Türkçe Sözlük
(i. A.) (c. etrâf, tarafîn). 1. Yan, cihet, üst ve alt, ön ve arka, sağ ve sol gibi cihetlerin herbiri: On taraf, arka taraf, üst taraf, alt taraf, yan taraf, sağ taraf, sol taraf. 2. Yer, memleket, kıt’a, ülke, cihet: Bazı taraflara yağmur yağdı; o tarafların meyvesi güzeldir. 3. Ind, nezd, yan: Tarafınıza gönderildi, tarafınızdan geldi. 4. Taraftarlık, tarafgirlik, koruma: Siz onun tarafını tutuyorsunuz; o, sizden tarafa çıkıyor. 5. Fırka, parti, bölük, aralarında muhalefet bulunan kısımların herbiri: Onlar iki taraf olmuşlar, birkaç tarafa ayrılmışlar. 6. Muharebe veya muhâkemede yahut güreş ve oyun gibi bir müsabakada bulunan iki muhalif şahıs veya topluluğun herbiri: Bir tarafın vekili geldi öbür taraf daha vekil göndermedi. Alt taraf = Ar. mâbaad: Romanın alt tarafını yarın okuyacaksınız. Üst taraf = 1. Ar. mâkabl: Bunun üst tarafını okuduk. 2. Fazla, artık, kalan, bakıyye: Ust tarafını sonra veririm. O taraf = Orası. Bu taraf = Burası. Bir taraftan = Bir yönden Ber-taraf = Aradan çıkmış: O mesele ber-taraf oldu; orası ber-taraf. Onu ber-taraf et = O, şöyle dursun, onu şöyle bırak, aradan çıkar. Bitaraf = Tarafsız. Taraf taraf = Cihet cihet, her yanda. Taraf tutmak = Taraftarlık etmek. Her taraf = Her yer, her cihet, her yan Her taraftan = Her yerden veya herkesten. Hiçbir taraftan = Hiçbir yerden veya hiç kimseden: Hiçbir taraftan yardım beklemiyorum. 7. Havali, civarlar: Etrafta yağmur yağdı. Etrâf-ı erbaa = Dört cihet.
Türkçe Sözlük
by NedirSor