(i)., (f)., (çoğ). teferruat, ayrıntılar; tafsilât; ayrıntılı plan; (ask). müfreze, hususi bir işe ayrılan asker takımı; (f). tafsilatıyla anlatmak; hususi bir işe tahsis etmek. in detail tafsilatıyla, teferruatıyla, mufassalan, ayrı ayrı, ayrıntılarıyla
i., huk. ingiltere'de bir mülkün vâris tarafından ferağ veya satışını meneden miras usulu; miras yoluyla intikal eden ve satılması yasak olan gayri menkuller, meşruta.
f. icap ettirmek; huk. belirli bir veraset usulüne göre vermek; meşruten vakfetmek. entailment i. icap ettirme; meşruten vakfetme; bu suretle vakfedilen mülk.
i., mim. yarısı dışarıda yarısı içeride bulunan taş veya tuğlanın duvar içindeki kısmı; çoğ. posa, tortu; maden filizi ayıldıktan sonra kalan kir; harmandan kalan saman.
i., f. terzi; f. terzilik yapmak; uydurmak. tailor's tack bol teyel. tailor's twist terzilerin kullandıkları sağlam ibrişim. merchant tailor tüccar terzi.