(a ve u uzun) (I. A. Yunenca’dan) (c. kavânin). 1. Kaide, değişmez nizam: Matematik, fizik kanunu. 2. Usul, nizam, tabiat kanunu. 3. Devletçe konulan ve uyulan yasa: Ceza, ticaret, basın kanunları.
(i. «kanun çavuşu» tâbirinden kısaltılmış). Eskiden askerlerin askerî nizama aykırı harekette bulunmamalarına dikkat etmek ve bulunanları haber vermek veya tevkif ettirmek vazifesiyle görevli memur.
(I.). 1. Ateş ocağı, sobe, mangal. 2. mec. Bir şeyin tutuşup yandığı yer: Gazab kânûnu. 3. Süryânîce’nln aracılığı ile Latince’den bize geçen güneş yılındaki kısım ki, birincisine kânûn-ı evvel (birinci kânûn = aralık) ve ikincisine kânûn-ı sânî (ikinci kânûn = ocak) denip ikisi de otuz birer gündür.
(Ar.) (Erkek İsmi) 1.Devletin teşri, yasama kuvveti tarafından herkesçe uyulmak üzere konulan her türlü nizam, kaide kural. 2.Herhangi bir mevzu üzerindeki kanunu taşıyan kitap.
(a uzun) (I. A.). Kanun ve nizâma uyarak, yasaya göre, kanun ve nizamla: Kanunen kendisine ne muamale edilmek lâzım gelirse ona razı olmalıdır. Kanunen cezalandırılması lâzımdır.
(a uzun) (i. A.) (mü. kaanûniyye). 1. Nizam, yasa ve kanuna’alt, hukuk ilmiyle uğraşan, hukukçu. 2. Kanun ve nizam koyan ve kuran: Kanûnî Sultan Süleyman. 3. Kanun denilen çalgıyı iyi çalan.
(Ar.) (Erkek İsmi) 1.Kanuna ait kararla ilgili. 2.Osmanlıların 10.padişahı Sultan 4.Süleyman’ın lakabı, Osmanlıların yükselme devrinin son padişahı. - Daha çok lakab olarak kullanılır.