s. meşru, kanuna göre, kanuna uygun, kanuni; meşru olarak doğmuş; mantıki, düşünceye uygun, elverişli. legitimate child meşru çocuk. legitimate stage oyuncuların ve seyircilerin bir arada bulundukları canlı tiyatro. legitimacy, legitimateness i. kanuna
(i. R.). 1. Büyük yapılarda duvarın sağlam yer buluncaya kadar toprağın içine sokulan kısmı ve bunun için yerde kazılan çukur, üs, esas (Türkçe’si: koyuk). 2. Bir işin evveli, aslı, esası. 3. Sağlamlık, devam, metanet: Temelli, temelsiz iş. Temel atmak, temelini yapmak, Osm. vaz’-ı esâs etmek. Temel direği = Ahşap binalarda temele dayanan ana direklerin herblri, ocaklık. Temel taşı koymak = Bir binaya başlamak. Temel tutmak = Yerleşmek, temelleşmek. Temelinden = Aslından, esasından.
(Yun.) (Erkek İsmi) 1.Yapılardan toprak içinde kalan ve yapıya dayanak teşkil eden duvar ve taban kısımları, koyuk. Bu kısımların yapılması için açılan çukur. 2.Asıl, esas. 3.Dayanak. 4.Belli, başlı en mühim.