Takat-fersa ne demek?

(i. F., Ar. tâkat = güç, Fars. fersûden = eskitmek). Tâkati eskitip çürüten, tâkat götürülemez, dayanılmaz.

Türkçe Sözlük by NedirSor

can-fersa

CAN FEZA (i. F.). Can dayanmaz, canın dayanmayacağı.

Türkçe Sözlük by NedirSor

canfersa

(F.) [جان فرسا] ömür törpüsü, yürek tüketen.

Osmanlıca - Türkçe Sözlük by NedirSor

fersa

(i. F. «fersûden» fiilinden imas.). Eskiten, bozan, aşındıran, örseleyen, yoran, bitiren: Takat-fersi = Takat bırakmayan. Hıred-fertft = Akıl bırakmayan, hayrette bırakan.

Türkçe Sözlük by NedirSor

fersah

(i. A., Farsça «ferkseng» ten Arapça’laşmış). Beş bin metrelik mesafe, üç millik mesafe: Günde beş fersah yol alıyor; buradan on fersah uzaktır. Fersah fersah = Bol bol, ziyade, pek çok: Akranından fersah fersah İleridir.

Türkçe Sözlük by NedirSor

fersah

(I. F.). Bir çeşit sansar.

Türkçe Sözlük by NedirSor

fersah

league.

Türkçe - İngilizce Sözlük by NedirSor

tahammül-fersa

(i. A. F ). Dayanılmaz derecede.

Türkçe Sözlük by NedirSor

tahammülfersa

(A.-F.) [تحمل فرسا] dayanılmaz, takat kesici.

Osmanlıca - Türkçe Sözlük by NedirSor

(I. A.) (Arapça terkiplerde: tâka). Güç, zor, kuvvet, kudret, iktidar: Bunu yapmaya tâkatim yoktur, bende tâkat kalmadı. Tâkat götürmek = Kuvvet yetmek, muktedir olmak.

Türkçe Sözlük by NedirSor

strength. energy güç. hal. derman. power. capacity. potency. energy.

Türkçe - İngilizce Sözlük by NedirSor

power. strength. fund of strenght. energy. force. capacity. might. endurance.

Türkçe - İngilizce Sözlük by NedirSor

(A.) [طاقت] dayanma gücü.

Osmanlıca - Türkçe Sözlük by NedirSor

İsimler ve Anlamları

(Ar.) (Erkek İsmi) - Güç, kuvvet.

İsimler ve Anlamları by NedirSor

takat-fersa

(i. F., Ar. tâkat = güç, Fars. fersûden = eskitmek). Tâkati eskitip çürüten, tâkat götürülemez, dayanılmaz.

Türkçe Sözlük by NedirSor

takat-güdaz

(i. A. F.). Tâkati, gücü eriten, yakan mahveden.

Türkçe Sözlük by NedirSor

takat-şiken

(i. A. F.). Tâkati tüketen, tâkat kıran.

Türkçe Sözlük by NedirSor

takatfersa

(A.-F.) [طاقت فرسا] takat tüketici, dayanılmaz.

Osmanlıca - Türkçe Sözlük by NedirSor

takatsiz

(i.). Tâkat, kuvvet ve iktidarı olmayan, zayıf, gevşek.

Türkçe Sözlük by NedirSor

takatsiz

weak. feeble. prostrate.

Türkçe - İngilizce Sözlük by NedirSor

takatsizlik

(i.), iktidarsızlık, kuvvetsizlik, zaaf, gevşeklik.

Türkçe Sözlük by NedirSor

takattur

(A.) [تقطر] damlama.

Osmanlıca - Türkçe Sözlük by NedirSor

takatü, tekatü

(ka uzun) (i. A. «kat» dan mas.). Birbirini kesme, birbirinin üstünden geçme: İki demiryolu hattı tekatû ediyor (Ar.’da birbirinden kesilip ayrılmak).

Türkçe Sözlük by NedirSor

takatuka

(i.). 1. Gürültü, velvele. 2. Vaktiyle çubukları silmek için odanın ortasına konulan tahtadan veya madenden geniş ve ortası tokmaklı tabla. 3. (matbaacılık) Sahifeler makineye «konmak üzere sıkıştırıldığında harfleri vurarak düzeltmeye mahsus takoz.

Türkçe Sözlük by NedirSor

takatuka

noise. tumult. commotion.

Türkçe - İngilizce Sözlük by NedirSor

takatür, tekatur