(f.). 1. Daha yüksek olmak: Bu bina çok yükseldi. 2. Yukarı kalkmak, yukarılara çıkmak, ösm. suâd etmek: Bazı kuşlar havada çok yükselir, balon o kadar yükseldi kl, görünmez oldu. 3. (ses) Ziyadeleşmek, uzaktan işitilecek surette hızlı çıkmak, dik olmak: Benim sesim o kadar yükselemez. 4. Pahaya çıkmak, ağırlaşmak, piyasa hayli yükseldi. 5. (denizcilik) Bir sahilden veya burundan açılmak.
arise. ascend. be in the ascendant. be in the ascendent. climb. escalate. gain. go up. harden. heighten. improve. louden. nose up. get one's promotion. rear up. rise. scale up. soar. steepen. step up. sublime. swell. tower. upheave. upsurge. work one.