse, tuzak; davet edici bakış.

İngilizce - Türkçe Sözlük by NedirSor

comeback

(i)., (k).dili eski formunu bulma; argo zekice ve yerinde cevap; A.B.D., argo şikayet sebebi.

İngilizce - Türkçe Sözlük by NedirSor

comedian

(i). komedi artisti, komedyen; komedi yazarı comedienne(i). kadın komedi artisti.

İngilizce - Türkçe Sözlük by NedirSor

comedown

(i). hayal kırıklığı, düşüş, sukut.

İngilizce - Türkçe Sözlük by NedirSor

comedy

(i). komedi, güldürücü piyes veya filim.

İngilizce - Türkçe Sözlük by NedirSor

çömelme

squat.

Türkçe - İngilizce Sözlük by NedirSor

çömelme

squatting down. squat.

Türkçe - İngilizce Sözlük by NedirSor

çömelmek

(f.). Dizleri toplayıp kalçalar baldırlara dokunacak surette durmak: Eteklerini toplayıp çömeldi.

Türkçe Sözlük by NedirSor

çömelmek

crouch. squat. to squat. to crouch.

Türkçe - İngilizce Sözlük by NedirSor

çömelmek

to squat down. cower. crouch. squat.

Türkçe - İngilizce Sözlük by NedirSor

çömeltmek

(f.) Çömelme işini yaptırmak.

Türkçe Sözlük by NedirSor

çömeltmek

to have sb squat down.

Türkçe - İngilizce Sözlük by NedirSor

comely

(s). sevimli, güzel, yakışıklı, zarif; uygun, yakışan.

İngilizce - Türkçe Sözlük by NedirSor

comer

(i). gelen kimse; katılan kimse; (k).dili geleceği parlak olan şey veya kimse istikbal vaat eden şey veya kimse. all comers müracaat eden herkes butün katılanlar.

İngilizce - Türkçe Sözlük by NedirSor

(i. F. «civân-merd» den gaar). Eli açık, ikramcı, kerem sahibi: Nekes ile cömerdin hesabı bir yere çıkar.

Türkçe Sözlük by NedirSor

generous. bounteous. big-hearted. liberal. munificent. openhanded. bighearted. bountiful. flush. freehanded. freehearted. handsome. large handed. open handed. profuse. ungrudging. unsparing.

Türkçe - İngilizce Sözlük by NedirSor

bounteous. chivalrous. free. generous. handsome. liberal. munificent. openhearted.

Türkçe - İngilizce Sözlük by NedirSor

generous. liberal. munificent. bounteous. bountiful. charitable. free. free handed. good. handsome. princely. profuse. propitious.

Türkçe - İngilizce Sözlük by NedirSor

İsimler ve Anlamları

(Tür.) (Erkek İsmi) 1.Elinde olanı harcayan, eli açık. 2.Başkalarına yardımdan kaçınmayan.

İsimler ve Anlamları by NedirSor

cömertçe

liberally. with open hands.

Türkçe - İngilizce Sözlük by NedirSor

(i.). El açıklığı, sahâvet, cûd.

Türkçe Sözlük by NedirSor

bounteousness.

Türkçe - İngilizce Sözlük by NedirSor

bounty. generosity. liberality. munificence.

Türkçe - İngilizce Sözlük by NedirSor

generosity. liberality. munificence. benevolence. bounty. chivalry. largesse.

Türkçe - İngilizce Sözlük by NedirSor

comestible

(s)., (i)., (nad). yenilebilir; (gen). (çoğ). yiyecek şey, gıda maddesi.

İngilizce - Türkçe Sözlük by NedirSor

comet

(i)., (astr). kuyrukluyıldız.

İngilizce - Türkçe Sözlük by NedirSor

cometary

(s). kuyrukluyıldız gibi veya ona ait.

İngilizce - Türkçe Sözlük by NedirSor

comeuppance

(i)., A.B.D. (k).dili hak edilen ceza.

İngilizce - Türkçe Sözlük by NedirSor

çömez

(I.). Medresede talebeye ve müderrise hizmet ederek ilim öğrenen kimse, talebe yamağı.

Türkçe Sözlük by NedirSor

çömez

disciple.

Türkçe - İngilizce Sözlük by NedirSor

çömez

one who follows in his master's ways.

Türkçe - İngilizce Sözlük by NedirSor

income

i. gelir, kazanç, irat; biyo. vücuda giren gıda. income tax gelir vergisi. gross income brüt gelir, gayri safi gelir net. income net gelir, safi gelir.

İngilizce - Türkçe Sözlük by NedirSor

incomer

i. içeri gelen kimse veya sey; muhacir.

İngilizce - Türkçe Sözlük by NedirSor

johnny-come-lately

i., A.B.D., k.dili yeni gelen kimse, yeni katılan kimse, tecrübesiz kimse.

İngilizce - Türkçe Sözlük by NedirSor

johnny-on-the-spot

i., A.B.D., k.dili her zaman yardım etmeye hazır becerikli kimse, Hızır gibi yetişen kimse.

İngilizce - Türkçe Sözlük by NedirSor

johnnycake

i. Amerika'da su veya süt ile yapılan mısır çöreği; Avustralya'da buğday unu çöreği.

İngilizce - Türkçe Sözlük by NedirSor

latecomer

(i.) geç gelen veya geç kalan kimse.

İngilizce - Türkçe Sözlük by NedirSor

newcomer

i. yeni gelmiş kimse.

İngilizce - Türkçe Sözlük by NedirSor

outcome

i. sonuç.

İngilizce - Türkçe Sözlük by NedirSor

overcome

f. (-came, -come) galip gelmek, alt etmek; yenmek, hakkından gelmek; gidermek, çaresini bulmak. be over come (with) etkilenmek.

İngilizce - Türkçe Sözlük by NedirSor

philately

i. pul koleksiyonculuğu, posta pullarını toplama merakı. philatelist i. pul meraklısı.

İngilizce - Türkçe Sözlük by NedirSor

tragicomedy

i. hem trajedi hem komedi yönü olan piyes. tragicomical s. hem ağlatıcı hem güldürücü.

İngilizce - Türkçe Sözlük by NedirSor

unwelcome

s. nahoş, tatsız, hoş karşılanmayan, istenilmeyen.

İngilizce - Türkçe Sözlük by NedirSor

welcome