(ZAMAN, ZEMAN) (i. A.) (c. ezmine). 1. Vakit, çağ, Fars. hengâm: O vakitten çok zaman geçti. 2. Devir, Ar. ahd: Kanunî Sultan Süleyman Han zamanında. 3. Mühlet, mehil, Ar. imhâl: Aman zaman vermedi. 4. Mevsim: Gül zamanı. 5. (gramer) Mazi, hâl ve istikbal gibi zaman gösteren sîgalar. O zaman = O vakit. Bir zaman = 1. Bir vakit, bir müddet. 2. Vaktiyle, eskiden. Zaman zaman = Vakit vakit, Fars. gSh gâh. Gel zaman, git zaman = Zaman geçince, zamanın geçmesiyle. Zaman ve zemîn = Münasebet, münasebet düşürme. Zaman aşımı = Bir işin üzerinden belirli bir zaman geçmekle hükümsüz kalması, Osm. mürûr-ı zamân.
large ornamental tropical American tree with bipinnate leaves and globose clusters of flowers with crimson stamens and sweet-pulp seed pods eaten by cattle.