right of usufruct. usufruct right. usus fructus. beneficial interest. usufructuary right. right of common. access. beneficial service. legal usufruct. right to enjoyment of a property. tenancy. use.
(i. A. «hakk» dan if.) (c. muhakkıkıyn). Bir olay ve hSlin sahih olup olmadığını araştıran, doğrusunu arayan, gerçeği ortaya çıkaran, araştıran ve inceleyen: Muhakkik bir tarihçi.
(i. A. «haleffe» den İf.) (mü. muhtelife). 1. Bir çeşitten olmayan, türlü türlü olan, çeşitli: Muhtelif işler. Muhtelifüi-levn = Renkleri türlü türlü. Elvân-ı muhtelife = Çeşitli renkler. 2. Bir fikir ve görüşte olmayan, fikirleri farklı olan, muhtelif: Kendisi bu işte muhtelif idi.
pre-emptive right. preferential right. right of preference. right or priority / preference. preference subscription. stocks right. first option. first refusal. first right of purchase. first refusal of. stock warrant.
Ortaklıkların bedelli sermaye artırımlarına mevcut ortakların öncelikle katılma hakkıdır. Sözkonusu hak, hisse senedine bağlı “Yeni Pay Alma Kuponları” karşılığında ve ayrıca hisse senedi ibrazına gerek kalmaksızın kullandırılır.
Hisse senetleri Borsa’da işlem gören şirketlerin nakdi sermaye artışı yapmak üzere belirledikleri rüçhan hakkı kullanma süresi içinde sözkonusu hisse senedi üzerinde bulunan yeni pay alma kuponunun alınıp satılabilmesi için, Borsa’ca belirlenecek süre içinde açılan pazardır.
(TE’LİF) (i. A. «ülfet» ten) (c. te’lîfât). 1. Uzlaştırma, barıştırma. 2. Toplayıp düzenleyerek yazma: Bir lügat kitabı telif etti. 3. Yazılıp tertip olunmuş kitap, eser: Kamûs-ı Türki Ş. Sami’nin telifdir. Teiîf-i beyn = Aralarını bulma, barıştırma («telif» ile «tahrir» arasındaki fark şudur: Telif akıldan yazılmayıp toplayarak tertip olunan, tahrir ise akıldan yazılan kitap hakkında kullanılır. Meselâ bir gramer veya lügat kitabı hakkında telif, gramer hakkında mütalaaları havi bir kitap hakkında tahrir denilmek lâzımdır). «NAzım» ise «manzum» eserlere mahustur).