(kulakotu): Damkoruğugillerden ılık iklimlerde yetişen bir bitkidir. Çiçekleri kırmızıdır. Yaprakları etli ve çiçeklerin dibindedir. Haziran - Ağustos ayları içinde toplanır. Çoğu zaman taze halde kullanılır. Kullanıldığı yerler: Basur memelerini giderir. Nasırları söker.
Diskten okunan CD verileri, geçici bir tampon bellekte tutulur ve sürekli buradan okunur. Lazer pikap, bir darbe ya da titreşim sonucunda yerinden oynarsa, bu belleğe yazılı veriler, sesin kesilmesini önler. Yeni Sony CD tepsili cihazlarda bulunan gelişmiş G-PROTECTION™ teknolojisi, yalnızca 0,5 saniye içinde lazerin yeniden odaklanmasını sağlarken “alpha GEL®” sönümleyici düşük frekanslı titreşimleri emmektedir.
Diskten okunan CD verileri, geçici bir tampon bellekte tutulur ve sürekli buradan okunur. CD verisinin sonraki 10 saniyesi her zaman kayıtlıdır. Bir darbe ya da titreşim sonucunda veri akışı kesilirse, veriler hafızadan okunarak ses sinyalinin kesintisiz verilmesini sağlar.
3B hız sensörü ani hareketleri algılar ve HDD kafasını derhal kilitler. HDD darbeye karşı koruma sistemi, dizüstü bilgisayarın düşmesini veya çarpmasını algılayan donanım ve yazılımın bir birleşimidir.
(kulakotu): Damkoruğugiller familyasından; tam ve etli yapraklı odunsu veya otsu bir bitkidir. Çiçekleri salkım biçimindedir. Yeşil kısmı acıdır. Kullanıldığı yerler: Yeşil kısımları zeytinyağı ile karıştırılıp, merhem yapılır. Cilt iltihaplarında, egzamada, nasır tedavisinde kullanılır.
Telif hakkı içerikli çalışmaların, yasadışı kopyalanmasını korumak için DVD’lerde bulunan bir sistemdir. Telif hakkının korunması için görüntü sinyallerine analog kopyalama koruması eklenmişse, analog resim çıkışı düzgün biçimde kaydedilemez.
(i.). 1. Ateşi havalandırmaya mahsus deri, meşin ve tahtadan Alet. Demirci körüğü = Demircilerin kullandıkları büyük çeşidi. 2. Hava ile çalınan bazı çalgılara hava vermeye mahsus Alet: Armonika körüğü. 3. Fayton’un körük biçiminde açılır kapanır örtüsü. Burun, göğüs körük gibi inip kalkmak = Yorgunluktan veya hiddetten çok solumak. Laf körüğü = Lafazan, geveze, çançan. Yangına körükle gitmek = Anlaşmazlığı şiddetlendirmeye çalışmak, fitnecilik.
Doğal ve insanların oluşturduğu çevre kaynaklarının (madenIer, su, ormanlar, balık yatakları, vahşi yaşam vb.) tükenme ve israfa karşı ve aynı zamanda güzelliğinin bozulmaması amacıyla korunması, yönetimi ve akılcı kullanımı.
(f.). 1. Beklemek, saklamak: Köyün otlağını ve ormanını korumak lâzımgelir. 2. Yeterlik, yetme, vefa etmek, idare, Osm. tekabbül eylemek: Bu iş masrafını korumaz.
charm. conserve. defend. deliver. guard. harbour. insulate. keep. maintain. perpetuate. preserve. protect. reserve. save. secure. shelter. shield. sponsor. to protect. to save. to defend. to guard. to watch over. to preserve. to conserve.
protect. to protect. to guard. to preserve. to shield. to watch over. to defend. back. conserve. cover. maintain. maintain a patent. patronize. safeguard. save. screen. secure. shade. shelter.
to safeguard oneself. to protect oneself against. to avoid. to escape sth. to be protected. to be shielded. to be preserved. to be kept intact. to be covered.
Konutların, sanayinin ve tarımın tükettiği su miktarının azaltılmasına yönelik programlar ve yöntemler. Uygulama örnekleri genellikle yüzeysel akışın yeniden kullanılması, rezervuarlardaki buharlaşmanın azaltılması ve yeniden işlenmiş suyun endüstriyel amaçlarla kullanılması gibi alanlarda görülür. Çifte boru tesisatı sisteminin, gelecek yıllarda, suyun yeniden işlenme yüzdesinin artması sonucunu doğurması beklenmektedir.