(i. A.). 1. Kovma, sürme, çıkarma: Onu hizmetinden, evinden tard etti. 2. Bir subayın askerlikten çıkarılarak rütbesinin kaldırılması cezası: Tard cezasına mahkûm oldu, tardına karar verildi. Memuriyetten tard = (hukuk) Memurun memurluk görevinden alınma cezası.
(i. anatomi). Kanın kalpten vücudun her tarafına gitmesine yarayan damar. Büyük atardamar: Kalpten çıkıp akciğerden başka vücudun her yanına dal salan ve kalça atardamarlarına ayrılarak sona eren kalın atardamar.
i., ask. eskiden kapı veya duvar yıkmak için kullanılan barut kutusu; bir çeşit fişek. hoist with veya by one's own petard kazdığı kuyuya kendi düşmüş.
f. i. geciktirmek; tehir etmek, geriye bırakmak; gecikmek; i. tehir; gecikme, geciktirme. retarda'tion i. tehir, geciktirme; geciktiren şey; gecikme süresi. retardative s. geciktirici.