(i. Ermenice’den). I. Numune, meşk, misal: Filân şeyi örnek tuttum, bu iş, bu adam size örnek olsun.
2.Bir şeye uyularak yapılan iş, benzer, misil: Tıpkı örneğini yapmış.
3.Bir büyük miktara misal olmak üzere gösterilen küçük miktar, nümune: Zahire örneği, kumaş örnekleri. 4.Cins, çeşit: Bu, ne örnek maldır, onun bizde birkaç örneği vardır.