s., z., zam. başka, diğer, gayri, sair; z. başka suretle, baska türlü; zam. başka birisi, başkası, başka kimse; diğeri. some day or other günün birinde, bir gün. the other day geçen gün. every other day gün aşırı.
(s).,(zam.) başka, ayrı, diğer, sair, öbür; zam. bir daha, başka, aynı. one after another birbiri arkasından , sıra ile. one another birbirini, yekdiğerini.You're anotherl Sen del
i. erkek kardeş, birader; aynı cemiyette üye. brotherhood i. kardeşlik, birlik, beraberlik; bir kuruluş veya kuruma üye olanlar. brotherin-law i enişte; kayınbirader: bacanak. brotherliness i. kardeşçe oluş. brotherly s. erkek kardeşe özgü, ağabeyce.
i., f. anne, ana, valide; analık; baş rahibeye verilen unvan; f. annesi olmak, annelik etmek; evlât edinmek. mother country anayurt, anavatan, memleket.Mother's Day Anneler Günü. mother earth toprak ana; zemin, yer. mother lode mad zengin maden daman
i., f. boğucu madde; bozulma hali; baskı altında kalma; f. boğmak, dumana veya toza boğmak; bastırmak; zaptetmek; gizli tutmak; yemeğin üstü başka bir şeyle kaplanmış olarak pişirmek; boğulmak, nefes alamamak; örtülüp çıkamamak; bastırılmak; zaptolunma