i. kutu, sandık; bir kutu dolusu miktar; hediye kutusu, hediye; loca; külübe (bakçi veya nöbetçiler için); av külübesi; at arabalarında arabacının oturduğu yer; yolcu veya yük kompartımanı; mil yatağı, göz; müşkül durum; gazet. çerçeveli kıslm; (beysbol)
f. kutuya veya sandığa koymak; gen. up ile kutulara yerleştirmek, sandıklamak, ambalaj yapmak; den. orsada boca ve pupa ederek gemiyi yeniden orsaya getirmek. box the compass den. pusulaya göre kerteleri sırayla saymak.
(i.), epoxy resin boya, tutkal,tamir işlerinde kullanılan dayanıklı bir plastik; iki ayrı maddenin bileşiminden meydana gelen ve karıştırıldığı zaman sertleşen dayanıklı bir tutkal.
(i.), astr. ekinoks, güntün eşitliği. autumnal equinox sonbahar noktası (21 Eylül'e rastlayan ekinoks). mean equinox ortalama ilkbahar noktası spring equinox, vernal equinox ilkbahar noktası (21 Mart'a rastlayan ekinoks).
(i). tilki; tilki kürkü; kurnaz adam. fox chase tilki avı; bunu taklit eden oyun. fox glove (i). yüksükotu, (bot). Digitalis purpurea. foxhole (i). askerin sığınacağı çuku.r fox hound (i). tilki avında kullanılan köpek. fox hunting tilki avı. fox terr
s., den. kerte hatları üzerinde seyre ait. loxodromics i. kerte hatları üzerinde seyir sanatı. loxodromic curve, loxodromic line her meridyen ile aynı açıyı yapan çizgi.
s. doktrini sağlam; . dinsel inançlarına sadık; doğru, tam, uygun; b.h. Ortodoks kilisesine mensup; yürürlükteki usule uygun. orthodoxly z. kabul edilmiş bir fikre uygun olarak. orthodoxy i. Ortodoksluk; akidenin doğruluğu.
i. paradoks, mantığa aykırı görünen fakat hakikatte doğru olabilen düşünce; birbirini tutmaz sözler; birbirine aykırı söz ve davranışlar; karakterinde birbirine aykırı hususlar olan kimse. paradox'ical s mantığa aykırı görünen. paradox'ically z. birbir
i. sabun sandığı; sokakta nutuk çekenlerin üstüne çıktığı sandık. soap box derby A.B.D. çocukların kendi yaptıkları arabalarla yokuş aşağı yarışı. soapboxer i., k.dili. sokakta nutuk çeken kimse.
s. zehir nev'inden, zehirden meydana gelmiş, zehirli. toxicant s., i. zehirli, zehirleyici, zehir meydana getiren; i. zehirli madde. toxica'tion i. zehirleme, zehirlenme.