(f.). 1. Başkasının utanmasına sebep olmak, mahcupluk vermek: Çocuğu utandırmayınız. 2. Utandırıcı olacak bir söz söylemek veya iş yapmak: O işinize aracılık edeyim ama sonra beni utandırmayasınız. 3. Büyük iyilik etmek, ikrâm ve ihsâniyle mahcub etmek: İyiliğinizle bizi utandırdınız.
embarrass. put smb. to shame. shame. put to the blush. put smb. to confusion. humiliate. make smb. feel small. bring disgrace on smb. disgrace. abash. confound. mortify. scandalize. wither.