(i. A.) (c. terbîAt). 1. Dörtleme, dörde çıkarma. 2. (astronomi) Ayın dünyadan görünen tarafının yarısının aydınlık yarısının karanlık olması, dördün (uyd. k.). 3. (edebiyat) Bir beyte iki veya bir mısraa üç mısra katarak, dörtlü kıtalar yazma.
(i. A.) (nadiren «terbiyet» kullanılmıştır). 1. Besleyip yetiştirme, büyütme. 2. İlim ve edeb öğretme, Ar. te’dîb, tâlim, ahlâkı yüceltme; Çocuklarını iyi terbiye etti. 3. Alıştırma, tâlîm; Ayıyı, maymunu terbiye ederler, terbiye olmuş at. 4. Edeb öğrenmesini temin etmek üzere hafifçe ceza verme, tedîb: Bu çocuk pek çığırından çıktı, terbiye ister. 5. Bazı yemeklere yumurta, limon, yahut sirke, salça vesaire ilâvesiyle lezzet verilmesi: Çorbayı, pilici, yahniyi terbiye etmeli.
education. manners. training. teaching sb good manners. disciplining. taming. any of the several sauces made primarily with lemon and whole eggs. seasoning. breeding. civility. decency. discipline. dressing. nurture. sauce.